Lütfen bu yazı dizisini takip edin. Sosyal medya gündemi, siyaset gündemi derken konudan konuya atlıyoruz ama en temel konular hep gündem dışı kalıyor. Pınar Öğünç (yine) en büyük sorunlarımızdan birine el atmış.1
Belirsizlik konusu akademide çok konuşuluyor tamam ama genellikle teorik ve yapısal olarak ele alınıyor. Kişilerin deneyimlerini, insan hikayelerini okumak, bu tanıklığa ortak olmak, konuyu derinleştiriyor ve kişiselleştiriyor.Eminim çoğumuz kendimizi bulacağız bu hikayelerde.2
Fabrika işçilerinin güncel çalışma modellerini ve güvencesizliklerini okurken mesela, özel üniversitede hoca olmakla ne kadar aynı olduğunu görmüştüm, plaza da farksız. Benzerlikler tahminimden çok ötedeydi. İnsana titri ne olursa olsun işçi olduğunu 3
kaderinin kimlerle ortak olduğunu, kimle mücadele etmesi gerektiğini, dayanışmanın nerede mümkün olduğunu gösteriyor bu hikayeler. Çok şey öğreneceğimi ve hatırlayacağımı düşünüyorum. Vaktiniz kısıtlıysa, görüş yazılarını, güncel haberleri bırakıp, bunları okuyun bir süre. 4
Ha tabii bunların çok güzel bir kalemden çıkıyor olması önemli bir de. Herkes okutamaz böyle şeyleri. 5
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Beyaz psikoloji deniyor. Dünyadaki bütün kültürler aile ilişkileri konusunda birbirine benziyor, sadece Batı farklı. Ama terapi Batı kültürüne uygun. Ailene sınır koy diyorlar, diğer kültürlerden insanlar koyamıyor. Öyle bir yapı yok. Terapi yarardan çok zarar verebiliyor o zaman
Artık kültüre göre terapiyi savunan terapistler var ve aileyle ilişkilerde daha incelikli, kültürel normları göz önünde bulunduran yönlendirmeler yapıyorlar. Pratikte bu ne demek sosyal medyada anlatan bazı Amerikalı psikologlar gördüm. Türkiye'de durum ne bilmiyorum ama
Batı ekolü her yerde çok güçlü çünkü araştırmaların çoğu Batı'dan, özellikle Amerikalılardan geliyor. Ama onlar da diğer milletlere benzemiyor, çok bireyciler. Herkesin psikolojisini onlara göre tedavi etmek çok acayip bir şey aslında.
Doğurganlık hızı bütün dünyada, üç beş ülke hariç bütün dünyada, hızla düşüyor. Türkiye'de Kürt illerinde yüksekti. Son 10 yılda oralarda büyük düşüş yaşandı ve Türk illerine yaklaştılar. 1
Muhafazakar rejimler panik olup kadınların ve kadın bedeninin üzerindeki baskıyı artırıyor. Sonuç? O zaman doğurganlık hızı daha da hızla düşüyor. Sosyal demokrat rejimler doğum izni, kreş gibi hizmetler sunarak bunu durdurmaya çalışıyor. Sonuç? 2
10-15 sene önceye kadar bu işe yarıyordu. Şimdi sadece düşüşü yavaşlatıyor ama durdurmuyor. Bir anda bütün dünya uyanıp ne olduğunu sorgulamaya başladı. Her ülke ayrı cevap veriyor ama olgu bu kadar evrenselken, cevapların yerel olması mantıklı mı? 3
Sosyal Duygusal Öğrenme Akademisi Ekibi'nin öğretmenler için hazırladığı rehberden toparladım. Bu deprem bölgesi dışındakiler için. Afeti uzaktan seyreden yetişkinler çocukların ruh sağlığı için şu anda neler yapabilir?
Öncelikle çocukların kendini güvende hissetmesi için hayatlarındaki yetişkinlerin de biraz toparlanması lazım. Amaç iyi hissetmek değil, dengede hissetmek. Kendimize dikkat etmemiz çocuklarımız için önemli.
Duygularınızı gizlemeyin, paylaşın, konuşun. Ama dilinize özen gösterin. Deprem hk acı, öfke, korku dolu cümleler kurmak yerine kendi üzüntünüzü sakince aktarın.
Afad'ı yönetiyor olsam, sıfır afet yönetimi bilgim ile bir yıl içinde onbinlerce sayfalık, farklı felaket senaryolarına uygun afet anında koordinasyon ve lojistik eylem planı hazırlayabilirdim. Sosyal medya koordinasyon planı dahi yok.1
Depremden sonraki 1 dk içinde sosyal medyada arama, kurtarma, yardım çağrılarını yönlendiren, düzenleyen hesaplar, etiketler olurdu. Milyonlarca kişi kuyuya tvit atmazdı. 2
Deprem olduğundan 30 dk sonra ilk gün, ilk hafta, ilk ay o bölge ve mevsim şartlarında neler, ne miktarda lazım olacak ilan edilirdi. Ülkedeki her belediye ve stk ile koordine olunduğundan nerede ne masası kurulacak baştan bilinir, tek elde toplanır, tek yerde ilan edilirdi. 3
Evlilik teklifi korkum ilkokulda başladı. Romantik filmlerin evlilik teklifi sahnelerinden nefret ederdim. Evliliğe karşı olduğumdan değildi, karşı olacak kadar düşündüğüm bir şey değildi. Evlilik teklifini kavram olarak acayip bulduğumdan.
Her yanı ayrı korkunç gelirdi. Birincisi, seninle ömrümü geçirmek istiyorum diye düşündüğümde birine bunu ifade ederim ben. Teklif beklemem, bir porsiyon pilav daha ister misin mi bu, teklifi olur mu. Zamanla olgunlaşılacak, beraber düşünülecek bir şey değil mi?
Bağlantılı olarak bu kadar önemli bir karara "sürpriiiiiz" modunda pat diye zorlanmak. Anında evet demeniz lazım ki romantik olsun. Ya niye resmi iş başvurusu gibi teklifli kabullü ilerliyoruz, insan gibi konuşsak? Belki 70 yıl beraber yaşayalım diyorsun, her ayrıntıyı konuşurum.
İmamoğlu büyük 1 hata yaptı. Sonra daha büyük 1 hata yaptı. Şimdi özür diledi. Bundan sonrası olanlardan ne sonuç çıkaracağına bağlı. Bazı dersler net, gerisi karışık. Net olanlarla başlayalım. 1
Chp seçmeninin ne hellaleşme, ne farklı görüş kisvesi altında mevcut rejimin faillerinin ve işbirlikçilerinin ağırlandığını ve aklandığını görmeye tahammülü var. Böyle tipleri baş köşeye koyacaksak, iktidar olmanın anlamı ne diyorlar. Demek ki 2
fail ve işbirlikçilere tahammül yok diyen tabanı kazanır. Ama siyasetçilet de Akp'den kopacak seçmeni kaybederiz korkusunda. Hayır, kaybetmezsiniz. Seçmen fikir değiştirmeyecekse zaten niye seçim yapılıyor. Seçmene bu rejimden para ve güç kazananlara aynı muamelesi yapmayın. 3