"Kur'an anayasamız olsun" & "Şu şartlar altında bu mümkün değil"
Hacılar, Kur'an anayasa değil, anayasa usûlü olur. O, anayasa üstü bir metindir. Yol ve yordam bildirir. Bununla beraber içinde detay hükümler de vardır elbette.
Kur'an'da kazuistik içerik de, yordam bildiren içerik de vardır ve bu -bilinen anlamda- anayasa mantığına ters.
Kur'an "onların işi şura iledir" der. Şuranın içeriğine dair -benim gördüğüm kadarıyla-
detay (parlementer sistem. Başkanlık. Yarı başkanlık. Meşruti monarşi vs. Hangisi?) vermemiştir.
Anayasaya "işimiz şura iledir" mi yazacaksın? Velev ki yazdın, Türkiye örneğini düşünelim. Adamlar canı sıkılınca anayasa değiştiriyor,
senin kanunla belirlediğin yönetim sistemini mi hallaç pamuğu edemeyecek?
Anayasaya miras hükümlerini mi yazacaksın? Yani bunlar -bilinen anlamda- anayasanın konusu değildir sanıyorum. Ama kanun metnine yazdığında da değiştirilme ihtimali olacak tabi. Onu da düşünmek gerek.
İşte anladığım kadarıyla ne ona ne buna yanaşamayız. Kur'an'ı kendi vaaz ettiği kurallar ve tasavvurlarla değerlendirmeliyiz
Yoksa "Kur'an ana ilkeleri verir, detaylar konjenktüreldir" diyen tarihselciler gibi yahut tepkisel biçimde "Kur'an anayasamız olsun" diyenler gibi oluruz
Şu tweetin bulunduğu zincirde bu konuya değinmeye çalıştıydım. Zinciri okumasanız bile fotoğrafları okumanızı rica ediyorum:
Bu arada, takipçiler arasında hukukçu arkadaşlar varsa katkı sağlaması güzel olur.
Saçmalıyorsam, eksik bakıyorsam bilmek isterim.
Kuran anayasamız olsun diyorsan kıssaları nereye koyacaksın örneğin?
Kıssalarda doğrudan ahkam değil, öğüt vardır. Kur'an'ın sanırım 1/3'e yakını kıssalardan, mesellerden oluşur.
Kıssalar yol gösterir. Kanun koyacaksan nasıl olması gerektiği konusunda yordam bildirir sana
Bu ayetten kanunluk bir şey çıkar mı bilmiyorum ama bir usûl öğrettiği aşikar.
Kur'an işimizin şura ile olduğunu söylemiştir ama zamanımıza en uygun şuranın ne olduğunu nasıl bileceksin? Mevcut demokrasi anlayışının iflas ettiği ortada, 18 yaşına basmış herkesten oy devşirmek mantıklı bi seçim metodu değil.
Peki yeni bi tasavvur geliştirecek birikimin var mı?
"Eşcinsellik yassahhk gardaşım yassahk" demek sorunu çözmüyor. Var mı tedavi edebilecek birikimin?
Kur'ani toplumun şehirleri nasıl olmalı? Nasıl bir mimarimiz olmalı?
Çamlıca'ya 16. yy imitasyonu garabeti dikmekle kültürel iktidar olunmuyor. Firavun da kazıklara sahipti.
Anlatamıyom ama, gene de bi umut sorayım: Anlatabiliyo muyum?
Diziler çıkmadan aylar evvelinden her haberini takip etmiş, çıkış tarihlerini aylar evvelinden not almış birisi olarak ama hiçbirisinin de fanı, gurusu olmayan birisi olarak, sadece evreni ...
... ve hikayelerini beğenen ve bunlara saygı duyan, az çok edebiyattan anlayan; fantastik evrenlerden hoşlanan, biraz da iyi film -dizi izlemek isteyen birisi olarak konuşuyorum.
Güç Yüzükleri için evvelen ekteki gibi düşünüyordum ve beklentiyi düşürüp ...
... fırsat verilmesi gerektiğini savunuyordum.
Sonrasında Güç Yüzükleri'nin sorununun karakter derinliğinin kurulamıyor oluşu olduğunu düşündüm. Şuan ise Güç Yüzükleri'nin sorununun ne olduğunu halen bilmiyor olsam da diziye zerre miktar devam etme isteğimin olmadığını ...
Âyetlerde geçen ibareler sıfatlaştırılarak ayetler mekânsızlaştırılmaya çalışılıyor. Bu mekânsızlaştırma girişimi dilsel düzeyde başarılı olsa bile asla başarılamayacak olan şey ayetlerin zamansızlaştırılmasıdır. Zira her fiil bir zamanda vuku bulur.
Evet her fiilin vuku bulması için mekana ihtiyacı olduğu muhakkaktır ama zaten kastım ve düşüncem bu mekansızlaştırmanın ancak dilsel ve hatta sathi düzeyde yapılabileceğidir. Mekânsızlaştırma başarılı olsa dahi zamansızlaştırma imkânsız olduğundan son tahlilde varılan yer ...
... gene aynı yer olacak; metin, metin içi unsurlardan ibaret kalamayacaktır.
Kur’an’ı anlama yolunda metin ile sınırlı kaldığını ve kalınması gerektiğini iddia eden “kaba Kur’ancılık’ın” bazı mümessilleri tarafından metin içinde metin dışına atıf yapan bir takım mekân ve ...
Cemre hadisesinden çıkaracağımız derslerden birisi bence şu olmalı: Günahı sıradanlaştırmamamız gerek.
Bizde erdemlerin meleke haline gelmesi gerek, ahlaksızlığın değil. Eğer içeriden (nefsimizden / vicdanımızdan) ve dışarıdan (eş, dost) ...
... günahlarımıza, kusurlarımıza dair gelen uyarılar varsa bu uyarıları nimet bilip ayağımızı denk almalıyız. Uyarılara kulak tıkayıp günahı "ne yapayım, bu da benim kusurum" şeklindeki söylemlerle sıradanlaştırmak nihayetinde kişiyi saptırıyor.
Mümin günahsız adam değildir, mümin günahından dönmeye çalışan adamdır. Hiçbirimiz günahsız değiliz. Bu olay vesilesiyle düşünelim: "benim sıradanlaştırdığım günahlarım neler?"
Ülkeyi cehalet ve aymazlığıyla yaşanmaz hâle getiren mürekkep gördüğünde irin sanan, kitap görse tuğla yerine koyacak, laftan ve halden anlamaz, kendinden başkasına yaşam alanı bırakmayıp esasen aldığı nefesin dahi ziyan ve israf olduğu yamyam sürüsü versin, verebilirse.
Madem durumları kendilerinde değil de sonuçlarına göre değerlendirip, faydanıza çıkacaksa he deyip zararınıza çıkacaksa istemezük diyorsunuz; ülkeyi dar ettiğiniz, merkep niyetine sırtına bindiğiniz, verdiğinizi vehmettiğiniz üç kuruşla haysiyetini, ...
... ömrünü, hayatını satın aldığınızı zannettiğiniz adamların size olası bir siktir çekişlerinde başınıza gelecekleri düşünüp ona göre davranın.
"Adam olun, başınızı yakarız" şeklinde ucuz bir savunma yapmıyorum. Sadece sizin seviyenize inip anlayacağınızı ...
Gerek dışarıda gerek burada gözlemlediğim bir şey var. Ahalinin felsefeyle ilgisi din felsefesiyle, din felsefesiyle ilgisiyse Tanrının varlığı ve yokluğuna yönelik argümanlarla sınırlı.
Twitterda ve dışarıda felsefeyle ilgili kimi gördüysem (birkaç istisna dışında) ...
... gerçekten sadece Tanrının varlığına dair konuşuyor. Evet Tanrı evrenin en önemli konusu olabilir ama tek konusu değil ki be birader. Tanrıyı ispatladıysan az beri gel de biraz dil, ahlak felsefesi ...
... neyim yaz belki vahyin otantik anlamını bulur da oradan ahlaki bir zemin inşa edersin.