Thread by @Saka_larr

Antik Yunanı yok olmaktan kurtaran 3 Tıpçı Saka/İskit filozofu, onlara felsefeyi de öğretmiştir.
Bize felsefenin Antik Yunan'dan geldiğini belletti Batılılar, Aristo'yu Platon'u okuttular ama Anahars(is) Amane(us) Sakkas ve Toharis'ti Yunana Felsefeyi götüren.

Kitabın konusu; MÖ 5. asırda salgın bir hastalıktan kırılıp yok olmak üzere olan Yunan halkı, Sakalara mektup yazar (toplam 10 mektup) ve sonunda 3 tıpçı Saka flozofu Yunanistana gider ve şehirleri dezenfekte eder ve Yunanı yok olmaktan kurtarır. Mektupları Sorbon Ünv. bulmuştur.

Sonra da bu üç tıpçı Saka/İskitin Yunanlılar heykelini dikip bunları ihya eder.
O heykelleri de Sorbon Ünv arkeoloji bölümünden "Genç Toharisler" grubu bulur. Yunanca isimlerini de biliyorsunuzdur.
(Yunanlıların verdikleri isimler ise: Anaharsis, Amaneus Sakkas ve Toharis'tir.)

3-Kara Atena'yı okuyanlar eski Yunan aldatmacasının nasıl kurgulandığını bilir. Yani, felsefenin patenti de Yunanlılara değildir.
Neyse ki gerek genel, gerek felsefe tarihi konusunda, -batılı bilim insanlarının da doğruladığı- akademik çalışmaların varlığı,

4-sayesinde Sakalar/İskitlerin her alanda dünyanın ilerisinde olduğunu anlıyoruz.
Bu kitap üç filozofun,
-Toharis, Anaharsis ve Ammonius Saka- 'nın fikirleri ve eserleriyle felsefi, ahlaki, sosyal ve siyasal açıdan Yunan uygarlığına katkılarını yazarken, kökenleri ile ilgili,

5-+++batılı bilim insanlarının ihtilâfta kaldığı konuları araştırması bakımından da oldukça açıklayıcı bilgiler veriyor.
Sakalar döneminde felsefe okullarının ağırlıklı olarak esasen Atina ve Roma'dan İskenderiye'ye kaydığını görüyoruz, ki İskenderiye; Aristoculuk, Eflatunculuk,

6-Stoacılık, Epikürcülük, Kiniklik, Şüphecilik, Eristik gibi felsefe anlayıslarının Atina ve Roma'ya 'beyin göçü' sağlayan son dönemin önemli merkezi durumunda.
Hal böyleyken, "üç Saka Türkü filozofun Atina'da ne işi var?" sorusu akla gelebilir. Veya "felsefe okullarının tümü...

7-Saka ülkesinin dışında; İskenderiye, Atina, Roma gibi yerlerde ise, üç Saka Türkü felsefeyi nerede öğrendi?" sorusu sorulabilir..
Kitap bu sorulara net yanıtlar veriyor.
Olay şu ki, üç Saka Türkü felsefe öğrenmek için değil, felsefe ve tıp öğretmek için oradalar...

8-Sakalar bilim, sanat ve ahlâkta yarattıkları yüksek uygarlık sayesinde komşulara 'beyin ihracı' yapabiliyorlardı.
Kitap Saka'lı filozofların, Yunanistanlıların doktor, toplum bilimci ve bilim insanı gibi eksikliğini hissettikleri alanlardaki ihtiyaçlarından dolayı...

9-+++Atinaya davet edildiklerini belirtiyor.
Ayrıca Saka'lı filozofların eserlerinden ve diyaloglarından Yunan uygarlığının, kültür toplum ve ahlâk yapısı, adalet, askerlik ve yöneticilik gibi konularda Sakaların çok gerisinde kaldıklarını anlayabiliyoruz.

10-Özellikle Anaharsis okunduğunda tıpkı Anadolu kökenli filozofların, ozanların, erenlerin öğretilerinden de esintiler görebiliyoruz.
Örneğin Hierapolisli Epiktetos'un  'Anadoluluk' kavramını hatırlatan öğretilerinin bir dönem Atina felsefe okullarında öğretiliyor olması da...

11-+++kitabın tespitlerini güçlendiriyor.
Toharis okçu lakabı ile tanınıyor, aynı zamanda bir doktor ve şifacı. Atina'yı bir salgın illetinden aldığı tedbir ve şifa teknikleri sayesinde kurtarıyor.
Anaharsis bir ahlâkçı, öğretilerinde bir toplumun en önemli ihticanın eğitim ve...

12-++ahlâk olduğunu belirtiyor. Bu iki filozof M.Ö. 6 yy'da Atina'da bulunuyorlar. Ammonius Saka ise bir 2. yy filozofu. 'Yeni Eflatunculuk' ekolünün kurucusu, ama aynı zamanda bir "KAM",
Ve çeşitli kaynaklara göre Ammonius Saka'nın herhangi bir felsefe okulunda,

13-Ya da filozoftan eğitim almadığı, kendi kendini yetiştirmiş olduğu belirtiliyor.
Ve kitaba göre 'Yeni Eflatunculuk' yakın doğu, İslam ve Endülüs felsefesinin ilham kaynağı. Hatta Anadolu ve yakın doğu Sufizmi için temel çıkış noktası..

14-Sonuç olarak inceleme metnine bakarak bu kitabın bir yorum kitabı olduğu akla gelebilir, ama değil. Tüm bilgileri arkeolojik belli kaynaklara dayalı bir araştırma kitabı. Kesinlikle Okunmalıdır.
Hatırlatma ve paylaşım için
@AlestaViramerih çok tşk ediyorum.