1- Hazır konu gündeme geldi, gelin size Çözüm Süreci ile ilgili birkaç bilgi aktarayım, hatırlatayım: Detaylısını çok kısa bir süre sonra çıkacak kitabımda okuyacaksınız. Burada biraz özet bilgi vereceğim size.
2- Ocak 2013’ta başladığını bildiğiniz sürecin başlangıcı Irak’ın işgal sürecinin öncesine kadar gider. Dediğim gibi tüm detaylar kitabımda. Size 2007’den itibaren bilgilendirme yapayım.
3- Tarih: 15 Ekim 2007. ABD derin yapılanması CFR’ye bağlı Atlantik Konsey’in uzmanlarından David Philps bir rapor yayınlar. Raporun Türkçe tam adı “PKK’nın Silahsızlandırılması; Hareketinin Sınırlandırılması ve Yeniden Kazandırılması”. Philips raporunun özeti şudur:
4- - Silahlı mücadele faydasız,
- PKK’lılara af,
- TSK, sınır ötesi operasyon yapmasın,
- Kültürel, siyasi hakların yer aldığı yeni Anayasa,
- TCK 301 ve Terörle Müc. Kan. kaldırılsın,
- Kerkük Peşmerge’ye devredilsin,
- Türkiye, Peşmerge’yi tanısın,
- 12 aylık bir ateşkes.
5- Maddeler deyim yerindeyse çok janjanlı. Sanırsınız PKK silah bırakacak, terör bitecek, barış olacak. Ancak içeriğin özeti şu: Türkiye teslim olsun, ABD’nin dizayn için istediği Anayasa çıkarılsın, Doğu ve Güneydoğu’da PKK’nın siyasi ayağı yasal olarak güçlensin.
6- Tabii ki buna direnç gösterecek bir kesim vardı. Bu direnç gösterecek kesimi susturmak için de çeşitli planlar hazırlandı. Maalesef bunu analiz edip mücadele etmesi gerekenler o dönem sustular, sessiz kaldılar. Sessiz kalmayanlar ise ne oldu tahmin edin: Kumpaslara uğradı.
7- Philips raporunun açıklanmasından sadece 6 gün sonra Türkiye Dağlıca Taburu'ndan gelen haberle sarsıldı. PKK Dağlıca'ya çok şiddetli saldırmıştı. 12 askerimiz şehit düşerken 8 askerimiz kaçırıldı. 8 askerin kaçırılması büyük bir psikolojik harekâtı tetikledi.
8- Bir DTP heyeti bu askerleri örgütün elinden “törenle” alırken, PKK’nın destekçileri vasıtasıyla yaptığı psikolojik harekat başarılı oldu. Bu başarıda algıları yönetmeye yönelik yapılan “Mevcut yöntemlerle başarılı olunmuyor” yayınları etkili oldu. Philips raporunda da bu vardı
9- O dönemler bize İHA vermeye direnen, verdiklerini de kendileri kontrol eden “dostlarımızın” İHA’larının da saldırı sürerken Dağlıca’nın üstünde uçtuğu bilgisini de paylaşalım. O İHA’lardan bilgi bizim askerlere gitmemişti. Kime ya da kimlere gittiğini siz bulun.
10- Bu arada Kandil’e gidip askerleri teslim alan DTP’liler arasında Aysel Tuğluk da vardı. DTP heyetine başkanlık eden Tuğluk, günler sonra olayı “uluslararası kurgu” olarak niteledi. Ancak Tuğluk bir daha bu konuda konuşmadı, detay paylaşmadı. Tuğluk’un tam açıklaması şöyle:
11- “İnsani bir refleksti. Ancak giderken duyduğum bu heyecanı, orada uluslararası bir kurgu olduğunu fark ettiğimde yitirdim. Ne ABD'nin ne de bu işe karışmış diğer güçlerin uluslararası çıkarlarına bulaşmak istemezdim.”
12- Gazeteci Fatih Çekirge de, saldırıdan sadece bir gün sonra (22 Ekim 2007) Hürriyet Gazetesi’ndeki köşesinde, üst düzey bir isimle yaptığı görüşmeyi yazdı. Muhtemelen dönemin üst düzey bir askeri yetkilisi olan o isim, bakın Çekirge’ye saldırı ile ilgili şunları söyledi:
13- “Bunlar düzenli orduya karşı gayri nizami harp taktikleri uygulayan ve gerilla yöntemlerini iyi bilen teröristler. Bunlara gerilla diyemiyoruz. Çünkü siyasi bir kimlik alıyorlar. Uyguladıkları bütün taktikler gerilla taktiğidir.”
14- “Siste saldırma, köprüde kıstırma, hedef çevirip yok olma. Kamuflaj ve karanlıktan yararlanma... Dağda yaşamak kolay değildir. Bunlar özel eğitim almışlar. Belki de içlerinde başka uluslara ait özel unsurlar var.”
15- Dönemin Devlet Bak. ve Başbakan Yrd. Ali Babacan “uluslararası kurgu"nun işaretlerini, 24 Ekim 2009'da katıldığı bir televizyon programında verdi: “Bunun (yani açılımın) altyapısı 2007 yılındaki Dağlıca baskınından sonra yapılan diplomatik çalışmalarla başladı.”
16- Dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da Babacan’dan bir hafta sonra (31 Ekim 2009), Fikret Bila’ya şunları söyledi: “Bu saldırı yapıldığında bizim Irak topraklarına girmemizden, Türk-Kürt çatışmasından söz ediliyordu. Bütün bu senaryolar iki yılda iflas etti.”
17- Özetle saldırı çok özel bir saldırıydı. Basında “Bağımsız(!)” olarak nitelenen ve günümüzde de kumpaslardaki rolleri dahil yaptıkları her şeyin arkasında duran isimler, düğmeye basılmış gibi yoğun bir yayın bombardımanı başlattı. O dönemin arşivleri karıştırılabilir.
18- Ve esas enformasyon atağı 15 Kasım 2007’de yapıldı. açılımların ve kumpasın ana yayın organı Taraf gazetesi(!) kuruldu. İlk yayınlarını PKK övgüsü, açılımların altyapısı oluşturdu. Mesela GYY Ahmet Altan ve Yayın Koord. Yasemin Çongar’ın ilk durağı Kandil oldu.
19- Altan ve Çongar, Aralık 2007’de Kandil’deki PKK kamplarına giderek o dönem terör örgütünün en tepesindeki elebaşı Murat Karayılan’ın yardımcıları olan teröristler Bozan Tekin ve Mizgin Amed ile görüştü, bunu da yayınladı.
20- Aynı yayın organı, arka arkaya TSK’nın terörle mücadelesiyle ilgili psikolojik harp dosyaları yayınlamaya başladı. Belli ki bir yerlerde sızıntılar vardı ve bu sızıntılar üzerinden TSK’ya yönelik psikolojik harekatın düğmesine basılmıştı.
21- Bu altyapı iki yılda olgunlaştırıldı ve Habur açılımına gelindi. İşaret fişeğini ise bakın kim yaktı: Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül. Gül, 2009 Mart ayında Tahran’a giderken uçakta gazetecilere “Kürt sorunuyla ilgili önümüzdeki günlerde çok iyi şeyler olacak” dedi.
22- 1,5 ay sonra dönemin Milliyet yazarı Hasan Cemal bir anda Kandil’e gitti ve terör örgütünün o dönem Kandil’deki en tepe elebaşı Murat Karayılan ile uzun bir söyleşi yaptı, günlerce psikolojik altyapı hazırlandı. Yayının özeti şuydu: “PKK ‘barış(!)’a, silah bırakmaya hazırdı”.
23- Sanki iki devlet varmış gibi “barış” söylemleri insanların beynine zerk edildi. Bu arada direnebilecek kurumlara ve kişilere de kumpas saldırısı başlamış, dikkatler o yöne kaydırılmıştı. Medya uzantıları bombalıyor, FETÖ’cüler kumpas kuruyor vs. Son derece organize bir işti.
24- Özetle 2013’te başlayan sürecin taşları o dönem döşendi. PKK hiçbir şekilde silah bırakmadı. Tam tersine saldırılarını yoğun bir şekilde sürdürdü. 2008 Ekim’inde Aktütün saldırısı başta olmak üzere çok sayıda şehit verdiğimiz, vatandaşlarımızın katledildiği saldırılar yaşadık
25- Son deneme Çözüm Süreci oldu. Çözüm Süreci’nde PKK bırakın silah bırakmayı, tam tersine kumpaslarla ve açılımlarla kırsalda kazandığı mevziler sayesinde şehir merkezlerine bile yöneldi, militan yığdı, katılımı artırdı, katılanları eğitip şehirlere gönderdi.
26- PKK’nın 1 Ocak 2013-31 Temmuz 2015 tarihleri arasında sadece kırsalda yaptığı 415 saldırıda şehit olan TSK mensubu sayısı 22. Şehir merkezlerinde yaptığı saldırılarda çok sayıda askerimiz, polisimiz, korucumuz şehit oldu.
27- Mesela Yüksekova'da çarşıya alışverişe çıkan 3 askerimiz sokak ortasında alçakça şehit edildi. Tarih 2014-Ekim. Yani Çözüm Süreci devam ederken.
28- Mesela korucu Nihat Çaprak. Çaprak, 12 Eylül 2014’te, yani Çözüm Süreci devam ederken Bitlis’te kaçırıldı. Çaprak’ın kaçırılmasından tam bir buçuk ay sonra, 26 Ekim’de Tatvan-Hizan karayolu kenarında bulundu.
29- Bu süreçte çok konuşulan “Kobani olayları” yaşandı. Örgüt şehirlere yığdığı militanlar üzerinden, hendek-barikat kalkışmasında karşılaştığımız eylemliliğin provasını yaptı, gücünü, eksikliklerini ölçtü. Bu süreçte siyasi ayak da yoğun bir şekilde örgütünün yanında yer aldı.
30- Örgüt bu süreçte hendek-barikat kalkışmasının şehir merkezlerindeki altyapısını da hazırladı. Daha sonra ortaya çıkarılan tüneller, evler arasından geçiş yapmaya imkan tanıyan geçitler, şehirlere yığılan patlayıcı miktarı, bu hazırlığı çok net gösterdi.
31- Türkiye Cumhuriyeti’nin şehirlerarası yolları teröristler tarafından trafiğe kapatıldı. Diyarbakır’ın Lice ilçesi ile Bingöl’in Genç ilçesi arasındaki karayolu günlerce trafiğe kapatıldı. Yine Muş Varto-Bingöl Karlıova karayolu da 2014 Haziran ayında kapatılmaya çalışıldı.
32- Örgüte katılım da çok yoğundu. 1 Ocak-25 Aralık 2014 tarihleri arasında terör örgütüne sadece polis bölgesi olan şehir merkezlerinden katılan sayısı 4 bin 729 kişi. Yani ortalama günde 12-13 kişi terör örgütüne katılıyordu. Şimdi ise neredeyse 0=SIFIR
33- “Çözüm Süreci” diye viyaklayanlar bunları hiç hatırlatmıyor. Çünkü bunlar bilinirse, hatırlanırsa örgütün ve arkasındaki terörist yandaşlarının, arkalarında onları yöneten emperyalist aklın gerçek yüzü ortaya çıkar, yaptıkları siyasi hesaplar boşa düşer.
34- Dediğim gibi yüzlerce twit atabiliriz bu konuda. Önümüzdeki günlerde çıkacak kitabımda bunların tüm detaylarını ve siyasi arka planını okuyabilirsiniz. Bunları asla unutmayın.
35- Unutmayın ki, bu mücadele çocuklarınızın geleceği mücadelesidir. Siyasi partileri değil, devletinizi, ülkenizi, doğru politikaları destekleyin. Mehmetçiklerimizi, polislerimizi, istihbaratçılarımızı, korucularımızı, öğretmenlerimizi, bu mücadeledeki insanlarımızı destekleyin.

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Ceyhun Bozkurt

Ceyhun Bozkurt Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!