Tüm muhalefeti bu rüyadan uyandırmak gerekiyor. "Gidecekler, gittiler, dipteler" naralarını bırakın. Halka ulaşma imkanlarınız kısıtlı, karşınızda koca devletiyle bir parti var. Halka erişebildiğiniz anları, seçmenin binde 1'ini bile ilgilendirmeyen konularla harcamayın.
Adamlar benzine her gün 1 lira zam yaptılar, elektriğe doğalgaza inanılmaz şeyler oldu. Okul giderleri, sağlık giderleri, ulaşım gideri inanılmaz arttı. Her evde en az 1 işsiz var. "Yeşil dönüşüm" falan saçmalayıp Anadolu'da küfür magneti olmayın. Sobasında çöp yakan kadınlar var
Bir kurtuluş ümidinin zerresini görse size koşacak insanlar var,gerçekten var ben de inanmakta zorlanıyorum,size rağmen var. Bu insanlara gidip de bilmem ne kabilesi ile 200 yıl öncesi için helalleşeceğiz demeyin. Zifiri karanlıkta uyanıyor çocukları o insanların, biraz ciddiyet
Bilimde sanatta ilerleyeceksen ilerle, seçimden sonra yap bunu. Opera inşaatına tuğla taşıyacağım plazamdan izin alıp. Ama bunu Zile'de çarşıda söyleme, o adam askerden dönen oğlunu evlendirmek istiyor. Taş çatlasın 1 senesi var. Çok beklemezler.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Hâlâ "Aydınlar"ımızdan ses yok. Oysa Sevan burada hapisteyken onların badem gözlüsüydü. Şimdi Yunanistan'da adamı gözaltında kaybedecekler neredeyse. AB finolarından çıt çıkmıyor. Bunlar böyle bir çete işte
Türkiye Sevan Nişanyan'ın "işkence gördüğünü" beyan edip Yunanistan'dan kendisini nota ile istemelidir. Ermeni olması, hapisten kaçması, senin vatandaşın olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Sen bunu yap, devamını sonra açıklarız. Çıkarına aykırı bir durum yok.
Sevan beyin hepinizin boyu kadar sözlük yazmışlığı var. "Şengal dağlarındaki insanlar" kadar değeri yok mu? Adam iyi mi, kötü mü bari bir sorun. Merak etmeyin adam Türk değil.
TR'de şöyle bir alışkanlık var. Bir olaya karşı, eldeki verileri değerlendirip bir öngörü yaptığınızda, o olayın öyle gerçekleşmesini istiyormuşsunuz gibi davranılıyor. Yüksekten bırakılan bir elmayı görüp "bu düşecek" demek bir temenni değildir.
Kazakistan'da birileri bir halt yedi ama, Putin Rus azınlığı mı harekete geçiriyor yoksa Biden "Turuncu devrim" mi deniyor çözemedim. Mevzuyu anlayan var mı? Kimse 30 yıldır demokrasi olmayan bir yerde doğalgaz için adam vurmaz arkadaşlar.
Batı çok uzun süredir stabil yaşıyor (iyi demek istesem iyi derdim,ama stabil diyorum) Bunun getirdiği bir konfor vardı. En başta da zihinlerde. Trump bu konforu kaldırdı. "Almanya'da 40 bin askerimiz ne yapıyor,Avrupa'yı koruyorsak bize para vermeliler" dedi. Ve aldı da. ++
O diyene kadar ABD'nin Almanya'da 40 bin askeri olduğunu,belki ABDliler,belki Almanlar bile bilmiyordu.Merak da etmemişlerdi,ama bu adam söyledi bunu,oldukça rahatsız edicidir.ABD kamuoyunun deli,ruh hastası dediği adam savaşın eşiğinde Kuzey Kore'ye gitti. Bunu yapan tek başkan
Türklere karşı tüm senato yanıp yıkılırken (bizimkiler ateşe odun değil benzin atarken üstelik) "Bu adamlara kazık atmışsınız, bunun neresi bizim çıkarımıza" dedi. Çizgi dışıdır. Biz dediği ABD halkı oluyor ki politikada belirleyici değillerdi. Bu tür soruları o nedenle sevilmedi
Akademide bir çete var. (Defalarca ifşa ettiğimiz üzere) Bu çete kankacılıkla ve her zorda kaldığında "deux ex machina" fonlar sayesinde bir yerlere geldi, gitmiyor. Sevan'ı bu çeteye almışlardı ama Sevan bunları eğledi. Çizgi dışı bi kafası var, bu çapsızlığa katlanamadı ++
Çeteden ayrılan her yerden kazınır, Sevan'a da öyle yapıldı. TR "entelijansiyası" Sevan yokmuş gibi davranıyor. Sokakta kalbinden çocuk bıçaklayan azılı bir Suriyeli katil kadar hak görmüyorlar artık ona. Sığınmacı haliyle, Ermeni vatandaşı haliyle, Yunan biriyle evli haliye ++
Apo'yu bile saklayan Yunanlar Sevan'ı "oturma iznini geçirdiği" için tutuklamış.😊 Sevan aslında Türk yerleşimi olan bazı köylerin adının değiştirildiğini yayınlamıştı.Bu ne Yunanların,ne bizim çetenin,ne DW'cilerin işine geliyor. O nedenle Sevan'a yalnız kovboyculuk oynatıyorlar
Gençler bilmez, eskiden Suriye-Türkiye arası sınır hattı boyunca mayın döşeliydi. Mayınlar arasında geçiş bölgelerinde de sınır devriyesi olurdu. Böyle davul zurnayla sınır ihlali yapılamıyordu yani, kainatın en kötü bakanı da henüz görevde değildi.
1997 yılında Ottowa sözleşmesi çıktı. Bu sözleşmeye taraf devletler sınırları içindeki kara mayınlarını belli bir sürede temizlemeyi taahhüt edecekti. Türkiye'de asker, hükümetlere brifing vererek sınırlarımızdaki mayınların süs olmadığını, bir amacı olduğunu anlatıyordu.
Sözleşmeyi, İzlanda, Lüxemburg gibi ülkeler imzalıyordu. Sınırında papatya bahçe mobilyası duran adamlara öykünecek halimiz yoktu, Ortadoğu'nun göbeğinde. Antik çağın ortasında Roma gibi direniyordu bu cumhuriyet, dolayısıyla TR anlaşmayı yıllarca imzalamadı. Ve 2002'de AKP geldi