Bu akışta KARANLIK İNSANLIK TARİHİNİ, KUTSAL SOY KAVRAMINI ve #KURBAN RİTÜELİNİN ASLINDA NE MANAYA GELDİĞİNİ araştırmacı yazar @SerhatAhmetTan'ın bulguları ve üzerine eklediğim kendi çıkarımlarım ile açıklamaya çalışacağım. Image
Özellikle kendi çıkarımlarımın birer teori olduğunu, hakikatin bambaşka da olabileceğini bir MÜSLÜMAN olarak kabul ederek sözlerime başlamak istiyorum.

Dileyen katılır, dileyen katılmaz ve her şeyin en doğrusunu Alim olan Allah bilir, diyerek konuya giriyorum.
Hepinizin malumu olduğu üzere Hz. İbrahim, aynı soydan geldiği karısı Sarah'dan geç yaşına kadar çocuk sahibi olamıyor. Soyundan gelen kutsiyetin yani "mirasın" zayi olmasını istemeyen Hz. İbrahim, Allah'a bunun için dua ediyor ve duası kabul ediliyor. Image
Ona, soyunun "denizdeki kumlar, gökteki yıldızlar kadar" olacağı vadediliyor, oluyor da...
Başka bir anlatıma göre ise Hz. İbrahim, Sarah'tan çocuk sahibi olamayınca Sarah ona cariyesi Hacer'den çocuk yapmasını teklif ediyor ki melekler de onların soyunun engelini kaldırmak durumunda kalsın.

Bu teklifle sanki melekleri soyu devam ettirmeye zorlamış gibi de oluyorlar.
Bu arada Hz. İbrahim'in Mısır'da Sarah'ı firavuna vermek istemediğinde söylediği sözler yüzünden Sarah'ın Hz. İbrahim'e olan akrabalığının "baba bir, anne ayrı kardeş"lik derecesinde olduğunu iddia edenler de var.

Neyse biz devam edelim...
Öyle ya da böyle Hz. İbrahim, tabiri caizse toprağı kutsal olmayan ama tohumu kutsal olan bir soya, İsmail'e, sahip oluyor ilk olarak.
Sonra, meleklerin gelip Sarah'ın kısırlığını gidermesi ile tükenmek üzere olan bu %100 saflıktaki kutsal soy, İshak'ın doğumu ile bir süre daha devam ediyor. Yani, yine tabiri caizse hem toprağı hem de tohumu kutsal olan soy devam etmiş oluyor. Image
Tam bu noktada etimolojik bazı çıkarımlar yapmak gerekirse İS, bir görüşe göre "ahlaklı, donanımlı, çok güzel ve huzurlu yaratılan" demek, RA da rabbin imzası mahiyetinde...

İs-ma-il, İs olmayan ya da melez soy; İs-hak da hak olan yani mutlak olan is soyu çıkarımı yapılabilir.
Ayrıca Kur'anda ve diğer kutsal kitaplarda geçen birçok ismin lakap veya sonradan konulmuş isimler olduğunu düşünüyorum. Mesela Tevrat'ta Saul diye geçen şahıs, Kur'anda "uzun adam" manasında "Talut" diye geçer ki Saul gerçekten de uzunmuş. Image
Yine Tevrat'a göre Hz. İbrahim'in ismi, başlangıçta "ulu ata" manasında Abram/Avram iken, peygamberlerin atası olacak olmasına karar verince tanrı ona "halkların ulu atası" manasında Abraham/Avraham ismini vermiştir. Image
Yani İs-ma-il ve is-hak ismi, bizlere kutsal soyun serancamına dair oldukça anlamlı bilgiler veriyor olabilir, diye düşünüyorum.

Devam edelim...
İshak'ın evlenmesi mevzubahis olduğunda ise Tevrat'ta eş seçiminin titizlikle yapıldığı detaylıca anlatılırken, Kur'anda bu konuya hiç değinilmez. Niçin değinilmediğini akışın sonunda rahatlıkla anlayacağınızı düşünüyorum.
Kutsal soy, hem İshak'ta hem de Yakup'ta titizlikle korunmaya devam ediyor, ta ki Hz. Yusuf'a kadar. Hz. Yusuf'un Mısır'da yaptığı bir olaya kadar hikaye Tevrat'ta ve Kur'anda hemen hemen paralel gitmektedir.
Acaba neydi bu olay ve niçin bu kadar önemliydi ki Müslümanların açısına göre Yahudilerce Tevrat bu noktada değiştirilmiş olsun?

Tüm bunları anlayabilmek için hep birlikte Ninova'ya, Asur Banipal'ın kütüphanesine gidelim ve oradaki dünya dışına ait olan hikayeyi okuyalım. Image
Tabletlerdeki hikayeye göre "Milyonlarca Yıl Gezegeni" adlı gezegende bir kutsal monarşi varmış. Mevcut kral ölünce kutsal ardıllık yasası gereği yeni kral, kralın en büyük oğlu olurmuş.

(Biz buna ardıllığın büyük oğulluk versiyonu diyelim.)
İşte, hikayade bu gezegendeki kral ölüyor ve büyük oğul tam tahta geçmeye hazırlanırken küçük oğul, krallığı uzun tartışmalara gark edecek şu itirazı ediyor:
"Benim annem, abimin annesine göre babama çok daha yakından akrabadır. Ben babama genetik olarak abimden çok daha yakınım, bu yüzden krallık benim hakkımdır, kral ben olmalıyım."
Krallık konseyi, araştırmaları sonucu çok önceden de böyle bir vakanın yaşandığına ve krallığın genetik yakınlığı olan küçük kardeşe verildiğine dair bir bilgiye ulaşıyor. Nitekim uzun tartışmalar sonunda krallığın genetik olarak yakın, küçük kardeşe verilmesine karar veriliyor.
(Buna da ardıllığın genetik yakınlık versiyonu diyelim.)
Hz. İbrahim'e dönecek olursak bildiğiniz üzere Hz. İbrahim, %100 kutsal soydan bir oğul istemişse de öncesinde kutsal olmayan soydan bir oğul sahibi olmak durumunda kalmıştı. Bir süre sonra ise hepimizin malumu, oğlunu kestiği yani kurban ettiği rüyaları görmeye başladı.
Rüyaları defaatle gördükten sonra Hz. İbrahim, rüyasında deklare edilen emri gerçek sanmış, belki de aynı zamanda farklı da bir imtihana tabii tutulmuştu, ve rüyasını aynen yapmaya, oğlunu kurban etmeye karar vermişti. Oğlu da "Emrolunduğun gibi yap." diyerek duruma razı olmuştu. Image
Lakin bence rüya diğer rüyalar gibi sembolikti ve aslında Hz. İbrahim'e ve temsil ettiği kutsal soya tabiri caizse "ARTIK KUTSAL SOY İLE HÜKÜM BİTTİ, ARDILLIK YASASININ BÜYÜK OĞULLUK VERSİYONU İPTAL EDİLDİ." denilmişti. Yani kutsal monarşinin iptalinin ilk aşaması deklare edildi.
Oğlunu kesecekken melekler ona boynuzlu hayvanlardan olan bir koç getirdi. Böylece insanlığın, belli başlı bazı boynuzlu hayvanları kurban ederek "ilk oğulluk hakkı"ndan feragat ettiğini Allah'a her yıl göstermesi bir ritüel haline getirildi. Image
Ne fakirlere yardım etme, ne yıllık insanın kan görme arzusunu(?) doyurma ihtiyacı ne de başka bir şey, hiçbiri kurban kesiminin temel amacı değildi. Asıl amaç; soy ile gelen kutsiyetten vazgeçmeyi, ilk oğulluk hakkından feragat etmeyi her sene göstermekti.
Peki neden özellikle boynuzlu hayvanlar?

Bu detay da sembolizmayı inanılmaz destekliyor bana kalırsa. Çünkü "Gözcüler"in, Anunnakilerin ve hatta Kur'anda geçen, isminin manası "çift boynuz sahibi" ya da "çift medeniyet dönemi sahibi" olan Zülkarneyn'in de boynuzları vardır. ImageImageImage
Dünya dışı insanımsı üstün medeniyetin boynuzları olduğunu görüyoruz tasvirlerde ve efsanelerde. Ayrıca Batı medeniyetlerinde krallar, başlarına ölümsüzlüğü sembolize eden metal olan altından, temelde boynuzlara benzer taçlar takarlardı. Image
"Krallıkaların göklerden yere indirildiği" ilaveten insanlığın "tanrılar", "yarı tanrılar" ve krallar dönemi yaşadığı varsayıldığında Avrupalı hanedanların, soylarını yıldızlardaki kutsal soylara dayandırmak veya onlara öykünmek için taç taktıkları düşünülebilir. ImageImage
Ayrıca taç giyme seremonisi manasına gelen İngilizce "coronation" kelimesi, kabaca düşünüldüğünde karnlanmak yani BOYNUZLANMAK manasına gelir.

Karn kavramı eski dillerde boynuz manasına gelir ki buna Zülkarneyn'e tekabül eden Keltlerin "tanrı"sı Cern-unnos da örnek verilebilir. ImageImageImage
Hz. Yusuf ve Bünyamin'in annesi Rahel, kocası Yakup'a, Yakup'un diğer eşlerine göre daha yakından akrabadır. Bu açıdan tüm insanlık içerisinde İsrailoğulları, genetik yakın küçük kardeşi temsil ederken; Yusuf ve Bünyamin ise İsrailoğulları içerisindeki küçük kardeşi temsil eder.
Nitekim Hz. Yusuf'un gördüğü malum rüya da bunu tasdik ediyor.

Kutsal ardıllık bizlere göre bitmişti, peki ya İsrailoğulları bunu kabullenebildiler mi? Hayır. İşte tam bu noktada Hz. Yusuf dönemine dönelim, Kur'anda ve Tevrat'ta nasıl bir farklılık yaratılmış birlikte bakalım.
Kur'ana göre Hz. Yusuf'a "mekkene" yani tek yetkili yönetici olma yetkisi verilmişti. Yıllar sonra Bünyamin ve ardıllığı üzerine almak için kendisini kuyuya atan abileri, çıkan kıtlıktan dolayı yardım istemeye Mısır'a, vezir Hz. Yusuf'un huzuruna gitmişlerdi.
Hz. Yusuf, Mısır kanunlarına göre Bünyamin'i alıkoymak için Bünyamin'in heybesine eşya koyarak onu hırsızmış gibi göstermişti. Böylece Bünyamin tutuklanmış ve yıllarca zaten Yusuf'unun özlemi ile yanan Hz. Yakup bir de Bünyamin'inin acısını çekmeye mahkum edilmişti.
Lakin Hz. Yusuf, babasına kendi gömleğini yollamıştı kardeşleri ile beraber. Kur'an bunu "Oğlunun gömleğini yüzüne sürerek Yakup'un BASİRETİ açıldı." diye anlatır. Yani aslında körlüğü mucizevi bir şeklide giderilmedi, meselelerin iç yüzünü anlamaya başladı denmek istenmiştir.
Zira Hz. Yusuf, yıllarca oğlunun öldüğüne inanamayan Yakup'a gömleği ile birlikte KOKUSUNU göndermişti. Yıllar sonra kendisinin ölmediğini kardeşlerine çaktırmadan babasına böyle göstermişti. Peki Hz. Yusuf, Bünyamin'i alıkoyarak babasına ne anlatmaya çalışmıştı?
Kur'an, Yusuf suresine "ahsen-el kassas" der, yani kıssaların en güzeli... Nice derin bilgiler vardır orada zira.

Hz. Yusuf, aslında genetik yakın küçük kardeşi temsil eden kişiyi alıkoyarak babası Yakup'u yani İsrailoğullarını hayal kırıklığına uğramıştı sembolik olarak.
Kur'an, bu kıssada ardıllığın genetik yakınlık versiyonunun iptalini şahıslar ve olaylar üzerinden çok güzel şekilde anlatır. Yakup/İsrail, kıssadaki anlatım ile hayal kırıklığını uğratılmıştır.
Hz. İbrahim'e oğlunu kurban ettirilmesi ile başlayan süreç, ardıllığın genetik yakınlığı versiyonunu temsil eden kardeş Bünyamin'in alıkonulması ile kutsal soyu temsil eden İsrail, hayal kırıklığına uğratılarak bitmiştir.
Büyük bir paradigma değişimi yaşanmış, ardıllığın tüm versiyonları iptal edilmiş, tabiri caizse kutsal monarşi iptal edilerek takva temelli bir cumhuriyet tipine geçilmesi deklare edilmişti.

Fakat İsrailoğulları bu değişimi kabullenemediler ve Tevrat'ı bu noktada bozdular.
Tevrat'ta ise kıssa, Hz. Yusuf'un kardeşi Bünyamin'i alı koymasına kadar Kur'anla paralel gider. Fakat büyük kardeş Yahuda'nın yakarışlarına dayanamayan Hz. Yusuf, alıkoyduğu kardeşi Bünyamin'i salıverir ve asıl kimliğini kardeşlerine aşikar eder... Image
Böylece ardıllığın genetik yakınlık versiyonu sembolik olarak Tevrat'a göre devam etmiştir.

Özellikle Bünyaminoğulları bu kanunun peşini hiç bırakmadı. 2 kez İsrailoğulları içinde iç savaş çıkarttılar. İlk kral Saul, Mecdeleli Meryem de onların soyundandı...
Peki, Hz. İbrahim'in ve oğullarının titizlikle koruduğu bu soyun kökeni neydi ve nereden gelmekteydi tam olarak?

Ben bu soru üzerine çok düşündüm. %100 doğruluğundan emin olamasam da sanırım her şeyin açıklamasını yapacak bu sorunun cevabını buldum.
Kur'anda Rabb'in, yeryüzüne bir halife yaratma kararı aldığını melekler ile paylaşması anlatılır. Hatta melekler de bunun üzerine "Kan dökecek kullar mı yaratacaksın?" diye şaşırırcasına soru sorarlar. Image
Bir şeyin halefi varsa selefi de vardır, kabulü ile düşünürsek Hz. Adem'den önce de yeryüzünde insanların var olduğu sonucuna vardım.
Bu seleflerin cin olduğunu söylemiş İslam alimleri hep. Tabi bu da olabilir ama meleklerin sanki Adem türünü bu kadar iyi biliyormuş gibi şaşırmaları ve halef-selef ilişkisinin daha yakın, benzer kavramlar arasında kullanılması bana seleflerin de insan olduğunu düşündürtüyor.
Ayrıca çoook eski medeniyetlerde "tapınak rahibeliği" diye bir şey vardı. Bu sistemle, özellikle kadınların soyunun saf kalması sağlanarak özel soy koruma altına alınmıştı.

Gılgamış destanında bile Gılgamış'la ilgilenen Samhat, bir tapınak rahibesi idi ve soyu Sam'a dayanırdı.
Bence Adem'den Nuh'a, Nuh'tan İbrahim'e kadar titizlikle korunan bu soy, ikinci nesil insan nesliydi. Kur'an bu soyun son uzantısına atıf yaparak "Biz İsrailoğullarını bir ilim üzerine alemlere üstün yarattık." der. Aramızdaki üstünlüğün yaratımdan geldiğini bize Kur'an söylüyor.
Üstünlük, muhakkak genetik farklılıktan neşet etmeliydi ayete göre. Bunun başlangıcı ya Hz. İbrahim ya Hz. Nuh ya da Hz. Adem olmalıydı. Hz. İbrahim dönemi nispeten bilindiği için Hz. İbrahim'le başlayan yaratımsal bir farklılığın başladığına dair bir done bulamıyoruz.
Hz. Nuh dönemine geldiğimizde Hz. Adem'i cennetten(?) kovuluşla Dünya'ya getiren, onların gelişimini ve ahvalini takip eden GÖZCÜLERİN insan kızları ile ilişkiye girerek nefil/neter neslinin türemesine sebep olduğunu görüyoruz. Image
Hz. Nuh'un bu dönemde "bembeyaz" bir şekilde doğduğunu yazar Tevrat. Lamek, oğlu Nuh'un %100 insan olup olmadığını dedesi Enok'a (İdris'e) sorar ve insan olduğu cevabını alır.

Bu bakış açısı ile bakınca farklılığın Hz. Nuh ile başlamış olabileceğine de ihtimal verebiliriz.
Lakin ben, Nuh tufanının insanlığı yok edişe sürükleyecek bu türlerin oluşması yüzünden çıktığını düşünüyorum. Mantıken yasak olan bir ilişkiden doğan insanlık soyu kutsal olamaz bence. O yüzden oklar en eskiyi, Hz. Adem'i gösteriyor hala diye düşünüyorum. Image
Ayrıca Hz. Nuh döneminde gözcülerin, insanlığı felakete sürükleyecek şeyler yapmasına karşılık İlahi nizam tarafından Dünya'ya Zülkarneyn önderliğinde yeni nesil bir gözcüler komitesinin gönderildiğini, belirlenmiş zamana kadar insanlığın hala korunup gözlendiğini düşünüyorum. Image
Hülasa, bence insanlık; vahşi bir yaşantı sürünce yaratımsal olarak farklı hatta üstün meziyetlerle donatılmış ikinci nesil bu insan soyundan gelen peygamberlerle ve de krallara yönetildi.
İnsan nüfusu kritik bir seviyeye ulaşınca bu soyların karışması; bir normal, bir de kutsal soy ayrımının olduğu dünya düzeninin iptali istendi ilahi nizam tarafından.
Allah, Hz. İbrahim'in kutsal soyun devamı için ettiği duayı kabul etse de aynı zamanda bir koldan da bu işi bir süreç ile bitirecek dönemi de başlatmıştı bana göre.
Hz. İbrahim'den Hz. İsa'ya kadar kutsal, ari soydan peygamberler gelmeye devam etti fakat son ve büyük tebliğ melez İsmail'in soyundan Hz. Muhammed'e verildi. Bu da bir mesajdı...

Dinimiz kemalata erdirildi, verilmesi gerken tüm mesajlar verildi ve tebliğ dönemi kapandı...
Özellikle kutsal soya olmak üzere tüm insanlığa kutsal monarşilerin biteceği, soyların eşitleneceği, takva ve hak ediş mekanizmalarının daha ön planda olduğu bir dünya nizamına geçileceği deklare edilmişti İlahi nizam tarafından.
Fakat tüm bu tebliğlere İsrailoğulları uymadılar, üstünlüğü paylaşarak yok etme emrini kabullenemediler. Bu uğurda peygamberi dahi öldürmekten, insanlara zulüm etmekten, sırları saklamaktan geri durmadılar.

Bu yüzden de artık LANETLENDİLER.
Ve bir şeyi inatla anlamak istemediler: Üstünlük hiçbir zaman sadece soyda değildi; üstünlük, her zaman hem soyda hem de hak ediş ve takvada idi.
İblis'i çöküşe sürükleyen ırkçılık hissi onları da çöküşe sürüklemektedir. Hala daha şansları var, Kur'an bu konuda onları uyarmakta. Eğer zulme devam ederlerse büyük bir tuzakla helak olmaları da mukadderdir.

Umulur ki üstünlük davalarından vazgeçerler...
Karanlık insanlık tarihini kendimce aydınlatmaya çalıştım.

Buraya kadar okuyan herkese teşekkür ederim.

Başka bir akışta görüşmek üzere... Image

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Meşe Çobanı

Meşe Çobanı Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!

:(