Bu kadın beni hedef gösterip duruyor. Süleyman Soylu'ya ihbar etti meselesi şu: 
Bu arkadaşların ekibinden bir gazeteci Hüseyin Ali Toptaş'ın 18 yaşından küçük kızları taciz ettiğini söyledi. Şu anda bunu söylediği tweeti sildi. Gazetecinin adı Sibel Yükler.
Kabul edersiniz ki 18 yaş altına cinsel taciz 'yayınevi anlaşmasını feshetsin', Pen Türkiye disiplin mekanizmasını çalıştırsın ile çözülecek bir şey değil. Birden fazla mağdurdan bahsediyordu.
Ben de haliyle bu ihbarı Süleyman Soylu'ya mentionladım. Mümkün olsa, çözümü orada bulunsa kalkıp İsveç İçişleri Bakanına mentionlardım. Bu ciddi bir mesele, bir adam 18 yaş altını taciz ediyorsa 1 mağdura daha izin veremeyiz değil mi?
Bunun sonrasında bu kişi sanki ben Hüseyin Ali Toptaş'ı değil, kendilerini ihbar etmişim gibi hedef göstermeye başladı. Onları devletin önüne atıyormuşum. Hayır, sizin kanıtların elinizde olduğunu söylediğiniz bir tacizciyi devletin önüne atıyorum.
Bu toplumda 18 yaş altına tacizde bir duyarlılık sorunu yok. Bunu yapan adamın ihbar edilmesi sizi bu kadar endişelendiriyorsa artık bunu neye yorumlamak gerekir bilmiyorum. Biliyorum da söylemek istemiyorum.
Aman Hüseyin değil, Hasan Ali Toptaş elbette ki.
Bu arkadaşlara şunu da anlatayım, bir hizmetim bulunsun: Bir kişinin 18 yaş altı kişileri cinsel tacize maruz kaldığı iddiasını paylaşıyorsanız ortalık yerde, bu zaten KENDİ BAŞINa yetkili makamlara ihbardır.
Bu bir kamu davasıdır ve savcıların harekete geçmesi gerekir. Siz de bu meseleyi biliyorsanız, elinizde kanıtlar varsa, mağdurlara ulaşabiliyorsanız onlara yardımcı olmak zorundasınız. Bu sizin yurttaşlık görevinizdir.
İhbarınızı ciddiye alan kişilerin, ki ben aldım, yetkililere harekete geçin demesi ihbar değil, sizin yaptığınız ihbara destektir. Benim burada size destek vermemem için sizin 'yalan söylediğinizi' düşünmem gerekir. Öyle mi düşünmeliydim?
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
