Thread by @beratozipek

Bugün Suriyeli mültecilerle ilgili ayrımcı propaganda yine işbaşında. Bu durumda adaletten yana olanlara da onlarla ilgili gerçekleri anlatmak düşüyor. Sabırla, nezaketle, küfredenlere karşı onlarla aynı dili kullanmadan, herkeste ortak olan akıl ve adalet duygusuna seslenerek.

Yüzbinlerce insanın ölümüne, milyonlarcasının can havliyle çoluğunu çocuğunu alıp sınırdan geçmesine sebep olan bir rejimin katliamlarından dolayı Suriyeliler burada. Ülke nüfusunun üçte ikisini yerinden eden bir felaketti ve gökler ölüm yağdırırken aşağıda direnmek imkansızdı.

“Suriye’de savaş bitti, dönsünler” diyenler, yanılıyor. Savaş bitmiş değil. Yaşama hakkına yönelik tehdit aynı şekilde devam ediyor ve Suriye’nin kuzeyindeki bölge de kalıcı biçimde güvenli değil. Daha bugün İdlib bombalandı ve 2’si çocuk 6 kişi hayatını kaybetti.

Türkiye’nin göçlerle şekillenen bir tarihi var. Balkan, Kafkas, Kırım ve Doğu Türkistan muhacirleri gibi onlar da evlerini yurtlarını isteyerek terk etmediler.
Bu anlamda onlar da yaşadığımız zamanın muhacirleri.

Balkan ve Kafkas muhacirleri geldiğinde, kanat geren de oldu, istemeyiz diyen de. Bir muhacir grubunun diğerini istemediği de oldu. Ama o gün de devlet bu ruh haline teslim olmadı, bugün de olamaz.
Anadolu'nun kadim geleneği, insan hayatı birilerinin önyargısına kurban edilemez.

Hedef alınan grubun, şikayet edilen sorunlardan sorumlu olduğu için seçilmemesi, günah keçisi yapmanın doğasının bir parçasıdır, René Girard’a göre. Günah keçisi olarak onlar seçilir çünkü misilleme korkusu olmadan kurban edilmeleri kolaydır. #Suriyeliler
theconversation.com/the-dirty-poli…

İktidar mücadelesinde nefret ve önyargıdan medet uman, mültecileri "kolektif kötü" olarak damgalayıp hedef göstermeyi içlerine sindiren partiler, adalet ve demokrasi iddialarının aslında sadece bir propaganda malzemesi ve retorikten ibaret olduğunu söylemiş olurlar. #Suriyeliler

Mültecilerle ilgili olarak iktidarı çok daha geri bir noktadan eleştiren, hatta “devlet onlara maaş veriyor, istedikleri üniversiteye bedava giriyorlar” gibi yalan olduğu apaçık iddialara bile bel bağlayan siyasi partiler, aslında kendileriyle ilgili çok şey anlatmış oluyorlar.

Siyasette sığınmacıları hedef alan ve nefret yayan ayrımcı partiler şu mesajı verdiklerinin farkında değiller: “Görüyorsunuz biz ahlaki sınır tanımıyoruz, en alttakileri ayrımcı nefretin hedefi haline getiriyoruz, bunun için yalan da söyleyebiliyoruz ve iç barışı önemsemiyoruz.”

Bir an için köpürttüğünüz nefret oy getirdi, “devlet sığınmacıları maaşa bağladı” propagandasına insanlar inandı ve iktidara geldiniz diyelim. Nefretle hastalanmış bir toplumu nasıl iyileştireceksiniz? Eğer iktidarı "ülkenin ölü veya diri olması pahasına" istiyorsanız başka.

Bugün Suriyeli mülteciler/muhacirler/göçmenler bu ülkede devlet yardımlarıyla yaşamıyor. Ağır bir savaş travmasının ardından, genellikle çok ağır koşullarda çalışıp kendi geçimlerini kendileri sağlıyor. Yaptıkları işler başkasının yerini alıcı değil, boşluk doldurucu nitelikte.

Mültecilerin ekonomiye katkısı, kimsenin çalışmak istemediği işlerde çalışıp ürünleri tarlada kalmaktan kurtarmaktan ibaret değil. Bu da var ama çok boyutlu bir etkiden söz ediyoruz. Yatırım, üretim, ihracat ve ithalat yapan iş insanları ve firmaları var. utesav.org.tr/dosyalar/web_d…

İstedikleri okullarda bedava okumuyorlar, devlet onlara maaş vermiyor, PTTkart, KızılayKart ile gördüklerimiz kişi başına dış yardım alanlar, öğrenciler için UNICEF’ten para geliyor...
Polemik değil bilgi için: serbestiyet.com/featured/kitap…

Suriyeli mülteciler/muhacirler tarihin trajik bir kırılma anında, tüm insanların sahip olduğu sığınma hakkını kullandılar. Bugün bu ülkede 4 milyon insan hayata tutunmaya ve ailece güven içinde yaşamaya çalışıyor. İnsanca yaklaşım, saygı ve huzur istiyorlar. Tıpkı öncekiler gibi.