30 Ağustos 1945 tarihli Cumhuriyet gazetesi
30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutlamış ama
Başkumandanı anmayı unutmuş
Bunun o yıla mahsus bir haber olmadığını bilmeniz lazım
1939 yılından itibaren adım adım işlenen bir stratejiydi bu
1937'den itibaren arşive bakalım
2
1937 yılında Cumhuriyet gazetesi Başkumandan M. Kemal Paşa'nın devasa bir tablosuyla kutluyor 30 Ağustos zaferini
Şimdi 1938 yılına bakalım
3
1938 yılında Cumhuriyet ısrarla İsmet İnönü'yü bir kenara itmeye ve Başkumandanı öne çıkarmayşa devam ediyor.
İnönü'nün lafı dahi edilmiyor.
1939 yılında işler tamamen değişecek
4
Ve İsmetizmin "Zafer"i
30 Ağustos 1939'a geldiğimizde bütün bildiklerimizi unutmamız gerekecek
Kemalizmin tarihinde yeni bir sayfa açılıyor
İnönü, geçen yıl kendisini tarihten silenlerden intikam alıyor
Zafer yok adeta
Manşette değil, sağ altta köşe yazısında bahsediliyor
5
Sanıyorum 1940 yılında Cumhuriyet gazetesi Milli Şefin gazabına uğradığı için çıkmamış 30 Ağustos 1940'ta
Ben de Zafer Bayramı'nın 1940 yılındaki hali hakkında CHP'nin yayın organı Ulus gazetelerinden vereyim misalimi
Buyurun, bulabilecek misiniz Başkumandanın resmini
6
1941 yılının 30 Ağustosunda Cumhuriyet gazetesi sadece Zafer Bayramının coşkun tezahüratla kutlandığını yazmakla yetinmiş
Milli Şef de Milli Şef
Fevzi Çakmak da var ama Başkumandan yine yok
İnanmazsanız kendiniz okuyun, kıyıda köşede ismine rastlayabilirsiniz belki
7
Bu defa İsmet İnönü'yü general üniformasıyla önde, Başkumandanı biraz yukarıda ama arkada gösteren bir çizim var ama zaferi doğru bir tabirle Türk ordusu kazanmış gibi lanse eden bir başlık göze çarpıyor
30 Ağustos zaferi olması gereken noktaya dönüyor gibi
Ama
8
1943 yılındayız
Zaferi yine tek bir kişiye, Başkumandana tapulamayan bir yaklaşım egemen manşetlere
"Türkün eşsiz zaferi"
Askerler ön planda
İnönü önde, Gazi yine arkada
Böylece mesaj yerini buluyor
Milli Şef Zafer'in aslan payını kapıyor
9
1944 yılında Cumhuriyet gazetesinde bu ortak format iyice oturuyor
Başkumandan üstte ama zaferi onunla paylaşan yaşayan kahraman İnönü bayrağın üzerinde onunla beraber dalgalanıyor
Fakat haber başlıklarında Milli Şef var ama Gazi'den bahis yok
İçeride ufak bir yerde geçiyor
10
1945 yılına geldiğimizde ilk tvitimizde gördüğünüz gibi artık Başkumandan tamamen sırra kadem basmış durumda
Zafer Bayramı Türk hürriyet ve istiklalinin, Türk barışının temel zaferi ilan edilmiş
11
1940 yılının 30 Ağustos tarihli Haber gazetesinin ilk sayfası
Başkumandanın tarihe postalanıp Milli Şefin parlatılma stratejisinin özeti gibi olmuş
12
Burada işlediğimiz İnönü'nün resmi tarihi nasıl kendine yontarak manipule ettiğini Cemil Koçak'ın bu çalışmasından takip edebilirsiniz
Son
13
Son dedim ama 1946 yılında da aynı hava devam ediyor
Çok partili hayata geçilmiştir
14
1947 yılında tekrar 1938 formatına dönülmektedir,
çünkü çok partili hayattayızdır ve muhalefet Milli Şefin Atatürk'ü silmek istediğini gündeme getirmiştir
O zaman tornistan edebiliriz
15
Cumhuriyet gazetesinin nüshalarına ulaşamadığım için CHP'nin yayın organı Ulus'un haberleriyle devam edelim
1948 yılında Ulus gazetesi Zafer Bayramını çift kahramanlı kutlamış ve işin içine silahlı kuvvetleri de katmış
16
Ulus gazetesi 1949 yılında bu defa savaşan kahramanların resmine yer vererek Türk milleyiten kutlu olsun demiş
Ve ne Milli ne de Ebedi Şeften bahsetmiş
Resimleri bile yok
Demokrasiye doğru gidiyoruz ne de olsa
17
Demokrat Parti iktidara geleli 3 ay olmuştur ama tekrar 1938 ruhuna geri dönüldüğü aşikar
Başkumandan 1938'den bu yana kaybettiği tek adam konumunu yeniden Demokrat Parti sayesinde kazanmıştır
Biz kısıtlı imkanlarla ortaya koyduk vaziyeti
Yorum size ait
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Kocaeli Valisi Seddar Yavuz son derece mühim tespitlerde bulundu
"İslam’ın önderliği hala bu millette. Katiline aşık bir nesil yetiştirdiğinizde felaketle yüzyüze gelirsiniz. Bugün yaşadığımız 1918 travması. Bizde birçok insanın maalesef zihninin işgal edilmesine neden olmuştur”
"Devletin bugünkü tanımı laiklik olsa da ki laikliği yanlış anlıyoruz hala. Bu ülkede devletin ideolojisi İslamdır. Lozan da aynıdır. Bu ülkede sadece ve sadece azınlıklar gayrimüslimlerdir. Bir daha söylüyorum. Atatürk’ü de anlamayanlar var ülkede, devleti de"
Değerli valimize teşekkür ediyor ve sözlerine sahip çıkıyoruz.
Milli Mücadele'de İstanbul-Ankara anlaşması
1
12 Ocak 1920
TBMM'nin açılmasına 101 gün kala İstanbul'da Osmanlı Meclis-i Mebusanı açıldı
Sultan Vahdettin okunan açış konuşmasında vatanın VATANIN KURTULUŞU (FELAH-I VATAN) noktasında millî birlik sağlanmasını istedi
2
Felah-ı Vatan grubu kuruldu
Aynı gün Misak-ı Milli kabul edildi
9 Şubat 1920
TBMM'nin açılmasına 75 gün varken
Osmanlı Meclis-i Mebusanı M.Kemal Paşa'nın Erzurum mebusluğuna dair seçim tutanağını onayladı
İstanbul Milli Mücadeleye düşman olsa tutanağı onaylamaması yeterliydi
3
12 Şubat 1920
Milli Mücadele'nin ilk sevinçli haberi MARAŞ'tan geldi
Halk kendi imkânlarıyla düşman işgalinden kurtulmuş, Milli Mücadele'nin fişeğini ateşlemiş ve memlekete ihtiyacı olan ümidi aşılamıştı
Zincir
1
İsmet Paşa’nın mandacı olduğuna yeni bir kanıt
Ahmed İzzet Paşa’nın manda tasarısını İsmet Bey nasıl takip etti?
İsmet Bey’in 1919 Ağustos’unda kendisine yazdığı mektupta Amerikan mandasını yegane kurtuluş çaresi olarak gördüğünü ifşa eden Karabekir Paşa+
2
İstiklal Harbimiz adlı hatıratında bu defa başka bir ifşaatta bulunur. Buna göre 1919 yılının Aralık ayı sonlarında o tarihte henüz İstanbul’da müsteşar bulunan İsmet Bey (o tarihte henüz Paşa değildir) Sadrazam Ahmed İzzet Paşa’nın direktifiyle Amerikan mandası için hazırlanan
3
hükümet tasarısını Anadolu’ya geçmiş olan Milli Mücadeleci paşalara göndermiş ve fikirlerini sormuş, işin peşini ısrarla takip etmiş, bu arada Karabekir Paşa ve Mustafa Kemal Paşalar arasında İnkılap Tarihi kitaplarımızın yazmadığı şoke edici yazışmalar cereyan etmiştir.
1
Diyanetin açtığı okul öncesi kurslara "Ortaçağ zihniyeti" diyen Özgür Özel'in partisinin çocuklara "üstün ahlaki değerler" kazandırmak üzere açtığı "çağdaş" eğitim yuvalarından örnekler
GENELEVE KOMŞU İLKOKULLAR
1934'te şikayet edilmiş
5 yıl geçmiş
CHP'nin umurunda olmamış⬇️
Genelev manzaralı İlkokulu çok şikayet eden veli olmuş, gazetecilerin ağzına kadar düşmüş hadise ama 5 yıl boyunca kimse kılını kıpırdatmamiş
Yukarıdaki haber 4 Nisan 1934,
Bu tvitteki haber 21 Nisan 1939 Cumhuriyet
3
Sadiye hanım feryad ediyor
FENA SOKAKLARDA BİR MEKTEP
"Çocuklarımız sabah akşam okula gidip gelirken umumi kadınların (anlayın artık) oturdukları sokaklardan geçmek mecburiyetindedirler"
Bu, Beyoğlu'nda olan hadise onlarla sınırlı değil
Anadolu'dan da örnek var⬇️