İptal edilen Silahtarağa İleri Biyolojik Atıksu Arıtma tesisi ile ilgili şunu diyebiliriz; Silahtarağa tesis çıkış suyunda azotun en fazla 10 gr/m3, fosforun ise en fazla 1 gr/m3 istendiği görülmekteydi.
Sulama suyu olarak kullanılacak su dışında Alibeyköy Deresine yapılacak deşarj ile günde yaklaşık 4 ton azot, 400 kg fosfor ve en az 18 ton organik madde doğrudan Haliç’e boşalacaktı.
Organik madde açısından bir değerlendirme yapılmak istenirse bu miktar yaklaşık 200.000 kişinin atıksularının hiç arıtılmadan Haliç’e verilmesi anlamını taşımaktadır.
Bu durum mikrobiyolojik aktiviteyi hızlandıracak Haliç’in korunmaya çalışılan ekolojik dengesini ve kirlilikten kısmen arınmış yapısını tehlikeye atacaktı. Dolayısıyla o günkü görüşümüz koruyoruz. Aksi halde yıllardır övünülen ve halen devam eden Haliç'i rehabilite etmek için ++
harcanan milyarlarca liralık bütçe ve emek çöpe gidecekti. İstanbul’daki tüm atıksu arıtım yatırımlarına bütüncül ve üst ölçekli bakılmalı, projelerin yer ve teknoloji seçimi dikkatlice ve ihtiyaç dâhilinde yapılmalıdır.
Meseleyi tek tesis üzerinden, üstelik kentin atıksularının ancak %10’u mertebesinde bir kapasiteye sahip bir tesise indirgemek doğru değil.
Konuyu detaylı irdelemek isteyenler için Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak hazırladığımız Silahtarağa İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi görüşünü yeniden paylaşıyorum.