ATTİLA'NIN HEDEFİ:
Fransız tarihçi Marcel BRİON,Büyük Hun İmparatoru Attila'nın büyük idealini şöyle sıralamaktadır:
"Attila,Güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar her tarafı kendi yönetiminde birleştirmeyi düşlerdi.
Roma imparatorluğuna da bu birlik içinde bir yer ayırmıştı.
1-Avrupa halklarını da bir birlik halinde, ilk Avrupa birligini oluşturarak, kendi yönetimi altında idare etmek istiyordu.Attila'nın bu planı, onun dehasının bir eseridir.
2-Bu plan; Attila'dan yardım isteyen ve kendilerini de yönetmesini isteyen,Galya'lıların, İberya'lıların, Britan'ların, İskandinavların ve Yunan'lıların da isteğiyle ortaya çıkmıştı.
Attila'nın planları şöyleydi:
3-
1-Hunların Asyalı kabileleri itaat altına almak.
2-Volga'dan Tuna'ya kadar yerleşik çeşitli Hun kabilelerini ve İspanya'da, Galya'da, İtalya'da bulunan Hun askeri kıtalarını tek bir hükümdarın idaresi altında toplamak.
3-Bu dağınık unsurlardan tek bir millet meydana getirmek.
4-)
4- Kendisine bağlı veya müttefik olan Slav ve German milletlerini Hun milletine ilhak etmek. 5- Avrupa'yı zaptetmek. 6- Roma ve Bizans hazinelerinin servetleriyle zenginleştikten sonra Asya üzerine yürümek. 7- Nihayet İran'ı, Çin'i, Hint'i itaat altına almak.
5-
8-Asya'nın zaptından sonra Afrika'ya yönelmek,Akdeniz havzasının tamamını ele geçirmek emelini taşıyordu.
Attila bu suretle Çin Denizi'nden Cebelitarık Boğazı'na kadar bütün Avrupa Asya' ya hakim olmak, bu alanın tamamını tek bir Hun İmparatorluğu bayrağı altında toplayacak+
6-+toplayacak bütün cihana Hakan olacaktı.
Attila'nın büyük emeli buydu."
MARCEL BRİON - (1895-1984)
Fransız akademisi üyesi
Tarihçi yazar. Avarlar ve Hun tarihi araştırmacısı.
7-Roma İmparatorluğunu, Bizansı ve Avrupa milletlerini egemenliği altına alarak vergiye bağlayıp yöneten Attila, bir taraftan da Asya'ya, Çin'e gidip geliyor, Asya'yı da kontrolü altında tutuyordu.
Sarayında dünyanın her tarafından gelmiş insanlar vardı.
8-Bunlar arasında Galya Reisleri, Selt asilleri, Germanlar, Afrikalılar, Rumlar, İranlılar ve İspanyollar vardı.
Bunların çoğu kendi ülkelerindeki baskı ve zulümlerden kaçıp Hun Başbuğuna iltica eden insanlardı. Attila'yı kurtarıcı olarak görüyorlardı.
9-Ancak Attila ani ölümüyle tarihi amacını tamamlayamasada, milletinin en büyük yol gösterici önderlerinden biri olmuştur.
Bakınız Türk tarihinin büyüklüğünü Çinli, Rus, Macar, Danimarkalı ve Fransız tarihçilerinden öğreniyoruz.
10-Bizim eğitim kurumu 71 yıldır ABD 'nin emrinde olduğundan, Türk tarihi yerine, Arap tarihini, Avrupa hayali tarihini öğretiyorlar.
Oysa Türk çocukları atalarının kabiliyet ve başarılarını öğrendikçe daha büyük işler yapmak için kendilerinde kuvvet bulacaklardır.
Kenan Özek
11-Türk tarihinin ana hatları ve Atatürk'ün 1949'da yasaklanan tarih tezleri :
Prof.Dr.Halil İnalcık, soyu bile bilinmeyen Osmanlı sülalesinin, "Türk-Oğuz Kayı soyuna PARAYLA bağlanma" hikayesinin içyüzünü Tv de anlatmıştı. Şoka giren anlı şanlı uydurmasyoncu Osmanlı tarihçileri de gık diyememişti...
1-Soyu belirsiz Osmanlıların soy kazanma, asalet ve itibar kazanmak için ve de, Anadolu'daki Türkmen ve Oğuzları kandırmak için, "parayla tutulmuş talimatlı tarihçilerle!!"
Oğuzların Kayı Boyu'na nasıl bağlandığını,hocaların hocası Prof Dr Halil İNALCIK anlatmaya devam ediyor.
2-Modern Türkiye'yi 70 yıldır Ciasal İslamcılara ezberlettirilen yeni Osmanlıcılık safsatasıyla yıkmaya çalışıyorlar! Osmanlı'yı yüceltip, Cumhuriyet'e ve Atatürk'e sövüyorlar! Oysa Osmanlı'nın soyu bile belli değildir! Bu meyanda herşeyleri yalandır.
Bob Dylan, ailesinin köklerini şöyle açıklıyordu kitabında:
"Anneannem, köken olarak Türkiye’dendir. Trabzon limanından gemiyle, Karadeniz’i geçmişler. Anneannemin aile adı “Kırgız”dır ve Kağızmanlıdırlar (Kars)
1-Dedemin annesi ve babası da aynı yerde ayakkabıcılık ve deri işçiliği yaparlarmış.10 yaşlarımdayken Ritchie Valens’in “La Bamba” şarkısı herkesin dilindeydi;ama ben Ritchie’nin Bir Türk Kasabasında
(In A Turkish Town) şarkısını söylerdim;“gizemli Türkler ve yukarıda yıldızlar”
2-Bu şarkı bana Ritchie’nin “La Bamba”sından daha uygun görünüyordu ama nedenini kesinlikle bilmiyordum.”
Mayıs 2003′te yayımlanan “Dolmakalem Savaşları” kitabımın “Euro-Dolar Savaşı” başlıklı bölümünde, ABD’nin Irak işgalini canlı yayında nasıl izlediğimi şöyle anlatıyordum:
"Türkiye'de iktidarımızdan önce taş üstüne taş konmadı"diyen AKP, Atatürk'ün ülkenin kalkınması için mücadeleyle ve fedakarlıkla yoktan var ettiği kurum ve işletmeleri ya yabancılara sattı yada kaderine terk ederek tasfiye etti. #GiderayAKbatırdınız
Fabrikalar satıldı üretim olmadığından ve tüm ürünler ithal olduğundan Dolar ve Euro artıyor. Şekeri , nohutu , mercimeği ve samanı dahi ithal ediyoruz .Dış güçler hikaye yani.
Paranın değerini ülkenin üretim gücü belirler...Üretirsen paran değerli olur . Ben demiyorum koskoca ekonomi hocası diyor .
"...Atatürk olmasaydı, Türk belki Özbekistan'da olurdu, ama Trakya ve Anadolu'da kalmazdı. 100 yılda tüm civar büyük coğrafyadan sürülmüş ve katledilmiş Türklerin Konya Ovası'ndan sürülmeleri ve atılmaları ne kadar sürerdi sanıyorsunuz?"
1-Ve Amerikalı tarihçi devam ediyor:
"...Ne Türk ne de Türkiye kalırdı.
Mustafa Kemal sadece ülkeyi kurtarmadı, Türk neslini de kurtardı!"
46 raporlu mısır koçanını veya tevilci Mustafa Amağanı okuyanlar
dünyanın en büyük tarihçilerinden olan Prof Dr Justin McCarty'i bilmez!
2-Yaklaşık 10 sene önce
Atilla İlhan: Türklerin diğer milletlerden farkını açıklamıştı.
Bizde olan onlarda olmayan bakın neydi? Ivır zıvır gündemlerle beyninizi iğdiş etmelerine izin vermeyin, bilgiyi keyifle alın...
Karar verdim, artık arap islamını terk edip, öze dönüp, çevrecilik, ekoloji ve atalarımın ruhları üzerinden yürüyen Kamlık İnancına, Tengrici inanca döndüm. #İsrafHaramdırDiyanetKapatılsın
1-Ağaçların ruhu olduğuna inandığında zaten ağaca saygın artıyor ve koruyorsun. Ağaçlara saygı duyan tüm doğaya saygı duyar.
2-Eski Türklerin dini yok inancı vardı. Şimdi Türklerin dini var inancı yok.
Türkologların, şair, yazar, fikir adamı,Türk aydınlarının,uğradığı katliam, sürgün ve baskılar...16.Y.Y. ortalarından itibaren ve özellikle de 17.Y.Y'dan sonra,Türk dünyası+
1- +Türk dünyası dediğimiz büyük coğrafyanın doğu,batı, kuzey ve güney uçlarında kırılmalar ve geriye dönüşler başlamıştır. Bu geriye dönüş ve çekilme süreci, ne yazık ki, önlenemeyen kanlı bir "etnik arındırma"yı ve "soykırım"ı da beraberinde getirmiştir.
2-Çünkü çekilme ve geri dönüş süreci başlayınca, yerli halklar Türklerin onlara davrandığı gibi davranmamış; Türk ordusunun çekildiği bölgelerde silahsız ve savunmasız kalan sivil Türkleri, amansız ve acımasız bir etnik arındırmaya, sürgün ve soykırıma tabi tutmuşlardır.