Erkan Oğur'un özellikle ekşisözlük üzerinde linç edilmesi ve tövbe ettirilmesi
Ajans'ın oluşturduğu muhalif söylemin ne kadar aşırı noktalara varabileceğini gösteriyor
2023te 18-25 yaş kilit ve Akparti bu kitlenin -bence-%70ine ulaşamıyor, bunu etkileyecek tek fire istemiyorlar
Akparti eskiden yerli bir muhalefetle uğraşıyordu (deniz baykal, önder sav vs)
2016'den bu yana karşısında Abd merkezli kurumların organize ettiği 3 parti + 2 terör örgütü ve bunları bir blok haline getiren propaganda networku var
Partiler: Chp/İP/HDP
Örgütler: Pkk/Fetö
Network ise daha karmaşık;
hem geleneksel medyalar Fox ve Haberturk, hem eksisozluk, zaytung, incisozluk gibi mecralar internette nefret dolu bir dil geliştirdi ve bu kuşak üzerinde etkileri büyük
Bunlara Mediacat çevresinden muhalif içerik belli bir planla pompalanıyor
Bakın ilginç olan bu yapıların kurumsal olarak ne İP ile ne CHP ile bir bağlantısı yok
Yani mesela 128MilyarNerede kampanyası'nı hazırlayan chp değil, tabiri caizse sivil unsurlar.
Akparti'nin en büyük handikapı burada işte, güçlü bir sivil alanı yok.
Bu blok merkezinde özellikle Chp ve İBB içinden mezhepçi motivasyonlarla hareket eden bir grupla korkunç bir nefret dili pompalıyor
özellikle bu sözlüklerde vs her tür hakaret, ayrımcılık ve yasadışı söylemle karşılaşıyorsunuz. Bu kişiler hiçbir yasal yaptırımla karşılaşmıyorlar
Bu çok ilginç bir durum çünkü Akparti hep hukukçuların ağırlıkta olduğu bir parti olarak bilinir ama hukuksuzca dayak yemekten kendini koruyamıyor
üstelik meclisten "sosyal medya yasasını" da çıkarmasına rağmen
Yeni kuşağa ulaşmak için önce bir +
Yeni kuşağa ulaşmak için bir sosyal medya planı, dili-söylemi geliştireceksiniz,
ama bunu yaparken önce kendinizi ve yandaşlarınızı sosyal medyada HUKUKEN KORUYACAKSINIZ
Yoksa sizin parti paylaşımınızı yapan 19 yaşındaki kapalı kıza küfür edilir de onu orada yanız bırakırsanız
ne kimse sizin için kendine, annesine ölmüşlerine vs küfür ettirir ne de izzetinefsini ve sinirlerini itin köpeğin ayaklarının altına atar.
Demek yeni kuşağa ulaşmak konusu buradan başlıyor: HUKUKİ KORUMA
Şimdi Akparti'nin hukukçuları ve yöneticileri oturup böyle +
HUKUKİ KORUMA nasıl sağlanır buna kafa yormaları gerekir
Bu konuyu daha önce de yazdım ama kimse önemsemedi.
Şöyle bir sistem olabilir; oluşturulacak ortak bir fondan dava masraflarının karşılanarak belirli avukatlık ofisleri ile davaların takibi ve alınacak tazminatın kısmen+
ortak fona aktarılarak ilerideki davaların masraflarının karşılanması
Sosyal medyada hakarete uğrayan ve maddi yönden ve zaman sorunuyla davalarla uğraşmak istemeyecek mağdurların korunması sağlanır
Buna benzer bir koruma ile sosyal medyada söylem üstünlüğünü ele geçirirsiniz+
burada şöyle durumlar okumuştum;
"Abi Akparti ile ilgili twit attım, biri altında ölmüş anneme küfür etti cevap verince beni de tehdit etti
Nasıl mahkemeye veririm diye ilçe başkanımıza sordum, kendisi avukat "mahkemeye ver ben 15bin TL'ye davanı takip ederim dedi
Olaya bakın
demek burada adım atılacak, geliştirilecek öncelikli 2 mekanizma var
1- Yandaşlarına Hukuki koruma sağlayacak organizasyon 2- İletişim stratejini ve argümanlarını geliştirecek SİVİL network
he içeride yanlış, harekete uymayan şeyler vardır, onlar ayrı, bir yandan da+
etkili iç denetim mekanizmalarını çalıştırarak / geliştirerek bunlara izin vermemen gerekir.
Kokainci it konusunun nerelere geldiği ortada, konunun savunulacak hiçbir yeri de yok.
Böyle durumlardan ancak içdenetim sistemini geliştirerek kurtulursun
İstanbul Sözleşmesi 10 yılda korkunç bir yıkım ve zarar bırakarak çöpe atıldı ancak yasalardaki uygulamalarının da temizlenmesi lazım
Kimse kadın şiddet görsün, korunmasın, sürünsün vs demiyor ama;
- Korkunç şekilde suiistimal edilen "kadının beyanı esastır" saçmalığı +
- 1 saatlik evliliğe bile ömür boyu nafaka/gelir imkanı sağlayan yasa
- Dededen kalan malları bile boşanmada kadınla paylaştıran uygulamalar
- Kadının yalan beyanının cezalandırılmaması
vs devam ettikçe bu sözleşmenin kaldırılması bir işe yaramaz, aile kurumu çökmeye devam eder+
Bu yasal zemin ve içtihatları durdukça en basit bir tartışmada avukata giden kadın:
"yasalar kocanın malının yarısını almana ve sadece beyanınla ömür boyu nafaka almana imkan sağlıyor, kullan haklarını, hayatını yaşa" telkinine maruz kalıyor
Evet, bildin, burada William Reich’e bir gönderme var
Onun ülkesinin içine faşistler etmişti, bizimkine Yüz yıldır sen ediyorsun
Yüz yıldır aptallığın ve aşağılık kompleksinle bu milletin içine ettin/iz
Yüz yıl önceki aptal dedelerin+
“Saraydaki baykuş defolup gitmeli” dedi
“O giderse medeni Avrupalılar gibi olacağız, bizi kimse tutamayacak” dedi
Saraydaki Baykuş (!) gidince devasa imparatorluk yıkıldı.
Arnavutluk’tan Batum’a kadar uzayan koca ülkeden elimizde bir avuç yer kaldı
Çakal gibi gelip o +
el kadar yerin de üstüne çöreklendiniz
Zıkkımlandığınız zengin sofralarında fakir fukaraya yer yoktu ama
Bol bol batı yalakalığı, israfın her çeşidi ve fabrikasyon üretilen yalanlar vardı
Aptal oğlu Aptal...
Sen günümüzün aptalısın, baban dünün, deden tarihin aptalıydı
2. Dünya savaşı'nın Stalingrad cephesini anlatan müthiş film Kapılardaki Düşman (Enemy at the Gates -2001)
Gerçek bir hikayeyi anlatan filmde efsane sniper Vasili Zaitsev'in piyasaya çıktığı sahne
Filmde Zaitsev'in peşine takılan Alman Binbaşı König ile kapışmaları
Almanlar gerçekte böyle bir karakterin olmadığını söyleseler de Stalingrad (Volgograd) Savaş müzesinde kendisine ait olduğu iddia edilen bir tüfek vardır.
Film bir yana, Stalingrad cephesinde yenilen Alman kolordusuna komuta eden Mareşal Paul Ludwig Ewald von Kleist'ın Amerikan askerlerince yakalanıp götürülüşü
Kendisi 1954'te SSCB'de hapiste hayatını kaybedecektir.