1. Theodore Gericault’tan, Moritanya açıklarında karaya oturan Fransız gemisi Medusa’nın, filikalara binemeyen 147 yolcusundan, 13 gün boyunca okyanusta sürüklendikten sonra geride kalanları resmettiği Medusa’nın Salı (The Raft of the Medusa / Le Radeau de la Méduse).
2. Fransa’nın başkenti Paris’teki Louvre Müzesi’nde sergilenen bu devâsa resim (5 x 7 metre!), korkunç bir trajediyi anlatıyor.
3. Fransız donanmasına ait Medusa isimli fırkateyn, Senegal’e atanan Fransız Vâlisi, diplomatlar, askerler, marangozlar, duvar ustaları, bilimadamları ve sağlık personeli dâhil toplam 400 yolcusuyla birlikte, Fransa’nın Rochefort limanından 17 Haziran 1816 tarihinde yola çıkıyor.
4. Medusa, hedefine kısa sürede varmak isteyen kaptanın uyarıları dikkate almaması yüzünden, bugünkü Moritanya açıklarında karaya oturuyor.
5. İki gün süren gemiyi kurtarma çalışmaları sonuç vermeyince, gemiyi terk etme kararı alınıyor. Herkese yetecek kadar cankurtaran filika olmaması üzerine, filikalara sığmayanlar için 20 metreye 7 metre boyutlarında bir sal yapılıyor, 146 erkek ve 1 kadın bu sala biniyor.
6. Ve trajedi bundan sonra başlıyor...
7. Vâlinin önderliğinde gemidekiler arasından oluşturulan kurul, 1. Yapılan salın filikalara bağlanmasına ve filikalar tarafından çekilmesine, 2. Yiyecek ve içeceklerin salda bulunmasına ve filikalardakilerin yiyecek-içecek ihtiyaçlarını saldan karşılamalarına karar veriyor.
8. Kazazedeler, filikalar ve sal arasında bölündüğünde, “seçkinler” filikalara, geri kalan 147 kazazede ise sala yerleştiriliyor.
9. Başlangıçta her şey plânlandığı gibi giderken, filikalardakiler, bellerine kadar su içindeki yolcuların bulunduğu salı çekmenin gittikçe zorlaşması üzerine, salın bağlı olduğu ipi kesiyorlar ve 147 kazazedeyi okyanus ortasında kaderlerine terk ediyorlar.
10. Birinci günden itibaren saldakiler arasında çok acımasız bir yaşam mücadelesi başlıyor.
11. İlk gece, kurtulamayacakları düşüncesiyle 20 kazazede kendilerini okyanusun sularına bırakıyor. Dördüncü günün sonunda, aralarında çıkan kavgalar, zayıfların daha fazla dayanamayarak sulara kapılması veya açlık gibi sebeplerden dolayı geriye 67 yolcu kalıyor.
12. Ressam Gericault, trajedinin boyutlarını anlayabilmemiz için bize bir ipucu bırakmış: Kanlı bir balta! Durum o kadar dayanılmaz bir hâl alıyor ki, artık kazazedeler ölüleri yiyorlar.
13. Sekizinci günün sonunda “güçlü” kazazedeler insanlıklarını bir kenara bırakıyorlar, yaralıları ve güçsüzleri okyanusa atmaya başlıyorlar.
14. On üçüncü gün, tam her şey bitti derken, ufukta Argus isimli bir gemi görünüyor. Argus, geriye kalan 15 kazazedeyi kurtarıyor, ancak 5 kazazede daha gemide hayatını kaybediyor. Tarih 17 Temmuz 1816.
15. At binerken geçirdiği kaza sonrası iyileşemeyen ve sadece 33 yaşında hayatını kaybeden Gericault’un 8 ayda bitirdiği bu şaheserini ikiye böldüğümüzde, altta karamsarlığı (cesetler, eziyet çekenler), üstte ise umudu (bulutlar arasındaki güneş ışığı, ufuktaki gemi) görüyoruz.
16. Yaşanan olayı mümkün olduğunca gerçeğe yakın resmetmek isteyen ve uzun süren araştırmalar yapan Gericault, stüdyosunda salın bir modelini inşa etmiş, kazazedelerle görüşmüş, hastane morgundaki cesetlerin eskizlerini çizmiş ve hatta kesik organ parçalarını stüdyosuna götürmüş.
17. Sağ kurtulan kazazedelerden coğrafyacı ve mühendis Alexandre Correard ve subay Henry Savigny’nin, kazadan 10 ay sonra yazdıkları “1816’da Senegal’e Bir Yolculuğun Anlatısı” isimli kitaplarından bir alıntı:
18. “En acımasız dehşetlerin zirvesinde, Tanrı sevgili topraklarımızı bir kez daha görmemize izin verirse, medenî dünyaya korkunç maceramızı ayrıntılı olarak anlatacağımıza yemin ettik.”
19. Diğer bilgiler… Yıl: 1818-1819, Boyutlar: 5 x 7 metre. Fransa’nın başkenti Paris’teki Louvre Müzesi’nde sergileniyor.
20. Jean-Louis André Théodore Géricault (1791-1824).
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1. Gelmiş geçmiş en büyük İspanyol ressam kabul edilen Velazquez’den, sanat tarihçileri arasında 350 yıldır bitmek bilmeyen tartışmalara sebep olan, çok ilginç detaylarla dolu Nedimeler (The Maids Of Honour / Las Meninas).
2. Figürlerin gerçek insan boyutunda resmedildiği bu devasa eserde ilk bakışta dikkat odağımız, İspanya Kralı IV. Felipe’nin “neşe kaynağım” dediği beş yaşındaki kızı Prenses Margarita. Diğer figürler özenle onun etrafına yerleştirilmiş.
3. Figürlerin yüzlerini dikkatle incelediğimizde ise prensesin ve diğerlerinin resmin dışında bir yere baktığını fark ediyoruz. Acaba baktıkları şey ne?