Değerli dostlarım;
Gözlerim dolu dolu, ama mutluluktan!
Çalışmakta olduğum rehabilitasyon merkezimizde eğitim alan zihinsel ve bedensel engelli çocuklarımıza adeta yardım yağdı...
O ince ruhlu insanlar adeta yarış eder gibi yardım etmek istediklerini bildirdiler.
Bir haftadır bir yandan taleplere cevap verirken bir yandan da ihtiyaç sahiplerine tek tek telefonla ulaşıp ihtiyaçlari belirledik.
Beni hiç tanımadıkları halde, kalplerinin sesine kulak verip güvenerek koli koli bot,mont,kitap, kırtasiye, mama, bebek bezi ve para gönderen o yüce gönüllü ( insan gibi ) insanları büyük bir gururla paylaşmak istiyorum.
Emin oldum ki hala çok iyi insanlar var bu güzel ülkede.
Umudum yeniden yeşerdi.
Yüreğim heyecandan pırpır.
Ne çok insana dokundu bu değerli insanlar bilseniz...
Üstelik maksatları reklam da değil!!!
Kimliklerini açıklamamı istemiyorlar.
Mennettarım çocuklarımız adına 🙏🙏🙏🙏🙏🙏🙏🙏
İŞTE O HARİKA İNSANLARLA KURDUĞUMUZ İYİLİK KÖPRÜSÜ ÖRNEKLERİ...
Erzurum'a kadar ulasicak yardımlarımız 🙏🙏🙏
Oğuz bey harikalar yarattı. Henüz paraları ailelere teslim edemedim. Hiç birinin IBAN i yok ne yazık ki. 4 aileye pay edeceğim. Öğrenci kuruma geldiği gün anneye teslim edeceğim. Mutlaka teslim ettiğime dair imzalı belgeyi paylaşacağım oğuz beyle.
Oğuz bey🙏🙏🙏🙏🙏🐞🍀
Adı kadar sevgi dolu dostumuzun yüreğinden kopup gelen paketimiz elimize ulaştı bile. Minnettarım 🙏🐞🌻
🙏🙏🙏🙏
Desteğiniz bize ulaştı Tülay hanım. Çok teşekkür ederim çocuklar adına...🙏🙏🙏🐞🐞🐞
Denizli'den bir esnaf dostumuz
20 kız çocuğumuzun yüreğine dokundu.
İyi varsınız hepiniz 🙏🐞🍀
İsmini vermek istemeyen bir dostumuz da bir aileyi sevindirdi.
Yüreğinize sağlık iyi yürekli dost.🙏🙏🙏🙏
4 çocuklu ve sıkıntılar içinde bir ailemize hatırı sayılır bir destekte bulunan iyi insan, Bülent bey. Minnettarım 🙏🙏🙏
Ne söylenebilir ki daha fazla;
Yağmur gibi geliyor yavrularıma iyilikler.
Osman dostunuza sonsuz teşekkürler 🙏🙏🙏
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Fillerin ölüm zamanı da çok ibretlidir.
Filler ölmeden önce ölecekleri zamanı hissederler.Ve acı çığlıklar atarak, yakındaki
bir mağaraya doğru yola çıkarlar.
O çığlığı
duyan civardaki filler de mağaranın ağzında
toplanır.
Her biriyle vedâlaşıp, âdeta "helâllik"
alan fil, kendi ailesiyle baş başa kalır. Başlarını
ve kuyruklarını birbirine sürterek, gözlerinden
yaş dökerler.
Sonra arkasına bakmadan ağır
ve vakur adımlarla mağaraya yönelen fili,
ailesinden birisi veya çocukları takip etmek
istediği zaman diğer filler mâni olur. Mağaraya
tek başına giren fil, içeride bir kere daha
feryad ettikten sonra canını verir. Son feryadı
işiten filler kısa sürede bıraktıkları yerden
hayatlarına geri dönerler.
1-Anneannemin patiskaları, dedemin bayramlık mendilleri, annemin hâlâ kullandığı porselen takımı, babamın martı gibi Beykoz köselesi kunduraları… Herkesin, sonraları
Gaffur pijaması diye ayyuka çıkan, çizgili pazen pijaması muhakkak vardı.
2-Memur çocukları, kumaş kokulu Sümerbank mağazalarına ailecek yapılan ziyaretleri iyi bilirler. Çünkü devlet, memurlarına ve devlete bağlı kurumlarda çalışan işçilere yıllık Sümerbank istihkakı verirdi. Gelinlik çeyizlere Sümerbank çeki konurdu.
3-Sümerbank, yatılı öğretmen okulunda okuyan öğrencilere her yıl birer çift ayakkabı yollar, Kredi ve Yurtlar kurumunun çarşaf ve nevresimlerini üretirdi. Hatta maddi durumu olmayan başarılı öğrencilere burslar verip onları yurtdışında eğitime de gönderirdi.
Kadının biri zengin bir evde temizlikçi olarak çalışıyormuş...
Dışarıda da nasıl yağmur yağıyor ama göz gözü görmüyor. Son rötuşları yapıp tam çıkacakken evin beyi gelmiş. Evin hanımı "aman beyim hoş geldin sefa getirdin canın ne istiyor hemen hazırlayım.
Aaa sen ıslanmışsın da hasta olacaksın, çıkar şu üstündekileri ben sana kıyamam" demiş.
Sessiz sessiz hem işini yapıp hem olan biteni izleyen temizlikçi kadın içinden "kadına bak kocasını ne güzel karşıladı. Eve gidince bende kocama aynısını yapayım" demiş.
Neyse işte temizlikçi kadın evine gitmiş yağmur hâlâ devam ediyor...
Kocası girmiş içeri, "ooo hoş geldin hayatım günün nasıl geçti canın ne istiyor söyle hemen yapayım, ya da dur sen şu üstünü değiştir çok ıslanmışsın İT gibi de titriyorsun" demiş.
Dünyanın en zeki insanı olarak bilinen William James, aslen bir Rus Yahudisidir. İlkokulu yaklaşık 9 ayda bitirmiş, 11 yaşında Harvard Üniversitesi'ne girmiştir. Hatta öldüğünde öğrenilebilen bütün dilleri konuşabiliyordu.
Rus Yahudisi muhacir bir ailenin çocuğu olarak 1 Nisan 1898'da dünyaya gelen William James Sidis, gelmiş geçmis en zeki insan. Babası Borris Sidis, Harvard Üniversitesi'nde psikoloji akademisyeniydi. Annesi Sarah Sidis'se doktordu.
William’ın ilginç ve bir o kadar da trajik olan hikayesi henüz 6 aylık iken alfabeyi çözmesi ile başlıyor. 18 aylık olduğunda New York Times okuru olan William; 3 yaşına geldiğinde ise Latince öğreniyor.
Otlar böcekler gibiydik bozkırda
Acılarda gökyüzü kadardık
Birden geçerdi zamanın karanlığı
Yorgun öküzler kara sabanlarla
Unutulmuş unutulmuş unutulmuş köylerdik
Sonra sen geldin nisanlar geldi
Durdu o içimize akıttığımız kan
Yenilendi gücümüz bembeyaz
Köyler babası halk babası
Bize çalışmaya başladı tarlalar
Komadı karanlığın ağaları
Ülke uyansın ülke çiçeğe dursun
Komadı aydınlıktan korkanlar
Terledin dayattın bizim için
Hep Cilavuzlar Kepirler Hasanoğlanlar