1) TÜSİAD bir hükümeti devirmek isteyince "çalışamaz" hale getirir. Şunları oluşturur:
Fahiş fiyat
Stok
Kur istikrarsızlığı
STK hareketleri
Tüm bunların sonucunda sosyal, siyasi, ekonomik kaosu yükseltir.
Tüm bunlar için TÜSİAD'ın meclisteki vekillere kadar uzanan bir ağı vardır.
2) TÜSİAD seçim sandığına oynuyor. Bunun en iyi yolu STK hareketleri veya askeri darbe değil, EKONOMİK operasyon. Bunun için 2 şey yapıyor: Bir, halkın alacağı şeylere geniş bir stok ağı oluşturuyor.
İki, elindeki finans gücüyle borsa, kur, döviz krizi kaosu oluşturuyor. Olan bu.
3) 28 Şubat sürecinde ise Erbakan'ı indirmek için STK, medya ve askeri kullandı. TÜSİAD o zaman seçim sandığına oynamadı. Finans sağladığı STK'lar ve medya ile ortalığı gerdi, kukla generallere darbe zemini hazırladı. Silahsız kuvvetler ile silahlı kuvvetler paslaştı.
4) 28 Şubat öncesi TÜSİAD'ın sorunu aynıydı. "Erbakan klasik iktisad biliminin dışına çıkıyordu" Faiz ellerinde alınmış, Müslüman ülkelerle ortak para birimi oturtulup dolar düzenine ve koruyucusu TÜSİAD'a darbe vurulmuştu. Hemen harekete geçip indirme operasyonu başlattılar.
5) Peki, TÜSİAD neden Erdoğan'ı istemiyor. Çünkü 15 Temmuz sonrası kurulan Cumhur İttifakı devletin "güvenlik konseptini" temsil etti. Herkesin damarına basılıp ensesinden tutuklanabilirdi. Osman Kavala'nın tutuklanması ile TÜSİAD'a bu mesajı verdi. Güvenlik konsepti istenmiyor.
6) Erdoğan'ın TÜSİAD ve patronları ile savaştığını tam olarak söyleyemeyiz. Ama ciddi pürüzler çıkarıyor. Ve ara ara çıkarma potansiyeli de hep var. Ve Erdoğan'ın dediği "TÜSİAD yavruları" kıpırdayamaz hale getirildi. TÜSİAD bundan rahatsız. Daha önemlisi var.
7) TÜSİAD, Kılıçdaroğlu ile askeriyedeki koyu Kemalist komutanları gazlamak istedi. Sivil olarak "CHP-TÜSİAD ortaklığı" hazır mesajını verdi. Olası bir iç kaosta kimi askelere hareketlenme mesajı verildiğini düşünüyorum. Asker de dahil muhalif tüm unsurları harekete geçirecekler.
8) Erdoğan ise "Ey TÜSİAD cinsinizi cibiliyetinizi biliyorum" diyerek halkı TÜSİAD'ın üstüne saldı. Stratejik hamleydi. Halkı uyanık tuttu. Kolay şeyler değil. TÜSİAD kavgaya devam ederse Erdoğan MİT destekli öğrenilen bazı TÜSİAD bilgilerini piyasaya sürer. Stok ve bağlar gibi.
9) Kavga büyük. Durur mu bilinmez. Para savaşçıları, simsar bankerler, satılık bürokrat ve siyasetçiler, güdümlü STK'lar, iş adamları ve stok yaptıracak kadar uzanan geniş ağları hepsi içinde. TÜSİAD'ın operasyonu bitince stok işinin de bir anda bittiğini görürsünüz.
10) TÜSİAD darbesinin ilk kuralı şudur: İndirilecek hükümeti çıkmaza sürüklemek, çalışmaz, hamle yapamaz hale getirmek. Abdülhamid dönemindeki bankerler gibi. TÜSİAD geçen yerel seçime yaptığı yatırımın sonuç verdiğini gördü. Ekonomiye oynayıp seçimde halkı yönlendirecek.
11) Mesel şu. TÜSİAD mı halkı Erdoğan'ın üstüne salacak yoksa Erdoğan mı halkı TÜSİAD'ın üstüne salacak. TÜSİAD halkı Erdoğan'ın üstüne salmak için stoğa kadar ekonomik operasyon yapıyor. Seçim odaklı plan bu. Erdoğan büyük oranda hamle yapamaz hale getirildi. Kolay değil.
12) Hükümet hatasız demiyoruz. Hatası çok. Bu anlattığım partiler üstü bir mesele aslında. Biraz da ders gibi. Anlayan az. Peki TÜSİAD tüm sağ seçmeni kanalize etmek için kimle anlaştı dersiniz? Kalsın. İnstagram hesabıma beklerim. Bilgi, bilinç için: instagram.com/mustafa.guldag…
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1) İmamoğlu özellikle Akşener tarafından kuluçkaya yatırılmış, korunmuş, parlatılmıştır. Bu kuluçka operasyonun asıl amacı İmamoğlu'nu en başından beri Cumhurbaşkanlığına hazırlamaktı. Belediye değil. Aralarının bozuk olduğuna da inanmıyorum. Plan profesyonel.
2) Akşener İmamoğlu'nun yüzünde "Rabbi Yessir" görmüştü. Daha fazla büyümesi, parlaması için senaryolar bile oynanmıştı. Hatta Akşener, İmamoğlu'nun Kılıçdaroğlu'na Cumhurbaşkanı yardımcısı olma şartını koşmuştu. En başından beri büyük bir kuluçka operasyonu izliyoruz. Dikkat.
3) İmamoğlu, Cumhurbaşkanı adayı yapılmadan önce büyük bir oy kitlesi toplanması sağlanıyordu. Bir sorun vardı. DEM/PKK ile ittifak yapacak olan İmamoğlu'na milliyetçi oylar nasıl eklemlenecekti? Bu oylara ihtiyaç vardı. MHP'den ayrılan İP ve Akşener bu görevi yapacaktı. Dikkat.
1) Dikkatli okuyun. Hiçbir parti tesadüfen kurulmaz ve hiçbir siyasetçi tesadüfen sivrilmez. Esasen, devlet için parti diye birşey yoktur. Konsensüs ve konsept vardır. Devlet duruma göre siyasete büyük reset atar ve yeni konsensüsler oluşturup iktidar yapar.
2) Devlet gerekli zemini hazırlayıp siyasete büyük reset atar. Siyasetin şekli, iklimi, yapısı, kişileri bir anda komple sıfırlanır. Bunu en son 2002'de yaptı. Ak Parti konseptini iktidara getirdi. Önünü açık tuttu. 2002'de büyük reset atılmıştı. Yine büyük reset vakti geldi.
3) Bu resetten devletin gizli erklerinin de vitrinindeki liderin de haberi vardır. Kritik partilerin liderleri de planın içindedir. Fark etmezsiniz. Devletin bir reset planı hep vardır. 2016 ile devlet partileri pasifize edip Cumhur ve Millet ittifakı adında konseptler oluşturdu.
1) İsrail'in soykırım yaptığı şu süreçte en çok boykot edilmesi ve anlatılması gereken iki şey vardır: Yahudileşme ve İsrailiyat. Asıl boykot edilmesi gereken bu ikisidir.
Müslümanların Yahudileşmesi. Müslümanlara İsrailiyatın sızması.
2) Bu iki konu Müslümanlara anlatılmadığı sürece İsrail de, küresel Yahudi lobileri de rahatça zulüm yapmaya devam edecek. Bu konuları hiç anlatan bile yok. Çünkü bu konuları anlatacak ciddi manada yetişmiş insan yok. Yazılan birkaç eser de çok kısır.
3) Şu süreçte bu iki konuya kimsenin değinmemesi büyük bir faciadır. Bu da toplumsal, aydın ve entelektüel sığlığın sandığımızdan daha derin olduğunu gösteriyor. Yahudileşme ve İsrailiyatın Türkiye'deki insanlara verdiği zarar, İsrail'in Gazze'de verdiği zarardan on kat fazladır.
Müfredatını küreselci emperyalist güçlerin oluşturduğu eğitim sisteminden geçen:
Doktor
Öğretmen
Ekonomist
Hukukçu
Mühendis
Gazeteci
Siyasetçi
ve Aydın, ülkeyi bağımsızlaştıramaz.
Çünkü bunlar, mevzulara emperyalistlerin bakış açılarıyla bakacak şekilde eğitildi.👇
DERS 2
Unutmayın, bir ülkeyi;
Kısa vadede işgal edeceksen "top tüfek" ile.
Ortada vadeli işgal edeceksen "ekonomiyi" ele geçirerek.
Uzun vadeli işgal edeceksen "kültürel" olarak.
Ebedi işgal edip hâkim olacaksan "eğitim müfredatını ve sistemini" ele geçirmeli.
DERS 3
Eğer sömürgecilik ve işgal sadece "ekonomik ve siyasi" olsaydı işgalciler kovulabilirdi.
En büyük işgal "bilincin ve zihnin sömürgeleştirilmesidir"
Böylece halk ve nesil, düşmanın ordusuna dönüşür.
Zihinsel işgalden kurtulmadan, bilinç özgürleşmeden gerçek kurtuluş olmaz.
1) Bir olay ne zaman, neyden sonra oluyor bilmezseniz gerçeği anlayamazsınız. ABD, dünyanın en büyük manipülasyon aygıtıdır. Küresel manipülasyon için CIA ve düşünce kuruluşlarında sahte senaryolar yazan uzman ekipler çalışır. 11 Eylül ikiz kule olayı gibi.
2) İsrail, Filistin'de büyük bir operasyon yaparken, İsrail'in yargılaması kabul edilirken gündem değişti ve Texas oldu. 11 Eylül ikiz kule yıkımı, Trump kaybedince Beyaz Sarayın basılması, siyahi George Floyd'un polis tarafından boğulması önceden yazılmış senaryolardı.
3) Dünya, Amerika'daki küreselci el tarafından "manipülasyonla" yönetiliyor. Önünüze, önceden tasarlanmış magazinel olaylar koyup ya gaz alınıyor ya gündem değiştiriliyor ya da yeni bir operasyonun zemini hazırlanıyor. Asıl soru şu. Texas'ta neden şimdi olay başladı? Zamanlama!
1) En tehlikeli olan Yahudi ve Yahudi malı değil YAHUDİLEŞME. Kur'an'ın Müslümandan istediği asıl boykot ürünü YAHUDİLEŞME. Yahudileşme, boykot listesinin başına eklenmediği sürece geri kalan boykotlar boşa çıkar. Bu anlattığım, işin püf noktası. Peki Yahudileşme ne?
2) Yahudilikten daha tehlikeli olan Yahudileşmiş Müslümandır. Bu nedir? Yahudilerin özelliğini taşır.
Irkını üstün kabul eder, ırk mücadelesi ile meşguldür.
İndirilen kitaba uymaz, kitabına uydurur.
Mal, para ve dünyalık hırsı fazladır.
Peygambere uymayıp itibarsızlaştırır.
3) Çıkarına ve yaşamına uymadığı için ayeti değiştirir, kabul etmez veya gizler.
Allah'ın yoluna davet edenlere kin besler.
Dini tekeli altına alır ve içini boşaltıp dayatır.
Kendi ırkını ve kavmini hatasız, eksiksiz görür.
Para için her şeyi yapar.