Bir Bakırköy Efsanesi; Perili Köşk ya da gerçek adıyla Resneliler Köşkü
Bakırköy’de İncirli Caddesi üzerinde yer alan bu köşk, Bakırköy’ün en eski ve şüphesiz en ünlü yapılarından birisidir. #Bakırköy
Bir zamanlar, incir ağaçları, üzüm bağlarıyla ünlü, yemyeşil bir semt olan İncirli’nin, o günlerinden bugüne yadigâr kalan birkaç hatıradan birisi olması bir yana, 100 yılı aşkın bir tarihe sahip olup, en az 50 yıldır bakımsız, kaderine terkedilmiş bir vaziyette duran bu yapı, +
Çevrede, yıllardan beri ilgi uyandırmış, hakkında türlü söylentiler yayılmış, şehir efsaneleri üretilmiş ve köşkün adı ‘’Perili köşk’’e çıkmıştır. Bakırköylü olup da, bu köşkü bilmeyen yoktur sanırım.
Tarihimizde ve ortak hafızamızda önemli bir yeri olan bu köşk, 20.yy’ın ilk yıllarında, Resneli Niyazi Bey’in kardeşi Resneli İhsan Bey tarafından yaptırılmıştır.
Resneli Niyazi Bey, 1873 yılında, bugün Makedonya sınırlarında kalan Manastır şehrinin yakınlarında Resne Kasabasında doğmuş, 1897 Türk-Yunan Savaşında büyük başarılar elde etmiştir. Doğada yaralı bulduğu, yanına alıp evcilleştirdiği bir geyikle beraber gezmesiyle de hatırlanır.
1908’de, emrindeki askerlerle Makedonya dağlarına çıkarak, 2. Meşrutiyet’in ilânına yol açan ayaklanmaya önderlik etmiş, ardından Selanik’e döndüğünde ‘’Hürriyet kahramanı’’ ilân edilmiştir.
1909 yılında, hareket ordusuna katılarak İstanbul’a gelmiş, 31 Mart olaylarında faal bir rol oynamıştır. İstanbul’a geçmeden önce ise, bir süre, kardeşine ait bu köşkte kalmıştır.
1913 yılında, Arnavutluk’un Avlonya şehrinde, İstanbul’a gitmeye hazırlanırken, koruması tarafından vurularak öldürülmüştür. Henüz 40 yaşındadır.
Kimilerine göre, koruması, onu uzaktan, karanlıkta başka birisine benzetip vurmuştur, kimilerine göre ise, İttihat ve Terakki Fırkası’nın kendisine gönderdiği bu koruma, cinayeti kasıtlı olarak işlemiştir.
‘’Ne şehit, ne gazi, pisi pisine, ya da daha amiyane bir ifadeyle, b.. yoluna gitti Niyazi’’ deyimi de, Resneli Niyazi Bey’in şaibeli ölümünün ardından kullanılmaya başlanmıştır.
1970’li yıllardan beri bakımsız ve boş duran, kâgir zemin üzerine kurulu, 3 katlı ahşap köşkün hemen hemen tüm camları kırık, içerisinde sokak hayvanları barınıyor.
Alt katta ise, bir zamanlar Resneli İhsan Bey’in yanında yardımcı olarak kalan ailenin torunları olduğu söylenen bir bekçi ve ailesi yaşıyor. Köşkün geniş ve ağaçlık bir bahçesi var, bu bahçede, en çok dikkatimi çeken, çok zarif bir süs havuzu.
Yıllardır, civarda şehir efsaneleri almış başını yürümüş, kimilerine göre geceleri bu köşkten çığlık sesleri geliyor, kapılar kendi kendine açılıp kapanıyor, hatta köşk, her yıl bir gün, birkaç dakikalığına görünmez oluyor, sonra tekrardan geliyor : )
Bu söylentiler, o denli yayılmış ki, Google haritalarda bile köşk ‘’Perili köşk’’ olarak belirtilmiş. Zaten civarda da bu isimle biliniyor. Bakırköy sakinlerinin bir bölümü, bu iddiaların gerçek olduğunu söylüyor, büyük bir bölümü ise inanmıyor.
Öyle ya da böyle, aşağı yukarı 120 yaşlarında olan bu köşk, Bakırköy’ün tarihinde, ortak hafızasında çok önemli bir yer taşıyor ve ilçenin simgelerinden birisi olmaya devam ediyor.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Az önce paylaştığım Resneliler Köşkünün (Perili Köşk) yapıldığı dönemde, bugün Bakırköy’ün en uzun ve en işlek caddelerinden birisi olan, Bakırköy Meydanını, 1.Çevreyoluna bağlayan İncirli Caddesi, Bağlaraltı Yolu adında, iki yanı incir ağaçları, şaraplık üzümlerin yetiştiği +
üzüm bağları, ceviz ağaçları ve rengârenk çiçeklerle süslü, faytonlarla yolculuk yapılan toprak bir yoldur. Bakırköy, ya da o zamanki adıyla Makriköy ve civar yerleşimlerde yaşayan insanlar, bu bölgeye, piknik yapmaya, temiz hava almaya gelirler.
Bu yol, aynı zamanda, 1924 yılından itibaren, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastanesi olarak kullanılan Reşadiye Kışlası’na gitmek için de kullanılan güzergâhtır. Kimi zengin, önde gelen aileler, bu bölgede tek tük köşkler ve konaklar yaptırmışlardır.