Bir şeyi gerçekten istiyorsan, o şeyi yapmanın da bir yolunu bulursun.
Mesela güzel bir fizik mi istiyorsun?
Antrenmanların nasıl olacağını araştırırsın.
Beslenmeyi araştırırsın.
Sonra spor salonuna başlarsın.
Fakat bu hedefi sen öylesine istediysen, aradan birkaç ay gerekince "sıkıldım" dersin bırakırsın.
Bu hedefi kafaya koymuş adam, -10 dereceyi görse de hava, yine de spor salonuna gider.
Birisi ona "soğuk ya, sonra gidersin" dese bile gider. Adam kafaya koymuş çünkü.
Bunun sebebi, kafanda belirsiz hedefler oluşturup, rastgele oradan oraya savrulmak.
Ne istediğini BİLECEKSİN.
Sen ERKEKSİN.
Bir şeyi istiyorsan, onu FETHETMEK için kitleneceksin.
Mesela benim arkadaşım olsan ve "aslında spora gidecektim bugün ama takılalım seninle bugün" desen, sana karşı zihinsel bir mesafe koyarım. Seninle yerim içerim ama iş yapmam.
Bir şey yapıyorsan MAKİNE gibi olmak zorundasın.
Kendini 1.sıraya koymayan adamla iş yapmak istemem.
Önceliklerinde kendini 1.sıraya koyan adam, işini de en iyi şekilde yapmak ister. Çünkü onun için önemli olan şey saygınlıktır.
EGOLU olacaksınız ama KİBİRLİ olmayacaksınız.
Kibir sizi, bir illüzyonun içine sokar. Gerçeği kaçırmanıza neden olur.
Kibirliysen, senden daha iyi iş yapan adamdan bir şey öğrenemezsin.
İnsanlardan bir şey öğrenemezsin.
Dostun, bir yanlışını görür ve seni düzeltmeye çalışır. Kibrin yüzünden reddedersin ve ayağına sıkmış olabilirsin.
Fakat EGOLUYSAN,
kendini 1.sıraya alırsın. Kendini 1.sıraya almış insanları etrafına toplarsın. Çünkü seni de yükselttiklerini bilirsin. Bu yüzden, onlar sana bir uyarı yapıyorsa, gerekiyorsa dikkate almasını bilirsin ve önemli şeylerden kurtulabilirsin.
Egonu YÜKSELT.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Düşünmeden yapmak ÇOK ÖNEMLİ. Bakın tekrar söylüyorum, ben tweet atarken DÜŞÜNMEM.
Başlarım, nerede durmak istiyorsam orada dururum.
Aklıma geleni HEMEN yazmaya başlarım ve her şey BİR ANDA oluverir.
Mesela bugün size GTA örneği vererek bir şeyler anlattım. Yazmadan önce "Acaba GTA oyunundan örnek mi versem?" diye bir şey, aklımdan bile geçmedi. Sadece anlatmak istediğim konuyu biliyordum. Başka hiçbir şeyi düşünmedim. Yazmaya başladım.
Birkaç tweet atıp, konuyu anlatırken aklıma BİR ANDA GTA oyunu geldi ve anlattım. İŞİN düşünme kısmına girerseniz, akıcılığı bozarsınız.
Güzel bir yazar olmak istiyorsanız, rahat olmanız ve sadece O AN aklınızdan geçenleri yazmanız yeterli.
DOĞANDAN uzaklaştığın sürece ACI, MUTSUZLUK, HUZURSUZLUK ile kıvranacaksın.
Beynin senin ne yapman gerektiğini, nasıl daha RAHAT hissedeceğini biliyor.
Sen beyninde bulunan bilgilere ters eylemler yapıp, düşünüp, YAVAŞ bir yaşam tarzı ile yaşarsan, HAZ alamazsın.
Haritasının nasıl olduğunu uzaktan bildiğin fakat henüz haritayı TAM olarak deneyimlemediğin bir OYUN oynadığında, "Acaba nasıl bir yer lan oraları?" diye saatlerce düşünüyor musun? Hayır. AKSİYON alıp, görevler yapıp, haritanın o bölümlerinin KİLİDİNİ açıp, GÖRÜYORSUN.
GÖRDÜKÇE daha fazla HAZ alıyorsun ve bu böyle devam ediyor. Şimdi, oyunda bile bu kadar basit bir şeyi akıl edip de uygularken, GERÇEK hayatta neden yapmıyorsun?
Hayat bir oyun değil evet. Daha acı ve GERÇEK fakat bazı TEMEL şeyler aynı, oyunun gerçekliğine göre.
Kafaya taktığınız çok FAZLA kavram var ve bunlar size YÜK oluyor.
Erkeksen GÜÇLÜ olmak zorundasın. Bunun A'SI veya B'Sİ olmaz.
"Abi genetik, çevre falan fistan" DEME bana.
Bu senin için bir SORUMLULUK.
Bu konuda bir SEÇİM yapma şansın yok.
Elinden geleni %100 yapmayacaksan, niye yaşıyorsun zaten?
Düşünsene; FERRARİ araba var altında ama "hız yapmayı bilmiyorum" diyorsun.
Bunun bir sebebi var.
Bu zamana kadar size o kadar çok "o arabayı nasıl sürmen gerektiği" anlatıldı ki, ZOR bir şey zannettiniz araba SÜRMEYİ.
Sen o FERRARİYİ, SON viteste sürmeyeceksen, niye FERRARİ ile doğdun lan? Hayvan olarak doğabilirdin. Hayvan olarak doğmadığına göre, DOĞA veya TANRI(neye inanıyorsan) sana bir DEĞER vermiş ve seni DÜNYAYA bırakmış.
Ulan altında FERRARİ var, gaza basmamak için bahane üretiyorsun.
"Harvey, hızlı yaşamaya başlayınca, sanki bir şeyleri kaçırıyormuş gibi hissediyorum. Bu normal mi?"
Böyle bir şeyi hissediyorsan, büyük ihtimalle zaman yönetimini yanlış yapıyorsundur.
Mesela sabahleyin dersine, işine gücüne bakacaksın ve akşam antrenmana gideceksin diyelim. Ortalama olarak, gideceğin saatler kafanda belli olmalı. Herhangi bir aksilik çıkmadığı sürece, o saatte gideceğini bilmelisin.
Bu dediğim "Rutine bağla" demek değil.
Zaman yönetimini genişletmeye müsait bir hayatın varsa, o gün sabahtan antrenmana gidersin, akşamına da işlerine bakarsın mesela.
Kontrol sende olduğu sürece, nasıl yaşayacağın sana kalmış.
Bir şeyi gerçekten isteyen adama, "Hırslı ol, ümidini kaybetme, güçlü dur" gibi şeyler söylemene gerek var mı?
Testosteron'u yüksek ve "İSTİYORUM ULAN" diyen adamın önünde DAĞ olsa duramaz.
YIKAR geçer.
Asıl sorun, istemekten çekinmeniz.
Neyden çekiniyorsunuz beyler? DÜNYADA herkese yetecek kadar para var. İSTEMEKTEN çekinme. HEDEFİNİ yükseltmekten çekinme. Hedefini YÜKSELT ki beynin senin için PLANLAR yapsın. Kendini "kazanmaya programlı" hale getirsin.
Mesela geçenlerde, arkadaşın bir işini %100 halletmem gerekiyordu. Bunu %100 yapmaya kafaya koydum ve KENDİ yapmam gerekenlere odaklandım. Aradan birkaç saat geçmeden, aklımda bir fikir belirdi. "Şöyle şöyle yapacağız" gibi bir mesaj çektim arkadaşa ve olayı hallettik.