Siyasal bir söylem ve yalandan ibaret olan 1915 olaylarıyla Her 24 Nisan ısıtılıp gündeme getirmeye çalışanların asıl amacı üzeri bir duvar gibi örülmeye çalışılan bir gerçek olan bizim bile hatırlamadığımız 144 yıl önce bugün (24 Nisan 1877) 93 harbi ile başlayan 5 milyon
soydaşımizin canına ırzına malına malolacak bununla birlikte yerinden yurdundan vatanindan edecek 19 yy başlarindan ilk Sırp isyanları ve ilerdeki isyan ve katliamlara örnek teşkil edecek 1821'deki Yunan isyani, 93 harbi ile Balkan Harbi katliamlari ve soykırmlarıdir
Asil soykırim ve katliam 1804'den 1912 kadar olan süreç içinde isyanlar ve 144 yıl önce bugün başlayan 93 harbi ile 1912 deki Balkan harpleri neticesinde Balkanlarda Türklere karşı yapılmiştir..
Sonun baslangicı ; 144 yıl önce bugün
24 Nisan 1877'de Rusların Osmanlıya savaş açması sonucu başlayan 93 Harbinde Devleti Aliye'nin iki ayağından biri olan Rumeli'de şehit olan ve yurtlarından zorla göç ettirilen Soydaşlarımızı ve Müslümanları Rahmet le anıyorum..
93 Harbi,Balkan Harbi,Kurtuluş savaşı Osmanlı Türk coğrafyasında ve Özyurdumuz Rumeli'de Müslüman ve Türk Tasfiyesi ,Kafkas Kırım sürgünleri ve soykırımları malum 5 milyondan fazla sivil ve askeri kayıp !! Rumelideki günümüzde 1 Milyona yakın Türk çeşitli nedenlerle
hala göç vermekte.. bu kadar yıkıma trajediye ve zülme karşı kendi acılarının yasını tutmamış içine gömmüş ve hikayelerini anlatmamış acılarına sahip çıkmamış bir toplum !! ..
93 Harbini Balkan Harbini anlamadan anlatmadan ve öğrenmeden ve olmayan sözde 1915 olaylarını gündem yaparak bir gelecek kurmamız mümkün değildir
Merhum Tarih Profosörümüz Halil Inalcik'in 31 Ekim 2006 da mezun oldugu Balıkesir üniversitesinde Fahri dokttora aldigi konusmasindan ;
"Avrupa soykırımdan bahsediyor. Soykırım #Balkanlar'da olmuştur. Her ulus istilasında Bulgar, Sırp, Yunan, bizim Türklerimizi katletmiştir,
soykırım orada olmuştur. Ben Avrupa tarihine inanmam, Avrupa tarihi bizim tarihimizi tahrip etmiştir, benim bütün hayatım bu tahrifatı düzeltmekle geçti. Eğer, herhangi bir şey için övüneceksem bunun için övünürüm. Avrupa'nın yalanlarını yüzlerine vuruyorum.
Bunun için çalıştım. Lisanlar öğrendim, seyahatler yaptım, arşivlerde toz toprak içinde çalıştım. Bir asker gibi bunun için çalıştım. Avrupa bize hiçbir zaman dost olmadı. Bugün de geleneksel düşmanımızın maşası halinde. Onlara katılmak için müzakere yapıyoruz,
önümüze Yunan'ın davalarını getiriyorlar. 'Papadopulos'un isteklerini kabul ederseniz müzakereye devam ederiz' diyorlar. Avrupa bu durumda. Papa, 1 hafta sonra gelecek. 'Türkiye'yi Avrupa'ya kabul etmeyin' diyor.
Papa'nın sözleri mukaddes, Avrupa'daki bütün Katolik dünyası onun sözünü dikkate alıyor. Türkiye çok güçleniyor, Avrupa da bundan korkuyor ve bizi parçalamak istiyor. Çünkü Türkiye, Ortadoğu'da oldukça parçalayamaz, Türkiye'yi bağımlı yapamaz.
Ama parçalayarak bağımlı yapmaya çalışıyorlar. Bizde AB sevdası var, AB bizi anlamıyor. Bizim diplomatlarımızın, hükümetlerimizin, medyamızın bu rehaveti karşısında tekrar isyan damarlarım kalkıyor.
Avrupa kapitalizmi, Avrupa'nın refahı Türkiye sayesindedir."
110 yıl önce bugün 15 Kasim 1912'de Balkan Muharebeleri Sırasında #CisriMustafapaşa'da(Bulgaristan) Bulunan İngiliz Gazeteci Philip Gibbs’in İzlediği Balkan Harbinin simge fotoğraflarına yansıyan elim bir vaka İki Türk’ün İdam Edilmesi İle İlgili #TheGraphic Dergisine Yolladığı
Fotoğraflı Haber.
The Graphıc – 30 November 1912 No:2244
s:818-819
15 Kasım Cuma günü, akşamüstü günesi Marita’ya altın parıltıları gibi vurduğu zaman, arka bahçede yaşanan bir olayı izlemek üzere Bulgaristan Cisri Mustafa Paşa’nın ana caddesine gittim.
Binlerce insanın öldürüldüğü bir savaşta cinayet sonrası suçüstü yakalanan iki Türk’ün asılması pek de önemli bir olay sayılmazdı. Ancak onlar için hayatlarının son perdesinde arka bahçede Bulgar izleyiciler önünde sergileyecekleri davranış, Türk hakimiyetinde geçen yıllarda
"Bizim sanatımızın mertebesinden, milletimizin ululuğundan en ufak bir şüphemiz yoktur ki başkalarının ağzına bakalım. Böylece en temiz ve saf şekilde sanat ifadesine erişen millet, çapraşık yollara giremez. Ezelden, büyük nimete erişmiştir; onun kadrini bilmelidir"
Büyük Türk mimar-mühendisi ve mimarlık tarihi araştırmacısı Ekrem Hakki Ayverdi'yi vefatının 37.yılında rahmet ve saygı ile anıyorum
Osmanlı nın Kendini En İyi İfade Ettiği Sanat Kolu Mimaridir
''Abideleri seviyor musunuz? Seviniz; çok seviniz. Eğer üstünde durmadınız, onlarla bir alış – veriş kurmadınızsa kalb gözünüzü açınız; abidelerle konuşmayı öğreniniz. Bunun için lüzumu kadar temas imkânı hazırlayın.
Tüm Çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun
Turgut Özakman'dan bir çocuk hikâyesi ;
Sakarya Savaşlarının ilk günleriydi. Ordumuz bazen zor zamanlar yaşıyordu. Tam bir ölüm kalım savaşı idi. Vatan savunmasında çok büyük kayıplar veriliyordu.Sakarya
boylarında zor zamanlar yaşanıyordu. Sakarya boylarında ordumuz bozulsa Ankara'yı kaybedecek, belki de her şeyi kaybedecektik.
İstanbul büyük bir heyecan içinde savaşın sonunu bekliyordu. İngiliz işgaline rağmen İstanbul Hilâl-i Ahmer Şubesi(Kızılayı), kendiliğinden İstanbul’da
birkaç yerde Anadolu’ya bir yardım kampanyası başlattı. Toplanan yardımlarla askerlere silah, cephane temin edilecekti.
Bu bir vatan savunmasıydı.
Yardım toplanan Hilâl-i Ahmer Şubelerinin önünde uzun kuyruklar oluşuyor, herkes gönlünden ne koparsa veriyordu.
Güzel #İşkodrâ !! #Rumeli'nin çiçeği ıhlamur kokulu şehri, #Üsküdar'ın isimdaşi idi (Scutari) Çoğumuzun ismini bile bilmediğimiz yada unuttuğumuz Rumeli'den en son çiktiğimiz kale ve bir Vatan topragi idi !! 108 yıl once bugün veda ettik
Kaybının 108. yılında (22-23 Nisan 1913 ) güzel hatıraları ile yad ederken başta #İşkodra Müdafii Şehit Hasan Rıza Paşa olmak üzere tum.şehitlerimizi Rahmet ve saygiyla.aniyorum..
108 yıl önce #İskodra'ya veda 22-23 Nisan 1913 Balkan Harbinde Rumelide'ki son toprağımız İşkodra'da (Arnavutluk) Osmanlı Yönetiminin sonu ;
Karadağ Kralı Nicholas şehri Esat Toptani'den teslim alıyor
Bulgarlar, 3 Kasım’da Çorlu’yu, 6 Kasım’da Tekirdağ’ı işgal eder. Hedef Çatalca üstünden Çarigrad’dır (İstanbul). “Osmanlı ordusu kalıntıları, kovalanmadıkları için”, rastgele yönlere yayılırlar. “Kırlarda, ovalarda 100.000 kaçan asker
yürüyor, dolaşıyor, ‘Ekmek! Ekmek!’ diye bağırıyordu. Korkunç kâbus –açlık- kahrediyordu”. Yenilenler, “aç, tok yürümek zorundaydı. IV., I. ve II. Kolordular, sürü manzarasını taşıyordu. Ne amir vardı, ne emir. Askerler silahlarını atmışlardı. Çoğu, o müthiş soğukta, postallarını
bile çıkarmıştı, aralıksız sağanak altında yalınayak yürüyordu. Çünkü çamura bulanmış olan postallarının ağırlığını o batak yollarda çekmeye takatleri yoktu. Bütün çevre köy ve kasabaların sakinleri de arabaları, eşyaları, hayvanları ve çocuklarıyla İstanbul’a akın ediyorlardı..
108 yıl önce bugün 2 Kasım 1912 #Uzunköprünün işgali
“Dört balkan ülkesinin birleşerek, osmanlı devletine karşı 1912 Ekim ayı başlarında seferberlik ilan ettiklerini gazetelerden öğrendik. yöremiz halkında büyük bir telaş görünüyordu. halk otuz üç yıl önceki rusların yaptıkları
işkence ve kötülüklerini unutmamıştı. bulgarların bunlardan daha acımasız olduklarını çok iyi biliyorlardı. özellikle bulgaristan’dan gelen göçmenler bunların kötülüklerini daha abartılı bir şekilde anlatıyorlardı. halk büyük bir moral çöküntüsü içinde idi. ben de edirne’de annem
ve babamla görüşmek için 18 ekim 1912’de trenle edirne’ye gittim. iki gece kaldım. uzunköprü’ye döndüğümde, tüm uzunköprü halkının anadolu’ya geçmek üzere hazırlandıklarını gördüm. 20 ekim 1912’den itibaren de edirne ile tren bağlantısı kesildi.
uzunköprü-keşan yolu anababa günü