hayvan hakları yasası neden çıkmıyor? toplumda büyük bir beklenti var. itiraz eden ise yok gibi. etliye sütlüye (!) karışmayan sanatçılar bile çok duyarlı. tüm partiler uzlaşmış, oy birliği sağlanmış. erdoğan bile yasa talep ediyor. e peki neden çıkmıyor? anlamaya çalışalım.
2004'te hayvanları koruma kanunu çıkarıldı. iyi bir gelişme gibiydi ama artık değişmesi gerekiyor. çünkü yasada hayvanlar can değil mal sayılıyor. onlara işkence yapmak, tecavüz etmek ya da öldürmek suç değil kabahat sayılıyor. ufak bir para cezası var. başka da bir cezası yok.
2014'ten beri hayvan hakları savunucuları, başta tbmm olmak üzere, her yerde sesini duyurmaya çalışıyor. nihayet yasa değişikliği için komisyonlar kuruluyor, yıllarca hazırlık yapılıyor, tüm partiler uzlaşıyor, rapor son halini alıyor, ekim 2019'da tbmm başkanına teslim ediliyor.
hiç çekinmeden söylüyorum, en azından son 1 yıldır hayvan hakları yasasının çıkmasını engelleyen kişi tbmm başkanı @MustafaSentop'tur. çünkü inatla tbmm gündemine almıyor. oysa her şey hazır, partiler uzlaşmış.. başkan gündeme alsa, meclis'ten de hızlıca çıkacak yasa.
peki @MustafaSentop niçin (kim için) bu yasayı engelliyor? en basit sebebi en başta söyleyeyim. önemsemiyor. meclisin uzun süre toplanmadığı bir dönem bunun nedeni meclis başkanına sorulduğunda "önemli bir gündem yok" demişti. oysa hayvan hakları yasası çekmecesinde bekliyordu.
sadece şentop mu? tbmm hayvan hakları komisyonu başkanı @MustafaYel59 bile önemsemiyor. yasanın neden çıkmadığı sorulduğunda "daha acil gündemler var" demişti. daha acil dediği şey ise sosyal medya sansürüydü. o yasa çıktı ama hayvan hakları yasası gündeme bile alınmadı.
peki yasanın çıkmasını engelleyenler kimler? iktidar ve meclis başkanı üzerinde tüm toplumdan daha fazla etki sahibi olanlar kimler? bilebildiğim kadarıyla tek tek söyleyeyim.
öncelikle beni çok şaşırtandan başlayayım. horoz, deve vb. dövüştüren grupların hükümet içinde etkili bir lobisi olduğu söyleniyor. hiç bilmediğim bir dünya olduğu için bana garip geliyor ama konuya hakim kişiler böyle anlatıyor. tbmm içinden bile aynı bilgi geliyor.
bir diğer çıkar grubu olarak petshop sahipleri de bu yasanın çıkmasını istemiyor ve sesleri buralarda pek duyulmasa da anlaşılan "yüksek yerlerde" bir hayli dikkate alınıyor.
yunuspark vb. büyük paraların döndüğü işletmeler de bu yasayı engelleyenler arasında. çünkü iktidarla doğrudan siyasi ve ekonomik bağ içinde (örn. fettah tamince). ayrıca dışişleri bakanı @MevlutCavusoglu'nun arazisi üzerinde yunuspark olduğunu kendisine sorduğumuzda yalanlamadı.
ve beni en çok şaşırtan engele geleyim. adalet bakanlığı'nın "cezaevleri zaten dolu, hayvana eziyet/tecavüz edenleri bile(!) içeri atarsak bize büyük yük olur" dediğini ve para cezasına devam edilmesini istediğini öğrendim. bu konuda umarım @abdulhamitgul bir açıklama yapacaktır.
elbette konunun başka boyutları da var. kesin olan şu ki, hayvanlara eziyet ve tecavüzün rutin haber haline geldiği bu dönemde, toplum talebine ve partilerin uzlaşısına rağmen yasa engelleniyor. her şeyi açıkça yazarak ve konuyu gündemde tutarak sonuç alabileceğimizi umuyorum.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
sadece burak erdoğan mı? mesajın peşine düştüm ve binali yıldırım'ın oğlu erkam'ın gemilerinin de gazze bombalanırken, 16 ekim'den 7 kasım'a kadar, israil limanlarında olduğunu tespit ettim. yine filistin'e dua, israil'e ise gemi gönderilmiş. kanıtlar için devamını okuyun lütfen
hazar s ve sun s adlı bu iki gemi, oras denizcilik adı altında sevkiyat yapıyorlar ve gazze'nin bombalandığı 3 hafta boyunca israil limanlarında sevkiyatı sürdürüyorlar. marinetraffic kayıtlarına bakarak siz de kolaylıkla tespit edebilirsiniz. devam edelim.
bu gemilerin israil limanlarındaki kayıtlarnı ekliyorum. yalanlanamayacak bir bilgi bu. kayıtlar uluslararası düzeyde tutuluyor. şirketi oras denizcilik ve ülkeyi israil olarak seçtiğimizde bu liste ortaya çıkıyor. (sadece israil'in gazze'ye saldırdığı tarih aralığını listeledim)
türkiye-israil arasındaki gemi sevkiyatını araştırırken acayip bağlantılar yakaladım ama işin bu raddeye varmasını beklemiyordum. meğer, israil gazze'yi bombalarken, cumhurbaşkanının oğlu burak erdoğan'ın gemisi israil'den sevkiyat yapıyormuş. kanıtlar için lütfen devamını okuyun
11 ekim'de limak'a ait iskenderun limanından kalkan manta denizcilik'e ait halit yıldırım adlı gemi, 14 ekim'de israil'in aşdod limanına vardı. burada yükleme yaptıktan sonra 18 ekim'de yükünü teslim etmek üzere florida'ya hareket etti. bu sırada israil gazze'yi bombalıyordu.
bu geminin burak erdoğan ile ne ilgisi var? google arama satırına şirketin adını (manta denizcilik) ya da geminin adını (halit yıldırım) yazın, yanına da burak erdoğan ekleyin, birçok haber göreceksiniz. fakat ben bununla yetinmeyeceğim. resmi kaynaklardan kanıtlar sunacağım.
geçen gece bir vakit uyanıp buraya baktığımda yine gazze'de katliam haberleri vardı. niye elimizden bir şey gelmiyor diye düşündüm. mevcut protestolar caydırıcı değildi. herkesin rolünü oynadığı bir oyun gibiydi. hep tekrar eden, çocukların öldüğü bir oyun+ #israilesevkiyatıdurur
sonra hüdapar'lı bir milletvekilinin twitini gördüm. kocaeli'nden kalkan bir uçağın israil'in jet uçaklarına yakıt taşıdığını yazıyordu. israil'in bizden yakıt almaya ihtiyacı var mı ki diye düşündüm, biraz araştırdım. israil'in petrolde tamamen dışa bağımlı olduğunu gördüm.
başta azerbaycan ve kazakistan olmak üzere petrol ihtiyacını dış ülkelerden karşılıyordu. peki sevkiyat nasıl oluyordu? gördüm ki türkiye üzerinden. ve aralıksız devam ediyor. bakü tiflis ceyhan boru hattı sonunda, türkiye bu sevkiyatı aksatırsa bp'ye ağır tazminat ödüyor.
4 yıl önce bugün, 14 temmuz 2019'da (ben yazana kadar dün oldu), hakkımdaki soruşturmayı ve saçma sapan suçlamaları öğrenince, vizesiz bir ülkeye en ucuz bileti bulup sırt çantam ve çadırımla aynı gece ukrayna'ya uçtum. hapse girme olasılığını kabullenmekte zorlanmıştım.+
bütün bunlar rabia naz cinayetini araştırıp duyurduğum için başıma gelmişti. pişman değilim. hiç pişman olmadım. ama hayatımı bu kadar değiştireceğini de tahmin etmemiştim.
çevremdeki insanlar yaptığım haberlerin başıma "iş" açabileceği konusunda uyarıyordu ama ben, saflık mı aşırı iyimserlik mi dersiniz, sanılanın aksine, bu cinayetin örtbasını engellemeye katkı sunacağımı ve rabia naz'ın ailesinin adalet arayışının karşılık bulacağını sanmıştım.
"savcı görevini yapmış. belediye tutanağı varsa takipsizlik vermek zorunda." vb yorumlara istinaden... burada asıl sorumlunun belediye olduğu gerçeğini unutmadan, savcının fonksiyonu üzerine düşünelim. bildiklerimi ve yorumlarımı paylaşayım. sizin yorumlarınızı da önemsiyorum.
anadolu bir savcı olduğunuzu düşünün. üstelik deprem bölgesinde görev yapıyorsunuz. size bir suç duyurusunda bulunuluyor. avukat üç kez kapınızı çalıyor. 144 daireli sitede zemin kattaki kreş için kolonlar kesildiği ve statik bozulduğu için yıkımın kaçınılmaz olduğunu anlatıyor.
bir trajedi. bir katliam. belgeler ve kirli ilişkiler ortada. çünkü bu katliamın yaşanmaması için çabalanmış. hukuk mücadelesi verilmiş. yetkililere bildirilmiş. ama hepsi göz göre göre gelen katliama adeta önceden onay vermiş. detayları anlatayım.
78 can kaybı. 27 yaralı. 35 kayıp. böyle olacağı belliymiş. müteahhitten başlayalım. fevzi yılmaz, projeye 'farklı yaşam rende sitesi' adını vermiş. onun yüksek yerlerde tanıdıkları var. milletvekili @Sabahatozgursoy onlardan biri.
milletvekili @Sabahatozgursoy'u depremde çöken yeni site güçlü bahçe city açılışında da görmüştük. hem o açılışta hem rende sitesi müteahhitini ziyaretinde yanında ak parti antakya ilçe başkanı @EmrullahGuln de var.