Kâbe Örtüsü Suudi Arabistan'da Mekke ile Cidde arasında bulunan özel bir dokuma fabrikasında hazırlanıyor. Fabrikayı özel izinle gezmiştim. Yaklaşık 1 yıl boyunca, tamamen el işçiliği ile özenle hazırlanan yeni Kâbe örtüsü hac zamanı Arefe Günü'nde öncekiyle değiştiriliyor+
En kaliteli ipek iplikler usta ellerde dikkatle hazırlanan yazı istiflerine dönüşüyor. Fabrikada Kâbe Örtüsü'nün yanı sıra, Mescid-i Nebevi Ravza Örtüleri de dokunuyor. Kâbe Örtüsü her yıl, Ravza Örtüleri ise 3,4 yılda bir değiştiriliyor.
Kâbe Örtüsü'nün farklı bölümleri var. Kuşak bölümleri, Damla formundaki ''Samediye'ler'', Kâbe Kapı Örtüsü gibi parçalar uzun çaba ve emek gerektiriyor.
Aylarca süren elle dokuma çalışmaları bittikten sonra sıra üzerlerinin gümüş ve altın tellerle kaplanmasına geliyor.
Tüm çalışma baştan sona elle yapılıyor:
Aylarca süren yoğun bir çalışma:
Dokuma için gerekli ipliğin üretimi de yine fabrika içerisinde gerçekleştiriliyor:
Kâbe Örtüsü'nde Kuran'dan çeşitli sure ve ayetler yer alıyor.
Biten parçalar artık birleştirilmeye hazır hale geliyor.
Örtünün hangi yıla ait olduğu yine üzerinde belirtiliyor:
İlmek ilmek, düğüm düğüm... Sabırla iplik büyük bir esere dönüşüyor.
Ve ortaya el emeği, göz nuru örtüler çıkıyor:
Kâbe'nin örtülmesi geleneği İslam öncesine kadar gidiyor. İslam tarihi boyunca farklı renklerde örtüler kullanılmış. Abbasiler ile birlikte siyah renk hakim olmuş. Osmanlı döneminde Kâbe Örtüleri İstanbul'da Sultanahmet ve Bebek'te, Bursa, Hereke ve Mısır'da dokunmuş.
Kısa bir dönem Hindistan'da da dokunan Kâbe örtüleri ardından Suudi Arabistan Krallığı'nca kurulan özel dokuma fabrikasında üretilmeye başlamış. Kâbe dış örtüsü siyah, iç örtüsü kırmızı ve Ravza örtüleri ise yeşil olarak üretilmekte.
Geçtiğimiz Şubat - Mart aylarında İstanbul'da Kâbe Örtüleri ve Hac Hatıraları konulu ''Yol'' adlı bir serginin küratörlüğünü yapmıştım. Konuyla ilgilenenler sergiyi dijital olarak alttaki siteden gezebilir.
V'esselam🌿 mukaddesyol.com
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Prof.Muzaffer Şerif Nasıl "Muzafer Sherif"e Dönüştü?
Film gibi bir hayat. Sosyal psikolojinin kurucularından, literatüre adıyla giren deneyi olan, Harvard, Yale, Princeton, Oklahoma, Pennsylvania ve Columbia üniversitelerinde bulunan bir bilim insanını nasıl küstürüp kaçırdık?+
1906 yılında İzmir, Ödemiş'te zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.
1919 yılında, 13 yaşındayken İzmir'i işgal eden Yunan ordusundan bir asker yanındaki kişiyi öldürdükten sonra süngüsünü ona doğrultur.
Fakat muhtemelen yaşı küçük olduğu için öldürmekten vazgeçer.
Ölümler, işgal, savaşlar, esaret, kurtuluşla geçen ilginç bir çocukluğu olur.
Muzaffer Şerif belki de insanların toplu halde sergiledikleri uç davranışları ileride incelemesi için gerekli olan deneyimin en büyüğünü farkında olmadan bu yıllarda edinir.
En özel yiyeceklerden biridir bal. 2009 yılından bu yana bal koleksiyonu yapıyorum. Gittiğim tüm ülkelerden oraya ait yerel ve özel ballardan hem tattım hem de aldım. Dünya ve Türkiye balları üzerine epey araştırma ve okuma yaptım. İşte bal dünyası++
Bal kutsal metinlerde de geçer: ‘’Rabbin bal arısına şöyle vahyetti: "Dağlardan, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan kendine göz göz ev (kovan) edin. Sonra da her türlü çiçekten, meyveden, ürünlerden ye ve Rabbinin sana yayılman için belirlediği yolları tut!"
Onların karınlarından renkleri çeşit çeşit bir şerbet çıkar ki, onda insanlara şifa vardır.’’ (Nahl Suresi, 68-69) Gerçekten de onlarca değişik türde bal vardır. Aromaları ve lezzetleri dışında temel olarak çiçek balları ve salgı balları olarak iki ana grupta ele alabiliriz balı.
İslam tarihine bakıldığında birçok önemli hadisenin Ramazan ayında gerçekleştiği görülür.
Kuşkusuz bu gelişmeler İslam tarihinin dönüm noktaları olarak ciddi bir hafızayı da ifade ediyor.
Örneğin Endülüs'ün fethi Ramazan ayında olmuştu.++
"En uzak batı" demek olan Magrib-i Aksa adıyla da bilinen Endülüs’ün, yani bugün İspanya ve Portekiz’in bulunduğu İber Yarımadası’nın Müslümanlarca fethi sadece İslam tarihi için değil, aynı zamanda dünya tarihi için de oldukça önemli gelişmelerden biri oldu.
Miladi 711 yılı, 19 Temmuz günü İslam ordusunun komutanı Tarık bin Ziyad ile Vizigotların komutanı Rodrik’in idaresinde yaşanan savaşı kesin zaferle kazanan Müslümanlar hızla İber Yarımadası’na yayıldı. Endülüs fethinin unutulmaması gereken bir diğer ismi de Tarif bin Malik oldu.
Arkasında onu kovalayıp ele geçirdikleri anda öldürmek isteyen bir ordu, önünde ise bilinmeyenlerle ve tehlikelerle dolu bir coğrafya vardı.
Eşine az rastlanan, insan üstü bir mücadele verdi ve Endülüs Emevi Devleti'ni kurdu.++
Emeviler iktidara geldikleri andan itibaren fetihlere giriştiler ve büyük askeri başarılar elde ettiler.
Afganistan'dan Hindistan'a, İran'dan Kuzey Afrika ve Endülüs'e uzanan inanılmaz büyüklükte bir coğrafyanın hakimi oldular. Kıbrıs'ı, Girit'i, Kafkasya'yı fethettiler.
Ancak fethettikleri coğrafyada son derece otoriter bir yönetim kurdular. Özellikle de devlet idaresi hususunda, İslamiyet öncesinden itibaren rekabet halinde oldukları Haşimoğulları'nı çok sıkı kontrol altında tutuyorlardı. Haşimoğulları'nın her hareketi izleniyordu.
1989 yılında Mekke’de ender görülen, istisnai bir arkeolojik kazı gerçekleştirildi.
Kazının arkasında dönemin güçlü isimlerinden, 1973 petrol ambargosu ile Avrupa’yı dize getiren, S.Arabistan Petrol Bakanı, Mekke doğumlu Zeki el-Yemani vardı.++
Bu kazı çok değerliydi. Çünkü Mekke döneminde vahyin önemli bir bölümü bu evin çatısı altında gelmişti. Hz.Muhammed'inﷺ küçük bir mescidinin de olduğu bu evde Hatice(ra); Kasım, Abdullah, Rukiyye, Zeynep, Ümmü Gülsüm ve Fatıma'yı doğurmuştu.
Yapılan kazı, Hz.Muhammed’inﷺ eşi Hz.Hatice’nin evini açığa çıkarmıştı.
Olabildiğince hızlı, adeta bir kurtarma kazısı gibi gerçekleştirilip tamamlanan çalışmanın ardından, bir kazı raporu niteliğinde de olan “The House of Khadijah bint Huwaylid" adlı kitap yayınlandı.