Lozan'ı ABD'ye kabul ettirmek için Chester Antlaşması kabul edilmiştir.
Atatürk, Chester'i inceleyince bunun, ülkenin bir bölümünü ABD’ye peşkeş çekmek olduğunu söyleyerek TBMM’yi yeniden toplamış ve bu antlaşmanın onayını iptal ettirmiş ama kendisine suikastler de başlamıştır,
1-18 Ocak 1927'de ABD Senatosu'nda yapılan oylama ile Lozan Barış Anlaşması'nın onaylanması reddedilir.
Peki ama neden?
Yıl 1923. Lozan Konferansı görüşmeleri, İngiltere'nin çıkardığı zorluklar yüzünden tıkanmak üzere iken ABD aniden Türkiye'ye destek verme kararı alır ve +++
2-+++ve İngiliz Hükümeti anlaşmanın altına imzasını koyar. Amerika'nın aniden Türkiye'yi desteklemesinin altından, dönemin bakanlarından Rafet Bey'in ABD yetkilileri ile gizlice imzaladığı Chester
Antlaşması çıkar. Antlaşma TBMM tarafından da onaylanır.
3-Ancak TBMM'de aceleyle onaylanan bu anlaşmadan şüphelenen Atatürk, yaptığı incelemede Chester imtiyaz haklarının Türkiye'nin Aleyhine olduğunu görüp, anlaşmayı yırtıp çöpe atar ve tanımadığını açıklar. Bu olayın ardından ABD de Lozan Anlaşması'nı tanımadığını dünyaya ilan eder.
4-ABD'li Senatör Upshow Anlaşmayı reddetmeleri gerektiğini savunurken adeta kin kusar!
Antlaşma,
Timurlenk kadar hunhar, Müthiş İvan kadar sefih ve kafatasları piramidi üzerinde oturan Cengiz Han kadar kepaze olan bir diktatörün zekice yürüttüğü politikasının bir toplamıdır der
5-Bu canavar (Atatürk'e diyor!) savaştan bıkmış bir dünyaya, bütün uygar uluslara onursuzluk getiren bir diplomatik antlaşma (Lozan) kabul ettirmiştir. Buna her yerde bir Türk Zaferi dediler.
6-Ve eski dünya parlamentolarını bunu kabule ikna ettikten sonra büyük sermaye grupları, soğukkanlı ticaret erbabı ve giderek güya bazı din temsilcileri bile Türkiye'yi uygar uluslar masasında, Uluslararası bir konuk durumuna yücelterek Amerika'yı yüksek ülkülerinden...
7-... uzaklaştırmada birleştiler...
Ermeni lobicisi de olan Upshow'un Timurlenk, Müthiş İvan ve Cengiz Han'a benzeterek canavar dediği lider Atatürk'dür.
8-Amerikalılar Chester İmtiyaz Anlaşması ile sömürüye açacakları Türkiye'nin zeki lideri iğrenç planlarını bozduğu için Atatürk'e diş bilemişlerdir.
9-İlk 1908'de başlayan Chester Projesi, Amerikalı emekli Amiral Colby Chester'in aracılığı ile bir ABD-Kanada ortaklık grubu şirketi tarafından hazırlanan bir projedir ve inşa bölgesinin çevresindeki madenleri işletme imtiyazı karşılığında bazı bölgelerde demiryolu ve liman +++
10-+++ yapımını içeren projeye göre şirket Adana-Yumurtalık, Musul Kerkük ve Samsun bölgelerinde yaklaşık 4400 km'lik bir demiryolu; Yumurtalık ve Trabzon'a birer liman inşa edecek buna karşılık olarak da +++
11-+++ bu bölgelerin çevresindeki 40 km'lik bir kuşak çevresinde bilinen ve sonradan bulunabilecek petrol ve diğer tüm madenleri 99 yıllığına işletecekti.
Şirket demiryolları ve limanlardan, madenlerin işletiminden elde ettiği kârdan Türk Hükümetine belirli bir pay verecekti.
12-İşte Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye'nin bağımsızlığına ters düşen, hatta Sevr'deki gibi Türkiye'nin parçalanmasına yol açabilecek Doğu'daki bu imtiyazı yırtıp çöpe atmıştır.
Amerika Birleşik Devletleri Senatosu'nun 18 Ocak 1927'de aldığı karar ise maalesef hala geçerlidir.
13-Yani, ABD Lozan Barış Anlaşmasını hala tanımamaktadır.
Çünkü ABD sömürü ve kapitalizm üzerine tasarlanmış bir devlettir ve ABD'nin dostu yoktur. ABD için ya düşmansınızdır ya da sömürge. Olup olabileceğiniz bundan ibaret.
14-Anlaşmanın kısa özetini okumak isteyenler için,
15-1908 den beri ülkemizin başına
musallat edilen Chester'in Lozan'da ABD'nin ön şart olduğunu görüyoruz!
Lozan'da istediğini alan Atatürk bu Anlaşmayı iptal edince ABD tarafından türlü çeşit tacizlere ve süikastlere uğratılacaktır.
16-ATATÜRK'TEN SONRAKİ YILLARDA ABD İLE YAPILAN İKİLİ ANTLAŞMALARA KISACA GÖZ ATALIM
ABD ile yapılan ilk ikili anlaşma, 23 Şubat 1945 tarihinde imzalandı. Borç alma ve kiralamalarla ilgili olan bu anlaşma TBMM'de 4780 sayıyla yasalaştı.
17-Anlaşmanın temel özelliği, adının Karşılıklı Yardım Anlaşması olmasına karşın, ABD isteklerinin Türkiye tarafından kabul edilmesi ve Türkiye'yi ağır yükümlülükler altına sokmasıydı...
18- Anlaşmada, 'Koruyucu Hükümler' olarak yer alan maddelerle, Türkiye'nin değil ABD'nin 'haklan' korunuyordu! Anlaşmanın II. maddesi şöyleydi: TC hükümeti, sağlamakla görevli olduğu hizmetleri, kolaylıkları ya da bilgileri ABD'ye teslim edecektir.'
19-Böyle bir maddenin bağımsız iki ülke arasında yapılan bir anlaşmada yer alması, örneği olan bir uygulama değildir. TC hükümeti, ABD'ye hizmet sunmakla görevli olacak ve bu görevin sınırı da belli olmayacaktı!!!
20-ABD ile yapılan 2. anlaşma, 27. 2. 1946 gün/4882 sayılı yasayla kabul edilen kredi anlaşmasıdır. Özü, dünyanın değişik yerlerinde ABD'nin elinde kalan ve ülkesine geri götürmesi pahalı olan eskimiş savaş artığı malzemeleri satın alması koşuluyla Türkiye'ye borç verilmesiydi!
21-Türkiye, 1950'ye dek ABD ile 7 Mayıs 1946 tarihli Borçların Tasfiyesi ile İlgili Anlaşma, 6 Aralık 1946 tarihli Kahire Anlaşmasına Ek Anlaşma, 12 Temmuz 1947 tarihli Askeri Yardım Anlaşması ve 27 Aralık 1949 tarihli bir başka Askeri Yardım Anlaşmasını imzaladı.
22-Demokrat Parti döneminde, 1954'de Ulslarası petrol şirketlerinin adamı Max Bell'in hazırladığı ve Atatürk'ün çok önem verdiği petroldeki devlet tekelini kaldıran Petrol Yasası çıkarıldı! Bu yasanın 136. maddesi şöyleydi: Bu yasa yabancı şirketlerin izni olmadan değiştirilemez!
23-Atatürk'ün ölümüyle başlayan ve 1963 yılında AB ile imzalanan Ankara Anlaşması'na dek geçen 25 yıllık geri dönüş süreci içinde, yapılan uygulamalar ve bu uygulamaların Türkiye'yi getirdiği mali ve siyasi durumu, ekli linkten okuyabilirsiniz.
24-David Rockefeller;
“Atatürk yüzünden, planlarımızı
yarım yüzyıl ertelemek zorunda kaldık.” demişti. (Bknz: Şeref Mercan, “İlluminati-Piramitte Sona Doğru” 2005).
E. Hava Pilot Albay Osman Başıbüyük'ün ikili anlaşmalar hakkındaki analizi de ektedir. odatv4.com/erdogan-mender…
25-Chester İmtiyazı 13 Temmuz 1923 tarihindedir; "Amerika’ya olan inanç ve güvenimizin somut bir delilini, Chester İmtiyazını vermek suretiyle gösterdik" bu imtiyazdan 11 gün sonra Lozan imzalanmıştır.
Bu Türk-Amerikan Barış V Ticaret Antlaşması değildir! yenicaggazetesi.com.tr/mobi/amerikali…
26-Atatürk, Nutuk'ta, Lozan için şöyle demiştir;
"Bu anlaşma, Türk milletine karşı, yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Serv anlaşmasıyla tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastin sonuçsuz kaldığını bildirir bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasi zaferdir."
27-Osmanlı başkenti İstanbul'u ve Anadolu'yu işgale gelen İngiliz, Fransız ve Yunan askerlerini izliyorsunuz..!
Tabi bir de esas Fatih'i .
28-ABD'li Senatör Upshow açıklamaları ve Chester Anlaşmasının detaylarını okumak isteyen arkadaşlara kaynak kitap önerimdir. Bu kitapta Upshow'un o rezil açıklamaları da var,
Chester Anlaşması da var.
Sarsıcı bir kitaptır.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Türk; Hoca Saadettin Efendi'ye göre, leşti, hilebazdı, aşağılıktı…
Türk; Naima'ya göre, azgındı, çirkindi, kabaydı, cahildi…
Türk; Nef-i'ye göre, Allah'ın irfan pınarını yasakladığıydı…
Türk; Baki'ye göre, kabaydı…
Türk; Hafız Çelebi'ye göre, baban bile olsa öldürülmesi gerekendi…
Türk; Sadrazam Kuyucu Murat'a göre, başı vurulması gerekendi…
Türk; Aksaraylı Kerimettin Mahmut'a göre, hunhar köpekti. Me'lundu…
Türk; Merzifonlu Seyyit Abdurrahman Eşref'e göre, eşsiz bir gaddardı…
Türk; Gelibolulu Mustafa Ali'ye göre, pasaklıydı, çirkindi…
Türk; Taşlıcalı Yahya'ya göre, soyu kuruyasıca idi…
Türk; Büyükelçi Moralı Çuhadır Ahmet'e göre, hayvandan farkı olmayandı…
Türk; Tokatlı Nuri'ye göre, şehir dili bilmez hayvandı…
Türk; Şeyhülislam Mustafa Sabri'ye göre, tiksinti duyulandı…
Türk; Vahdettin'e göre, dini, soyu sopu, yurdu belirsiz, cahiller sürüsüydü…
Siniriniz bozulmasın devam etmeyeyim!
Osmanlı…
– Ermenilere, “Millet-i Sadıka”…
– Araplara, “Kavm-i Necip”..
– Rumlara, “Romalı” anlamına gelen “Romeos” derken Türkler'i böyle aşağıladı.
Peki, Türk kendini nasıl görüyordu?
İşte Türk'ün hali; +++
2-++“İlk ders beni şaşırtmıştı.
Bu bölük, o zamanki milletin bir parçasıydı. Hepsi de Anadolu köylüleriydi. Biz Anadolu köylüsünü dindar, mutaassıp bilirdik. Halbuki bu gördüklerim sadece cahildiler...
Fakat asıl şaşkınlığım ikinci derste oldu. Daha ilk sual cevaplarda anlaşıldı ki, bu askerler yalnız hangi dinden olduklarını değil, hangi milletten olduklarını da bilmiyorlardı.
‘Biz hangi milletteniz' deyince her kafadan bir ses çıktı:
‘Biz hangi milletteniz' deyince her kafadan bir ses çıktı:
‘Biz Türk değil miyiz' deyince de hemen, ‘Estağfurullah' diye karşılık verdiler.
Türklüğü kabul etmiyorlardı.
Halbuki biz Türk'tük. Bu ordu Türk Ordusu'ydu. Türklük için savaşıyorduk...
Asırlarca süren maceralardan sonra son sığınağımız ancak bu Türklük olabilirdi.
Fakat ne çare ki bu “biz Türk değil miyiz?” diye sorunca “Estağfurullah” diye cevap verenlerin görünüşe göre Türk demek Kızılbaş demekti.(…)
Dininde, milliyetinde birleşmiş olmayan bu bölük, dersler ilerledikçe görüldü ki, devletin şeklini, devletin adını, padişahın ismini, devletin merkezini, başkumandanını ve onun vekilini de bilmemektedir.
Hele iş, vatan bahsine dönünce büsbütün karıştı. Kısacası, vatanımızın neresi olduğunu bilen yoktu. Yahut da bütün bilgiler, belirsiz, köksüz, şekilsiz ve yanlıştı…”
Şevket Süreyya Aydemir (1897-1976), öyküsünü yazdığı “Suyu Arayan Adam” kitabında böyle anlattı Türkleri…
VATANDAŞLIK BAYRAMI
Falih Rıfkı Atay (1894-1971),
“Batış Yılları” adlı eserinde kendi kuşağını Osmanlı'nın son çocukları olarak tanımladı:
“Kendime ilk defa ne zaman ‘Türk' dediğimi pek hatırlamıyorum. Bizim çocukluğumuzda ‘Türk', kaba ve yabani demekti.
İslam ümmetinden ve Osmanlı idik. İlmihallerde baş dersimiz ‘din ile milliyetin bir olduğunu' öğrenmekti.
‘Vatan' sözü yasaktı. Onu ben büyüyüp de Namık Kemal'i okuduğum günlerde kitapta gördüm. Kulağımla ancak Meşrutiyet'te duydum.
Biz padişah kulları idik.
Okul çıkışlarında her akşam sıraya girer, ‘Padişahım çok yaşa' diye bağırırdık…”
Buraya kadar yazdıklarımın kuşkusuz amacı var:
Mustafa Kemal de, Osmanlı'nın son kuşağındandı. Türk'ün, Osmanlı iktidarı tarafından nasıl aşağılandığını yaşadı.+
Osmanlı münevverlerinin Babıali'de “Türk” sözünü Arap aksanıyla ifade ederek “Terk” diye yazdıklarını unutmadı. (“Terk” sözcüğünün çoğulu Arapçada “Etrâk” demekti; ve Türklere, “İdrâki biidrak” -anlayışsız Türkler- diyorlardı!)
Oysa…
Türk; Atatürk'e göre, yıldırımdı,
Oysa…
Türk; Atatürk'e göre, yıldırımdı, kasırgaydı, dünyayı aydınlatan güneşti. Bu sebeple…
96 yıl önce…
Tarih: 23 Mayıs 1928.
TBMM, 1312 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nu kabul etti. Böylece…
Asırlardır hor görülen Türk, yurttaşlık payesiyle onurlandırıldı.+
Osmanlı ile Cumhuriyet farkı buydu…
Bugünlerde…
“Osmanlıcı” geçinen kimi AKP'liler, Ekrem İmamoğlu'nun “Türk” değil, “Rum” olduğunu ima ederek onu aşağılamaya çalışıyor!
Demek ki artık…
“Türk”, Osmanlı'da olduğu gibi aşağılanan-horlanan değildi.
3-Bu yazıyı yazalı 10 yıldan fazla olmuş. Milyonlarca insan belki de ilk defa Kürtleşen Türkmenleri öğrenmişti. Hala güncelligini koruyor. turkiye.net/yelpaze/konuk/…
--Amerikalı gazeteci:
Niye değiştirdiniz milletin alfabesini diye soruyor Atatürk'e.
--Atatürk'ün cevabı:
Hayır milletin değil, 10 bin kişinin alfabesini değiştirdim. Doğru alfabeyle de millete de okuma yazmayı öğrettim.
1-Tarih boyunca Türkçe'nin kaydedildiği alfabeler 18 tanedir.
(Dilbilimci Prof Dr Ahmet Buran hocadan alınmıştır) @AhmetBURAN4
@AhmetBURAN4 2-Yıllarca aklımızla alay edercesine bir gecede alfabe değişti de dedemizin mezar taşını okuyamıyorum dedi malum zırtolar, kütüphaneye gidipte hiç bir şey okuyamıyorum dedi aynı zırtolar! Peki bunlar Osmanlı'da alfabe tartışmalarını? Bal gibi biliyorlar.. altayli.net/osmanlida-alfa…
MHP Ankara eski il yönetim kurulu üyesi Mehmet Sakarya’nın kaleminden..!!!
BİZ UYUDUK…!?
ABD 2002 yılında ülkemizi işgal ettirdi. Kime mi..!?
T.C. kimliği taşıyan, fakat aslında fanatik Türk düşmanı olan mollalara..!?
Hafızanızla zaman tüneline girin, Yaşadıklarımızı bir film gibi seyredin! Hafızın şiir okuması ve göstermelik kodese aldırılması… Ahmet Özer ...
1- Mağdura bu millet bayılır… ABD yani CIA bizi bizden iyi tanır…
Ben o sırada MHP Ankara İl yönetimindeydim. Bahçeli ani kararla istifa ettirildi, Hükümet yıktırıldı. İstifa haberi geldiğinde, İl yönetimi toplantıdayız, Dedim ki,
“Herkes intihar edebilir, Genel başkanımız da siyaseten intihar etmiştir, yalnız partiyi de peşinden sürüklemiş, onu da öldürmüştür”
2- Başkan Yaşar Yıldırım kireç gibi oldu.
“Abi ipimizi çekiyorsun” dedi…
“Başkan” dedim “benim ipim yok, 1966 yılından beri bu hareketin içindeyim.Her düşündüğümü söylerim… Rahmetli Başbuğumun döneminde de böyleydim”
Dediğim çıktı, Bahçeli’nin İsifasıyla hükümet yıkıldı, seçime gidildi… MHP barajın altında kaldı… Arapçı, daha doğrusu ABD’nin adamları kazandı… ABD, FETÖ, CIA, Yerli işbirlikçileri elele verdi, önce askeriyeyi çökerttiler…
Türkiye'de neden hiç kimse;
Saka Torunuyuz, Hun Torunuyuz, Göktürk torunuyuz
Uygur torununuyuz,
Avar, Hazar, Kıpcak torunuyuz demiyor da
sadece Osmanlı torunuyuz diyor?
Yani mesele Türklük ise Sakalar/İskitler, Partlar, Hunlar'dan başla saymaya.
Yok eğer mesele hükümdarlık ise Uygurlar hükümdarlığın
kralı yaptı...
Herkes neden sadece Fatih'in, Selim'in torunu oluyor..??
Neden hiç kimse, Targıtay'ın, Alper Tunga'nın, Tomris Hanin, Kabaç Han'ın, Teoman Han'ın. Mete Han'ın. Atilla'nın. Kürşat'ın. Gültikin'in Bilge Tekin'in Osman Batur'un. Şeyh Şamil'in torunuyum demiyor...
Osmanlı'dan başka devlet mi bilmiyorlar yoksa..??
2-Bu Osmanlı torunuyum diyenler arasında İlk Turan İmparatorluğunu bilen var mı? Ya da
Kavimler göçü sonrası Avrupa'da kurulan ilk Türk devletini bilen var mı..??
Balamir Kağan'ı tanıyan var mı aranızda eyyy Türkçü geçinen Osmanlıcılar..
Yani mesele tarihe sahip çıkmaksa İskitleri, Asya ile, Avrupa Hunları, Ak Hunları, Doğu Anadolu ve İran'da kurulan ve tam 652 sene hüküm süren KaraHunlar Devletini bilen var mı?
Daha geriye gidersek yine Doğu Anadolu bölgesinde 4 bin yıl önceden var olan Ön Türk Devleti Türki Krallığını bileniniz var mı? Hattileri, Turukkuları,
Veya Samsun'daki İskitleri, yine Doğu Roma-Bizanstan 1500 yıl önceki İstanbul'daki Oy Bil devletini, ön Türkçe adı Astan Bulin (Bolig) şehrini, Atatürk neden Konstantinopolis'ten İstanbul'a çevirdiğini biliyor musunuz? ... Beşiktaş Metro kazılarında ortaya çıkan Kurganlar ve altınların sahipleri Rum Yunan Ermeni değil Ön Türklerdir. Kamlık İnancı'nın Atalar Kültü inancı gereği Altınlar , Elbiseler, Giysiler, Kılıç, At veya Eşleriyle birlikte gömülüyordı ve bu inanç sadece eski Türklerde vardı.
Yani Neden sadece Osmanlı..?? Saltanat ile yönetildiği için mi..??
Avarları, Hazarları tanıyan var mı aranızda.??
Hazar Türk devleti bugünkü Rusya'dan daha büyüktü..
Belki adını bile duymadınız.. Niye ille de Osmanlı..
Harfleri Arapçayı Farsçayi anımsatıyor diye mi..??
3-Sizin Türklükle, Tarihle ilginiz yok..
Sizin, yobazlıkla ilginiz var..
Geri kalmışlıkla, Sizi yönetenleri şatafatlı hayatlarıyla,
Yalakalıkla ilginiz var...
Mesela tarihe sahip çıkmaksa Osmanlı'dan daha büyük devletlerde var tarihimizde...hemde gerçekten Türk'e hizmet eden devletler...
Oğuzlar, Türgişler, Karluklar...
Neden hiç Karahanlı, Kıpçak, Gazne, Selçuklu torunuyuz diyen yok..
Memluk(Kölemen) Türk devletini "Devletü't Türkiyye" adını duyan var mı aranıza..??
Ya İhşidleri, Eyyübileri, Tulunoğlu Türk Devletlerini bilen var mı aranızda? Ya da bunların hikayelerini bilen..??
Siz sadece takke, cübbe, sakal seviyorsunuz..
Bu yüzden Osmanlı torunuyuz diyorsunuz..
Tarihte övünülecek çok daha büyük devletler çok daha büyük kahramanlar varken neden sadece Osmanlı..??
Siz dinciligi seviyorsunuz.. Dine bağlı gericiliği seviyorsunuz.. Pedofili seviyorsunuz! Bu yüzden sadece Osmanlı'yı biliyorsunuz..
İskitlerden, Partlardan, Hattilerden, Subarlardan Ak veya Kara Hunlardan, Avarlardan, Etrüsklerden haberiniz yok..
Bir tek Osmanlı biliyorsun ama onu da yanlış biliyorsun..
Hadi tanışın gerçek Osmanlıyla bari...
1-Osmanlı Türk Devleti ise Neden Türklerin Bundan Haberi Yoktur!?
15 Ekim 2024
Osmanlı Devleti Türk Devleti ise:
1. Neden Osmanlı’da Müslüman Türkler fakir, gayrimüslimler zengindir? Yunan Ord. Prof. Dr. Dimitri Kitsikis: “Batılılar bizi kışkırtana kadar Osmanlı’yı, Ermeniler, biz (Yunanlılar) ve diğer devşirmeler yönetiyordu.” x.com/Saka_larr/stat…
2. Neden Anadolu’daki Türkler İstanbul’a (o zamanki adıyla Konstantinopolis) gitmek için bulunduğu şehrin eşrafından, ağasından, beyinden, borcu olmadığına ve geri döneceğine dair iki kefilli muhtesip vizesi istenirken, bu vize Yunandan, Ermeniden, Yahudiden ve diğer gayrimüslimlerden istenmezdi?
2- 3-Neden Boğaz’ın iki yakasındaki yalılarda, köşklerde, Marmara Denizi’nin çevresindeki yalılarda, köşklerde bir tane Müslüman Türk yaşamıyordu?
4. Neden Osmanlı Bankası dahil 12 bankanın sahipleri Yunan, Ermeni vb. iken Türkler bankada işçi olarak bile çalışamıyordu? Duruma istisnai bir tepki olarak Ziya Paşa Ziraat Bankası‘nı (Memleket Sandıkları) kurmuş, sonra da Ziya Paşa Taif’e (Arabistan’da) sürgün edilip zindanda boğdurulmuştu!
5. Neden Anadolu’da doktor, eczacı, hatta köy bakkalları bile Yunan veya Ermeniydi?
6. Neden Türkler 10 yıl, hatta 15 yıl askerlik yaparken, Osmanlı vatandaşı Yunan ve Ermeniler askerlikten muaf tutulmuştu? Bu durumun ticaret, sanat ve her türlü faaliyetten Türklerin dışlanmasına yol açtığı bilindiği halde sürdürülmüştür!?
7. Neden Osmanlı’da Tanzimat aydınları, “Bu alfabe bizi cahil bıraktı, Latin alfabesine geçelim,” diye İlbasan kongreleri düzenliyorlardı?
Zaten tapu daireleri, telgraf ve saraydaki bazı yazışmalar ve mektuplar Latin alfabesiyle yapılıyor, örneğin 1795 tarihinde Hatice Sultan’ın mimar sevgilisine yazdığı mektup Latin alfabesiyledir. (Resmi ekte)
Durum böyle iken, Anadolu’daki Türkmen-Oğuzlara, Müslüman Türklere neden Arap ve Fars harfli uyduruk Osmanlıca dayatılmıştır?
Jandarma görmesin diye Kuran-ı Kerim’leri tarlalara saklardık...
Atatürk döneminde jandarmalar köy köy gezip kimlerin Kur’an okuduğunu kontrol ediyor ve “Sen misin din dersi veren?” diyerek hocaları alıp götürüyormuş.
Tamamen hayal ürünü olan bu anlatıyı belgelerle çürütelim ve Atatürk döneminde dini kitapların okutulmasından bahsedelim. Lütfen sonuna kadar dikkatle okuyun.
Birazdan belgeleriyle göreceğiniz üzere Atatürk, Kuran-ı Kerim'i ve din kitaplarını yasaklamak bir tarafa, hem askerler için hem köylüler için ayrı ayrı din kitabı hazırlatmıştır. Köylerde her evde mutlaka bir Kur’an-ı Kerim ve din kitabı bulundurulması için resmî adımlar atmıştır. Okullarda din ve Kuran-ı Kerim dersleri okutulmuştur. Başlıyoruz.
1⃣- Askere Din Kitabı
26 Mart 1925’te Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak, Diyanet İşleri Başkanlığından askerlerin İslam dinini öğrenmeleri için kışlaların uygun yerlerine asılmak maksadıyla ayet-i kerime ve hadis-i şerif yazılı levhalar hazırlanıp gönderilmesini ve askerlere okutulmak üzere bir din kitabı hazırlanmasını istemiştir. Bunun üzerine Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Akseki tarafından görmüş olduğunuz Askere Din Dersleri kitabı hazırlanmış ve silah altındaki tüm askerlere okutulmaya başlamıştır.
2⃣- Köylü Din Dersleri Kitabı
1928 yılında köylümüzün İslam dinini layıkıyla öğrenmesi için yine Ahmet Hamdi Akseki tarafından Köylüye Din Dersleri adlı bir kitap yazılmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bu kitabın köylülere ulaştırılmasının sağlanması için müftülüklere talimat verilmiştir.