Thread by @DervisMusa

Kafirin nesli ifsad etme planının temeli olan salgın tedbirlerine uymak ve Kovid19 mRNA (Pfizer- Biontech/Moderna/Astra-Zeneca/Johnson&Johnson) aşısı olmak Helal midir ve bu hükmü vermek gerekli midir? Bismillah;

Önce hükmün gerekliliğine dair; "Bizi muttakilere imam kıl" duasını edenlerin en önemli özelliği "kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman, onun üstünde sağır ve körler olarak kapanıp kalmayanlardır" ise salgın tedbirleri ve aşı hakkında hüküm vermek gereklidir!

Neden? Çünkü salgın tedbirleri Allah'ın emirlerini çepe-çevre kuşattı, onları sınırlandırdı ya da belirsiz süre için ortadan kaldırdı. Tedbirleri emredenler aynı zamanda aşıyı, lgbt haklarını, karbon salınımı politikalarını, sentetik et ve büyük baş hayvan kıyımını emretmektedir.

Ön not: Bir şeyi helal/haram kılma yetkisi Allah'a aittir. Kazanç/meta için Allah'a iftira atıp helal/haram kılanları Allah tehdit etmiş, onlara lanet etmiş ve onlar için acı bir azap hazırlamıştır. Kur'an böylelerini Kitab'ı gizleyenler ve satın alanlar olarak niteler.

Nahl-116'daki uyarı dillerini yalan hükümlere alıştıran ve hükümden maddi fayda umanlar içindir. Kendisinden hüküm beklenirklen susanlar için değil!Benzer uyarı adaletle şahitlik yapmak yerine dillerini eğip-büken/bildiği halde zarar görmemek için şahitlikten kaçınanlar içindir.

Peki Kur'an, maddi herhangi bir fayda ummadan sadece Allah'ın rızası gözetilerek Kur'anda geçmeyen bir olay hakkında hüküm vermeyi yasaklamış mıdır? Eğer insanları değil sadece Allah'ı rab edinenler yorumda bulunacaksa ve hükmün merkez orjini akıl değil Kur'an ise elbette hayır.

Fıkıh bir konu hakkında elde edilen bilgi olmaktan çok konulardan bağımsız “ince anlayış ve derin kavrayış” demektir. Fıkıh kelimesi Kur’an’da bilim/bilgi için değil ince sezgi,keskin idrak ve bir şeyin aslına nüfuz ederek özüne vakıf olma kabiliyeti anlamlarında kullanılmıştır.

İtikad değil ama fıkıhta öncelikli olan şey, isim ve şekil değil, niyet ve mahiyettir. Yani bir işin mahiyetini değiştirmeden ismini değiştirmek o işin hükmünü değiştirmezken bir işin ismini değiştirmeden mahiyetini değiştirmek de o işin hükmünü ortadan kaldırır.

Fıkıhtan doğan hükümlerin anlamlı/uygulanabilir olması için, insanların iyi niyetli olduğu varsayılır. Bu anlamda fıkıh, iyi niyetli insanlar için ortaya çıkmıştır. Yani fıkhın amacı ve verdiği hüküm, kötü kalpli/kurnaz insanların varlığı göz önünde bulundurularak ortaya çıkmaz.

Şimdi insanlığın sürüklendiği felaket karşısında akrabalardan başlayarak ulaşabildiğim insanları şeytani plana karşı onlarca delil sunarak 16 aydır (Mart-2020den beri) uyarmama karşın,en yakın akraba/dostlar dışında kimseyi ikna edemediğimi belirtmeliyim

https://twitter.com/DervisMusa/status/1384214022380089345

Peki uyarılar sürecek mi? Elbette! Çünkü bir yalanın yalan olduğunu göstermek için verilen çabayı sürdürme gayesi, ikna edilen insanların sayısından ziyade gayenin kendisine ve yüceliğine bağlıdır;

1-"Rabbimiz bizi muttakilere önder kıl" duası
2-Araf 163-166 ayetlerindeki kıssa

Furkan-74'te geçen "muttakilere önder kıl" duası, yalan şahidlikte bulunmayan, boş ve yararsız sözle karşılaştıkları zaman onurlu olarak geçen, kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman, onun üstünde sağır ve körler olarak kapanıp kalmayanların duasıdır. (Furkan 72-73)

Araf 163-166 ise deniz kıyısındaki bir şehirde yaşayan İsrailoğulları'ndan bir topluluğa ait kıssanın anlatıldığı bölümdür, burada üç grup vardır;
1-Cumartesi yasağına uymayanlar
2-Yasağa uymayanları uyaranlar
3-Yasağa uysa da, uymayanları umursamayıp uyaranları uyaranlar.

Araf 163-166'da dikkat çekici tartışma 1. ve 2. grup arasında değil, 2. ve 3. grup arasında geçer. 2.grup yasağa uymayanları uyarırken, 3. grup yasağa uysa da 2.gruba şöyle der: "'Allah'ın helak etmek veya şiddetli bir azaba uğratmak istediği bir kavme ne diye öğüt veriyorsunuz?”

2.grubun 3.gruba verdiği cevap vahyi tebliğ/hatırlatma gayesinin özetidir; "Rabbinize karşı bir mazeretimiz olsun ve bir ihtimal sakınabilirler diye" dediler. Peki bu kıssanın sonu nasıl bitiyor? Uyarılar dikkate alınmıyor, 1.grup helak oluyor, onları uyarmadığı için 3.grup da!

Kötülüğe karşı uyaran 2.grup dünya ve ahirette azaptan kurtuluyor,yasağı çiğnemeyi başkaldırırcasına ısrarla sürdürenler ise "aşağılık maymunlar"a dönüştürülüyor (Araf166). Buradan hareketle soruyu yineleyelim; Doğru soru "Kovid19 mRNA aşısı helal mi?" değil başlıktaki gibidir;

https://twitter.com/DervisMusa/status/1408484243999703051

Doğrusu bu konuya girmeden önce Kovid19 aşısının hükmüyle ilgili çeşitli ülkelerde -TR'de olmasa da!- kendine "müslümanım" diyen ilim adamları ve fakihlerin yaptığı tartışmalarla ulaştığı sonuçlar beni yeniden hayal kırıklığına uğrattı ve "neden bu haldeyiz"in cevabını yineledi.

Elbette bunun nedeni dünya genelindeki müslüman ilim adamlarının kötü niyeti ya da bir şeye karşı duyduğu korku/endişe değil 16 aydır yaşanan vahim süreci görme, algılama ve anlama noktasında yaşadıkları ciddi sorunlardır. Sorunun temelinde ise "Allah'a güvenmeme" yatmaktadır.

Bu nasıl olabilir ki? Allah'ın kitabını anlatmakla meşhur olmuş ilim sahibi müslümanların "Allah'a güvenmemesi" olacak şey mi? Halbuki kendilerinden istenirse hayatlarını Allah yolunda gerçekten feda ederler ama iş 'ölümcül virüs'e gelince tüm basiretler bağlandı. Neden ve nasıl?

Soru basit olsa da cevap o kadar değil ama gördüğümün özeti;(bilimi öne çıkararak) aldandılar! Bilim adamlarına güvenerek,tıp camiasına güvenerek aldandılar, doktorlara güvenerek aldandılar. Neden? Çünkü bunlara güvenirken kibre kapılıp emredilen tedbirleri Kur'an'a danışmadılar.

Eğer Kur'an'a sorsalardı, Allah'ın kendi emirlerini ortadan kaldıran musibet göndermeyeceğini, kendisi cemaatle namazı emrederken bunu yasaklayacak bir bela göndermeyeceğini, akrabaya iyiliği emrederken müslümanları bu emirden men edecek bela vermeyeceğini görürlerdi.

Yani 16 aydır söylendiği gibi ortada 'ölümcül bir salgın' olmadığını, Allah'ın gönderdiği ölümcül bir salgın yoksa gün aşırı yayılan haberlerin yalandan ibaret olduğunu, dolasıyla emredilen salgın tedbirlerinin de sağlıktan ziyade din ve sosyal yaşamla ilgili olduğunu görürlerdi.

Ama maalesef ilim adamlarımız aldandı,bazıları bilim karşısında kibirlerine/komplekslerine yenik düştüğü için aldandı,bazıları kınamadan çekindiği için bazıları ise Allah'a güvendiği gibi başkalarına güvendiğinden yalan karşısında basiret gözleri bağlandı.

https://twitter.com/DervisMusa/status/1390420803750072328

Salgın süreci anlaşılmadığından dolayıdır ki Kovid19 aşısının helal-haramlığı tartışması, kafirlerin salgın tedbirleri emirlerinden ve aşıyı emredenlerin niteliğinden bağımsız olarak sadece "aşının içeriğinde domuz eti/domuz jelatini/maymun geni var mı-yok mu" etrafında döndü.

TR’de Kovid19 aşısının helal/haramlığı tartışma konusu bile olmadı. Diyanet vakit kaybetmeden aşıya helal demekle kalmayıp hükmü "aşı olmamak kul hakkıdır" yorumuyla vacipliğe kadar götürdü.
trthaber.com/haber/koronavi…

İran dini Lideri Hamaney'in verdiği hüküm doğru olsa da, hüküm bütünüyle aşının içeriğiyle sınırlı kaldı: "ABD veya İngiltere'de üretilen aşıları ithal etmek haramdır. Bunlar tamamen güvenilmezdir. Diğer milletleri kirletmek istemeleri çok olasıdır."
iranintl.com/en/iran-in-bri…

Mısırlı sadece aşının içeriğiyle ilgilendiren ve "tedavi edici özelliği varsa içeriğinde domuz katkısı olsa da helaldir" hükmünü verdi. Arabistan hac için mRNA aşısını şart koşup "aşı orucu bozmaz" dedi.
arabnews.com/node/1827816/s…

english.ahram.org.eg/NewsContent/1/… become-halal-when-chem.aspx

Dünya müslüman alimler birliği başkanı Muhiyddin Karadaği ise aşı hükmünü doktorların uzmanlık alanına bağlayıp "doktorların onayından geçen koronavirüs aşısı dinen uygundur" şeklinde fetva verdi.
mubasher.aljazeera.net/news/2020/12/2…

Hindistan müslüman alimleri ise domuz jelatini içerdiği için Çin/Inaktif aşının haram olduğunu söylerken mRNA aşıları için herhangi bir hüküm vermedi.
indiatvnews.com/news/india/por…

Endonezya fetva kurulu ise AB ülkelerinde bile yasaklı olan Astra-Zeneca aşısına helal fetvası verip Pfizer, Novavax, AstraZeneca ve Sinovac'tan 426 milyon doz aşı ithal edilmesine onay verdi.
channelnewsasia.com/news/asia/covi…

Tüm bunların yanında Rusya, İngiltere, Danimarka, Avusturalya müslümanlarının aşıyla ilgili verdiği fetvaları sıralamaya gerek yok, çünkü hepsinin mahiyeti aynı ve hüküm aşının içeriğiyle sınırlı kaldı.
tr.sputniknews.com/rusya/20210204…

https://twitter.com/BritishIMA/status/1349837782454329344?s=20

sbs.com.au/language/engli…

Görüleceği üzere fetvalar, aşının yapıtaşlarıyla ilgili olup 16 aydır müslüman toplumların dini ve sosyal hayatını alt üst eden cemaatle namaz/ictimai hayat ve akraba ilişkilerini salgın tedbirleriyle ortadan kaldıran emir sahiplerinin mahiyetinden bağımsız verilen fetvalardır.

Biz hükümde bulunurken içeriğinden çok aşıyı emredenlerin niyetlerini ve ideolojilerini gözönünde bulunduracağız. Aşının içeriğiyle ilgili söylenecek tek şey mRNA'nın aşı olmadığı ve gen terapisi/DNA'ya sızan yağ zarfı içine paketlenmiş elçi RNA olduğudur.
nature.com/articles/s4143…

16 aydır toplumlara yaşatılan süreç doğal olmayıp simülasyonu yapılan bir plan dahilinde yürümektedir ve buna dair onlarca delil vardır. Sadece bir örnek: WEF'teki toplantının (Moderna şefinin de olduğu) başlığı "Ya Herkesin Genomları Doğumda Sıralanırsa?"

Akletmenin bize kazandırdığı hüküm şudur;Allah'ın emirleri kafirlerin hoşuna gitmez, kafirler ise verdikleri emirler/yaptıkları planlarla Allah'ın emirlerinin icra edilmesine engel olmaya çalışır.Açıktır ki emirler birbiriyle çelişir ve ikisine aynı anda itaat edilemez (Tevbe-32)

İşte bizim "salgın tedbirlerine uymak ve kovid19 mRNA aşısı olmak helal midir" sorusuna yanıtımız, tedbirleri/aşıyı emredenlerin inancından/kişiliklerinden bağımsız olmayıp "kafire itaat etmek caiz midir" sorusuna dönük yanıtının şemsiyesi altında verilecektir.

Çeşitli platformlarda etrafa saçılan deliller, her ülkede aynen tekrar edilen salgın tedbirleri ve aşı emirlerinin kaynağının bölgesel iktidarlar olmayıp merkezi ABD olan bir otorite olduğunu göstermektedir. Buna yüzlerce delili görememek ve delil istemek akla hakarettir.1 delil;

Başkanlıkları süresince coğrafyamızı alt üst eden vahşi katliamlara imza atan USA başkanları (Carter,Bush,Clinton,Obama) bir araya gelip kitlelere aşıyı tavsiye ediyor. Mevcut başkan ise gün aşırı "maske/mesafe/aşı" telkin ediyor.

https://twitter.com/POTUS/status/1376663734681268228?s=20

Malumunuz üzere mevcut USA başkanının "aşı olun" mealinde verdiği mesajlar ise sayılamayacak duruma gelmiş ve neredeyse her hafta aşı olma ve aşının faydalarıyla ilgili mesaj göndermeyi sürdürmektedir.
twitter.com/search?q=vacci…

Kitlesel olaylarda delile ihtiyaç duymadan bir şeye doğru şekilde inanmak ya da onu doğru şekilde reddetmek için yapmanız gereken tek şey AKLETMEKtir. Akleden insan delilleri ardında sürükler, akletmeyense delillerin ardında çaresizce sürüklenir.

https://twitter.com/DervisMusa/status/1293650564912484355

Artık salgına dönük tedbirlerin yerli/milli tedbirler değil küfrün ileri gelenlerinin temel emirleri olduğunu yinelemek gereksiz ama hâlâ görmeyen varsa Biden'in salgın düzenin başlangıç aşamasının finali için başkan yapıldığını yeniden hatırlatalım.

https://twitter.com/DervisMusa/status/1336349278877446145

Kısa bir araştırmadan sonra salgın tedbirleri (maske/mesafe/hijyen) ve aşı emrinin kaynağına ulaşmak bu kadar basitken sadece "Kovid 19 aşısı caiz midir?" sorusunu sormanın aklen uygun olamayacağı aşikardır. Çünkü aşı, icra edilen planın bir parçasıdır ve tek başına ele alınamaz.

Avrupa Komisyonu ve WHO'nun Eylül-2019da (salgın simülasyonu #event201'den 1 ay önce) gerçekleştirdiği "Küresel Aşı Birliği" zirvesinde yaptığı aşı simülasyonda dile getirilen 3 başlık;
1-Sadece aşılara güveniriz
2-Bilimin Büyüsü
3-Herkesi ve her yerde aşı
ec.europa.eu/health/vaccina…

Küresel Aşı Birliği zirvesinin 1. maddesinde yer alan "sadece aşılara güveniriz" (in vaccines we trust) cümlesini gözünüz bir yerden ısırıyordur. Bildiniz! TR Sağlık Bakanı'nın aşılama kampanyasında sık sık tekrar ettiği "bu güce güvenin" nakaratı bu başlıktan alınmadır!

Şimdi tüm bunların ışığında görmek isteyenler görecektir ki salgın tedbirleri ve aşı emri yerli/milli olmayıp küfrün önde gelen liderlerinin emridir.Aynı liderler salgın sürecinde tedbirler yanında sentetik et/iklim/karbon salınımı/lgbt sapkınlığı gibi politikaları emretmektedir.

Peki Kur'an "kafirlere itaat" karşısında bize neyi emretmektedir? Elbette kafirlere itaat etmemeyi ve onlara karşı cihadı! (Furkan52).Çünkü "Eğer kâfirlere itaat ederseniz sizi topuklarınız üzerine gerisin geriye çevirirler,hüsrana uğramış bir şekilde dönersiniz" (A-li İmran-149)

Öyle ki Kur'an "eğer onlara itaat ederseniz siz de müşriklersiniz" hükmünü yoruma ihtiyaç duymadan apaçık verir. Bu ayette konu özel olsa da itaatin mahiyetiyle ilgili verilen hüküm geneldir ve Allahın yasaklarını çiğneyen tüm emir sahipleri için geçerlidir. (Enam-121)

Burada daha önce söylediğim "kafirin ciddiye alın dediği şeyi ciddiye almak dinden ve fıtrattan uzaklaşma alametidir" sözümü yinelemeliyim. Yani sizi dünyanın mahrum bölgelerinde acımasızca öldüren/ USA/AB'li kafirlerin tavsiyesini ciddiye almak fısk'tır.
edition.cnn.com/2021/03/11/pol…

Bu kadar detaylı açıklamadan sonra konunun özü olan "salgın tedbirleri emirlerine" itaat etmek ve emrin devamı olan Kovid19 mRNA aşısı yaptırmak helal midir? sorusunun hükmüne gelebiliriz. Burada hüküm müslümanları ilgilendiriyor,salgının insanlığı ilgilendiren boyutu ise şu:

https://twitter.com/DervisMusa/status/1333102996440440837

Doğaldır ki bazıları verilecek hükme "aşı faydalı iken bunu kimin yaptığı furuattır, Allah hastalık karşısında tedbir almamızı emretmiştir, Allah zaruret halinde domuz etini bile helal kılmıştır" şeklinde karşı çıkanlar olacaktır.

Bu itiraza dair cevap şudur;Ortada dolaşan salgın şayiasını yayanlar ve “tedbir almazsanız ölebilirsiniz” diyenler kafirlerdir.Eğer kafirler "domuz eti yemezseniz ölürsünüz" deseydi bugün aşı olan milyonlarca müslüman buna inanmazdı ama aşı konusunda tereddütsüz kafirlere inandı.

Ben kimim? Aylardır bu konunun sorumluluğundan kaçamayan ve kaynağı kim olursa olsun Kur’an’la çelişen hiçbir emre itaat etmeyen bir müslüman.

https://twitter.com/DervisMusa/status/1384214022380089345

Aşı hükmü Kur'an'a uygun olarak çoktan verilmiş olsaydı benim Allah katındaki sorumluluğum ortadan kalkacaktı ama böyle bir hüküm ortaya çıkmadığı için "rabbi sadece Allah" olan bir müslüman olarak artık bu hükmü vermeye hakkım olduğunu ve hükmün ertelenemeyeceğine karar verdim.

Salgın tedbirleri ve aşı emirleri hakkında hüküm artık ertelenemezdir, çünkü felaket dağların zirvesine yükselmiş durumda. Hüküm ne için verilir? Sadece rabbimiz için, Rabbimiz katında mazeretimiz olsun diye, bizi hiç yalnız bırakmayan Rabbimizi memnun etmek için! O Yüce Rab ki;

Ben hiçbirşey değilken beni vareden, bana kitabını gösteren, kitabını açan, kitabını öğreten, anlamamı, yaşamamı ve anlatmamı nasip eden, ben yok(sul)luk içinde yaşam sürerken bana hiç ummadığım mal ve mülkü bahşeden, kazancımı kendi yolunda huzurla harcamayı nasip eden Rab'tir.

O rab ki her bunalımımda karşıma muhtaç/fakir/mazlum çıkarıp beni terketmediğini gösteren, bir fakirle karşılaştığımda kendisiyle karşılaşmışım gibi bana huzur ve sükunet bahşeden, kendisi ve elçileri dışında yaratılmış hiçbir otoriteye itaat etmemeyi nasip edendir.

O rab ki, kitabını ciddiye almayan ve onun emirlerini eğip büken her türlü otorite ve güç karşısında beni yoksayıcı kıldı. Kitaptaki hükümlerini çiğneyen hiçbir güç ve iktidarı ciddiye almamam gerektiğini bana gösterdi, beni kafirler ve zalimler karşısında baş-eğmez kıldı.

Bu evrenin hakimi olan eşsiz bir yaratıcıya itaat etmenin izzetine sahip kılmışken, bu dünyadaki emir sahiplerine yönelmenin bu izzeti kirleteceğini ayan-beyan bana gösteren Rab'tir. Ki beni hayatta tutan odur, hastalandığımızda bana ve çocuklarıma şifa veren de yegane rabbimdir!

İşte bu rabbimdir ki bu dünyaya dair tüm güzelliklerden ümit kesmişken "bize dünyada ve ahirette güzellikler ver" duamı işiten ve bana saliha eş/saliha çocuklar nasip eden, tüm bu güzelliklerin / bu çocukların bir gün mutlaka yok olacağını bana yakinen hissettiren Rab'tir.

İstediğinde bu dünyaya dair bana bahşettiği her şeyi yolunda feda edebileceğimi duyumsatan ve bu hususta bana sabır bahşedeceğini umduğum varlığımın, herşeyimin ve yokluğumun kaynağı ve sahibi olan yegane rabbime andolsun ki;

Kafire itaat etmek haramdır,kafire itaat eden iktidarlara itaat haramdır. Kafirin salgın temelli şeytani düzenine hizmet etmek haramdır. Kafirin emrettiği salgın tedbirlerine itaat etmek haramdır. Kafirin nesli bozmaya dönük mRNA aşısı olmak haramdır.
Hamd alemlerin rabbinedir!