Sovyetler Birliği'nin Afganistan'a müdahalesinin ardından Sovyet güçlerinin 1989'da geri çekilmesinden sonra Afganistan'daki merkezi hükümetlerin zayıflıklarından yararlanarak iktidara geldiler ve ülkenin büyük bölümünü kontrolü altına aldılar.
Arapça Talib (öğrenci) kelimesinin çoğulu Taliban (öğrenciler) adını benimseyen örgüt, ülkenin güneyinde Molla Ömer Ahund liderliğinde yaklaşık 50 medrese öğrencisiyle birlikte 1994'te kuruldu.
Afgan toplumu içerisinde hızla taraftar toplayan ve yükselen grup, amacını, Sovyet savaşı ve akabinde patlak veren iç savaşlar sırasında ortaya çıkan savaş ağalarından kurtulmak olarak tanımladı.
Kurulduktan birkaç ay sonra çoğunluğu medrese ve şeriat okulu öğrencileri olmak üzere savaşçı sayısı 20 bini buldu.
Afganistan'ın yüzde 84'ü Sünni Müslümanlardan oluşuyor.
Ülkenin karışık etnik yapısında en kalabalık nüfusu, yüzde 38'le Peştular oluşturuyor.
Çoğu da ülkenin güneyi ve doğusunda bulunuyor.
1947'de Pakistan bağımsız bir ülke olduğunda, ülkedeki Peştular Afganistan'daki Peştularla birleşerek bağımsız bir ülke kurma taleplerini gündeme getirdi.
Afganistan'daki Peştuların etnik kimlik savunuculuğu, Pakistan için güvenlik tehdidi olmaya başladı.
Pakistan, Afganistan'da Peştular arasında İslami bir hareketin yayılması için destek vermeye başladı. Böylece etnik milliyetçi duyguların bastırılması hedeflendi.
Uzmanlara göre, örgütün kuruluşundan itibaren en büyük destekçisi ve yol göstericisi Pakistan istihbarat teşkilatı (ISI) oldu.
Uzmanlar, hem askeri eğitimin hem de maddi desteğin doğrudan ISI tarafından sağlandığını belirtiyor.
Pakistan'ın istihbarat servisi , bu amaç doğrultusunda bölgeden getirdiği birçok 'mücahit'e kendi topraklarında, sınır bölgelerinde dini ve askeri eğitim verdi.
Bu öğrenciler, yıllar sonra Taliban'ın temelini oluşturacaktı.
1978'de sol görüşlü ve Sovyet destekli askerler darbeyle iktidara geldiğinde, bu İslamcı muhalefet Pakistan ve ABD'nin desteğiyle ülkeye girerek silahlı bir isyan başlattı.
Sovyet işgali, Pakistan'dan gelerek silahlı isyan başlatan 'mücahitler'e halk desteğini artırarak
daha fazla büyümelerine yol açtı.
ABD ve Suudi Arabistan'dan gelen yüklü miktardaki maddi yardımlar da, hareketin güçlenmesine yol açtı.
1971'de 900 olan Pakistan'daki medrese sayısı 1988'de 8 binin üzerine çıkmıştı. Sınırlarda kayıt dışı 25 bin okul daha vardı.
Mücahitlere ABD'den giden yardım sadece 1985'te 250 milyon dolara ulaşmıştı. Suudi Arabistan da her yıl aynı miktarlarda yardım gönderiyordu.1980'lerin ikinci yarısında sadece ABD'den giden yardım yıllık 630 milyon dolara ulaşmıştı.
1985'te ABD Başkanı Ronald Reagan, mücahitlere Stinger uçaksavar füzesi verilmesine karar verdi. Stingerlar ve diğer silahların dağıtımından ise Pakistan sorumluydu.
Silahlar, ISI aracılığıyla Afganistan sınırındaki radikal İslamcı muhalif gruplara dağıtıldı.
Taliban, 1995 yılında ülke genelinde 12 kentte kontrolü sağladı. Yolsuzluklara ve rüşvete savaş açan grubun popülaritesi günden güne arttı.
Taliban savaşçıları 27 Eylül 1996'da Kabil'e girdi.
Eski Devlet Başkanı Muhammed Necibullah Ahmedzay ile kardeşi Şahpur Ahmedzay idam edildi.
Taliban, bu tarihten itibaren kendi hükümetini kurduğunu açıkladı.
Adını Afganistan İslam Emirliği, kurucu lider Molla Ömer'i de Emirel Müminin (Müminlerin emiri) olarak ilan etti.
Bayrak değiştirildi.
Pakistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan, Taliban'ı resmen tanıdı.
Örgüt Kabil'in ele geçirilmesinin ardından çok katı kurallar uygulamaya başladı.
Şeriata dayalı anayasal sistem yürürlüğe girdi. Hanefi mezhebi ön planda tutuldu.
kadınların çalışması, kız çocuklarının okula gitmesi ve eğitim alması tamamen yasaklandı.
Kadınlara peçe zorunluluğu erkeklere ise takke ve sakal mecburiyeti getirildi.
Sakalını kesenler için 6 aydan başlamak üzere hapis cezası verildi.
Yüzü görülen kadınlar kırbaçlandı.
Afganistan Televizyonu'nun yayını durduruldu. Fotoğraf dahil her türlü görsel yayın ve müzik yasaklandı.
Erkeklere, evine en yakın camide 5 vakit namaz kılma mecburiyeti getirildi.
Bütün okullar medreseye dönüştürüldü. Ders kitaplarındaki görseller yok edildi.
Ele geçirilen tüm bilgisayarlar kırıldı.
2001'de İkiz Kuleleri ve Pentagon'u hedef alan saldırılardan El Kaide'yi sorumlu tutan ABD ,Taliban'dan El Kaide liderlerini istedi. Taliban ise suçlulukları kanıtlanırsa cezalarını İslami şekilde vereceklerini açıklayınca,
ABD'nin Afganistan müdahalesi başladı.
O sırada Taliban, ülkenin yüzde 90'ını kontrol ediyordu. 2001'in sonunda ise Kabil'i ve birçok yerde yönetimi bırakıp çoğunlukla Pakistan'a kaçtılar
Örgüt 2002'den sonra gerilla taktiği ile ABD ve Batı destekli Kabil hükümetine karşı savaş vermeye başladı.
2012'de Başkent Kabil'de ve NATO'nun güçlü üslerinde çok geniş çaplı saldırılar düzenleyecek güce erişti.
"İşgalci güç" olarak tanımladığı ABD ile çeşitli dönemlerde masaya oturan Taliban, Şubat 2020'de ABD'nin çekilmesi karşılığında bazı şartları yerine getireceğine dair taahhütler verdi.
Taliban, Afganistan'ın yönetimini yeniden ele geçirmeye ve
uluslararası alanda da tanınmaya çalışıyor. Bu sebeple Rusya, Çin, Orta Asya ülkeleri, Arap ülkeleri, Katar, Pakistan ve Türkiye gibi devletlerle temasını sürdürüyor.
Ülkede halen varlığını etkili şekilde sürdüren Taliban Hareketi’nin, Afganistan topraklarının yaklaşık yüzde 70’inde fiili varlığını sürdürdüğü belirtilmektedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ;
“Türkiye’nin Taliban’ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok. Daha iyi anlaşabileceğimize ihtimal veriyorum”
20/07/2021
1799 , Fransız General Napolyon Bonaparte, Osmanlı yönetimindeki Filistin'de bir Yahudi devleti kurulması fikrini ortaya attı.
Birinci Siyonizm Kongresi İsviçre'nin Basel şehrinde toplandı. 1896'da gazeteci Theodor Herzl, ''Der Judenstaat'' yani Yahudi Devleti adlı
bir kitap yayınlamıştı ve kongrede bu kitaptaki fikirler tartışıldı.
Kongrenin sonunda, Basel Programı yayınlandı. Bu belgede, Filistin'de bir Yahudi vatanının kurulması ve Dünya Siyonizm Teşkilatı'nın bu amaca ulaşmak için faaliyete geçirilmesi öngörülüyordu
1903'e kadar, göçmen sayısı 25 bine ulaştı. Çoğu Doğu Avrupa'dan gelmişti.
O zamanlar Filistin, Osmanlı İmparatorluğu'nun parçasıydı.
1904 ila 1914 arasında 40 bin kişilik bir ikinci göçmen dalgası geldi.
Ünlü yönetmen Steven Spielberg'in filmine ilham verdi.
1942’de İran’da doğdu. 1973 yılında Bradford Üniversitesinden kabul aldı ve 3 yıl boyunca İngiltere’de yaşadıktan ve okul bittikten sonra ülkesi İran’a geri döndü.
Mehran Karimi Nasseri, hayatı , 2004 yılında Steven Spielberg’in yapımcısı olduğu ve Tom Hanks’in başrolünü oynadığı “Terminal” filmine konu oldu.
O zamanlar İran’da Şah’a karşı başlatılan isyanda Nasseri de yer almıştı.
Annesinin İngiliz olması sebebiyle 1986 yılında İngiltere'ye yerleşme kararı alan Nasseri, yolculuk esnasında evrak çantasının çalınması sonrası yine de Londra uçağına bindi.
Belirli bir bölgeye yeni doğmuş bir tavşan çifti (bir dişi, bir erkek) konuluyor. Her tavşan çifti ikinci aydan itibaren yetişkin hale geliyor ve her ay yeni bir tavşan çifti (bir dişi, bir erkek) doğuruyor.
Tavşanların hiç ölmediği varsayılırsa bu bölgede bir yıl sonra kaç çift tavşan olur?
Bu problem İtalyan matematikçi Leonardo Fibonacci’nin 1202 yılında yazdığı Liber Abaci (Hesap Kitabı) adlı kitabında yer alır.
Problemin cevabı Fibonacci dizisidir ve {1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144, 233, 377, …} şeklinde devam eden sonsuz sayılardan oluşur.
Fibonacci dizisinin özelliği kendinden önceki iki ardışık sayının toplamının kendisinden sonraki sayıya eşit olmasıdır.
Büyük Taarruz zaferi ile Anadolu’daki Yunan işgali sona erip, 11 Ekim 1922’de Mudanya Ateşkes Anlaşması imzalandığında artık ülkenin tek siyasi gücü fiilen TBMM Hükümeti olmuştu.
İtilaf Devletleri, İsviçre’nin Lozan kentinde toplanacak olan barış konferansına yine ikilik çıkarmak için TBMM’nin yanı sıra İstanbul Hükümeti’ni de davet etti.
İstanbul Hükümeti de Ankara’ya barış konferansına birlikte katılmayı teklif etti. Fakat Mustafa Kemal; ““Barış konferansında Türkiye Devleti yalnız ve ancak TBMM Hükümeti tarafından temsil olunur.” diyerek bu durumu reddetti.
Osmanlı’da 1848’den beri Galatalı İngiliz bankerlerin Sırbistan, Dalmaçya ve Karadağ’dan getirdiği taş ustası işçilerle gerçekleştirilen kömür üretimi ve İngiltere’den ithal edilen kömür, ihtiyacı karşılamadığı için 24 Nisan 1867’de Dilaver Paşa tarafından
“Ereğli Kömür Maden-ü Hümayunu” adıyla bir nizamname yayınlandı.
100 maddelik nizamname Ereğli Sancağı’nın Bartın, Eskipazar, Akçaşehir ve Karasu, Safranbolu, Perşembe, Ulus, Amasra, Gökçebey, Ereğli, Horcanaz, Yenice, Devrek, Karabük ve Eflani gibi 14 kazasını kapsıyordu.
Mükellefiyet yasası 13-50 yaş arasındaki erkeklerin sağlam olanlarının ocakta kazmacı, küfeci ve direkçi olarak çalışmasını zorunlu kılıyordu.
Madende çalışacakları ise muhtar belirleyecekti.
9000 yıldan daha uzun bir süre önce inşa edilmiş olan bu şehir şimdiye kadar keşfedilen en büyük Neolitik yerleşim yerlerinden biridir.
İngiliz kaşif James Mellaart tarafından 1958 yılında keşfedildi.
Konya’nın 52 kilometre güneydoğusunda, Çumra ilçesinin sınırları içinde yer alan tarihöncesi yerleşim alanı Çatalhöyük Batı ve Doğu olarak iki höyükten oluşuyor.
Doğudaki Neolitik, batıdaki ise Kalkolitik döneme tarihleniyor.
MÖ. 7.400 ve MÖ. 6.200 yılları arasında tarihlenen 18 adet neolitik yerleşim katmanı bulunuyor.
Neolitik yerleşimler, göçebe yaşamdan yerleşik yaşama, başka bir deyişle tarım yaşamına geçişi işaret eder.