1) Tarih tekerrür ediyor. Osmanlı'yı;
Kuzeyden Ruslar
Akdeniz'den Fransız ve İngilizler.
Avrupa'dan Almanlar kıskaca almıştı.
Ama bir sorun vardı. Otorite ilan edip delicesine denge politikası uygulayan Abdülhamit indirilmeden Osmanlı'yı tam parçalayıp bölüşemiyorlardı.
2) Sultan Abdülhamit, Rusya saldırınca İngilizle anlaşıp Rusya'yı engelliyordu. İçeride Abdülhamit'in adı, İngilzlerin uşağı, devleti ingilizlere peşkeş çektiye çıkıyordu. Abdülhamit Rusya'yı def etmek için İngilizlerden yardım aldı, karşılığında Kıbrıs'ı İngilizlere kiraladı.
3) Sultan Abdülhamit, İngiliz ve Fransızlar baskı uyguladığında Almanya ile ittifak yapıp tavizler vererek İngiliz ve Fransız tehlikesinden korunmuştur. İçeride adı devleti Almanlara peşkeş çeken Alman uşağı padişaha çıkarılıyordu.
4) Son dönemde Osmanlı Devleti'ni ayakta tutan Abdülhamit'in uyguladığı bu delirtici denge politikasıydı. Artık devletler Osmanlı ile anlaşmalar yaparken denge politikası uygulamama şartı koşuyordu. Delirtici ve çileden çıkaran bir durumdu.
5) Bir örnek verelim Sultan Abdülhamit içeride İngilizlerin kuklalarını yok ederken dış siyasette İngilizlerle birlik yapıp Ruslara karşı devleti koruyordu. Aynı anda Almanlarla anlaşmalar yapıp İngilizlere "Rahat durmazsanız Almanlarla birlik olurum" mesajı veriyordu.
6) Abdülhamit ciddi bir otoriter ağ kurmuştu. Bu otorite yıkılmadıkça Osmanlı parçalanamaz, etkisiz hale getirilemezdi. Dış devletler Ermeni, Rum, Bulgar örgütler aracılığı ile devleti yıpratıp oyalamaya başladılar. Bu örgütlere ciddi destek verdiler. Ama bu yeterli olmadı.
7) Devlette otorite boşluğu oluşturup yıkmanın yolu bulundu:
Meşrutiyet (demokrasi)
Meclis
Hürriyet
Kullanışlı klikler yolu ile Abdülhamit'e bunlar dayatıldı.Sonunda meşrutiyet ilan edildi,meclis açıldı,seçimler yapıldı. Meclise onlarca hain vekil doldu. Otorite boşluğu oluşturdu
8) Ermeni, Yahudi vekillerin çoğu devleti bölmek için çalışma yürüttü. Devşirilmişler vekillerle (mebuslarla) meşrutiyet, hürriyet adı altında otorite boşluğu artırıldı. Oluşan otorite boşluğu ile tüm denge bozulup devlet kısa zamanda yıkıldı. Emperyal devletler başardılar.
9) Meşrutiyet,hürriyet ve meclisle kuklalar rahat faaliyet yapabilecek hale geldi.Otorite boşluğu oluşup devlet pasifize edildi.Bugün de dış devletler özellikle Türkiye'de demokrasi,hürriyet istiyorlar.Amaç Türkiye'de otorite boşluğu oluşturup Akdeniz ve Afrika'da pasifize etmek.
10) Bugün de Türkiye Rusya, Fransa, ABD, İngiliz, Avrupa tarafından aynı kıskaca alındı. Akdeniz ve Afrika'dan pasifize edilip bölünmesi gerek. Lakin otorite boşluğu oluşmadığı için bunu yapamıyorlar. Otorite, kuklaları da etkisizleştirdi.
Türkiye'ye demokrasi, hürriyet lazım(!)
11) Türkiye'ye ne için demokrasi, hürriyet lazım? Kullanışlı olan FETÖ, PKK gibi onlarca kukla ile Türkiye'yi pasifize edip bölmek, yok etmek için. İdeolojik düşünme zamanı değil. Avrupa ve ABD Türkiye'de ne zaman demokrasi ve özgürlük istediyse Türkiye için tehlike oldu.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1) Kalifornia yanıyor. Kalifornia deyip geçmeyin. ABD'yi ayakta tutan en önemli yerdir. Kalifornia, tek başına ülke olsaydı dünyanın en güçlü "beşinci ekonomisi ve ülkesi" olurdu. Bu kadar önemlidir. Kalifornia'nın zarar görmesi ABD'ye büyük zarar verir. Verecek de.
2) Dünyada teknoloji, bilişim, medya merkezidir. Dünyanın en büyük 10 şirketinden beşi buradadır. Dünyanın en zengin 10 insanından dördü de Kalifornia'da yaşar. Kalifornia Derin Amerika'nın en önemli unsurudur. Kalifornia'nın zarar görmesi ABD'yi sakat bırakır.
3) Dünyanın en büyük "Silahsız Kuvvetler Komutanlığı" burada bulunur. Neyden mi bahsediyorum? HOLLYWOOD. Amerika, ülkeleri Kalifornia'daki Hollywood ile işgal edip teslim almıştır. Silahlı askerlerle değil. Hollywood, Amerika'nın en önemli askeri üssüdür. Bunu atlamayın.
1) Haluk-Selçuk Bayraktar ve BAYKAR'a yapılan saldırıyı basit parti çekişmesi sananlar yanılır.
Bir ucu Yahudi lobilerine
Bir ucu NATO ve Pentagon'a
Bir ucu Avrupa güçlerine
Bir ucu Evanjelistlere
Bir ucu petrol şirketlerine
Bir ucu küresel kaosçulara kadar uzanır. Oku ve paylaş.
2) Yukarıda saydığım güçler adına Türkiye'yi parçalamaya hizmet eden terör odakları İHA-SİHA sayesinde kıpırdanamaz hale geldi. Bu sebeple küresel kaosçuların hızlandırdıkları Anadolu'yu İŞGAL, PARÇALAMA planı boşa çıkıyor. Bu önemli. Mevzu parti kavgası falan değil. Daha derin.
3) İHA-SİHA'lar, Siyonistlerin Güneydoğu'yu PKK ve türevleriyle kaos oluşturup parçalayarak Büyük İsrail'i kurmasının önüne geçti. Bu, ABD'de etkili olan Evanjelistlerin de hedefiydi. İHA-SİHA'lar, Siyonizim ve Evanjelistlerin önündeki en büyük engel olarak durdu, duruyor.
1) İmamoğlu özellikle Akşener tarafından kuluçkaya yatırılmış, korunmuş, parlatılmıştır. Bu kuluçka operasyonun asıl amacı İmamoğlu'nu en başından beri Cumhurbaşkanlığına hazırlamaktı. Belediye değil. Aralarının bozuk olduğuna da inanmıyorum. Plan profesyonel.
2) Akşener İmamoğlu'nun yüzünde "Rabbi Yessir" görmüştü. Daha fazla büyümesi, parlaması için senaryolar bile oynanmıştı. Hatta Akşener, İmamoğlu'nun Kılıçdaroğlu'na Cumhurbaşkanı yardımcısı olma şartını koşmuştu. En başından beri büyük bir kuluçka operasyonu izliyoruz. Dikkat.
3) İmamoğlu, Cumhurbaşkanı adayı yapılmadan önce büyük bir oy kitlesi toplanması sağlanıyordu. Bir sorun vardı. DEM/PKK ile ittifak yapacak olan İmamoğlu'na milliyetçi oylar nasıl eklemlenecekti? Bu oylara ihtiyaç vardı. MHP'den ayrılan İP ve Akşener bu görevi yapacaktı. Dikkat.
1) Dikkatli okuyun. Hiçbir parti tesadüfen kurulmaz ve hiçbir siyasetçi tesadüfen sivrilmez. Esasen, devlet için parti diye birşey yoktur. Konsensüs ve konsept vardır. Devlet duruma göre siyasete büyük reset atar ve yeni konsensüsler oluşturup iktidar yapar.
2) Devlet gerekli zemini hazırlayıp siyasete büyük reset atar. Siyasetin şekli, iklimi, yapısı, kişileri bir anda komple sıfırlanır. Bunu en son 2002'de yaptı. Ak Parti konseptini iktidara getirdi. Önünü açık tuttu. 2002'de büyük reset atılmıştı. Yine büyük reset vakti geldi.
3) Bu resetten devletin gizli erklerinin de vitrinindeki liderin de haberi vardır. Kritik partilerin liderleri de planın içindedir. Fark etmezsiniz. Devletin bir reset planı hep vardır. 2016 ile devlet partileri pasifize edip Cumhur ve Millet ittifakı adında konseptler oluşturdu.
1) İsrail'in soykırım yaptığı şu süreçte en çok boykot edilmesi ve anlatılması gereken iki şey vardır: Yahudileşme ve İsrailiyat. Asıl boykot edilmesi gereken bu ikisidir.
Müslümanların Yahudileşmesi. Müslümanlara İsrailiyatın sızması.
2) Bu iki konu Müslümanlara anlatılmadığı sürece İsrail de, küresel Yahudi lobileri de rahatça zulüm yapmaya devam edecek. Bu konuları hiç anlatan bile yok. Çünkü bu konuları anlatacak ciddi manada yetişmiş insan yok. Yazılan birkaç eser de çok kısır.
3) Şu süreçte bu iki konuya kimsenin değinmemesi büyük bir faciadır. Bu da toplumsal, aydın ve entelektüel sığlığın sandığımızdan daha derin olduğunu gösteriyor. Yahudileşme ve İsrailiyatın Türkiye'deki insanlara verdiği zarar, İsrail'in Gazze'de verdiği zarardan on kat fazladır.
Müfredatını küreselci emperyalist güçlerin oluşturduğu eğitim sisteminden geçen:
Doktor
Öğretmen
Ekonomist
Hukukçu
Mühendis
Gazeteci
Siyasetçi
ve Aydın, ülkeyi bağımsızlaştıramaz.
Çünkü bunlar, mevzulara emperyalistlerin bakış açılarıyla bakacak şekilde eğitildi.👇
DERS 2
Unutmayın, bir ülkeyi;
Kısa vadede işgal edeceksen "top tüfek" ile.
Ortada vadeli işgal edeceksen "ekonomiyi" ele geçirerek.
Uzun vadeli işgal edeceksen "kültürel" olarak.
Ebedi işgal edip hâkim olacaksan "eğitim müfredatını ve sistemini" ele geçirmeli.
DERS 3
Eğer sömürgecilik ve işgal sadece "ekonomik ve siyasi" olsaydı işgalciler kovulabilirdi.
En büyük işgal "bilincin ve zihnin sömürgeleştirilmesidir"
Böylece halk ve nesil, düşmanın ordusuna dönüşür.
Zihinsel işgalden kurtulmadan, bilinç özgürleşmeden gerçek kurtuluş olmaz.