ACI AMA GERÇEKLER: DUYMAK İSTEMEYN OKUMASIN...
1-Evet sevgili okurlarımız malumunuz ülke AKP'nin basiretsiz ve liyakatsiz politikaları nedeni ile adeta fırtınaya tutulmuş bir gemi gibi bir yandan bir yana savrulup karaya oturmak üzereyken milletin gözü de muhalefete çevrildi.
2-Milletin gözü muhalefete çevrildi çevrilmesine ama bu kez de muhalefette bir "Aday" tartışması ortaya çıkmış durumda. İşin aslı millet için bir "Aday tartışması" yok ve muhalif,AKP'den bıkmış seçmen nazarında 2 isim gayet net biçimde ön plana çıkmış durumda...
3-Bu isimlerden birisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu bir diğeri ise Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş. Kaldı ki bu 2 isim son 1 yıldır hemen hemen tüm anketlerde Erdoğan'ın önünde çıkmakta...
4-Millet İttifakı'nın "2. büyük bileşeni" konumundaki İYİ PARTİ'nin lideri Meral Akşener "Benim hedefim Başbakanlık" diyerek kendi adaylığı ile ilgili tartışmaları başlamadan bitirdi,partisini de merkeze konumlayıp yeni bir hedef koyarak stratejik bir hamle yaptı.
5-Tüm bunlar yaşanırken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise 16 Mayıs 2021 tarihinde 140 Journos YouTube kanalında yayınlanan belgesel ile birlikte açıkça ilan etmese de kendi adaylığının PR çalışmasına başladı...
6-Ancak ortada bir soru vardı ki; Kılıçdaroğlu tek bir ankette bile Erdoğan'ı geçemiyordu... İmamoğlu,Yavaş hatta Akşener ile kazanılabilecek seçim sadece Kılıçdaroğlu aday olduğu takdirde kaybediliyordu...
7-Bugün gelinen noktada bu durum halen aynı...Hatta İmamoğlu ve Yavaş Erdoğan karşısında olası biçimde 2.tura kalan bir seçimi kazanırken, Kılıçdaroğlu haken Erdoğan'ın kimi anketlere göre 2, kimilerine göre 4 puan gerisinde kalmakta...
8-Bu durumu gören İYİ PARTİ ise "Diplomatik nezaketin" her türünü kullanarak Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday istemediğini belli ediyor...
9-Önce Yavaş-İmamoğlu ikilisinden birisinin adaylığına itiraz etmeyeceklerini,sonra ise "Kaybetme riski olan bir adayı kabul etmeyeceklerini" açıkladılar
10-Yani İYİ PARTİ cephesi "Aday olmayın Kemal Bey,bu iş sizle olmaz,kazanamayız" diyor gayet kibar biçimde... Arife tarif gerekmez ama tabii anlamak isterse...
11-Ancak görünen o ki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kimseyi dinlemeye niyeti yok ve aday olmaya bu kez kesin biçimde kararlı...
12-Daha önce de 1-2 kez dile getirdiği argüman ile yani
"Belediyelerde çoğunluk bizde değil, İmamoğlu yahut Yavaş aday olursa belediyeleri kaybederiz" diyerek son çıkışı ile bir kez daha İmamoğlu ve Yavaş'ın önünü kesti Sn.Kılıçdaroğlu... Açıkça "Aday benim bu kez" diyor...
13-Şimdi tabii hiç bir ankette Erdoğan'ı geride bırakamayan, kamuoyunun Erdoğan karşısında aday olması halinde seçimi kazanacağına dair umudu olmayan hatta aday olursa oy vermeyeceğini söylediği Kılıçdaroğlu'nu bir ele alalım...
14- Hala bazı iyi niyetli muhalifler "Kılıçdaroğlu ters köşe yapacak, İmamoğlu yahut Yavaş'ı aday yapacak adayları koruyor" diye kendilerini kandırıyorlar... Haydi kendimizi Kemal Kılıçdaroğlu yerine koyalım o zaman...
15- Kemal Kılıçdaroğlu, İmamoğlu yahut Yavaş'ı aday gösterirse ve bu iki isim başarı kazanarak ve 20 yıllık AKP/Erdoğan iktidarını yıkarsa ne olur? Kemal Kılıçdaroğlu'nun siyasi hayatı "Fiilen sona erer"
Kimse "Aman efendim parlamenter rejime geçilecek" falan demesin.
16-Öncelikle mevzuatlar v.s değişimi için en az 1 yıl gerekli ve bu sürede bildiğiniz bu günkü sistem ile yönetilecek memleket.Yani İmamoğlu yahut Yavaş memleketi bu şekilde yönetirken Kılıçdaroğlu'nun fonksiyonu kalmayacak.
17-Hele İmamoğlu aday olur ve kazanırsa ilk CHP Kurultayında partinin genel başkanlığına da oynayacak ve ciddi kamuoyu desteğini de arkasına alacaktır.
18-Keza Mansur Yavaş aday olur da seçilirse hiç kimse Yavaş'tan da öyle "Ahmet Necdet Sezer" modeli "Sembolik" bir Cumhurbaşkanlığı beklemesin... Yavaş CHP içişlerine müdahale etmese de icrayı kontrol edeceğinden Kemal Kılıçdaroğlu yine "Etkisiz" pozisyonda olacaktır.
19-Yani bu 2 ismin aday olup kazanması Kılıçdaroğlu'nu siyaseten "Fiili olarak" bitiriyor...
20- Dönelim tersi senaryoya... Yavaş-İmamoğlu ikilisinden birisini aday gösterdi diyelim ki Kılıçdaroğlu... Ve bu 2 isimden birisi aday oldu ama seçimi Erdoğan'a kaybetti...
21-Son 3 Cumhurbaşkanlığı seçiminde-2014 Ekmeleddin İhsanoğlu,2018'de Muharrem İnce,2023'te Yavaş yahut İmamoğlu- hep "Başkalarını" aday göstermiş, bu 3 aday da seçim kaybetmiş bir Genel Başkan tablosu ortaya çıkıyor karşımıza.
22-Ve bu şekilde 10. seçim yenilgisini de almış olacak bir Kılıçdaroğlu'nun siyasi hayatı yine bitiyor...
23-Kılıçdaroğlu tabanın büyük tepkisi ve direnci nedeni ile artık ne kadar parlatılsa da Abdullah Gül yahut benzeri bir ismi de aday gösteremeyecek durumda...
24-Ve işin bir başka boyutu genel merkezdeki 10 ARALIK ekibi tamamen kendi siyasi geleceklerini düşünerek Kemal Bey'in etrafını sarmış,Kemal Bey'i "Kaybedeceği" bir seçimde aday yapıp, Kemal Bey'in siyaseten tasfiyesi ile partiyi tamamen ele geçirmeyi planlıyor...
25-Tam da bu nedenle Kemal Kılıçdaroğlu "Efendim aradaki 2-3 puan farka bakmayın siz,alana inince bu farkı kapatırız. Zaten muhafazakarlar artık bize karşı değiller onlardan gelecek oylar ile de seçimi alırız" şeklinde konuşan bu 10 ARALIK ekibi "Adaylık presi" altında.
26-Bu ekibe göre Kemal Bey aday olup seçimi kaybedecek, kaybettiği zaman istifa edecek ve parti olağanüstü kongreye gidecek. Olağanüstü kongre bir önceki kurultay delegeleri ile yapıldığından bu delegeleri bizzat belirleyen 10 ARALIK ekibi de CHP'ye artık tamamen el koyacak.
27- Peki "Muhafazakarlardan" CHP'ye bir destek var mı gerçekten? Hayır yok... Bakın AREA araştırma şirketinin son anketi CHP seçmeninin sadece 0,8'inin kendisini "MUHAFAZAKAR" olarak tanımladığını ortaya koydu.
28-Yani Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibinin 2009 yılından bu yana "Partiyi sağa açarak iktidar olma" "Muhafazakar oyları alma" stratejisi iflas ettiği gibi yine AREA şirketinin anketine göre CHP'nin asli tabanından bu politikalara isyan ederek kopup İYİ PARTİ'ye kayan bir kitle de var
29-Şimdi tabii bu "Kemal Bey ters köşe yapacak adayı yıpratmamak için böyle konuşuyor" diyen bir kısmı tamamen iyi niyetli "Romantik" bir kısmı "Etnisite" ve "Mezhep bağlılığı" körlüğü içindeki kitle diyecek ki: "Kemal Bey koltuk düşkünü mü de böyle düşünsün?"
30-El Cevap: Kimse kusura bakmasın, Türk siyasetinin tıkanmış ve köhnemiş siyaset yapısının var ettiği her "Eski dönem" siyasetçisi gibi evet Kemal Kılıçdaroğlu da "Koltuk düşkünü" bir siyasetçidir. Koltuk,makam önemlidir.
31-2011 yılında genel seçimler öncesinde "%40 alamazsam ekibimle istifa ederim" diyen Kemal Kılıçdaroğlu'dur mesela,buyurun Kemal Bey 15 Haziran 2011'de OLAY TV'ye konuşuyor:
32- 2015 yılında 7 Haziran seçimlerinde"2011'in altında kalırsam istifa ederim"diyen de Kemal Bey'dir.2011'de 2011 seçimlerinde %25 alan CHP,2015 7 Haziran seçimlerinde oylarını BİNDE 98 artırıp %25,98 yapınca Kemal Bey bunu başarı sayıp istifa etmemiştir.
33- Arada hepimize Ekmeleddin travmasını yaşattığını hiç söylemediğimiz bile sayın Kılıçdaroğlu 2018 seçimlerinde durumun daha da vahim hale gelip CHP oylarının %22,67'ye düşmesi sonrasında da istifa etmemiştir.
34-Hatta istifa etmediği gibi %22,67'ye düşen oyları"Hiç vekil çıkartamadığımız yerlerden vekil çıkarttık"diye savunmuş,kendisini eleştiren ve istifa çağrısında bulunanları da "Koltuk sevdalısı" olmakla suçlayarak"Bu tiplerin partide işi yok"diyebilmiştir. cnnturk.com/video/turkiye/…
35-Yani tekraren söylüyorum; "Evet Kemal Kılıçdaroğlu kendi koltuğunu düşünmektedir ve kimse Kemal Bey koltuk falan düşünmez" masalı anlatmamalıdır...
36-Öte yandan Kemal Kılıçdaroğlu 2014 ve 2018'de kendisi "Çok fedakar olduğundan" değil "Şartlar kazanacağı bir seçime elverişli" olmadığı için aday olmamıştır.
37-Şimdi ise özellikle 2. tura kalacak bir seçimde AKP ve Erdoğan karşıtlığının otomatikman herkesi kendisine oy vermeye "Mecbur bırakacağı" hesabı ile "Garanti" gördüğü bir seçim atmosferinde "Kurtarıcı kahraman" rolüne hazırlanmaktadır...
38-Ancak durum hiç de Sn.Kılıçdaroğlu'nun düşündüğü gibi çantada keklik değildir...İsterseniz yine somut veriler ile gidelim...
39-Kemal Bey 2. tura kalan bir seçimde parçalı haldeki tüm muhalefetin blok halinde "Mecburen" kendisine oy vereceğini hesaplasa da veriler öyle söylemiyor...
40- Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasında 2. tura kalan bir seçimde Saadet Partisi seçmeninin %27'si, Gelecek Partisi seçmeninin %13'ü, DEVA PARTİSİ seçmeninin %6'sı oyunu Erdoğan'a vereceğini ifade ediyor...
41-Yani seçim 2. tura kaldığı takdirde şu an kağıt üzerinde "Muhalefet Bloğu" içerisinde hatta bizzat Millet İttifakı içerisinde gözüken partilerin tabanlarında Erdoğan-Kılıçdaroğlu karşılaşmasında Kılıçdaroğlu'nun aday olması halinde ciddi bir kayıp yaşanıyor...
42-Öte yandan HDP'nin açık desteği CHP'ye gelecek milliyetçi oyları engellediği için bu gerçekleşmezken "Açık ve resmi ittifak" talep eden HDP daha solda kendi ittifakını yaratma yoluna giriyor ve +++
43-+++bu da HDP desteğinin de eskisi kadar güçlü olmayabileceği ihtimalini ortaya çıkartıyor.
44-Tüm bu şartlar Kemal Kılıçdaroğlu'nu siyaseten "Aday olmak zorunda" olduğu ama bunun da büyük bir risk olacağı bir sürece doğru itiyor...
45-Zira az önce bahsettiğim gibi Kılıçdaroğlu aday olmazsa siyaseten tasfiye olacak,aday olup kazanmak tek şansı...
46-Ama aday olduğunda da seçim ciddi bir riske giriyor...Öte yandan AKP daha pek çok kartını da masaya sürmedi. Veriler ile konuşursak yine; "Kararsız" seçmenin %4,3'ü AKP'li seçmenden oluşuyor ve bu seçmenlerin büyük çoğunluğu son 2 aydaki ekonomik kriz ile AKP'den koptu.
47-Ama bu "Kararsızların" ekonomik kaygısı AKP tarafından giderilirse "Duygusal kopuş" yaşanmadığı için bunların büyük bölümü AKP'ye dönüşü olası seçmen...
48-Öte yandan ekonomik kriz döneminde CHP'nin oyundan ziyade DEVA PARTİSİ'nin oyunda bir artış gözleniyor...
49-Ve son olarak "Liderler" sıralamasında Sn.Kılıçdaroğlu halen Erdoğan'ın hatta kendi partisinin belediye başkanlarının dahi gerisinde...
50- Bu şartlarda kimileri için herşey "Tozpembe" en uygun aday Kemal Kılıçdaroğlu, seçimler ise "Çantada keklik" olan seçimler olarak görülüp şimdiden kutlamalara başlanmış olabilir...
51-Ama bizi yakından takip eden okurlarımız iyi bilecektir ki biz her zaman "Bizim işimiz sizin duymak istediklerinizi değil,sadece gerçekleri yazmak ve söylemek" dedik...
Ve gerçekler budur...
52-Ve eğer siz gerçekleri bilmek yerine "Alice Harikalar Diyarı'nda Polyannacılık" oynamak istiyorsanız bu yazıyı yok sayın ve "Oyun oynamaya" devam edin...
Ama unutmayın ki gerçekler "Masallar" ile değişmez ve bir gün yüzünüze bir tokat misali mutlaka çarpar...
53-Floodumuzu klasikleştiği şekli ile bitiriyoruz; "Takdirleriniz beğenilere,beğenileriniz RT'lere yolculuk etsin"
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
NEO-CON'LARIN "GÖRÜLMEYEN" MESAJI":"GERİ GELİYORUZ HABERİNİZ OLSUN"
1-Bugün Sedat Peker'inin "Deli Çavuşunun" KKTC'deki kumar sefası sürerken para kaybedenler listesi yayınlarken çektiği dikkat ve yarattığı tartışmanın gümbürtüsü arasında +++
2-+++ABD eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'ın 2020 itibariyle ABD'nin en büyük bağımsız haber sitesi olan The Hill'de yayınlanan politik analizi ve bu analizdeki Erdoğan-Türkiye değerlendirmeleri kendisine hak ettiği değeri bulamayarak tabiri yerindeyse "Kaynadı gitti"
3-Hatta Bolton'un analizi pek çok sitede haber dahi olmadı.
"TALEP ET YURT GELSİN,TALEBE GELSİN RANT GELSİN":BİR TÜGVA BELGESELİ...
1-Malumunuz son günlerde gazeteci Metin Cihan'ın ortaya çıkarttığı TÜGVA belgeleri PANDORA PAPERS belgelerinden çok daha fazla ses getirdi...
2-Böyle olması da normaldi zira AKP iktidarında yolsuzluk,vurgun ve talanın kitabını yazan yandaş iş adamlarının yurt dışı "Off-shore" hesaplar için de en az 3-5 ciltlik ansiklopedi yazacak donanıma (!) sahip olması artık bizler için "Vak'a-i adiyeden" olaylar haline geldi.
3- Tabii ortaya saçılan TÜGVA'nın torpil raporları, kendilerine özel kurdukları iletişim sistemleri, devlet kadrolarındaki yapılanmalar son derece önemliydi ancak bir de işin "Yurtlar" ayağı vardı...
CHP ve "HAYVAN MEZARLIĞI PSİKOZU"
1-Pek çok kez çeşitli mecralarda gerek yazarak, gerekse konuşarak ülkede çok büyük bir iktidar problemi olduğunu ancak en az bu problem kadar ve sonuçları bu problem kadar önemli bir “Muhalefet sıkıntısı” olduğunu ifade ettik.
2-Ve ülkede “Mış” gibi muhalefet yapmaktan, Salı gününden salı gününde grup toplantılarında kendilerine belirledikleri “Konfor alanı” içerisinde iktidarın belirlediği gündem üzerinden konuşma yapılarak orataya konan bir muhalefetin bir "alternatif olamadığını",+++
3-+++tam da bu sebeple halkta umut yaratamaması nedeni ile halen anketlerde 19 yıllık rezil yönetimi,ülkeyi uçuruma ve bataklığa sürüklemiş olmasına,ekonomiyi bitirmiş, dış politikasında iflas etmiş olmasına rağmen halen ana muhalefet partisi CHP’nin oylarını arttıramadığını,+++
AKP'NİN "ÖNCÜ KUVVETİ": ÖNDER İMAM HATİPLİLER DERNEĞİ...
1-Evet sevgili dostlar bugün Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün son derece dikkat çeken bir açıklaması vardı...
2-Abdülhamit Gül açıklamasında "Birileri statükodan memnun olur. Neden? Statüko onların ekmek kapısıdır. Ama statükoyla da mücadele edeceğiz. Reformlarımızı bu milletin lehine değiştireceğiz. Statüko, beyaz Toros'ları sever. Statüko, faili meçhulleri sever.+++
3-+++Ama biz statükoyu, beyaz Toros’ları, siyah Audi'leri, faili meçhulleri 2023'lere taşıyan, taşımak isteyen zihniyetle de mücadele edeceğiz. Yeni anayasayı milletimizle yapacağız" ifadelerini kullandı...
"RUHU" ÇALINAN KULÜP: ADANA DEMİRSPOR
1-Evet sevgili dostlar malumunuz geçtiğimiz günlerde kaleme aldığımız RİZESPOR A.Ş: ŞEHİRDEN ALINIP AKP’YE VERİLEN KULÜP”başlıklı yazımız yayınlanmasının hemen ardından büyük ses getirmiş,bu yazıyı yayından kaldırmamız için tehdit edilmiştik.
2-Bu tehditlere gereken cevabı verip haberi kaldırmayınca sitemiz yoğun bir DDOS saldırı ile çökertilmiş ancak biz de bu yazıyı Twitter’da flood olarak yayınlayacağımızı belirterek “Size inat yüzbinlere okutacağız” demiştik ve +++
3-+++haberi flood olarak yazmamız ile birlikte 1 milyonu aşkın görüntüleme alan yazımız daha da büyük ses getirmişti.
RİZESPOR A.Ş:"ŞEHİRDEN ALINIP,AKP'YE VERİLEN KULÜP"
1-Evet sevgili dostlar malumunuz memleketimizde futbol milyar dolarlık bir "Endüstri" ve bu endüstri öyle sahipsiz bırakılacak bir "Sektör" de değil...
2-Hal böyle olunca memlekette bulunan tüm önemli sektörleri kontrol altında tutan AKP'nin böylesi devasa bir ekonomiyi -Yılda yaklaşık 20 milyar TL dönen bir devasa ekonomiden bahsediyoruz burada- +++
3-+++öyle "Aman siz zaten özerksiniz tabii kendi aranızda takılın" diye boş bırakması mümkün değil. Ha bunun böyle olabileceğini düşünenler ise oldukça saf ve romantik düşünmekteler kesinlikle...