AVRUPA'NIN KARANLIK TARİHİ: KÖLE ÇOCUK HEIDI!
Verdingkinder... anlamını pek çok İsviçrelinin bile bilmediği, bilenlerin ise konuşmaya çekindiği bir kelime. Verdingkinder kelimesi, "sözleşmeli çocuk" olarak çevrilebilir. Ancak gerçekte bu kelimenin ardında çok büyük acılar gizli. Bu kelime, İsviçre'nin toplumsal tarihinde
hatırlanmak istenmeyen bir gerçeğin simgesidir. Peyniri, çikolatası, Alp dağları ve bu dağlarda çıplak ayakları ile sağa sola koşuşturan Heidi'si ile meşhur, özgür ve zengin İsviçre, 18. yüzyılın sonundan 1960'lı senelerin başına kadar çocuk emeği sömürüsünün benzerine
az rastlanan bir biçiminin uygulama alanı oldu. Avrupa'nın ortasında çocuklar, özel pazarlar içerisinde, köle ticaretini aratmayacak bir şekilde satılmaktaydı. Batı'nın çok sayıdaki insani eksikliklerinden yalnızca bir tanesi olan bu uygulama, sözde doğrudan
demokrasinin olduğu, insan hak ve hürriyetlerinin korunduğu İsviçre gibi bir ülkenin çok yakın tarihinde, bunun bir tür kölelik sistemi olduğu ancak 1974 senesinde idrak edilince, bir yasayla kaldırılmıştır.
Bu konu uzun yıllar İsviçre'nin konuşmaktan dahi kaçındığı bir tabu haline gelmiş, üstü örtülmüş, hâlâ da örtülmeye devam edilen bir konudur. 1800'lü yıllarda tarım henüz makineleşmemiş ve tamamen insan emeğiyle yapılabiliyorken, İsviçre'de çiftliklerin ucuz iş gücü ihtiyacını
karşılamak için devlet ve kilise farklı bir yöntem geliştirdi: Verdingkinder, yani sözleşmeli çocuk işçiler. Devlete borcu olanların, boşanan çiftlerin ve farklı etnik kökenden gelenlerin çocukları, anne babası ölmüş veya ailesi ceza evinde olan çocuklar veya kendisi
suç işleyen çocuklar devlet ve kilise onayıyla ve aracılığıyla çalıştırılmak için başka ailelerin yanına yerleştirilirdi. Papazların önderliğinde ailelerden toplanmış olan çocuklar, çiftliklere kiralık olarak verilir veyahut
şehirlerde kurulan çocuk pazarlarında 4 yaşındaki çocuklar bile, ev ve çiftlik işlerinde çalıştırılmak için satışa çıkarılırdı. Genellikle ucuz işi gücü ihtiyacı olan çiftlik sahipleri tarafından satın alınan bu çocuklar, anne ve babalarından bir daha
görüşmemek üzere ayrılıyorlardı. Bu andan itibarenn artık çocukları arayan, sorunlarını dinleyen, tecavüze uğradıklarında veya işkence gördüklerinde sahip çıkan olmazdı. Bu çocuklar diğer aile bireyleriyle yemek yiyemezlerdi. Dayak, sıradan günlük bir olaydı. Pek çoğu
yeni aileleri tarafından kötü muameleye tabi tutuluyor, psikolojik ve fiziksel olarak istismara uğruyordu. Okul ve eğitim, pek çoğu için hayaldi. İçlerinde küçücük çocukken tecavüze uğramış olanlar, hasta olduğu zaman doktora götürülmediği için ölenler olmuştu. Böylece ahırlarda
hayvanlarla birlikte yaşayan, çoğu kez yalnızca bir çuvaldan ibaret elbiseleri içinde yalın ayak ve hemen her zaman aç olan bu çocuklar toplumsal hayatın, olağan, alışılmış bir parçası olarak kabul gördü. Çünkü onlar
devlet politikasıyla, bu toplumun gözünde suç işleyen, boşanan, fakir ailelerden kurtarılıp özgürlüğe ulaştırılan çocuklardı.
Tarihçi Marco Leuenberger, I. Dünya Savaşı sırasında Bern kantonundaki çocukların yaklaşık %10'unun bu statüde olduğunu belirtiyor. 1930 yılında tüm tarım işçilerinin %20'si 15 yaş altındaki çocuk köle işçilerdi. Bunların içinde 35.000'i gün ışığına çıkarılmıştı. Ancak gerçek
rakamın bunun 2 katından fazla olduğu tahmin ediliyor. 1920, 1970 yılları arasında bu şekilde yabancı ailelerin yanında yetişmiş sözleşmeli çocuk sayısı yüz binlerle ifade ediliyor. 13 Şubat 2012 tarihinde İsviçre'nin Biel/Bienne şehrinde düzenlenen bir söyleşide, bazı
verdingkinder tanıkları yaşamlarını şöyle anlatmışlardı:
Yohan: "Benim onlarla birlikte mutfakta yemek yememe asla izin vermezlerdi. Evin yanındaki penceresiz bir kulübede yaşar, yemeğimi de orada yerdim."
Verner: "Kışın onlar benim pantolon ceplerimi dikerlerdi, ellerimi cebime
sokamazdım. Çalışırsan ısınırsın derlerdi."
Alice: "Okula başladığımda çok mutlu oldum. Çünkü burada kimse bana vurmuyordu."
Peter: "4 yaşında verdingkinder olduktan sonra insanlara inancımı kaybettim. Çok kötüydüler. Her gün sadece çalışmak ve dayak vardı."
1827-1901 yılları arasında yaşamış olan İsviçreli yazar Johanna Spyri'nin yazmış olduğu bugün bile en çok okunan çocuk kitapları arasında yer alan ve filmleri, çizgi dizileri çekilen Heidi adlı romanında verdingkinder uygulamasına dikkat çektiği belirtilmektedir. Karda, kışta
çıplak ayaklarıyla Alp dağlarında koşuşturan Heidi'nin de aslında bir verdingkinder olduğu söylenmektedir. İsviçre'nin kalkınmasında büyük emeği geçen çiftliklerin asıl mimarı bu çocuklar oldu. Bu çocukların sömürülmesiyle hem devlet, hem de çiftlikler
zengin olmuştur. Verdingkinder uygulaması için resmi özür, İsviçre hükümeti tarafından ancak 11 Nisan 2013 tarihinde yapılmıştır.
Yakın zamanda İsviçre'nin Zürih şehrinde açılan, bu çocuklarla ilgili serginin anı defterine bir genç kızın yazdıkları aslında her şeyi anlatıyordu: "Bunlar bizim özgür ve zengin ülkemizde mi olmuş ? Çok üzgünüm."
Tarihin bilinmeyen karanlık yüzünü ve tüm sırlarını öğrenmek için @karanliktarih hesabını takip edebilirsiniz! 🔥

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Tarihin Karanlık Yüzü

Tarihin Karanlık Yüzü Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @karanliktarih

Mar 6
DÜNYAYI SÖMÜRME SANATI: İNGİLTERE TARİHİ Image
İngiltere'nin ilk sömürge koloni girişimi 1607 tarihinde Kuzey Amerika'da kurulan Jamestown'dır. İlk etapta burada İngilizler zorlu kış koşullarında o kadar açlık çektiler ki ölmemek için önce atlarını yediler sonra besledikleri köpeklerini, kedilerini sonraysa bulabildikleri
fare, sıçan ve yılanları yediler. Günümüzde Amerikalı araştırmacılar ise Virginia'nın Jamestown bölgesindeki bir çöp yığınında insan kemikleri buldu ve bu kemiklerin üzerinde et kesme amacıyla yapılmış kesikler vardı.
Read 43 tweets
Mar 5
GELMİŞ GEÇMİŞ EN KÖTÜ İNSAN: CALIGULA Image
M.S. 12 yılında Roma'nın kalbinde bir çocuk dünyaya geldi fakat kimse onun yaşamış olan en zalim insana dönüşebileceğini düşünemezdi. O çocuğun adı; "Caligula"
37 ve 41 yılları arasında 4 yıl boyunca Roma İmparatorluğu yaptı. Zaten psikopat sayılabilecek ebeveynler tarafından yetiştirilmesi ve büyüdüğü acımasız ortam onun bir manyak olması için yeterli zemini hazırlamıştı. İlk garip hareketleri, yaşadığı kellik kompleksi
Read 32 tweets
Mar 3
VLADIMIR PUTIN'İN KARANLIK YÜZÜ! Image
Rusya, 144 milyon nüfusu, onlarca özerk cumhuriyeti ve uçsuz bucaksız coğrafyasıyla dev bir ülke. Vladimir Putin, eski bir KGB ajanı ve şu anki Rusya’nın devlet başkanı. Sık sık dünyayı tehdit eden ve gözü kara hamleler yapan bir adam.
Ama aslında çok daha derin ve karanlık birçok yönü var, bu nedenle kendisinin destekçisi olduğu kadar aslında karşıtları da çok, peki neden? Bu adamı böylesine karanlık ve güçlü yapan ne?
Read 30 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Don't want to be a Premium member but still want to support us?

Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal

Or Donate anonymously using crypto!

Ethereum

0xfe58350B80634f60Fa6Dc149a72b4DFbc17D341E copy

Bitcoin

3ATGMxNzCUFzxpMCHL5sWSt4DVtS8UqXpi copy

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!

:(