Ekonomik bağımsızlık olmadan Tam bağımsızlık olmaz.
Türkiye kurunu, faizini kendisi belirleme mücadelesi veriyor.
Bu mücadele kim statükonun (yerleşik düzenin) hedefindeyse onun arkasında milli birlik gücü kurmamız lazım.
O sebeple #BeratAlbayrakinyanindayiz demek önemli
Akdeniz’de çok büyük bir mücadelenin içindeyiz. Akdeniz’i ve Ege’yi bizden almak için saldırıyorlar. Bu yüzyıllarımızı etkileyecek tarihi bir mücadele. Bu vatan savunması. Tam bu anda ya ülkemize güvenip Türkiye’nin yanında yer alacağız ya da sömürgecinin. #TürkiyeyeGüveniyorum
Kendi kehanetlerine çalışan, felaket satıp yıkım isteyen bir azınlık var. Bunlar zihihğnleri istimlak edilmiş ruhları zehirlenmiş bir grup. Her zorluğu suni sancılarla krize, felakete dönüştürmek için batıya doğru tapınıyorlar. Çok sağlam durmamız lazım. #TürkiyeyeGüveniyorum
Berat Albayrak’ı eleştirelim. Bu normal. Ben kiramı ödeyemediğimde ilk eleştirdğim kişi Hazine ve Maliye bakanı oluyor, olacak. Bu işin doğası bu. Elbette Hazine Maliye Bakanını eleştireceğim hatta suçlayacağım. Ekonomi emanet edildiyse ve benim işlerim kötüyse Bakan’a dönerim.
Fakat mesele ekonomik bağımsızlıksa, kur saldırısıysa, Türkiye’nin faizi ve kuru kendi belirleme özgürlüğüyse işte o zaman iş değişir. Berat Albayrak o andan itibaren ülkesini seven her vatandaşım dava arkadaşı olur. Bu hep birlikte verdiğimiz tarihi bir kavga.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Aile Bakanlığı davaya müdahil. Devletin savcıları kovuşturmayı yönetiyor. Polisler, hekimler, avukatlar meselenin bütün ayrıntılarıyla olayın üzerinde.
Elmalı olayında olduğu gibi yine bir kısım fasık medya ve istismarcı alçak siyasetçiler Twitter mahkemesi kurdular.
Elmalı olayında bir anneye, anneyle evlenmiş masum bir eşe iftira edildi. İki çocuğun hayatı boyunca taşıyacakları ağır bir yük sırtlarına koyuldu. Şimdi yine bir tezgahla yine infial peşinde koşan bir sapık sürüsü bütün algıyı işgal ediyor.
Sırf bir avuç alçak, siyaset yapabilsin diye hayatlar feda ediliyor. LBGT, madde kullanımı, pedofili gibi türlü sapıklıkları hayat tarzı olarak yaşayan ilkel bir sürü dünden beri Peygamber Efendimize, Annelerimize, dinimize saldırıyor.
90’lar mafya, fakirlik, terör, faili meçhuller ve sömürge ile yıkılmış bir enkazın olduğu karanlık bir dönemdi. Menenjit gibi onlarca salgın hastalığın yıllarıydı. TV'lerde erotik şovlar, ezoterik şarlatanlıklar ve aptallığın yüceltildiği soru sotanlarınsa ölü bulunduğu yıllardı.
11 yıl da 10 hükümet kuruldu(1991-2002)
ANASOL-D, ANASOL-M ve Ecevit azınlık hükümeti zamanında 22 banka hortumlandı ve battı.
Sadece hortumlanan bankaların halka faturası 65 milyar dolardı.
90’larda hükümetler 10 yılda halkın 137 milyar dolarını batılı bankalara peşkeş çekti.
90'lar insanların doğrudan açlığa bağlı sebeplerle hasta olduğu, menenjit ve bir çok salgın hastalığın insanları zihinsel, görme ve duyma engelli bıraktığı yıllardı.
Hergün cambaza bak yapar; İrtica geliyor kork, yunan geliyor kork, kürtler geliyor kork, kork ve sus yıllarıydı.
Muhalefet siyasetçilerinde hakim bir ahlak var. Gerçek mağdurlar yerine sürekli yalan söyleyenleri kürsüye çıkartıp yalan söyleyenler üzerinden siyaset üretiyorlar. Türkiye'de işi ters gitmiş, mağdur olmuş bir ihtiyaç sahibi insan mı hırlamıyorlar?
Neden böyle yapıyorlar?
Sayın Akşener ve Sayın Kılıçdaroğlu bu şekilde yalancı şahitler üzerinden siyaset yaptıkları için bu meseleye "basın ekibi hatası" olarak bakmak yerine; strateji takip ederek bir plana matuf hareket ettiklerini kabul etmeli ve onları bu şekilde tahlil etmeliyiz.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 23.04.2022 Cumartesi günü elektriği kesik olduğu iddia edilen bir aileyi ziyaret ediyor. CHP yayın organı ANKA tarafından servis edilen haber CHP'nin yandaş medyası tarafından gerçekmiş gibi yayınlanarak propaganda yapılıyor.
Akaryakıt, doğalgaz ve elektriğe zam geldi.
3 Kasım 2021 tarihinde yapılan açıklamalarda zamların 2022 Ocak ayında olacağı haberlerde yazıyor.
Sürpriz olmuş gibi yaparsak buna numara yapmak denir. Sosyal medya numara yapar, yapsın!
Bu zamlarla ilgili bir kaç çeşit pozisyon var.
1- Troller:
“Cumhurbaşkanı mesajı RT etme, başka bir şey yazma, PKK haberi yapma, sadece zam konuş, zam konuşmak yetmez küfret, beddua et” diye işini yapan üç beş dolara kiralanmış itler.
Taş atınca kaçıyorlar. Önemsizler.
2- Çakallar:
Avam yardakçılığı. Yani bugünki adıyla popülizm. Zam haberi üzerinden güya ortadan etkileşim toplama telaşında olanlar. Canım benim. Onlar kendini hemen belli eder zaten. Böyle oldukları için çok etkileşimli ama sıfır etkili mesajları oluyor. Yapsınlar.
Yalan söylüyorlar.
Hayatları yalan. Dolandırıcı serseri bunlar.
"Kızlı erkekli gezemiyoruz" diye numaradan kendini yere atıp salya sümük ağlıyorlar. üç beş kuruş alınca koşarak kaçıp öbür sokakta "rakı içemiyoruz" diye ağlayorlar.
Kolpacı sokak serserileri.
Çanakkale'de cinsel istismar ve tehdit suçlarından 2009 tarihli sicili olan biri. Sürekli izin alan, sürekli rapor veren, okula gelince de hadi geziye çıkalım diyen şamatacı.
Çocukları topluyor, liste dışından isimler alıyor Belgrad ormanına gidiyorlar.
Öğretmen değil ortamın serserisi gibi. Nereye gittikleri belli belli değil. Kimler geliyor belli değil. Çocukların bazılarını ormanda bırakıyor. Aileler çocuklarını ormandan alıp okulu arayıp şikayetçi oluyorlar.
Hikaye bu. Hep böyleler.