Sibirya'da Palmiye yetişmeyeceği gibi Filistinde de Çam yetişmez. Buna rağmen 325 yılında toplanan İznik Konsülü 25 Aralık'ta İsa'nın doğumunu kutlama kararı aldı. Oysa İncile göre (Luka 2:1, 20) İsa Sonbahar da doğdu. O halde bunlar Türklerin Nardugan Bayramında neyi kutluyor?
1-Oysa Ön Türklerde Aralık ayının sonu (yılbaşı) çok büyük bayram, çok kutlu bir olarak kabul edilirdi. Bu günde büyük bir kutlama yapılırdı.
Bu bayram Yer-Su inancına bağlıydı. Türklerin 'Tanrıcılık'tan önceki inançlarından kaynaklanıyordu.
2-Eski Türk efsanelerine göre yeryüzünün tam ortasında, yerin göbeği sayılan yerde, bir yüce akçam bitiyor, ucu gökyüzüne kadar gittiğine inanılıyordu. O akçam ağacının Ülgen'in gökteki sarayına kadar gittiğine inanılıyordu. Ülgen hayırlı ruhların başıydı ve gök sarayda yaşıyordu
3-inanışa göre ülgen, sıkı bir kaftan giyinen, uzun sakallı bir tanrıydı.
Santa Klaus'un, yani Noel Baba'nın prototipi gibi değil mi?
Ülgen, gündüzü, geceyi ve güneşi yönetiyordu.
4-21 Aralık'ta gecenin gündüzle savaştığı, uzun bir savaş sonucunda geceyi mağlup ettiği, zafer kazandığı düşünülüyordu. (Astronomik olarak en uzun gece 21 Aralık'ta yaşanır, o günden sonra geceler kısalmaya, gündüzler uzamaya başlar.)
5-Türkler de akçam ağacının altında toplanıyor, Ülgen'e dua etmeye başlıyorlardı. Güneşi geri verdiği için Ülgen'e teşekkür ediyorlar, ağacın etrafında şenlik yapıyorlar, oyunlar oynuyorlardı. Dualarının Ülgen'e ulaşması için de akçam ağacının altına hediyeler koyuyor,
6-budaklarına bantlar bağlıyorlardı, tıpkı bugün Hırıstiyanların yaptığı gibi.
Ülgen her zaman duaları kabul ediyor, istekleri dilekleri gerçekleştiriyordu. O günden başlayarak güneş gökyüzünde eskisinden daha fazla kalıyordu, günler uzamaya başlıyordu.
7-O günlerden bugüne kadar yaşanan inanç gereği "Christmas Bayramı" yani bizim X-mas'ta, yılbaşında tutulan dileğin mutlaka gerçekleşeceğine inanılmaktaydı.
8-Daha sonra bu bayram
"Tanrı'nın gelişi, doğumu" gibi kutlanmaya başlandı.
Hırıstiyanlar da İsa Peygamber'in doğum günü olarak kabul ettiler.
İlginçtir ki eski Türklerin, Aralık ayındaki son günlerindeki yeni yılı, yılbaşı bayramının adı, "Nardugan" dı.
9-Başkırtlarda, Udmurtlarda ve Çuvaşlarda da adı, "Nartuken", "Nartavan", "Nardava", "Nardvan" dı.
"Nar" kelimesi Moğolca "güneş" demek. "Tugan", "Dugan" ise "doğan, doğmuş" anlamına geliyor.
Yani "Nardugan" sözcüğü,
Güneşin doğuşu, güneşin doğumu anlamı taşıyor.
10-Bir "doğum bayramı" ama söz konusu olan İsa Peygamber'in doğumu değil.
X-mas Bayramı, Avrupa'da bugün geçerli olan şekillerde 4-5. Yüzyıllardan itibaren kutlanmaya başlanmıştır. Bu yüzyıllarda hangi önemli olaylar yaşanıyor, tarih sahnesine kimler geliyor, malum HUNLAR.
12-Tarih boyunca güçlü İmp. diğerlerinin kültürünü etkilemiş, çok yerde inançlarını dahi değiştirmiştir.
Açıkça görülmektedir ki,
Hunlar Çağında Türklerin Çam Bayramı da Hırıstiyanlara İsanın doğum bayramı olarak geçmiş ve belki de Hunların Hırıstiyanlaşmasının yolu açılmıştır.
13-Eski Türk inanışına göre Çam Bayramında, Yeraltı Tanrısı Erlik iyi huylu hale geliyormuş.
Erlik, kendilerine has olan kırmızı paltosunu ve çizmelerini giyerek insanlara hediyeler dağıtıyormuş. Diğer insanlarda aynı kıyafetleri giyerek sevdiklerine hediyeler vermeye başlamış.
14-İşte bu bayram Hun Türkleri tarafından Avrupa'ya götürülmüş ve oradaki insanlar da bu günü bir Pagan bayramı olarak, aynı Türkler gibi kutlamaya başlamışlar.
Konuya dair detay
Muazzez İlmiye Çığ'ın
Çam Bayramı (Noel mi Nardugan mı?) kitapçığı ile Uyanın Artık kitabında var.
15-Konuya dair detaylar,
Murat Adji'nin Kıpçaklar (Türklerin ve Büyük Bozkırın Kadim Tarihi) kitabının "Çam Bayramı" bölümünde de var.
16-Çam Bayramımız hakkında aktardığım bilgiler Muazzez İlmiye Çığ tarafından yılbaşı için çıkartılan bu kitapçıktandır.
İsteme adresi ektedir.
İndirimli fiyatı 12 liradır.
Lütfen çocuklarımıza bir tane alıp hediye edelim, tarihimizi doğru öğrensinler. kaynakyayinlari.com/cam-bayrami-p3…
Eski Türklerde büyük bir ağaç sevgisi var, onlar için doğada her şey canlı ve bu canlılara zarar vermek en büyük suç. Ağaç ayrıca kutsal.
18-Eski Türklere göre, yerin dibi ile gökyüzünü birleştiren bir Hayat Ağacı bulunuyor (kutsal).
Ayrıca Geyik Sibirya'da yaşayan Türkler için kutsal olmaz mı?
Ötüken Ormanları, Geyik,
Kutsal Hayat Ağacı, Çam Bayramı ve yeraltından çıkan Erlik; el salla köklü tarihimize madem..
19-Çam Bayramı, Asya Türkleri arasında, Karadenizin Kuzeyindeki Türkler arasında halen değişik şekillerde devam ettiriliyor. Hatta Anadolu'nun bazı yörelerinde de düğünlere çam götürüldüğünü, onun etrafında oynandığını biliyoruz.
20-Yazıya gerek olmadan, geleneklerin, kuşaktan kuşağa bazı değişikliklere uğrayarak binlerce yıl süre gelmiş olduğunu görüyoruz.
Kökenini tarih öncesi devirlerde Sibirya Şananizminden alan Kutsal Hayat-Yaşam Ağacı
Rusya'ya bağlı Çuvaşistan'ın bayrağında da yer almaktadır. ...
21-Hırıstiyan inancında İsa Peygamber evrenin nuru, güneşi olarak algılanıyor.
İmp. Konstantin zamanında (324-337), İznik'te toplanan konsülde, 22 Aralık'ta güneşin doğumu için yapılan bu "pagan bayramı" İsa'nın doğumu olarak 24 Aralık'a alınıyor ve buna Noel Bayramı deniyor.+
22-Batı kilisesi yani Katolikler ise 25 Aralık'ta kutluyorlar.
Çam süsleme ise ilk olarak 1605'te Hunların torunu olarak bilinen/görülen Almanya'da görülüyor ve oradan Fransaya ve diğer Hırıstiyan ülkelere geçiyor.
23-Ne kadar ilginç değil mi? Batı, en büyük bayramını göçebe ve ilkel olarak gördüğü Türklerden yürütmüş!
Batı'ya bizden daha neler geçti neler...Yazının ve Dillerin atasının Türkler olduğununu ilk olarak Alman Baron Bunsen ve Max Müller ortaya koymamış mıydı zaten. İyi uykular!
24- (15. Maddeye ek)
Çam Bayramı veya Nardugan konusuna ek bilgi: Ülgen (Ruslar Ülgen'in adını değiştirip Ded Moroz Yapmışlar), Ded Moroz (Rusça), Türkçesi de Ayaz Ata.
Ekli kitabın sayfalarını çekip gönderen @5Plst arkadaşa teşekkür ediyorum.
25-Bu konuda Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi, Rusya Araştırmaları Enstitüsü Başkanı (RUSEN)
Prof. Dr. Salih Yılmaz hocada, Türklerde Yılbaşı geleneği var demektedir.
26-Osmanlı'da yılbaşı kutlamaları yapılıyor ama kendisine Osmanlıcı süsü veren "avareller" buna Hırıstiyan adeti diyerek karşı çıkıyorlar! ... tibbiyelihikmet.wordpress.com/2015/12/30/osm…
27-Bodrum, Kumbahçe ve Gündoğan'da geleneksel Nardugan şenlikleri yapılıyor. Bu aydın kafalı insanlar yaşadığı müddetçe bu ülkeden asla umudunuzu kesmeyin.
Bu Işık, ülkedeki karanlığı yenecektir...
Nardugan için Unesco'ya da başvuru yapmışlar.
28-Hayat Ağacı bütün kültürlerde meyveliyken Türkler'de meyvesiz oluşu, ağacın Tanrı ile özleştirilmesindendir. Eşinin, benzerinin olmaması gerektiğine olan inançtandır. Genellikle Çiftbaşlı Kartal yada 2 büyük kartalla tasvir edilir. Kartal ağacı, ağaç kartalı korur...
29-Bu da Anadolu'dan,
Ayaz Ata /Şahta Baba veya Kış Han-Nartugan, adına ne derseniz onun Anadolu'daki Kışın Geceleri çocukları sevindirmek için yapılan Khal Gağan/Kağan.. Saya Gezmesi
30-Yozgatlılar da aynı geleneği sürdürüyor, adı Tunceli'de Khal Gağan, Yozgat'ta ise Saya Gezmesi ile adlandırılan bu kültür eski bir Türk kültürüdür. Yoksul çocukları sevindirip, eski yılı uğurlayıp, yeni yılı karşılayan Khal/Saya Gezmesi Türkiye'yi birleştirecek, yeter ki inan!
31-Hıristiyanlıkta çam ağacı, geyik, Noel Baba ve Hediyeler önemli yer tutar. Bu kavram ve sembollerin tamamı eski Türk Kültüründen alınmadır. Avrupa'da Hırıstiyan kültürünün oluşumunda Hunlar'ın etkisi yadsınamaz/yok sayılamaz/inkar edilemez/reddedilemez! altayli.net/hiristiyanligi…
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Türk; Hoca Saadettin Efendi'ye göre, leşti, hilebazdı, aşağılıktı…
Türk; Naima'ya göre, azgındı, çirkindi, kabaydı, cahildi…
Türk; Nef-i'ye göre, Allah'ın irfan pınarını yasakladığıydı…
Türk; Baki'ye göre, kabaydı…
Türk; Hafız Çelebi'ye göre, baban bile olsa öldürülmesi gerekendi…
Türk; Sadrazam Kuyucu Murat'a göre, başı vurulması gerekendi…
Türk; Aksaraylı Kerimettin Mahmut'a göre, hunhar köpekti. Me'lundu…
Türk; Merzifonlu Seyyit Abdurrahman Eşref'e göre, eşsiz bir gaddardı…
Türk; Gelibolulu Mustafa Ali'ye göre, pasaklıydı, çirkindi…
Türk; Taşlıcalı Yahya'ya göre, soyu kuruyasıca idi…
Türk; Büyükelçi Moralı Çuhadır Ahmet'e göre, hayvandan farkı olmayandı…
Türk; Tokatlı Nuri'ye göre, şehir dili bilmez hayvandı…
Türk; Şeyhülislam Mustafa Sabri'ye göre, tiksinti duyulandı…
Türk; Vahdettin'e göre, dini, soyu sopu, yurdu belirsiz, cahiller sürüsüydü…
Siniriniz bozulmasın devam etmeyeyim!
Osmanlı…
– Ermenilere, “Millet-i Sadıka”…
– Araplara, “Kavm-i Necip”..
– Rumlara, “Romalı” anlamına gelen “Romeos” derken Türkler'i böyle aşağıladı.
Peki, Türk kendini nasıl görüyordu?
İşte Türk'ün hali; +++
2-++“İlk ders beni şaşırtmıştı.
Bu bölük, o zamanki milletin bir parçasıydı. Hepsi de Anadolu köylüleriydi. Biz Anadolu köylüsünü dindar, mutaassıp bilirdik. Halbuki bu gördüklerim sadece cahildiler...
Fakat asıl şaşkınlığım ikinci derste oldu. Daha ilk sual cevaplarda anlaşıldı ki, bu askerler yalnız hangi dinden olduklarını değil, hangi milletten olduklarını da bilmiyorlardı.
‘Biz hangi milletteniz' deyince her kafadan bir ses çıktı:
‘Biz hangi milletteniz' deyince her kafadan bir ses çıktı:
‘Biz Türk değil miyiz' deyince de hemen, ‘Estağfurullah' diye karşılık verdiler.
Türklüğü kabul etmiyorlardı.
Halbuki biz Türk'tük. Bu ordu Türk Ordusu'ydu. Türklük için savaşıyorduk...
Asırlarca süren maceralardan sonra son sığınağımız ancak bu Türklük olabilirdi.
Fakat ne çare ki bu “biz Türk değil miyiz?” diye sorunca “Estağfurullah” diye cevap verenlerin görünüşe göre Türk demek Kızılbaş demekti.(…)
Dininde, milliyetinde birleşmiş olmayan bu bölük, dersler ilerledikçe görüldü ki, devletin şeklini, devletin adını, padişahın ismini, devletin merkezini, başkumandanını ve onun vekilini de bilmemektedir.
Hele iş, vatan bahsine dönünce büsbütün karıştı. Kısacası, vatanımızın neresi olduğunu bilen yoktu. Yahut da bütün bilgiler, belirsiz, köksüz, şekilsiz ve yanlıştı…”
Şevket Süreyya Aydemir (1897-1976), öyküsünü yazdığı “Suyu Arayan Adam” kitabında böyle anlattı Türkleri…
VATANDAŞLIK BAYRAMI
Falih Rıfkı Atay (1894-1971),
“Batış Yılları” adlı eserinde kendi kuşağını Osmanlı'nın son çocukları olarak tanımladı:
“Kendime ilk defa ne zaman ‘Türk' dediğimi pek hatırlamıyorum. Bizim çocukluğumuzda ‘Türk', kaba ve yabani demekti.
İslam ümmetinden ve Osmanlı idik. İlmihallerde baş dersimiz ‘din ile milliyetin bir olduğunu' öğrenmekti.
‘Vatan' sözü yasaktı. Onu ben büyüyüp de Namık Kemal'i okuduğum günlerde kitapta gördüm. Kulağımla ancak Meşrutiyet'te duydum.
Biz padişah kulları idik.
Okul çıkışlarında her akşam sıraya girer, ‘Padişahım çok yaşa' diye bağırırdık…”
Buraya kadar yazdıklarımın kuşkusuz amacı var:
Mustafa Kemal de, Osmanlı'nın son kuşağındandı. Türk'ün, Osmanlı iktidarı tarafından nasıl aşağılandığını yaşadı.+
Osmanlı münevverlerinin Babıali'de “Türk” sözünü Arap aksanıyla ifade ederek “Terk” diye yazdıklarını unutmadı. (“Terk” sözcüğünün çoğulu Arapçada “Etrâk” demekti; ve Türklere, “İdrâki biidrak” -anlayışsız Türkler- diyorlardı!)
Oysa…
Türk; Atatürk'e göre, yıldırımdı,
Oysa…
Türk; Atatürk'e göre, yıldırımdı, kasırgaydı, dünyayı aydınlatan güneşti. Bu sebeple…
96 yıl önce…
Tarih: 23 Mayıs 1928.
TBMM, 1312 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nu kabul etti. Böylece…
Asırlardır hor görülen Türk, yurttaşlık payesiyle onurlandırıldı.+
Osmanlı ile Cumhuriyet farkı buydu…
Bugünlerde…
“Osmanlıcı” geçinen kimi AKP'liler, Ekrem İmamoğlu'nun “Türk” değil, “Rum” olduğunu ima ederek onu aşağılamaya çalışıyor!
Demek ki artık…
“Türk”, Osmanlı'da olduğu gibi aşağılanan-horlanan değildi.
3-Bu yazıyı yazalı 10 yıldan fazla olmuş. Milyonlarca insan belki de ilk defa Kürtleşen Türkmenleri öğrenmişti. Hala güncelligini koruyor. turkiye.net/yelpaze/konuk/…
--Amerikalı gazeteci:
Niye değiştirdiniz milletin alfabesini diye soruyor Atatürk'e.
--Atatürk'ün cevabı:
Hayır milletin değil, 10 bin kişinin alfabesini değiştirdim. Doğru alfabeyle de millete de okuma yazmayı öğrettim.
1-Tarih boyunca Türkçe'nin kaydedildiği alfabeler 18 tanedir.
(Dilbilimci Prof Dr Ahmet Buran hocadan alınmıştır) @AhmetBURAN4
@AhmetBURAN4 2-Yıllarca aklımızla alay edercesine bir gecede alfabe değişti de dedemizin mezar taşını okuyamıyorum dedi malum zırtolar, kütüphaneye gidipte hiç bir şey okuyamıyorum dedi aynı zırtolar! Peki bunlar Osmanlı'da alfabe tartışmalarını? Bal gibi biliyorlar.. altayli.net/osmanlida-alfa…
MHP Ankara eski il yönetim kurulu üyesi Mehmet Sakarya’nın kaleminden..!!!
BİZ UYUDUK…!?
ABD 2002 yılında ülkemizi işgal ettirdi. Kime mi..!?
T.C. kimliği taşıyan, fakat aslında fanatik Türk düşmanı olan mollalara..!?
Hafızanızla zaman tüneline girin, Yaşadıklarımızı bir film gibi seyredin! Hafızın şiir okuması ve göstermelik kodese aldırılması… Ahmet Özer ...
1- Mağdura bu millet bayılır… ABD yani CIA bizi bizden iyi tanır…
Ben o sırada MHP Ankara İl yönetimindeydim. Bahçeli ani kararla istifa ettirildi, Hükümet yıktırıldı. İstifa haberi geldiğinde, İl yönetimi toplantıdayız, Dedim ki,
“Herkes intihar edebilir, Genel başkanımız da siyaseten intihar etmiştir, yalnız partiyi de peşinden sürüklemiş, onu da öldürmüştür”
2- Başkan Yaşar Yıldırım kireç gibi oldu.
“Abi ipimizi çekiyorsun” dedi…
“Başkan” dedim “benim ipim yok, 1966 yılından beri bu hareketin içindeyim.Her düşündüğümü söylerim… Rahmetli Başbuğumun döneminde de böyleydim”
Dediğim çıktı, Bahçeli’nin İsifasıyla hükümet yıkıldı, seçime gidildi… MHP barajın altında kaldı… Arapçı, daha doğrusu ABD’nin adamları kazandı… ABD, FETÖ, CIA, Yerli işbirlikçileri elele verdi, önce askeriyeyi çökerttiler…
Türkiye'de neden hiç kimse;
Saka Torunuyuz, Hun Torunuyuz, Göktürk torunuyuz
Uygur torununuyuz,
Avar, Hazar, Kıpcak torunuyuz demiyor da
sadece Osmanlı torunuyuz diyor?
Yani mesele Türklük ise Sakalar/İskitler, Partlar, Hunlar'dan başla saymaya.
Yok eğer mesele hükümdarlık ise Uygurlar hükümdarlığın
kralı yaptı...
Herkes neden sadece Fatih'in, Selim'in torunu oluyor..??
Neden hiç kimse, Targıtay'ın, Alper Tunga'nın, Tomris Hanin, Kabaç Han'ın, Teoman Han'ın. Mete Han'ın. Atilla'nın. Kürşat'ın. Gültikin'in Bilge Tekin'in Osman Batur'un. Şeyh Şamil'in torunuyum demiyor...
Osmanlı'dan başka devlet mi bilmiyorlar yoksa..??
2-Bu Osmanlı torunuyum diyenler arasında İlk Turan İmparatorluğunu bilen var mı? Ya da
Kavimler göçü sonrası Avrupa'da kurulan ilk Türk devletini bilen var mı..??
Balamir Kağan'ı tanıyan var mı aranızda eyyy Türkçü geçinen Osmanlıcılar..
Yani mesele tarihe sahip çıkmaksa İskitleri, Asya ile, Avrupa Hunları, Ak Hunları, Doğu Anadolu ve İran'da kurulan ve tam 652 sene hüküm süren KaraHunlar Devletini bilen var mı?
Daha geriye gidersek yine Doğu Anadolu bölgesinde 4 bin yıl önceden var olan Ön Türk Devleti Türki Krallığını bileniniz var mı? Hattileri, Turukkuları,
Veya Samsun'daki İskitleri, yine Doğu Roma-Bizanstan 1500 yıl önceki İstanbul'daki Oy Bil devletini, ön Türkçe adı Astan Bulin (Bolig) şehrini, Atatürk neden Konstantinopolis'ten İstanbul'a çevirdiğini biliyor musunuz? ... Beşiktaş Metro kazılarında ortaya çıkan Kurganlar ve altınların sahipleri Rum Yunan Ermeni değil Ön Türklerdir. Kamlık İnancı'nın Atalar Kültü inancı gereği Altınlar , Elbiseler, Giysiler, Kılıç, At veya Eşleriyle birlikte gömülüyordı ve bu inanç sadece eski Türklerde vardı.
Yani Neden sadece Osmanlı..?? Saltanat ile yönetildiği için mi..??
Avarları, Hazarları tanıyan var mı aranızda.??
Hazar Türk devleti bugünkü Rusya'dan daha büyüktü..
Belki adını bile duymadınız.. Niye ille de Osmanlı..
Harfleri Arapçayı Farsçayi anımsatıyor diye mi..??
3-Sizin Türklükle, Tarihle ilginiz yok..
Sizin, yobazlıkla ilginiz var..
Geri kalmışlıkla, Sizi yönetenleri şatafatlı hayatlarıyla,
Yalakalıkla ilginiz var...
Mesela tarihe sahip çıkmaksa Osmanlı'dan daha büyük devletlerde var tarihimizde...hemde gerçekten Türk'e hizmet eden devletler...
Oğuzlar, Türgişler, Karluklar...
Neden hiç Karahanlı, Kıpçak, Gazne, Selçuklu torunuyuz diyen yok..
Memluk(Kölemen) Türk devletini "Devletü't Türkiyye" adını duyan var mı aranıza..??
Ya İhşidleri, Eyyübileri, Tulunoğlu Türk Devletlerini bilen var mı aranızda? Ya da bunların hikayelerini bilen..??
Siz sadece takke, cübbe, sakal seviyorsunuz..
Bu yüzden Osmanlı torunuyuz diyorsunuz..
Tarihte övünülecek çok daha büyük devletler çok daha büyük kahramanlar varken neden sadece Osmanlı..??
Siz dinciligi seviyorsunuz.. Dine bağlı gericiliği seviyorsunuz.. Pedofili seviyorsunuz! Bu yüzden sadece Osmanlı'yı biliyorsunuz..
İskitlerden, Partlardan, Hattilerden, Subarlardan Ak veya Kara Hunlardan, Avarlardan, Etrüsklerden haberiniz yok..
Bir tek Osmanlı biliyorsun ama onu da yanlış biliyorsun..
Hadi tanışın gerçek Osmanlıyla bari...
1-Osmanlı Türk Devleti ise Neden Türklerin Bundan Haberi Yoktur!?
15 Ekim 2024
Osmanlı Devleti Türk Devleti ise:
1. Neden Osmanlı’da Müslüman Türkler fakir, gayrimüslimler zengindir? Yunan Ord. Prof. Dr. Dimitri Kitsikis: “Batılılar bizi kışkırtana kadar Osmanlı’yı, Ermeniler, biz (Yunanlılar) ve diğer devşirmeler yönetiyordu.” x.com/Saka_larr/stat…
2. Neden Anadolu’daki Türkler İstanbul’a (o zamanki adıyla Konstantinopolis) gitmek için bulunduğu şehrin eşrafından, ağasından, beyinden, borcu olmadığına ve geri döneceğine dair iki kefilli muhtesip vizesi istenirken, bu vize Yunandan, Ermeniden, Yahudiden ve diğer gayrimüslimlerden istenmezdi?
2- 3-Neden Boğaz’ın iki yakasındaki yalılarda, köşklerde, Marmara Denizi’nin çevresindeki yalılarda, köşklerde bir tane Müslüman Türk yaşamıyordu?
4. Neden Osmanlı Bankası dahil 12 bankanın sahipleri Yunan, Ermeni vb. iken Türkler bankada işçi olarak bile çalışamıyordu? Duruma istisnai bir tepki olarak Ziya Paşa Ziraat Bankası‘nı (Memleket Sandıkları) kurmuş, sonra da Ziya Paşa Taif’e (Arabistan’da) sürgün edilip zindanda boğdurulmuştu!
5. Neden Anadolu’da doktor, eczacı, hatta köy bakkalları bile Yunan veya Ermeniydi?
6. Neden Türkler 10 yıl, hatta 15 yıl askerlik yaparken, Osmanlı vatandaşı Yunan ve Ermeniler askerlikten muaf tutulmuştu? Bu durumun ticaret, sanat ve her türlü faaliyetten Türklerin dışlanmasına yol açtığı bilindiği halde sürdürülmüştür!?
7. Neden Osmanlı’da Tanzimat aydınları, “Bu alfabe bizi cahil bıraktı, Latin alfabesine geçelim,” diye İlbasan kongreleri düzenliyorlardı?
Zaten tapu daireleri, telgraf ve saraydaki bazı yazışmalar ve mektuplar Latin alfabesiyle yapılıyor, örneğin 1795 tarihinde Hatice Sultan’ın mimar sevgilisine yazdığı mektup Latin alfabesiyledir. (Resmi ekte)
Durum böyle iken, Anadolu’daki Türkmen-Oğuzlara, Müslüman Türklere neden Arap ve Fars harfli uyduruk Osmanlıca dayatılmıştır?
Jandarma görmesin diye Kuran-ı Kerim’leri tarlalara saklardık...
Atatürk döneminde jandarmalar köy köy gezip kimlerin Kur’an okuduğunu kontrol ediyor ve “Sen misin din dersi veren?” diyerek hocaları alıp götürüyormuş.
Tamamen hayal ürünü olan bu anlatıyı belgelerle çürütelim ve Atatürk döneminde dini kitapların okutulmasından bahsedelim. Lütfen sonuna kadar dikkatle okuyun.
Birazdan belgeleriyle göreceğiniz üzere Atatürk, Kuran-ı Kerim'i ve din kitaplarını yasaklamak bir tarafa, hem askerler için hem köylüler için ayrı ayrı din kitabı hazırlatmıştır. Köylerde her evde mutlaka bir Kur’an-ı Kerim ve din kitabı bulundurulması için resmî adımlar atmıştır. Okullarda din ve Kuran-ı Kerim dersleri okutulmuştur. Başlıyoruz.
1⃣- Askere Din Kitabı
26 Mart 1925’te Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak, Diyanet İşleri Başkanlığından askerlerin İslam dinini öğrenmeleri için kışlaların uygun yerlerine asılmak maksadıyla ayet-i kerime ve hadis-i şerif yazılı levhalar hazırlanıp gönderilmesini ve askerlere okutulmak üzere bir din kitabı hazırlanmasını istemiştir. Bunun üzerine Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Akseki tarafından görmüş olduğunuz Askere Din Dersleri kitabı hazırlanmış ve silah altındaki tüm askerlere okutulmaya başlamıştır.
2⃣- Köylü Din Dersleri Kitabı
1928 yılında köylümüzün İslam dinini layıkıyla öğrenmesi için yine Ahmet Hamdi Akseki tarafından Köylüye Din Dersleri adlı bir kitap yazılmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bu kitabın köylülere ulaştırılmasının sağlanması için müftülüklere talimat verilmiştir.