Mehmet Ağar Yalıkavak Marina’ya çöküp sahibini Cemaat soruşturmasından tutuklattı
Azeri iş insanı Mübariz Mansimov Gurbanoğlu’nun, Cemaat soruşturması kapsamında tutuklanmasının altından Mehmet Ağar’ın mala çökmesi çıktı. Tıpkı 90’larda yaptığı gibi
2- 90’lı yıllarda “İsmin PKK’ya yardım listesinde var” denilerek onlarca iş insanı ve sanatçıya şantaj yapılmış ve mal varlıklarına çökülmüştü. Korkut Eken, Sedat Peker ve Mehmet Ağar’ın isimleri en çok geçenlerdi. Çok sayıda iş insanı Bolu-Düzce-Adapazarı hattında öldürüldü.
3- Şarkıcı İbrahim Tatlıses’in Mehmet Ağar’a ismini listeden çıkarttırmak için 10 milyon dolar verdiği iddia edilmişti.
Azeri milyarder Mübariz Mansimov Gurbanoğlu’nun tutuklanması;
Gurbanoğlu’nun Yalıkavak Yat Limanı’na Ağar ailesi tarafından çöküldüğünü ortaya çıktı
4- Mübariz Mansimov Gurbanoğlu, dört dörtlük bir siyaset-ticaret hikayesinin de aktörüdür. Onun isminin etrafında örülmüş ilişki ağı; siyasette ve ekonomide yaşanan yozlaşmanın üzerinde hüküm süren bir zümrenin serencamı gibidir. Hikayenin Ağar merkezli kısa bir bölümünü okuyalım
5- “Kurşun atan da yiyen de şereflidir” sözünü hatırlarsınız. 1996’daki Susurluk kazasından sonra dönemin Başbakanı Tansu Çiller söylemişti. Olay örgüsü DYP’li İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’da yoğunlaşınca, o da “Ödülüm bu mu olacaktı” diyerek istifa etmişti.
6- Susurluk davasından dolayı bir yazlığı andıran cezaevinde 369 gün kaldı, Ağar. Bulduğu her fırsatta iktidarın bekası için çırpınıyor şimdi. Oğlu da AKP milletvekilliği yapıyor.
Ağar’ın adını yine ilginç ilişkilerle gündeme getiren bir olay yaşandı.
7- Palmali Holding’in sahibi Azeri asıllı milyarder Mübariz Mansimov Gurbanoğlu, ‘FETÖ üyeliği’ iddiasıyla İstanbul’da gözaltına alındı. Aynı anda Gurbanov’un sosyal medya hesabından bir açıklama yayınlandı.
Özetle: “Sizin yaptığınız bu şerefsizliği düşman bile yapmazdı… “
8- “ Bana FETÖ’cü demektense kendinize, geçmişinize ve çocuklarınızın nerde eğitim aldığına bakın. Ben haklarımı savunmak üçün mahkemelere baş vurdum. Bu hukuk savaşını kaybedecek ve bu günün artık yakın olduğunu gören özel ve devlet şirketleri iyice hırçınlaşmaya başladı.”
9- Bodrum Yalıkavak, Avrupa’nın en lüks yat limanlarından biri olarak gösterilir. Milli Emlak’a ait liman, 49 yıllığına Profilo’nun sahiplerinden Cefi Kamhi’ye kiralandı. Kamhi ailesi Susurluk döneminde bir hayli gündemdeydi.
10- Babası Jak Kamhi’ye 28 Ocak 1993’te suikast girişiminde bulunulmuş, ama kurtulmuştu. O suikasta dair küçük bir bilgiyi, TBMM Susurluk Komisyonu ifadelerinden aktaralım:
11- JİTEM’ci Cem Ersever’in komutasında 1991-93 arası Güneydoğu’da ‘istihbarat elemanı’ olarak faaliyet yürütmüş Abdullah Çetin, Azerbaycan’da kampta eğitim gördüğünü, orada Uğur Mumcu suikastını yapanlarla karşılaştığını, onlardan birinin de Kamhi’ye saldıran kişidir
12- Kamhi marinayı 2003’te açtı. Ancak mali sıkıntıya düştü ve 2011’de Gurbanoğlu’nun şirketi Palmali’ye sattı. Marinayı işleten şirket ise Bodrum Yalıkavak Turizm Ve Yat Limanı’ydı.
Palmali ilk olarak Bodrum siciline kayıtlı bir şube kurdu.
13- Yönetim kurulu başkanı Gurbanoğlu’ydu. Yönetimde yer alan Alaattin Aykaç dikkat çekici bir isimdi. 2012-2013 arasında PETKİM yönetiminde bulunan Aykaç aynı zamanda 8 yıl Palmali CEO’luğunu yürüttü. Gurbanoğlu 2017’de kendisini dolandırmakla suçladı.
14- KKTC’de kurduğu bir şirkete para aktardığını iddia etti. Aykaç şimdi nerede dersiniz? Demirören Gazetecilik ve TFF yönetiminde yer alıyor.
9 Mayıs 2014 günü yönetimde sürpriz bir değişiklik yaşandı. Tolga Ağar şubeye müdür olarak atandı.
15- 21 Mayıs 2014 günü Tolga Ağar bu sefer de şubenin yönetim kurulu üyeliğine seçildi. Bir yıl sonra da 15 Temmuz 2015 günü, İstanbul merkezdeki olağanüstü genel kurulda ana şirketin yönetim kurulu üyesi ve başkanı oldu. Palmali’nin ağırlığı azalırken, Ağar’ların ağırlığı arttı.
16- Nitekim 16 Ağustos 2018’de Tolga Ağar yetkilerini bırakırken, babası Mehmet Ağar yönetim kuruluna giriyor ve bir yıllığına başkan seçiliyordu. 24 Ekim 2018’de yapılan toplantıda ise yönetime yeni isimler dahil oldu ve Mehmet Ağar’ın görevi 2021 yılına kadar uzatıldı.
17- Böylece Gurbanoğlu’nun zor durumdaki Kamhi’den 2011’de 42 milyon dolara satın aldığı şirket, 2018 itibariyle adım adım ‘kapalı devre’ el değiştirip, Kasım 1996’da “Ödülüm bu mu olacaktı” diyen Ağar’ın ve ailesinin hakimiyetine girdi.
18- Gurbanoğlu, yakın tarihin kara kutularındandır. Etrafında sadece siyasetçileri, onların akrabalarını değil; futbolcuları, sanatçıları, bürokratları, ortak işlere giren sermaye gruplarını da görebilirsiniz.
19- Orada da özelleştirilen PETKİM’in çeperinde oluşmuş halkada, yine aynı siyasetçileri ve akrabalarının yanında Kalyon’dan Çalık’a uzanan sermaye gruplarını bulursunuz.
20- 17 yılın serencamı budur. İktidar ve etrafındaki zümrenin bu iki oligarşik yapıyla kurduğu ilişki, koruma kalkanı her gün daha fazla tahkim edilmeye çalışılan başkanlık rejiminin bekasının ne anlama geldiğini gayet güzel özetliyor.
Son olarak, Mehmet Ağar’ın Ciner grubuna ait HABERTÜRK TV’nin gerçek sahibi olduğu hem Ankara’da hem de basın dünyasında kısık sesle dillendirilen bir dedikodu.
Yalıkavak Marina
Bu meşhur fotoğraf Yalıkavak Marinada çekilmişti.
Alaatin Çakıcı ayın 15 gününü burda gerdiğini bizzat mahkemede adres verirken söyledi
Kaynak : Bahadır Özgür ( Gazete duvar)
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Tatlıses'i "bir halk kahramanı" olarak gençlere sunanlar aslında aşağıda sıralanan onlarca kirli eylemi de gençlere "örnek davranış" olarak göstermiş oldular.
2- Tatlıses'in Kenan Evren'den Özal'a, Uzan'dan Erdoğan'a uzanan siyasi ilişkileri ile defalarca silahlı yaralama, dayak, tehdit, kadınlara şiddet ve hakaret olayına karışmış olması birlikte düşünüldüğünde Türkiye sağının "halk kahramanı" modeli anlaşılmış oluyor.
3- Feodal bağlantıları ve siyasi ilişkileri ile yarattığı kirli "imparatorluk", Kuzey Irak'ta işgal fırsatçılığı yaparak aldığı ihaleler, işçilere ödemediği maaşlar defalarca gündeme geldi. Bunlar dışında da Tatlıses'in "ahlaklı" davranışları eksik olmadı!