İyi bir TWETTER HESABI nasıl olur?
1 Seçici olur Aman takipçim çok olsun diye önüne geleni takibe almaz..
2 Takibe almadan hesabı inceler ortak arkadaşlara bakarak bir fikir edinmeye çalışır.
3 TWET ÇALMAZ
4 Özgün olmaya çalışır 29 Harf ile 1-2 etkili cümle kurabileceğine inanır
5 Atılan tweti GÖZÜ ve BEYNİ ile okur. Başka başka organlar ile okumanın yanlış anlaşılmalara mal olacağını iyi bilir..
6 Zırt pırt " ZPAM YİYORUM NOKTA DAHİ OLSA YORUM LÜTFEN!!! " diye cahilce yazmaz..
7 Kibar olur..Hemen "LAN OLM..SEN! " diye ortalığa çıkmaz.
8 Flood yaparak 7-8 tweti birleştirerek #takip#takibetakip#Atatürkçülertakipleşiyor DİYE 50-60 kişiyi etiketlemez.Bunun trol timlerine HAZIR LİSTE olarak gittiğini ve bu hesapların ASKI OLACAĞINI iyi bilir..
9 Dilbilgisi kurallarına AZAMİ dikkat etmeye çalışır...
10 Bir başkasının attığı twet altında hele hele etiketli twetler altında GEYİK MUHABBETİ yapmaz.Bunun bütün hesapları BİLDİRİ MANYAĞI yapacağını bilir..
11 Adına atılan DESTEK TWET var ise atan hesaba nazikçe TEŞEKKÜR EDİLİR,takibe gelenlere sıra ile dönüş yapılır...
12 Attığınız tweti bir hesap (KADIN veya ERKEK) beğenip de favladı ise veya RT yaptı ise SİZİ BEĞENDİ değil....Attığınız tweti ehh işte beğenmiş demektir..
SİZE YÜRÜMÜYOR
13 Odalarda ise tag çalışmalarında tagı iyi anlar
Büyük küçük harf önemli,elbet DAHİ olan "DE" ayrı yazılır
14 PP deki resim neyse ne SORGULANMAZ...Hele hele kadın hesaplara DM den "PP DEKİ SEN MİSİN? " diye sormak AYILIKTIR.
15 Caddede bulvarda sokakta YÜRÜNÜR....Burada YÜRÜNMEZ..DM den NUDE tarzı şeyler atmak da AYLIĞIN DANİSKASIDIR..!
16 DM ler...Odalar...Gruplar ..Mahremiyete sahiptir.Buradaki konuşmalar yazışmalar başka başka mecralara taşınmaz..SS alınmaz..Bunlar gün gelir lazım olur diye dosyalanmaz.Birinin DM den yazdığı bir başkasına atılmaz...yazılmaz..Mezara taşınır..
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Hüseyin Avni Coş'un (vatandaşa gavat diyen vali) Adana Valisi olduğu dönemde Adana Demirspor'un bir maçından tezahürat:
Hüseyin Avni Coş, stadyuma girer, şeref locasında yerini alır. Valinin geldiğini gören Adana Demirspor amigosu seyircileri coşturan tezahüratına başlar;
Oooo Vali Bey de gelmiş.
Seyirciler hep bir ağızdan;
"Hoş Gelmiiiiişş, hoşşş gelmişşş”
Amigonun "Ooo Vali bey de gelmiş" demesinden, Seyircilerin de "Hoş Gelmiş" demesinden keyif alan Vali yerinden kalkıp yüzünde yapmacık bir tevazuyla ellerini havaya kaldırıp
seyircileri selamlayarak, kibirli bir tavırla yerine oturur.
Amigo tezahüratlarına devam eder;
"Bıyıklarını da bükmüş"
Seyirci;
" Oooo! Ne zaman bükmüş?
Amigo; "Dün bükmüş" ve peşinden bütün stad hep bir ağızdan;
Kiminiz ananızın,
Kiminiz karınızın koynunda fosur fosur uyusun diye ömrünün yarısını dağlarda pkk itleri ile çarpışarak geçirdi.
İki evladı ve rahmetli eşi günlerce yüzünü görmedi.
Kürtçe, ingilizce, arapça bilir.
3 adet üstün cesaret ve feragat madalyasına sahip olan tek kişi,
180 Adet takdir de aldı...
Apo itini Türkiye ye getiren ekipte başrolde idi.
İstese karun gibi zengin olurdu. YAPMADI!
Pkk hakkında sayısız infaz emri verdi. Başaramadı.
Özel Kuvvetlerden önce HUKUK FAKÜLTESİNİ bitirdi.
2004 de emekli olunca AVUKATLIK yaptı.
Hemen ofisinde fetöcü polislerin koyduğu dangalakça bir CD için tam 5 sene içerde yattı....
Dışarı çıktı tam işleri yoluna koyacak şimdi Necip HAPLEMİTOĞLU suikastını yapıştırdılar....
İşte böyledir TÜRKİYEDE KAHRAMAN OLMAK!
Zamanında sırtını sıvazlayanlar,
Maltepe'den bindiğim taksinin sürücüsüne, "Esenboğa Havaalanı'na çek" diyebiliyorum ancak. Bir an önce uçağa yetişmeliyim. Hızlı, olabildiğince hızlı gitmesi için, şoföre yalvarır gözlerle bakıyorum. Konuşmak istiyorum, sesim çıkmıyor. Kulaklarım tıkanmış, boğazım düğümlenmiş.
Babamın Öldüğüne inanamıyorum...
Çoğu kez görevli gidip geldiğim Esenboğa yolu bitmek bilmiyor. Hava almak için taksinin camını açıyorum. İçeriye ot kokuları doluyor.
Ne çok severdi kır çiçeklerini...
ilk silüeti canlanıyor gözümde...
Babamı hiç cüppeli görmedim; sarıklı ve sakallı da... Ceket, pantolon, beyaz gömlek ve ince bir kravat, değişmez kostümüydü. Annem gömleğine, ceketine sürekli kola yapıyordu.
Yoksulduk. Ancak babam, annem ve ben, pırıl pırıl giyinirdik.
Tarihte hiçbir toplum, kadını Türkler kadar erkekle eşit saymamış ve hak tanımamıştı. Her iki cins, aynı eğitimden geçer, cinsler arasında ayrım, kimsenin aklına gelmezdi. Kadın, toplumsal yaşamın her alanında vardı. Örtünmez, harem bilmez, erkeğin gittiği her yere giderdi.
Erkeklerle birlikte; bayramlara, şölenlere, içkili toplantılara katılır ve kendisi de şölenler düzenleyip davetler verebilirdi. Çin kaynaklarına göre;
“kocaları dama oynarken onlar futbol oynar”, “pazara gittiklerinde torbaları kocaları taşır”
“açık bir kibarlıkları vardır”. Gerekirse “ava ve savaşa” da giderlerdi.
Arap Gezginci İbn Arabşah, Türk kadını için, “Erkekler gibi savaşıyor, kafirler üzerine dörtnala at sürüyorlardı” diye yazar...
Siyasetin canı cehenneme...!
Biraz da buralardan...
Sazanbalığı (Cyprinus carpio), sazangiller (Cyprinidae) familyasına adını veren tatlısu balığı. Göl ve yavaş akan derelerde bulunur.
Uzun gövdeli, solucan, böcek larvaları ve bitkilerle beslenen bir dip balığıdır. 1,5 metre boyunda, 35 kg ağırlıkta olanları vardır. Ömrü 40-50 yıla kadar varabilir. Türkiye'nin akdeniz ve güneydogu bölgesi haricinde her yerinde bulunur....
Vahdettin 16 Kasım 1922 öğleden sonra, saray hizmetlilerine o geceyi Tören Köşkü’nde geçireceğini bildirdi.
Alman İmparatoru II. Giyyom’u ağırlamak için 1889’da Yıldız Sarayı’na bağlı olarak yaptırılan bu bölüm, ivedi olarak ısıtıldı ve Vahdettin akşam köşke geçti.
Büyük Millet Meclisi kararıyla tahttan uzaklaştırılan padişahın, bundan böyle Tören Köşkü’nde yaşayacağını sanmışlardı.
Oysa, gerçek durum başkaydı. Devrik Padişah köşke yerleşmek için değil, İngilizlere sığınarak ülkeden kaçmak için geliyordu...
Altı yaşındaki oğlu Şehzade Ertuğrul, altı danışmanı, hekimi, iki harem ağası ve kendisi, toplam on bir kişiydiler. Mücevherler, değerli taşlar, içinde altın olan saray eşyaları, Vahdettin’in “dikkatli gözetimi altında”, özenle sandıklara yerleştirilmişti.