1877-1878 Osmanlı - Rus Savaşı sonunda Osmanlı Devleti tarafından Rusya Devleti'ne savaş tazminatı olarak İstanbul Yeşilköy'de yaptırılan Rus Anıtı. Savaş sırasında farklı yerlerde ölen 5.000 Rus askerinin kemikleri burada toplanıp gömülmüştü.+
Yapımına 1895'te başlanan anıt hem dini bir işlevi yerine getiriyor hem de Rus zaferini simgeliyordu. Bu görkemli hali aslında II. Abdülhamid'in itirazı sonrası küçültülmüş haliydi. Anıt, Rus mimar Bozarov tarafından tasarlanıp inşa edildi.
Anıtın tüm masrafları Osmanlı hükümeti tarafından karşılandı. Anıtın yapıldığı alan Rus ordusunun savaş sırasında konakladığı yerdi. Fotoğrafta anıtın içi görünüyor.
Oldukça görkemli olan anıtın iç duvarlarına savaşta ölen askerlerin isimlerinin işlendiği nişler vardı. Rus Çarı Nikola'nın gönderdiği saray ressamları Beyoğlu'ndaki Rus Büyükelçiliği'nde 6 ay kalıp anıtın süslenmesi için çalışmışlardı.
Anıt I.Dünya Savaşı başlayıp, Rusya'ya tekrar savaş açılınca Enver Paşa tarafından 14 Kasım 1914 tarihinde patlatılıp yıkıldı. Yıkımdan önce anıttaki çan indirilip Askeri Müze'ye gönderildi. Binada bulunan eşyalar da polis müdürlüğüne teslim edildi.
Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü yıkım hazırlıkları sırasında gelip müdahale etmiş, ancak Enver Paşayı yıkımdan vazgeçmeye ikna edememişti. Anıt içerisindeki ikonalar, dini kitaplar ve benzeri diğer dini eşyalar binanın havaya uçurulmadan önce İstanbul'daki Rus rahiplere verildi.
18 Aralık 1898'de açılan anıtın yıkımı, Fuat Uzkınay adlı bir Osmanlı subayı tarafından Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı adıyla filme alındı ve bu kayıt bilinen İlk Türk filmi olarak kayda geçti. Bu çekim maalesef halen kayıptır.
Anıtın patlatıldığı 14 Kasım 1914'te Britanya, Fransa ve Rusya'ya cihat ilan edilmiş; cihat hutbesinin Fatih Camii'nde okunmasının ardından galeyena gelen halk İstanbul sokaklarında Fransız, İngiliz ve Ruslara ait yerleri tahrip etmişti.
Anıt, yapıyı taşıyan 12 ayağa yerleştirilen yüksek etkili tahrip kalıplarıyla patlatılıp yıkıldıktan sonra kalan enkazın kaldırılması 3 ay sürmüştü.
30 Kasım 1914 tarihli Sinema Haberleri gazetesindeki "Tezâhürât-ı Milliye – Moskof Âbidesinin Tahribi Ali Efendi Sinemasında" başlıklı ilan. Anıtın bulunduğu yerdeki caddenin eski adı Manastır Caddesiymiş. Günümüzdeki adı ise Cumhuriyet Caddesi.
V'esselam🌿
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Dünyanın En Işıltılı Taşının Ardında Yatan Kanlı Düzen Bir babayı ve bir oğulu bu duruma düşüren hırsın, acının sebebi ne olabilir?
Elmas ve pırlantanın gerçek bedeli göz alıcı ışıltısının ardında çok iyi gizlendi.
İşte kanlı elmasın serüveni++
Afrika'yı delik deşik talan eden, binlerce masumun canına kıyan elmasın acımasız öyküsü Güney Afrika'da başladı ve hızla civarına yayıldı.
Dünyada elmas ve pırlanta fiyatlarını belirleyen, piyasayı domine eden, en önemli firma De Beers Elmas Şirketi burada doğup büyüdü.
''De Beers'' Dutch dilinde ''Ayılar'' demek. Güney Afrika'ya Hollanda'dan gelip kolonileştirdikleri bir çiftlikte yaşayan De Beers kardeşlerin tarlasında büyük bir elmas yatağının keşfedilmesiyle hem onların hem de Güney Afrika ve civarındaki ülkelerin kaderi değişti.
Prof.Muzaffer Şerif Nasıl "Muzafer Sherif"e Dönüştü?
Film gibi bir hayat. Sosyal psikolojinin kurucularından, literatüre adıyla giren deneyi olan, Harvard, Yale, Princeton, Oklahoma, Pennsylvania ve Columbia üniversitelerinde bulunan bir bilim insanını nasıl küstürüp kaçırdık?+
1906 yılında İzmir, Ödemiş'te zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.
1919 yılında, 13 yaşındayken İzmir'i işgal eden Yunan ordusundan bir asker yanındaki kişiyi öldürdükten sonra süngüsünü ona doğrultur.
Fakat muhtemelen yaşı küçük olduğu için öldürmekten vazgeçer.
Ölümler, işgal, savaşlar, esaret, kurtuluşla geçen ilginç bir çocukluğu olur.
Muzaffer Şerif belki de insanların toplu halde sergiledikleri uç davranışları ileride incelemesi için gerekli olan deneyimin en büyüğünü farkında olmadan bu yıllarda edinir.
En özel yiyeceklerden biridir bal. 2009 yılından bu yana bal koleksiyonu yapıyorum. Gittiğim tüm ülkelerden oraya ait yerel ve özel ballardan hem tattım hem de aldım. Dünya ve Türkiye balları üzerine epey araştırma ve okuma yaptım. İşte bal dünyası++
Bal kutsal metinlerde de geçer: ‘’Rabbin bal arısına şöyle vahyetti: "Dağlardan, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan kendine göz göz ev (kovan) edin. Sonra da her türlü çiçekten, meyveden, ürünlerden ye ve Rabbinin sana yayılman için belirlediği yolları tut!"
Onların karınlarından renkleri çeşit çeşit bir şerbet çıkar ki, onda insanlara şifa vardır.’’ (Nahl Suresi, 68-69) Gerçekten de onlarca değişik türde bal vardır. Aromaları ve lezzetleri dışında temel olarak çiçek balları ve salgı balları olarak iki ana grupta ele alabiliriz balı.
İslam tarihine bakıldığında birçok önemli hadisenin Ramazan ayında gerçekleştiği görülür.
Kuşkusuz bu gelişmeler İslam tarihinin dönüm noktaları olarak ciddi bir hafızayı da ifade ediyor.
Örneğin Endülüs'ün fethi Ramazan ayında olmuştu.++
"En uzak batı" demek olan Magrib-i Aksa adıyla da bilinen Endülüs’ün, yani bugün İspanya ve Portekiz’in bulunduğu İber Yarımadası’nın Müslümanlarca fethi sadece İslam tarihi için değil, aynı zamanda dünya tarihi için de oldukça önemli gelişmelerden biri oldu.
Miladi 711 yılı, 19 Temmuz günü İslam ordusunun komutanı Tarık bin Ziyad ile Vizigotların komutanı Rodrik’in idaresinde yaşanan savaşı kesin zaferle kazanan Müslümanlar hızla İber Yarımadası’na yayıldı. Endülüs fethinin unutulmaması gereken bir diğer ismi de Tarif bin Malik oldu.
Arkasında onu kovalayıp ele geçirdikleri anda öldürmek isteyen bir ordu, önünde ise bilinmeyenlerle ve tehlikelerle dolu bir coğrafya vardı.
Eşine az rastlanan, insan üstü bir mücadele verdi ve Endülüs Emevi Devleti'ni kurdu.++
Emeviler iktidara geldikleri andan itibaren fetihlere giriştiler ve büyük askeri başarılar elde ettiler.
Afganistan'dan Hindistan'a, İran'dan Kuzey Afrika ve Endülüs'e uzanan inanılmaz büyüklükte bir coğrafyanın hakimi oldular. Kıbrıs'ı, Girit'i, Kafkasya'yı fethettiler.
Ancak fethettikleri coğrafyada son derece otoriter bir yönetim kurdular. Özellikle de devlet idaresi hususunda, İslamiyet öncesinden itibaren rekabet halinde oldukları Haşimoğulları'nı çok sıkı kontrol altında tutuyorlardı. Haşimoğulları'nın her hareketi izleniyordu.