Ermenice konuşup, Grek alfabesi kullanarak Türkçe yazan Ortodoks Rum sayılan Hay Horomlar.
Hepsinin de ortak kaderi Yunanlılaştırılmaya çalışılmaları ve bir bunu yaparken dinin(Ortodoksluğun) kullanılması.
Malazgirt’te Selçuklulara karşı savaşan Romen Diyojen’in ordusunda Hıristiyan Türklerin olduğu bilinmektedir.11. yüzyıldan itibaren, Bizans kaynaklarında Aksuhos, Maniakes, Kaloufes (Halife), Prosouch, Tziglognos, İsak, İsa, İlhan, Kutlumuş gibi pek çok aile ‘Türkopoulos’ denilir
İşte Karamanlı Ortodoks Türklerin eskiden bu yana Anadoluda olan Kuman, Peçenek ve Uz(Oğuz) Türklerinin soyundan geldiği söylenir.
Orta Asya'dan gelirken İslamiyete geçerek gelen Türkler ile alakaları yoktur ve çok daha önce gelmişlerdir.
Karamanlıların yaktığı ağıtlardan biri durumlarını bir miktar açıklar “Gerçi Rum isek de, Rumca bilmez Türkçe söyleriz/ Ne Türkçe yazar, okuruz ne de Rumca söyleriz/ Öyle bir mahludi hatt-ı tarikatımız vardır/ Hurufumuz Yunanice, Türkçe meram eyleriz.
Grek alfabesi ile Türkçe.
17. yüzyıl yazarı Evliya Çelebi ise Antalya Rumları için “Ve dördü Urum keferesi mahallesidir. Amma keferesi asla Urumca bilmezler. Batıl Türk lisanı üzre kelimat iderler” demiştir.
Türkçe için Batıl Türk lisanı söylemesi oldukça ilginçtir.
İç Anadolu, Göller Yöresi, Adana, Antalya, Bursa gibi illerde yaşayan Karamanlı denilen Ortodoks Türk topluluğu Mübadele ile Yunanistan'a gönderilmiştir.
Dinin insanları nasıl zaman içinde başka bir etnik gruba ittiğini görmüş olduk.
Bugün bile Yunanistan'ın çeşitli yerlerinde yaşayan Karamanlı ailelerin yaşlıları halen dahi Türkçe bilmektedir.
Türk tarihinde geri dönüşü olmayacak bir kırılmadır.
Yine Urumlar denilen ve Yunanistan, Gürcistan ve Kırım'da yaşayan bir Türk topluluğu yaşamaktadır. Bunlar da Ortodosk oldukları için Yunanlılaştırılmaya çalışılmıştır. Gürcistan ve Yunanistan'a gidenler için bu durum gerçekleşmiştir.
Urumların aslında Yunanlaşmasının sebebi zamanın ruhudur da diyebiliriz. Türk toplumunda Türk olmak İslam olmak anlamına da geliyordu. Bu da Türkçe konuşup başka hiçbir lisan bilmeyen bir toplumu Türklüğün dışına çok rahat atmıştır.
Yine ufak bir topluluk olan ancak Türklük ile alakalı olmayan bir topluluk Hay-Horomlar vardı bu topraklarda.
Bunlar da anlamadıkları Rum/Ortodosk Klisesine bağlı ancak tek kelime Grekçe bilmeyen bir topluluktu.
Grek Alfabesi ile Türkçe ilahiler yazıp ibadet eden bir topluluktu Hay-Horomlar.
Hay-Horom'un anlamı da Ermeni Rumları gibi bir anlama geliyor.
Bunlarda şimdi Yunanistana mübadele ile gitmiş topluluklardan.
Bu arada Hay-Horomlar denilen topluluğun Anadoludan gitme sebebini de söyleyeyim.
Büyük bölümü Rus işgali döneminde Ruslara destek vermeleri. Ruslar çekilmeye başlayınca da korkudan Ruslar ile birlikte Rusya'ya gitmeleridir. Çok az bir kısmı mübadele dönemine kalmıştır.
Bu üç topluluğunu bir arada anlatma sebebim şuydu. Dinin bir dönem toplumlarda ne kadar önemli olduğunu göstermesi açısından güzel bir örnek olmasıydı.
Din kurumu günümüzde de çok etkindir ancak eskiden olduğu gibi bir topluluğu Türk olmasına rağmen başka ülkeye mübadele edecek düzeyde olmamasının önemli olduğu kanaatindeyim.
Umarım yazıyı beğenerek okumuşsunuzdur.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Elazığ ilimiz Doğu Anadolu'nun en büyük illerinden biridir. İl merkezinde 440 ve diğer 10 ilçede 150 bin olmak üzere 590 bin civarı nüfusu vardır.
İl merkezi dahil bütün ilçelerdeki etnik ve mezhepsel yapıyı anlatmaya başlıyoruz.
Videonu da hazırladım
Elazığ ilimizle alakalı konuşmalarda Gakkoş deyimini çokça duyarsınız. Gakkoş lafı tıpkı Dadaş gibi Elazığ'lıların lakabıdır. Aslında Diyarbakır Ergani'deki Kakolar gibi ildeki Türk nüfus için bu tabir genellikle kullanılır.
Hocam genel olarak güzel anlatmış. Ancak Hemşinliler ile ilgili kendi ilçemizde de dezenformasyon vardır. Trabzon'un Araklı ilçesi, Karadere vadisindeki birçok köye Çamlıhemşin üzerinden gelen bir nüfus var. Bu nüfusun bir tanesi bile Türkçe hariç dil bilmiyor.
Çamlıhemşin üzerinden bir göç olduğu için bu nüfusun Ermeni olduğunu söyleyen çokça gereksiz bölücüye rastlamışlığım.
Araklı'ya göçle gelen bu nüfus sadece Çamlıhemşin'e uğramış ve kısa bir süre burada kaldıktan sonra yaylalar üzerinden Karadere vadisine gelmistir.
Karadere vadisine gelmiş bu topluluk Türktür. Geçmişten günümüze bu topluluk hem giyinme kültürü açısından, hem görüntü itibarı ile Hemşinlilere hiç benzememektedir.