Ruyamda kamuflaj elbiseli ve piyade tufekli olarak, 3-4 kisilik tim ile ozel kuvvetler egitimine basliyordum🤔
Beynimin her kosesine baktim. Oyle bir beklenti bulamadim. Genclik yillari da geride kaldi. Yorumu ne olaki? 😊
Sizce hukuksuz bir sekilde meslegi elinden alinan insanlar meslegine donecek mi?
Ozellikle uniformali magdurlarin bu cumleleri kurmasinin altinda 3 varsayim var
1. Kurum biraktigim gibi yerinde duruyor 2. Ben de biraktigim yerdeyim. 3. Bunlar gittiginde kaldigimiz yerden devam edecegiz.
Bu uc varsayimin da dogru olmasi doga kanunlarina aykiri.
Sizin hukuksuzca cikarildiginiz kurumlar bugun bile sizin biraktiginiz noktanin fersah fersah asagisina yuvarlanmis durumda.
Bugun kapidan girseniz taniyamazsiniz, ki sistemin cozus sureci devam ediyor.
Butun devlet kurumlari etkisizlestirilme ve siyasi iradenin sorgusuz rejim sopasi haline getirilme surecinin dislileri arasinda ezilerek birer ceteye donusturulmekte.
Tabiki gorevini layikiyla yapmaya devam eden insanlar her zaman olacak ama sistem artik bildiginiz sistem degil.
1850'lerde ABD'nin guney eyaletlerinde ozgurlugune kavusturulan kolelerin bir sure sonra tekrar sahiplerinin ciftliklerine geri donerek eski islerini yapmayi tercih etmesi tarihte kaldi.
Dunya bir memuriyetten fazlasini iceriyor
Siz yerinizde dursaniz bile zaman akip gidiyor.
Ucuncu olarak bu surecin gittigi yer cokus.
Gecmisten bugune pek cok yonetim hastaligina sahip devlet kurulmalari bugun aldigi hasarlar ile tedavi edilebilir seviyeyi gecmistir.
Bu isin sonunda en sagliklisi sistemi sifirdan dizayn etmek olabilir. Belki tek secenek bu olacak.
"meslegime geri donecegim" gibi olup olmayacagi bugunden bilinmesi mumkun olmayan fikirlere takilip, duragan bir hayatin pesinden suruklenmeyin.
Kendinize yatirim yapin, kiymet uretin, kiymet olun, kiymet ifade edin.
Bir gun birileri coken sistemi yeniden ayaga kaldirirken sizin urettiginiz kiymete de ihtiyac duyarlarsa ve sizde de hala o motivasyon varsa, insa surecinin parcasi olma kararini o zaman verirsiniz.
Memuriyet bir meslek turudur, hayatin olmazsa olmazi degildir.
Meslege donme ve magduriyetlerin giderilerek insanlara haklarinin iade edilmesi baska seylerdir.
Haksiz olmadiginiz surece iciniz rahat olsun
Tarihte bir zulum donemi bitmeyecek olsa, Cengiz hanin donemi bitmezdi!
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Bir gün iktidarın maceralarının peşinden ülke çatışma ortamına sürüklenir ve TSK'nın gerçek durumu ortaya çıkarsa, bu hale nasıl geldik diye sormayın diye önden yazmış olayım.
Hepsi gözünüzün önünde oldu ve sessiz kaldınız.
1. Yolsuzlukları paçalarından taşan bir iktidar, koltukta oturmaya devam etmenin yolunu devlet organlarını tam kontrol altına alma ya da etkisizleştirmeye karar verdiğinde başladı herşey.
17-25 Aralık ile cin şişeden çıkmış oldu.
2. İktidarın yapmak isteyip de yapamadıklarına çözüm, 'Allah'ın bir lütfu' olan 15 Temmuz ile geldi.
Diğer devlet kurumlarında yaşanan AKP'leşmenin TSK için de uygulanmasına uygun şartlar oluşturulmuş oldu.
15 Temmuz ile fiili safhası başlayan ve Gülen cemaatini bitirme gibi görünüp aslında rejim inşasını içeren hukuksuzluk sürecinin uzamasının temel sebebi nihai hedefin hatalı tanımlanmasıdır!
Yaşananlar 'rejim kurma' ve 'cemaati bitirme' gibi iki farklı hedefe aynı anda ulaşma üzerine temellendirilmiş durumda ve yapılanların iki hedefe birlikte ulaştıracağına inanılıyor.
Bir noktada bir sivil toplum örgütünü toplum hayatından silmek için kurulu düzeni ortadan kaldırmak şart olabilir. Ya da yeni bir rejim kurabilmek için bürokraside buna engel olabilecekleri ortadan kaldırmak, sistemden temizlemek gerekebilir.
15 Temmuz'da darbeyle yargılananların büyük çoğunluğunun mesaiye çağrılanlar olduğu bir vakadır. Yani nettir, gerçektir.
Birliklerden gelen telefon veya mesaj ile mesaiye giden askerlerin, darbe eylemi sayılabilecek olaylara karışmasalar bile müebbet hapis cezaları ile içeride olmaları da vakadır, nettir.
Kendilerine önceden tevdi edilmiş bir vazifeyi ifa için planın parçası olarak bilinçli bir şekilde mesaiye gitmedikleri ve orada planlı işler yapmadıkları, olayları anlamaya çalıṣtıkları ya da etraftan birilerinin söylediği birliğin güvenliği gibi işleri yaptıkları da vakadır.
1. Erdoğan hiç kimsenin beklemediği kadar oy kaybetmiş durumda. Bu partiler mevcut şekli ve tabanıyla AKP'nin iktidara geldiği 2002 seçimlerine girseydi, AKP ilk üç partiden birisi olamazdı!
2. MHP için çalınan oy oranı, AKP için çalınandan çok daha yüksek!
Erdoğan'ın stepnesi olmanın ötesinde bir fonksiyonu kalmamış Bahçeli ile MHP'nin yüzde 10 alması fantastik filmlerde olabilecek bir sonuç!
3. CHP, 2019 yerel seçimler dahil, önceki seçimlerden tam anlamıyla dersini almış değil. Kılıçdaroğlu hem sahaya sürdüğü 11 ile hem de kriz yönetim performansı ile başarısız olmuştur.
Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan'dan önce koltuğu kaybetmesi olasıdır!
Erdoğan'ın kötülük potansiyeli konusunda uyarılarımı iturma organından anlayanlar!
Ülkenin yeniden yaşanabilir hale gelmesini en az sizin kadar istemediğimi mi zannediyorsunuz?
Bugün ülkenin normalleşmesine yönelik adım tabiki seçimden muhalefetin galip çıkmasıdır ama karşıda iktidar için binlerce insanın ölmesini faydalı gören birisi var.
Kafanızı kumdan çıkarın!
Görevliyseniz tabiki oylara sahip çıkın.
Bu seçimin sonunda sevinç yaşamak mümkünse bile henüz zamanı değil.
''Vur deyince vurmanın, öl deyince ölmeninde zamanı gelecek" cümlesi kalabalığın tezahüratı neticesinde heyecenla söylenmeyecek bir cümledir. Sıradan bir halk da böyle tezahür yazmaz zaten.
Öncelikle Hulusi Akar'ın iyi bir konuçmacı olmamakla beraber, ağzından çıkanların ayarsız olmadığını söyleyerek başlayalım.
Yani ortamın heyecanıyla düşünmeden ağızdan dökülen ifadeler olması düşük ihtimal.
Hazırlık bir konuçmanın parçası da değil ancak hem kitlenin hem de Hulusi Akar'ın zihninin bir köşesinde yer etmiş bir konu olduğu açık.
Kimse savunma bakanına vur de vuralım diye tezahurat yapmaz durduk yere.