çektiği telgraf[2] üzerine onun tavsiye ettiği Izzet Paşa kabinesi teşekkül etmiş ve yine M. Kemal’in tavsiyesiyle kabinede vazife verilmiş olan Rauf Bey (Orbay) Mondros Ateşkes anlaşmasını imzalamıştır. Düşmanlarımız, M. Kemal'in
Fransızlar Çukurova'yı işgal ederken, Ermeni Gönüllüleri’nin yanı sıra diğer sömürgelerinden Tunus, Cezayir ve Senegalli Müslüman askerleri de getirmişlerdir.[3] Nitekim Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisi Cevat Paşa, 15. Kolordu
Kumandanı Kazım Karabekir Paşa'ya çektiği 27-28/12/1335 tarihli bir telgrafında, "Adana, Maraş, Urfa havalisinde Fransız kuvvetleri"nin arttırıldığını, "Maraş, Antep havalisinde 18. Ceza(y)ir Alayı"nın olduğunu haber verir.[4]
Antep’teki Fransız askerlerinin çoğunluğu Cezayir ve Senegalli idi.[6] Bu Müslüman askerler, "Türkler Islam'dan çıkıp Bolşevik oldu ve Halife’ye isyan ettiler" denilerek Fransızlar tarafından kandırılmışlardır.
Bunun üzerine
Türkler de, "Fransız propagandasına karşı Türkçe, Arapça ve Fransızca dillerinden beyannameler yazarak dağıtmışlardır. Bu beyannameler tesirini göstermiş ve bazı Tunus, Fas ve Cezayirli müslüman askerler Fransız kuvvetlerinden
kaçarak, Türk kuvvetlerine katılmışlardır."[7]
"Silah arama sıralarında bir Hintli müfrezenin evini yoklayarak meydana çıkardığı silah ve cephanelerle kumandanlığa götürülmek istenilen Doktor Hayri, 'Müslüm, Muhammed' diyerek
kendini işaret etmesi ve 'kelime-i şehadet' getirmesi ile kurtulmuş ve buna benzer birçok olaylarda Türkler kendilerini bu suretle kurtarmışlardır."[8]
Hal böyle iken bakın CHP neler yapmış...
"CHP Seyhan Vilayet Idare Heyeti
Reisliği"nce hazırlanıp 29/12/1939'da "CHP Genel Sekreterliği"ne gönderilen "Ikinci 6 Aylık Çalışma Raporu"nda yer alan ve Kuvayı Milliye eski Komutanı CHP Seyhan Milletvekili Sinan Tekelioğlu tarafından kaleme alınan bir raporda
şu şikayette bulunulmaktadır:
"Milli harekatta Fransız kıtaasında müstahdem Ceza(y)ir, Fas ve Tunuslu efradın bize yaptıkları hizmet hiç bir zaman utunulamaz bilhassa makineli tüfenk, tüfenk ve cephaneleriyle bize firar ederek
cephenin bir kısmını boşaltan ve Aptülkadir çavuş kımandasındaki iki yüz kişilik mülteci grubunun işbu hizmetleri hiç bir zaman unutulmaz. Halbuki bugün bu siyasi mültecilerinden bir kısmı Izmir Vilayeti tarafından Fransız
Konsolosluğuna teslim edilerek memleketlere gönderilmiş ve orada Fransızlar tarafından idam edilmişlerdir. Memleketimizde kalanların hiç biride siyasi mülteci oldukları ve bu suretle hakkı iskana malik oldukları halde iskan
edilmedikleri gibi bir yardıma da mazhar olamamıştır. Bunlar memleketimizin muhtelif yerlerine dağılarak sefil ve perişan bir halde sürünmektedirler. Bunlar elyevm Izmir Konya Seyhan Vilayetlerinde bulunmaktadırlar. Bunların
Şu cinayete, şu ihanete bakar mısınız?
"Türkler gavur oldu, Halife'ye isyan etti" denilerek Fransız sömürgelerinden toplanıp kardeşi kardeşe vurdurmak gayesiyle Türkiye'ye getirilen ve fakat hakikatleri görüp aldatıldıklarını
anladıkları andan itibaren silahlarıyla beraber kaçıp Müslüman Türk kardeşlerinin saflarına katılan ve Fransızlara karşı bizimle omuz omuza harbeden bu kahramanların bir kısmı, M. Kemal döneminde CHP tarafından Fransızlara teslim
edilmiş ve sonrasında idam olunmuşlardır. Bir kısmı ise Türkiye'de sefil ve perişan bir halde sürün(dürül)müşlerdir.
Halbuki bu Müslüman askerlere memleketlerinden gelen mektuplarda Türkler lehinde nasihatler yapıldığı
bilinmektedir.
10 Mayıs 1920'de Subaşı bendi muharebesinde Fransız ve Ermenilere karşı büyük fedakarlıklar göstermesi üzerine Mersin grubu Kuvayı Milliye Umum Müfrezeler Kumandanı tarafından rütbesi Mülazımı evvelliğe nasp ve
tayin olunup tebrik ve takdir edilen Yedek Teğmen Şeref (Şerafeddin) Genç, şahitlik ettiği bir hadiseyi şöyle anlatır:
"Beş Tunuslu askerin okunan mektubu dinlemekte olduklarını gördüm. Yüzüme bakması üzerine devam etmesini
işaretle anlattım. Mektup ve konuşmalar bittikten ve askerler gittikten sonra bana şunları anlattı.
'-Mektup Tunus’tan babasından geliyor. Içinde Türkler için çok nasihatler yazılı. Kısaca söyleyelim. Babası diyor ki:
'Şu
kelâmlarımı da iyi dinle: Evvelce dermanların karşısında idiniz, şimdi asil bir millet olan Türklerin arasındasınız. Onlar da sizler gibi Müslümandır. Onları incitmeyiniz, iyi muamele ediniz. Zinhar vurmak için atmayınız.
Kurşunlarınızı havaya atınız, eğer onları vurursanız katil olursunuz. Cenabı hakkın atab ve azabı sizin içindir. Eğer kurşlarınızı havaya atarken vurulursanız şehit olursunuz mekânınız cennettir."[10]
Ey CHP!
Nasıl kıydınız bu temiz insanlara zalimler!
Nankörler!
Bu acı hakikatin ortaya çıkmasında en büyük pay hiç şüphesiz Kuvayı Milliye eski Komutanı Sinan Tekelioğlu'na aittir.
Daha sonra bu belgeyi "CHP ve Taşra Cilt 1" adlı kitabına alan Prof.Cemil Koçak'a ve bunu bir sohbetinde ifade eden Said Alpsoy'a aittir. Diğer bilgileri toparlayıp yazmak ise bana nasip oldu.
RT edelim lütfen.
Diğer belge ve kaynaklar burada:
belgelerlegercektarih.com/2020/08/22/chp…