Con Sinov Profile picture
Feb 7, 2021 31 tweets 4 min read Read on X
İskilipli Atıf'ın hain olduğunu biliyoruz. Ama niye hain olduğunu da bilelim. Bu mendebur, nursuz herif neden ihanet etti, bilmek lazım.

İskilipli Atıf ve çevresi, Milli Mücadele'yi istemiyordu. İşgalci Yunan ordusuna saldırmanın milli menfaatlere aykırı olduğunu düşünüyordu.
Önce şunu belirtmek lazım. Atıf, Teali İslam Cemiyeti başkanıydı. Mustafa Sabri'den sonra bu koltuğa oturdu. Atıf ile Mustafa Sabri'nin arası çok iyidir.

Mustafa Sabri, Damat Ferit tarafından şeyhülislam olunca, cemiyetin başkanlığına Atıf geçti.
Mustafa Sabri de Atıf gibi bir haindir. Hatta katmerlisidir. Atatürk ve arkadaşlarının idamı için fetva yazdırılmasının arkasındaki isimlerden biri odur.

Hatta Mustafa Sabri, Sevr'in onayı için Vahdettin tarafından kurulan şuranın üyesiydi. Ve Sevr'i kabul için oy vermiştir.
Şimdi diyeceksiniz ki, madem bunlar devlet yönetiminde olan insanlar, neden düşmanı destekliyorlar? Düşman kazanınca kendileri de kaybetmeyecek mi?

Hayır. Kaybetmeyecekler. Aksine kazanacaklar. Daha doğrusu öyle olacağını sanıyorlar.
Damat Ferit, Mustafa Sabri ve İskilipli Atıf gibilere "düşman kazanmıştır, direnmeye lüzum yoktur, direnirsek daha kötüsü olabilir, o yüzden Sevr gibi bile olsa kabul edip geçelim" kafasında tiplerdir.

Bunların böyle düşünmesinin sebebi de büyük oranda İngilizler olmuştur.
İngilizler, Osmanlı'yı yenince genel olarak İttihatçı avı başlatmıştır. Zaten içeride İttihatçılara düşman olanlar da mevcuttu.

Haliyle İngilizler, kendilerine hizmet etmek için İttihatçı düşmanlarını (Bunlar genelde İslamcılar ve liberaller olmuştur) kafaya almıştır.
İngilizlerin İttihatçılardan nefret etmek için üç temel nedeni vardı:

- Kapitülasyonların kaldırılması,
- İngiliz düşmanı Almanlarla ittifak,
- İngiltere'ye karşı savaşa girilmesi...
Liberaller ve İslamcıların da İttihatçılardan nefret etmek için nedenleri vardı:

- İttihatçıların politik olarak İslamcı olmamaları,
- İttihatçıların Abdülhamit-sonrası dönemdeki gücü,
- Devletin İngiltere'ye karşı savaşa sokulması...
İskilipli Atıf da bu İslamcı ekolden gelir. Ama son derece politiktir. Yani politik fikirleri dini fikirlerinin önüne geçmiştir. Zaten onu gaflete düşüren de bana göre bu acziyetidir.

Neyse, İngilizler, İstanbul'u işgal ettikten sonra Liberaller ve İslamcılarla temas kurdu.
İngilizlerin bu konudaki ana aktörü Casus-Papaz Robert Frew'dir.

Frew, kendisine hizmet edecek herkesi yoklamış ve çekmeye çalışmıştır. Hatta Samsun'a gitmeden önce Atatürk'le de görüştü. Onu adeta sınadı.
Frew, İttihatçılarla ilgili sorular sorarak Atatürk'ün bakışını öğrenmeye çalıştı. Beklediği İttihatçı nefretini sezebilirse, belki onu da yanına çekmeye çalışacaktı.

Kaldı ki Atatürk'ün Enver Paşa ile sorunları vardı. Karşı cepheye geçmesine ihtimal verenler vardı.
Ama Atatürk, İttihatçıları hatalarıyla ve sevaplarıyla vatanperver olarak niteledi. Gaflete düşmedi.

Bunun da sebebi, Atatürk'ün vatansever olmasıyla ilgilidir. Politik çıkarlarını memleket çıkarları üzerinde tutmamış, işgalciye yaltaklanmamıştır.
Frew, liberalleri ve islamcıları kontrol altına almak için Sait Molla ve Mustafa Sabri üzerinden iki dernek kurdurdu.

Liberallerin kontrolü için İngiliz Muhipleri Cemiyeti kuruldu.
İslamcıların kontrolü için Teali İslam Cemiyeti kuruldu.
Sait Molla, Damat Ferit, Mustafa Sabri gibiler, millete inanan ve güvenen tipler değildi. İngiliz üstünlüğünü kabullenmişlerdi.

Uşak ruhlu olduklarından, mücadeleye inanmıyorlardı. Zaten onlara göre mücadeleyi başlatanlar da İttihatçıydı. Onlarla yan yana gelmek istemiyorlardı.
Haliyle, Sait Molla, Mustafa Sabri gibiler, Milli Mücadele'yi, sevmedikleri İttihatçıların yeni bir macerası olarak gördüler. Onlara göre Kuvayi Milliye düşmana saldırıp, onu daha da öfkelendirip, işgalin dozunun artmasına neden olacaktı.
Bu uşak ruhlular, politik fikirleri ve Anadolu'ya güvenmemeleri nedeniyle mücadeleye karşı çıktı. Bunun yerine İngilizlerle anlaşmayı tercih ettiler.

İngilizler Sevr gibi aşağılık bir teklifte bulunmasına rağmen onu "başka şans yok" diyerek kabul ettiler.
E tabi, İngilizler, Sevr'i kabul ettikleri için onlara dokunmayacaktı. Butik bir hilafet devletine müsaade edecekti. Politik rakipleri olan İttihatçıları yok edeceklerdi.

Yani bunlar, zahmet çekip ölmektense, uşaklığı kabul eden tiplerdi. O yüzden mücadeleye karşı çıktılar.
Bunlar eğer gerçekten dindar olsaydı, Hz. Peygamber'in ne zorluklar altında mücadele ettiğini bilirler ve bağımsızlıkları için ölümden korkmazlardı.

Ama bunlar, düşmanın elinde oyuncak olmuş uşak ruhlu tipler oldukları için, ihanetin içine düştüler.
Sonuç olarak Frew'in has adamı Damat Ferit, Vahdettin tarafından sadrazam tayin edilince Mustafa Sabri de şeyhülislam oldu.

Böylece Şeyhülislam olan Mustafa Sabri'nin yerine, İskilipli Atıf, Teali İslam Cemiyeti başkanı oldu.
Frew ve Mustafa Sabri, halkın Milli Mücadele'ye destek vermesini engellemek için "din" faktörünü kullanmaya karar verdi.

Böylece, halka "Milli Mücadele'ye katılmak haramdır, Milli Mücadele'ye karşı savaşmak İslam görevidir" temalı propaganda başlatıldı.
İşte, İskilipli Atıf'ı idama götüren suçu bu propagandaya hizmet etmesidir.

Onun cemiyeti, 26 Eylül 1919'da bir bildiri yayınlayarak halkı mücadeleden koparmak için dini kullanmıştır.
Bu bildiride geçen bazı ifadeler:

"Mustafa Kemâl ve Kuvâ-yı Milliyye maskaraları"

"Utanmaz hâinler"

"Kuvâ-yı Milliyye eşkiyası"

"Bu katil canavarları yaşatmamakla mükellefsiniz"

"Bunları vücutlarını dünyadan kaldırmak, Müslümanlık için bir farz olmuştur"
Üstelik bu bildiriye inansınlar diye "Elinize aldığınız fetvâ-i şerif ki Allanın emridir" diyecek kadar ileriye gittiler.

Kendi haysiyetsizliklerine, şerefsizliklerine ve hainliklerine haşa Allah'ı ortak edecek kadar alçaldılar.
Sonuç olarak bu bildiri, Yunan uçaklarıyla Anadolu'ya dağıtıldı. Halkın mücadeleden kopması ve işgalin kolaylaştırılması sağlanmak istendi.

Ama Anadolu'nun gerçek din adamları, karşı propaganda ile Milli Mücadele'nin dini bir görev olduğunu ilan etti.
İskilipli Atıf şayet haysiyetli bir karaktere sahip olsaydı, memleket işgale uğrarken politik saplantılarının, İttihatçı düşmanlığının esiri olmazdı.

İskilipli Atıf şayet şerefli bir insan olsaydı, her ne olursa olsun, işgale direnirdi.

Öyle olmadığı için hain oldu.
Sait Molla, Büyük Taarruz'dan sonra soluğu İngiliz büyükelçiliğinde aldı. Kısa süre sonra kaçtı.

Damat Ferit İzmir'in kurtuluşundan sonra Avrupa'ya kaçtı.

Mustafa Sabri ise Yunanistan'a kaçtı. Türklere "Müslüman barbarlar" dedi ve Türklüğünden istifa ettiğini açıkladı.
İşte, Atıf'ın el ele yürüdüğü dostları böyle kimselerdi.

Kendisi, Cumhuriyet'in ilanından sonra rejim düşmanlığına devam etti. Şapka İnkılabı'nı hedef alan bir risale nedeniyle yargılandı. Beraat Etti.

Daha sonra yukarıda anlattığım ihanetleri tespit edildi.
İskilipli Atıf, işte tam olarak bu ihanetleri nedeniyle idam edildi.

Fakat onun ihanetini zikretmekten utanan torunları, bugün, "Atıf şapka takmadığı için asıldı" diyerek yalana sarılıyor.
Bugün İskilipli Atıf'ı ananlar hem memlekete ihanet etmiş birini anarak kendilerini rezil ediyorlar hem de "bizim hainimiz hain değildir" gibi bir gelenek yaratıyorlar.

Yerli ve milli olduğu iddiasındaki insanların bu gafletinin takdirini sizlere bırakıyorum.
Ama şunu unutmamak lazım:

Onlar "Bizim İskiliplimiz hain değildir" dedikçe,
Diğerleri de "Bizim Öcalanımız hain değildir" diyecektir,
Ötekiler "Bizim Gülenimiz hain değildir" dedikçe,
Berikiler "Bizim Seyit Rızamız da hain değildir" demeye başlayacaktır.
Kaynaklar:

Nutuk,
Tayyib Gökbilgin - Milli Mücadele Başlarken
Mahmut Goloğlu - Devrimler ve Tepkiler
Devrim Vardar - İstanbul'un İşgali
Cahit Kayra - Sevr Dosyası
Ankara İstiklal Mahkemesi Zabıtları

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Con Sinov

Con Sinov Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @lordsinov

Dec 9
Suriye'de neler oluyor? 13 yıl direnen Esad rejimi 13 günde nasıl çöktü? ABD sürecin neresinde?

Sarığını çıkarıp sakalını kısaltan ve selefilikten istifa eden "eski cihatçı yeni ılımlı" lider sahneye sürülüyor...

Bu bilgiselde Türkiye'de pek konuşulmayan şeyler anlatılacak... Image
1* Muhalifler topyekün harekete geçti. Suriye'nin düşük maaşlı askerleri direnemedi. Rus hava gücü yeterli destek vermedi. İran çekimser kaldı. Hizbullah yardıma koşmadı ve Esad ülkeden kaçtı.

Ama bu sürecin ardında çok önemli hazırlıklar vardı.
2* Jolani yakın zamana kadar El Kaide ve IŞİD'le bağlantılığı selefi militandı. Fakat hayatı birkaç yıl önce değişmeye başladı.

Önce sarığını çıkardı. Askeri üniforma giymeye başladı ve selefi söylemlerini olabildiğince yumuşattı. Niyeti, ABD için tehdit olmaktan kurtulmaktı.
Read 39 tweets
May 28
Şimdi diyecekler ki, İsrail zaten zulmediyordu. Hamas 7 Ekim'de saldırmasaydı, İsrail yine zulmedecekti. Evet. Doğru. Ama askeri ve siyasi stratejide yaşanabilecek sonuçlar yelpazesi yalnızca zulümle ifade edilmez. Onlarca sonuç var.

Ben yine de anlatmayı deneyeyim.
1* İsrail Filistin'de hep zulmediyordu ama son iki yıldır onca uğraşa rağmen birkaç mahalleyi ancak boşaltabilmeyi başarmıştı. Daha fazlasına cesaret edemiyordu. Üstelik Arap ülkeleri ile İsrail arasında ABD'nin çabalarıyla bazı anlaşmalar imzalanmaya başlamıştı.
2* İbrahim anlaşmaları adı verilen bu anlaşmalar daha çok ABD'nin Çin'in Ortadoğu politikalarına karşı almaya çalıştığı önlemlerle alakalıydı. Neyse...

Diğer yandan Netanyahu hükümeti iktidara yeni gelmişti ve durumu pek parlak değildi. Hatta Biden'la arası iyi değildi.
Read 25 tweets
Apr 24
AB Sayıştayı sığınmacılarla ilgili yürütülen entegrasyon projeleri hakkında 71 sayfalık rapor hazırladı. Türkiye'nin performansını açıkça eleştirdi hatta suçladı.

Yarım kalan projeler
Geri alınan ödemeler
Eleştirilen kanunlar

Raporda yer alan bilgileri sizler için derledim👇 Image
1* AB Sayıştayı, raporunda Türkiye'nin AB'den aldığı paralarla 2022-2023 döneminde yapılan faaliyetleri denetlemiş. Okulları, hastaneleri ve alt yapı inşaatlarını gezip fotoğraflamış.

Raporda Türkiye açıkça suçlanıyor. Eleştiriliyor. Hatta verilen bazı paralar geri isteniyor.
2* Raporun hazırlanma nedeni olarak Türkiye'nin bazı konularda AB'ye gerekli verileri sağlamaması, bazı sığınmacıların şikayetleri ve bazı projelerin "önemli ölçüde" gecikmesi gerekçe gösterilmiş.

Haliyle AB, "madem para veriyorum, denetlerim" demeye getirmiş.
Read 41 tweets
Apr 22
Her 23 Nisan'da TBMM'nin açılışını kutluyor ve yad ediyoruz. Fakat acı bir gerçeği kaçırıyoruz.

23 Nisan'da Vahdettin-Ferit-İngiliz konsorsiyumu Anadolu'da kanlı bir ihaneti sahneye koydu. Türk askerleri katledildi. Anadolu iç savaşın eşiğinden döndü. Image
1* Mustafa Kemal, Nisan ayının başlarında Ankara'da meclis toplamaya karar verdiğinde Saray ve Damat Ferit korkuya kapıldı. Anadolu'yu kaybedeceğini anlayan Ferit bir askeri koalisyon kurup Kuvayi Milliye'yi yok etmeye karar verdi.
2* Ferit'in askeri koalisyonunda "Yunan ordusu halifenin dostudur" diyen Anzavur vardı. Ona derhal paşa rütbesi verildi ve padişah fermanıyla Balıkesir'e gönderildi.

Bağımsız Kürdistan için İngilizlerle yakınlık kuran Seyit Abdülkadir ise Kürtleri ayaklandıracaktı.
Read 33 tweets
Apr 15
Türkiye için hazırlanan 101 sayfalık Dünya Bankası raporunda sıkça geçen bir kavram: SuTPs

Yani, Syrians under Temporary Protection...
1* Dünya Bankası'nın 101 sayfalık "Türkiye Ülke Ortaklığı" raporu 9 Nisan'da yayımlandı. Türkiye, 3 gün sonra Dünya Bankası'ndan 18 milyar dolarlık ek finansman temin ettiğini açıkladı.
2* Raporun giriş kısmında Türkiye hakkında bazı genel bilgiler veriliyor. Bir tanesi depremle ilgili.

Türkiye'nin AB, BM ve Dünya Bankası desteğiyle gerçekleştirdiği değerlendirmeye göre depremle ilgili iyileştirme ve yeniden inşa faaliyetlerinin maliyeti 81,5 milyar dolar..
Read 31 tweets
Apr 12
Kemal Kılıçdaroğlu 2023 yılında uyguladığı başarısız strateji ile iktidarı farkında olmadan öyle bir girdabın içine düşürdü ki bu politik girdaptan çıkılması imkansız gibi.

Atatürk'ten Menderes'e, Ecevit'ten Erdoğan'a...
Türk siyaseti yıllar sonra yeni bir zeitenwende yaşıyor!
1* İnsanlar olacakları planlamaya ve tasarlamaya çalışmalarına rağmen yaşam çoğu zaman beklenmedik dönüm noktalarıyla doludur.

Bu beklenmedik dönüm noktaları Türk siyasi tarihinin ve aktörlerinin değişmez kaderidir. İlk ciddi örnek Milli Mücadele'den hemen önce Erzurum'dan...
2* Mücadelenin ilk ciddi hazırlığı 1919'da Erzurum'da gerçekleşti. Fakat mücadelenin fitili yaklaşık bir yıl önce yine Erzurum'da başlayabilirdi.

9. Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa, bölgede kurulan şuralar tarafından önder olarak seçilmişti fakat o, bu görevi kabul etmedi.
Read 33 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Don't want to be a Premium member but still want to support us?

Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal

Or Donate anonymously using crypto!

Ethereum

0xfe58350B80634f60Fa6Dc149a72b4DFbc17D341E copy

Bitcoin

3ATGMxNzCUFzxpMCHL5sWSt4DVtS8UqXpi copy

Thank you for your support!

Follow Us!

:(