Geride bıraktığımız transfer sezonunun analiz ve değerlendirmelerinde futbol medyasının tecrübeli isimleri bu transfer dönemini Fenerbahçe açısından 1995-1996 sezonunda yaşananlara benzetiyordu. Bu durum bende o sezon neler yaşandığına dair merak uyandırınca oturup araştırdım.
Okuduğum gazete küpürleri benzerlikten de öteydi. 1995-1996 / 2020-2021 sezonlarına adeta “Türk Futbolunda Dejavu” diyebiliriz. Pek çok açıdan örtüşen bu iki sezonunda dikkat çeken en önemli benzerlik, Fenerbahçe karşıtlığı.
Seri halinde paylaşacağım 1995-1996 sezonuna dair örnekleri okurken yaşayacağınız şok etkisiyle alıcınızın ayarlarıyla oynamayınız. Bu kez tarihle #fenerinmacivar Keyifli okumalar. Image
Benzerlik dedik ya. Virüssüz olmazdı tabi. 1995’in belası Ebola denilen virüsmüş meğer. Coronavirüs kadar olmasa da etkisini futbol alemine kadar hissettirmiş. Image
95-96 sezonu bugün olduğu gibi yabancı sayısı ve futbolcuların değerine dair yapılan tartışmaların gölgesinde başlıyor. Sadece bizde değil Avrupa’da da yabancı oyuncu kısıtlaması varmış. Ayrıca sözleşmesi biten oyuncudan bonservis kazanılıyormuş. Futbolda cahiliye devri vesselam. ImageImage
Futbolda cahiliye devri uygulamaları o zamanlarda başa bela oluyor. Kural gereği uluslararası maçlarda en fazla 3 yabancı oynatılıyormuş. Fenerbahçe’nin 2 yabancı oyuncusu var. 1 Ağustos’a kadar UEFA’ya 3. yabancıyı bildirmek zorunda. Image
Yabancı oyuncu meselesi kadim bir sorunumuz. Fenerbahçe’nin uluslararası arenada uğraşmak zorunda kaldığı başka bir mesele daha var. FİFA’yla da Boliç’in Türk statüsünde kabul edilmesi için uğraşılıyor. Ama tahmin edebileceğiniz gibi nafile. Image
1- Benzer Federasyonlar

İki sezon arasındaki temel benzerliklerden biri federasyonlar. Göstermelik kararlar alarak aşırı faydalı kararlar aldık edasındalar. Alınan kararlar medyada görkemli başlıklarla yer buluyor. Başkanımız Ali Şen’le geçen seneden kavgalılar. ImageImageImage
Fenerbahçe günümüzde olduğu gibi 95-96 sezonunda göstermelik kararlar yerine yabancı sayısının artmasını istiyor ama benzerlik dedik ya diğer kulüplerden destek almadığı gibi TFF de geleneksel kaidesi olan Türk futboluna faydalı bir talebi reddetme görevini layıkıyla ifa ediyor. ImageImage
Hani olur da biri çıkıp “yabancı oyuncu sınırına ne gerek var?” diye sorar. Medya, TFF’yi haklı çıkarırcasına hemen gözünüze bir faturayı sokuyor tabi: Yabancı Cenneti Türkiye. İçerikte G.Saray rekor kırdı deyip Fenerbahçe fotoğrafları ve sembolleri kullanılır. Image
2- Benzer Kulüp Şartları

1995-1996 sezonuna girerken Fenerbahçe 7 senedir şampiyonluk özlemi çekiyordu. Başkan Ali Şen görevinin ikinci yılındaydı ve üzerinde yoğun bir baskı vardı. Başta borçlar olmak üzere başa çıkmak zorunda kaldığı sorunlarla boğuşmak zorundaydı. Image
Ali Şen işe koyulur. Sıcak para girişi için yönetime iş adamlarını kazandırır. İdareyi ise Vefa Küçük, Şadan Kalkavan ve Selim Soydan gibi isimlerle paylaşır. Selim Soydan, otoriteyi sağlar. Şadan Kalkavan ise dönemin Emre Belözoğlu adeta. Transferde fırtına gibi esecekti.
Bu sezon Samandıra’ya FenerLAB denilen bir labaratuvar sistemi kuruldu. Bu kadar benzerlik olur mu diyeceksiniz ama 95-96 sezonunda kulüpte yapılan yeniliklerden biri de futbolcuların fiziki durumlarını daha iyi incelemek için tesislere labaratuvar kurulması. Image
Bir de Fenerbahçe kırgın ayrılıkları bir kenara bırakmıştır. Kendi değerleriyle küskün ayrılmak istemez. Artık kucaklaşarak ayrılma aşamasına geçilir. Image
3- Medya’da Fenerbahçe Karşıtlığı

Belki de benzerlikler arasında en şaşırtmayan başlık bu. Bunca yıl devam eden karalama ve yıpratmalara rağmen Fenerbahçe’nin ayakta kalması akıl alır gibi değil. Meğer gazeteler, patronlar, kanallar değişmiş ama Fener karşıtlığı hiç bitmemiş.
Transfer dönemine girerken Fenerbahçe’nin ayak sesleri iyiden iyiye hissedilir. Medyada çıkan transfere harcanacak rakamlar dudak uçuklatacak cinsten. ImageImage
Transferde büyük paralar döneceğini öğrenen medya durur mu? Dönemin popüler isimleri olan Lothar Matthaeus ve Laurent Blanc isimleri manşetlere taşınır. Hep aynı terane. ImageImage
Medyanın bu tavrı, taraftarı büyük beklentiye sokmasından olsa gerek Ali Şen’i rahatsız eder. O da bunun önüne geçmek için yöneticilere transfer konuşmayı yasaklar. Image
1994-1995 sezonu hâlâ devam etmektedir. Fenerbahçe yol haritasını o sezon olacaklara göre belirleyecektir. Takımın başında Hırvat İviç var. Başkan şampiyonluk için kesenin ağzını sonuna kadar açar. Başarısızlık durumunda ise sıfırdan takım kurulacağına dair sinyaller verilir. ImageImage
Fenerbahçe şampiyonluk parolasıyla çıktığı o sezonu 4. sırada bitirir. Bu, aynı zamanda takımdaki birçok oyuncunun biletinin kesilip kadroya pek çok takviye yapılacağı anlamına geliyordu. Harekete geçilir. Ali Şen transfer listesindeki isimleri bizzat gidip yerinde izler. ImageImage
Sen misin takımı bu derece sahiplenen? Bu durum medyada hoşnutsuzluğa neden olacak ki izleyip de beğenmediği oyuncular üzerinden Ali Şen’e yönelik algı başlatılır. ImageImage
Yönetim gayet olumlu bir hava yakalamışken basın aynı fikirde değildir. Onlara göre Fenerbahçe kaostadır, sancılıdır. ImageImage
Bu haberlerden birkaç gün sonra Ali Şen, nasıl bezdiyse artık basında kısıtlamaya gideceğini dile getirir. Image
Transfer arayışları devam ederken Fenerbahçe’de şok bir ayrılık yaşanır. Teknik Direktör İviç’le yollar ayrılır. Gazete bunu “Fener İviç’i Kovdu” diye duyurup alt sütuna da “Dünya’nın en büyük hocası dediler, 24 saatte gönderdiler” yazarak haber yapar. Image
Aynı gazete birkaç gün sonra İviç’in istifa ettiğini yazar. İviç, zaten Fenerbahçe’yi çalıştırırken Hırvatistan milli takımındaki görevini de yürütüyormuş. Sonra birlikte yürümeyeceğini anlayıp istifa etmiş. Hangisi doğru bilmiyoruz ama medyanın yaptığı algı yanına kâr kalır. Image
Transferler başlar. Fenerbahçe defans için Amaros’la anlaşır. Ali Şen ve oyuncu poz bile verir. Sonra bir haber çıkar: “Taraftarın Sabrı Taştı”. Habere göre Amaros’u istemeyen taraftar gazeteyi fax ve telefon yağmuruna tuttu. Amaros alınmaz. Nedir? Ne iştir? Anlaşılır gibi değil. ImageImage
Transferin ilk günlerinde “Kulüpte kaos var”, “para vereceğini söyleyen yöneticiler sözlerini tutmadı” tarzındaki haberleri fos çıkmıştır. Transferlerin gideri için başkan ve arkadaşları taşın altına ellerini koymuştur. Image
Bundan sonra transfer haberleri patlar. Fenerbahçe ortalığı adeta kasıp kavurur. 20-21 sezonunda olduğu gibi başta ligde önceki sezon başarılı performans çizen isimlerle ardından yabancı oyuncularla anlaşılır. Erol Bulut'la Fenerbahçe'nin yolu o zamanlar kesişir işte. ImageImageImage
Fenerbahçe futbol takımı adeta yeniden kurulur. Ama medya bu gelişleri basit başlıklarla servis eder. İnsan hani belki de tarzları budur, transfer pohpohlamayan bir yayın çizgileri var diye düşünüyor. Sonra başka mahallelere bakınca her şey ayan beyan ortaya dökülüyor. ImageImageImage
İlginçtir medya Fenerbahçe’nin transferlerine göstermediği ilgiyi gidenlere gösterir. Meğer “Fenerbahçe, bir dönem başarılara imza atan ve milli takımlarında oynayan” oyuncuları göndermiş. Baya üzülmüş görünüyorlar. Image
Medya her ne kadar algı yönetimi şiarıyla hareket etse de günde iki kez doğruyu gösteren saat misali İslam Çupi ile karşılaşıyor gözlerimiz. Fenerbahçe hoca arayışlarını sürdürürken, Çupi bir reçete sunar. Bu reçete bugüne bile ışık tutacak mahiyette. Kimi tarif ediyor dersiniz? Image
Transfer sezonu devam ederken Fenerbahçe Brezilya ile dünya şampiyonluğu yaşayan teknik direktör Carlos Alberto Parreira, stoper Jes Högh’ü renklerine bağlar. Bu kez haberler oldukça pozitiftir. Özellikle Högh haberi buzlar eridi mi dedirtiyor. ImageImage
Ancak bu olumlu hava fazla sürmez. Transfer bombalarını ardı ardına patlatmasının yankıları sürerken bu kez Fenerbahçe’nin harcadığı paralar basında tartışılan en önemli mesele haline gelir. Kulübün kendisine çizdiği görece transfer bütçesi bile sorun olur. Image
Transferlerini yapan Fenerbahçe kamp için Brezilya’nın yolunu tutar. Takım yola çıkmadan önce son kez bir araya gelir. Başkan takıma motivasyon konuşması yapar. Basının bu olayı anlatırken geçtiği haberin başlığı şöyle: “Şen beyin yıkadı”. Image
Hoca, kulağa tanıdık gelen bir taktiğe karşı mücadele verecek. Kapalı savunma. Kamp başlar. Parreira taktiğini yaratıcılık ve pres ile temellendirmiştir. Brezilya kampı iyi geçer. Dönüşte Aston Villa’nın forveti Dalian Atkinson da takıma katılacaktır. ImageImageImageImage
Bu arada 20-21 sezonu başında olduğu gibi 95-96 sezonunda da büyükler arasında transfer rekabetine konu olan oyuncular vardır. Hele transferi direkten dönen biri var ki... ImageImageImageImage
Fenerbahçe o yıl transfer şampiyonudur. Bu başarının mimarı ise başta Ali Şen ve Şadan Kalkavan’dır. Kalkavan, bu dönemde yaşananları şöyle anlatmaktadır: Image
Ve lig başlar. Fenerbahçe taraftarıyla birlikte görkemli bir açılış yapar. Haberler şenlik havasında verilir. Her şey yolunda görünür. Fenerbahçe ilk haftalarda başarılı denilebilecek bir grafik de çizer. ImageImage
Ama ne zaman ki Avrupa’dan elenir işler tersine döner. Böylece medya yine en iyi bildiği işi yapacaktır. O kadar transfer boşa yapıldı algısı pompalanmaya başlanmıştır bile. ImageImage
Meğer Fenerbahçe'ye asıl düştüğünde sahip çıkmak lazımmış. Ligde bi puan kaybı yaşanmasın. Yüklenmeler alır başını gider. Üstenci bir üslupla yazılmış başlık, Fenerbahçe futbolcularından “zampara tayfası” diye söz eden bir içerik... Image
Transferin talihsiz ismi ise Tarık’tır. Gençlerbirliği formasıyla gösterdiği üstün performansla büyük takımların peşinden koştuğu ve hatırı sayılır bir paraya Fenerbahçe’ye kazandırılan ama bir türlü bekleneni veremeyen Tarık, her fırsatta hedef tahtasına oturtulur. ImageImageImageImage
Parreira da zamanla acayip bir vesileyle eleştirinin hedefinde yer alır. Hocanın eski takımından öğrencisi olan yeni İstanbulspor’lu Salenko, ayağının tozuyla eski hocasına verir veriştirir. Gazete de bunu allandıra ballandıra satırlarına taşır. Image
Her fırsatta eleştirilen Fenerbahçe’de Vefa Küçük, o zamanlarda da sükuneti temin eden büyüğümüzmüş meğer. Birçok cephede savaşmak zorunda kalan Fenerbahçe’nin imdadına hazret’in sakinliği yetişiyor. Image
4- Yarış Dışı ve Saha Dışı Galatasaray

Benzerlik bu ya! Fenerbahçe’nin bir yarış içinde olup da Galatasaray’ın buna saha dışı etkenlerle taş koyma girişimleri olmaz olur mu hiç? ImageImageImageImage
Çıkılan her yolda olduğu gibi zaman zaman içeride de zorluklar, gerilimler, git-geller yaşanmış tabi. ImageImage
Akla bir tek soru geliyor. Peki bu kulüp tüm bunların üstesinden nasıl geldi? Cevap belli. “İyi günde kötü günde”. Fenerbahçe yapılan tüm bu zorlukların üstesinden gelebilmek için medyada karalanan tüm değerlerine her fırsatta güven ve destek mesajları verir. ImageImageImage
Birlik ve beraberlik ruhu, tavandan tabana doğru bir seyir izler. ImageImage
Onca soruna rağmen başkan, yönetim, hoca, takım, taraftar birlikteliği başarıyı da beraberinde getirir. Buna kasıtlı medya bile kayıtsız kalamaz. Bu kez söz hakkı Fener’dedir: Paralar boşa gitmedi. ImageImageImage
Olur mu, olacak mı, mümkün mü derken Fenerbahçe o sezon şampiyon olur. Hem de öyle böyle başarı değil bu. Biri hariç içeride dışarıda tüm derbileri kazanır. Son haftalarda şampiyonluk için çekiştiği Trabzonspor’u gidip deplasmanda yener. Sonra işte yer sarı, gök lacivert. ImageImage
Şampiyonluğun ilanından bir gün sonra takım, Saraçoğlu’nda binlerce taraftarıyla birlikte şampiyonluğu kutlar. Bu sevinç dolu kutlamadan bir kare alan gazete, coşkuyu şu ifadelerle anlatır: “FENERBAHÇE’DE OPERASYON! YÖNETİM, OĞUZ VE AYKUT DA DAHİL BİRÇOK OYUNCUYU ELDEN ÇIKARACAK” Image
Bitti.

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Neyzenhower

Neyzenhower Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!