2-Bu haberde ismi geçen ve kendisini "Türkiye uzmanı" olarak tanıtan Öznur Küçüker Sirene bu haberden sonra birden bire bizi dava etmek için Twitter'da "Sağlam avukat" arama ilanı verdi...Yetmedi Fahrettin Altun'u etiketledi ve Mücahit Birinci'den yardım istedi..
3-Bu hanımefendi kendisini "Çok büyük okullardan mezun" olarak tanımlıyordu ve pek bir üst perdeden tüm okullarda birincilik ile mezun olduğunu ifade ediyordu...Lakin iş o "Çok büyük okulların" hangisi olduğuna gelince bunu bir türlü açıklayamıyordu...
4-Bu hanımefendinin haberimiz ile ilgili duyduğu rahatsızlığı ve direkt Saray'dan yardım istemesi sonrası AKP'nin PELİKAN tayfası birden bire aynı ağızdan çıkma laflar ile bize hücum etseler de +++
5-+++biz kendilerinin fake ve bot hesap olduğunu ispat edip rezil ederken onlar da bu "Çok büyük okulları" bir türlü açıklayamıyordu.
6-Evet efendim o "Çok büyük okulları" şimdi açıklıyoruz...Öznur Hanım kendi verdiği CV'ye göre 2004-2005 yılları arasında Dünyaca ünlü Fransız üniversitesi Sorbonne'dan, 2006-2007 yılları arasında Avrupa'da orta düzey bir üniversite olan Univerzita Karlova'dan mezun olmuş...
7-Ama bu da yetmemiş ve Öznur Hanım 2008-2009 yılında Fransa'da Sciences Po Üniversitesi'nde araya bir de "Master" sıkıştırmış...
8-Şimdi tabii bazıları sazan gibi atlayıp "Bak gerçekten büyük okullar bitirmiş" diyebilir ve ilk bakışta gerçekten de çarpıcı bir CV var önümüzde...
9-Lakin ortada "Küçük" bir sorun var...
Dünya'nın en prestijli olduğu kadar en zor bitirilen üniversitelerinden birisi olan Fransa'daki Sorbonne'dan bizim Öznur Hanım 1 senede mezun olmuş...
Bunun nasıl mümkün olabildiğini biz çözemedik çözebilen varsa da bekleriz aydınlatmasını.
10-Keza Öznur Hanım'ın 2. bitirdiği üniversite olarak CV'sine yazdığı Univerzita Karlova da hemen tüm branşlarda 4 yıllık eğitim veren bir üniversite...
Ama maşallahı var Öznur Hanım burayı da 1 senede mezun olarak bitirmiş...
Nasıl yapmış nasıl bitirmiş bilemiyoruz tabii...
11-Bu arada ne demiştik;Öznur Hanım bir de Fransa Sciences Po Üniversitesi'nde Master yapmış... Şimdi bu okulun en önemli özelliği "Uzaktan parayla verdiği dersler"...
12-"E tamam işte uzaktan okumuştur" diyecek olursanız yine "Küçük" bir problem çıkıyor karşımıza...Zira master programları en az 2 senede tamamlanıyor...Ama bizim Öznur Hanım bir Einstein potansiyeli taşıdığı için masterı da 1 senede tamamlamış.
Ha bu arada master tezi ortada yok
13-Bu arada küçük bir not daha ekleyelim hemen; Öznur Hanım'ın master yaptığını belirttiği Sciences Po Master YÖK denkliği de bulunmuyor...
14-Öte yandan bu Öznur Hanım kendisi eğitim hayatında Fransa'da ödüller,takdirnameler,başarı belgeleri aldığını söylüyor lakin bunlar da ortada yok...
15-Biz haberimizde kendisi hakkında Uluslararası İlişkiler alanında bitirdiği bir okul ve makalesi yok dedik...Evet öyle bir makale falan da yok kendisine ait bilimsel ve prestijli hakemli dergilerde yayımlanmış olan...
16-Şimdi efendim bu kadar parlak bir CV'si olan bir hanımefendi ne işle iştigal eder?Mutlaka akademisyen olur, Büyükelçiliklerde diplomat olur,özel sektör havada kapar böyle bir CV'yi degil mi?Kolay değil Sorbonne dahil 2 üniversite bir masteri 4 yıka sığdıran bir deha var burada
17-Ama yok bizim Öznur Hanım hayatı boyunca sadece organizasyon işleri, rehberlik, tercümanlık gibi işlerle iştigal etmiş...
18-Öznur Hanım Red Action isimli bir medya şirketi açmış... Bu şirket ile organizasyon işleri de yapıyor...Yalnız enteresan biçimde Öznur Hanım Türkiye Dışişleri Bakanlığı yahut Paris Büyükelçiliği'nin sponsorluk yaptığı,çözüm ortağı olduğu organizasyonların işlerini alıyor...
20-Bu da Öznur Hanım'ın katıldığı bir resepsiyon... Tabii ki diplomasi ile arası "iyi" kendisinin..
21- Şimdi bu Öznur Hanım ne zaman ortaya çıkıyor ve kamuoyunun dikkatini çekiyor: 2020 yılı Haziran ayında...Ne diyor kendisi? Fransa'daki asgari ücret ile Türkiye'yi kıyaslayarak Türkiye'deki durumun daha iyi olduğunu iddia ediyor..
22- İşte kendisi AKP'nin o zaman dikkatini çekiyor olsa gerek ve birden bire "Türkiye Uzmanı" olarak TRT FRANSA haber sitesine yazar yapılıyor...
23-Kendisinin uluslararası ilişkiler yahut "Türkiye Uzmanlığı" çok tartışılır bu alanda nasıl yazdığı sorgulanır ama kendine bu unvanı veren Öznur Hanım'ın "Yazarlığı" sorgulanmaz...Zira kendisi uluslararası ilişkiler değil ama 2010 yılında Pyromania adlı bir aşk romanı yazıyor.
24- Şimdi bizi engelleyerek,Saray'dan, Emniyet Müdürlüğü'nden yardım isteyen bu Hanım'ın açacağı davayı dört gözle bekliyor olacağız...Zira kendisi o muhteşem dehası ile bu okulları nasıl 1'er senede bitirdiğini de,gelir kaynağını da açıklayacak mahkemede...
25-Öznur Hanım'a destek olmaları için düğmelerine basılan Troller ise tarafımızdan rezil edilmeye devam edecek...
Şimdi Öznur Hanım haydi bekliyoruz...
Çok geç kalmayın...
26-Vesselam...
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
AKP'NİN "SETA"BİLİZE YOLU...
1-Evet sevgili dostlar, Türkiye'de AKP kendi iktidarını sağlamlaştırmak için nasıl kendi sermayesini,kendi medyasını ,kendi "Akademisyenini" (!) oluşturduysa,kendi zihniyetinin entelektüel propagandasını yapacak bir "Aparata" da ihtiyaç duydu...
2-Bu "Aparatı" hayata sokabilmenin en uygun ve en "Prestijli" yolu ise bir "Think-Thank" kuruluşu kurmaktan geçiyordu...Ve işte bugün kolları medyadan,bürokrasiye,akademiden,sosyal medyaya uzanan SETA yapılanmasının hikayesi tam da bu ihtiyaç nedeni ile başladı.
3-Az sonra detaylarını okumaya başlayacağınız yazının en önemli özelliği ise 8 Temmuz 2019 tarihinde kaleme alınarak,SETA yapılanmasının Türkiye'de ilk kez bu kadar detaylı biçimde incelenerek ilişkiler ağının kaleme alındığı yazı olmasıdır...
AKP-BÜYÜK SERMAYE "BULU"ŞMASI:MELİH BULU VAK'ASI
1-Bir süredir ülke gündeminin 1 numaralı maddesi Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan protesto gösterileri. Bu protesto gösterilerinin odağında ise Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanan AKP’li Melih Bulu var doğal olarak.
2-Melih Bulu’nun bu atama ile Boğaziçi Rektörlüğüne gelişi bugüne dek hep “Liyakat” yerine “Sadakatin” esas alındığı,klasik AKP kadrolaşması çerçevesinden değerlendirilerek,protestolar da bu eleştiriler üzerinden gerçekleştirildi.
3-Biz ise bu yazıda olayı çok farklı bir açıdan ele alacağız ve bu atamanın aslında AKP ile büyük sermaye arasındaki uzlaşmasının bir iz düşümü olduğunu anlatacağız.
RAVDA'NIN "NUR"U,EURO'NUN KURU...
1-Malumunuz 2011 yılında başlayan “Arap Baharı”, “Aman da ne güzel devri yaptık, bizim memlekete demokrasi gelecek gül gibi geçinip gideceğiz” diye sevinen saf saf sevinen ve +++
2-+++küresel güç odaklarının yaptığı dizayndan bi haber gariban Ortadoğu ve Afrika ülke halklarının daha sonralarınım “Bozkırın tezenesi” merhum Neşet Ertaş’ın o meşhur türküsünde olduğu gibi “Yazını kışa çevirdi”…
3-Arap Baharı sonrasında iş gelip Suriye’ye dayandığı zaman ise her konuda olduğu gibi Dışişleri’nde de liyakatsiz kadrolar ile beceriksiz politikalar izleyen AKP iktidarının o dönemki “Dış siyaset gurusu”, +++
"EVDE KAL KİTAPSIZ KALMA" PROJESİ BAŞLIYOR...
1-İş Bankası Kültür Yayınları @iskulturile birlikte bu akşam saat 21.00 itibariyle "EVDE KAL KİTAPSIZ KALMA" projesine başlıyoruz...
2-Proje dahilinde her hafta Pazartesi Çarşamba-Cuma günleri sorduğumuz soruyu doğru yanıtlayacak 1 okuyucumuz o haftanın 10 kitaptan oluşan bir @iskultur kitap seti kazanacak...
3-Proje dahilinde bu şekilde her hafta 3 okuyucumuz 10'ar kitaptan oluşan setlerini teslim alacak...
AK TROLLERE VE "BESLEME MEDYAYA" KILIÇDAROĞLU CEVABIDIR... 1-3 senedir Twitter mecrasında yazıyoruz ve bu süreçte onbinlerce Tweet attık.Bizi ilk günden bu yana takip edenler çok iyi bilirler ki bugüne dek sildiğimiz Tweet sayısı 5 (yazıyla BEŞ) tane bile yoktur...
2-Lakin az önce Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Asgari ücretliden vergi alacağına önce uyuşturucu kaçırandan,organ ticareti yapanlardan,kara para aklayandan vergi al " sözlerine tepki gösterdiğim bir tweet attıktan sonra bu tweeti sildim...
3-Zira bu tweeti attıktan sonra baktım ki, başta İBB'ye AKP döneminde yüzbinlerce TL reklam faturası kesen Hadi ve Süleyman Özışık isimli yandaşların internethaber isimli sitesi başta olmak üzere nerede meşhur besleme AK TROLL varsa bu söz üzerinden dalga geçme yarışına girişmiş
BİR TARİH,BİR DİZİ...
1-Evet sevgili dostlar...Malumunuz dönem televizyon dizilerinin dönemi ve özellikle şu korona günlerinde pek çoğu birbirine benzeyen dizileri izlemekten başka da pek şans kalmıyor bizler için...
2-Son dönemde Show TV ekranlarında yayınlanan ve reytinglerde de oldukça iyi sonuçlar elde eden bir dizi var,izleyenler bileceklerdir:RAMO...
3-Bu diziyi bir süre takip ettiğimizde bu dizinin karakterlerinin isimlendirilmesinin pek de öyle rastgele seçilmediğini söylemek mümkün...Hatta arkada enteresan bir tarihsel paralelliğin oldukça güçlü şekilde kurulduğunu bile söyleyebiliriz...