300 Kişilik Köyün Tamamının Delirdiği: Lanetli Ekmek Olayı
1951 yılında Fransa’da yaşanılan bu olay, 300 kişinin delirmesine ve 7 kişininde ölmesine sebep oldu.
Fransa’nın Pont-St. Esprit köyünde herkes birbirini tanıyor ve mutlu bir şekilde yaşıyordu. Ancak tarih; 16 Ağustos 1951 yılını gösterdiğinde beklenmedik olaylar yaşanmaya başladı.
Bu küçük köy halkının insanları, sabah delirmiş bir şekilde uyanmışlar. Aynı zamanda mide rahatsızlığı ve fiziksel ağrılarda baş gösteren bu olayda; köy halkının neredeyse tamamı halüsinasyonların etkisi altındaymış.
Görgü tanıklarının anlattıklarına göre 11 yaşında bir çocuk büyükannesini boğmaya çalışmış, kimileri kendilerini ölü ve ejderha sanmış. Sadece sanmakla kalmayıp bir de hayali canavarlarla savaşmışlar.
Doktorlar bu olayı duymasıyla birlikte 250 kişiyi inceleme altına almış ve 50 kişide ağır akıl hastalığının başladığı gözlemlenmiş. Bununla birlikte bu 50 kişi de akıl hastanesine yatırılmış.
8 gün sonra hastaların durumları iyi'cene ağırlaşmış ve hastanede yatan bir hasta kendini uçak sanıp 3. kattan atlamış. Garip olansa bu hasta yerden kalkarak sağa-sola koşmaya başlamış. Son olarak; tedavi gören hastalardan 6’sı da intihar ederek yaşamlarına son vermişler.
Doktorlar incelemelerden sonra olayın başlangıç noktasının köydeki fırın olduğuna kanaat getirmiş. Çünkü fazla ekmek yiyen kişiler daha şiddetli halüsinasyonlar görmüş ve az yiyenlerse sadece fiziksel şikayetlerde bulunmuşlar.
Ekmeğin lanetli olmasının nedeni ise fırıncı olan Roch Briand’ın uyuşturucu etkisi olan ergot mantarını yanlışlıkla ekmek hamurunun içerisine karıştırmasıymış.
Olaylardan 2 yıl sonra köyden birisi intihar ederek yaşamına son vermiş ve bununla birlikte her şeyin sadece bir ekmekten kaynaklanmadığı düşüncesi ortaya çıkmış. Ortalığı daha da karıştıransa CIA’nin ortaya çıkan belgeleri olmuş.
Gittikçe sırlar dünyasına dönen bu olayı gazeteciler araştırmış ve bir ilaç firmasının, CIA ile arasında geçen görüşmeleri yayınlanmış. Belgelerde; köydeki insanların LSD sebebiyle delirdikleri yazıyormuş.
Doktor Vieu ve Gabbai hastalığın epidemiyolojisini araştırmaya başladı. 19 Ağustos’ta ise suçlunun ekmek olduğu sonucuna vardılar. Sorgulanan tüm hastalar, Pont-Saint-Esprit’teki Briand fırınından ekmek satın almışlardı
Komşu bir köyde yaşayan 9 kişiden 4’ü hastalanan bir aile, Briand fırınından ekmek yiyen tüm üyelerin hastalandığını, başka bir fırından ekmek yiyenlerin hiçbirinin hastalanmadığını belirtti.
7 kişilik başka bir ailede de 5 kişi Briand’ın ekmeğinden bir somun paylaştı, diğerleri biskotu tercih etti ve sadece 5’i hastalandı.
Bu olay tarihe Lanetli Ekmek Olayı olarak geçti. Olay sonucunda, 7 kişi halisinasyonlar nedeniyle yaşamını yitirdi, 200 kişi çeşitli hastalıklara yakalandı ve 50 kişi ise akıl hastanesine kapatıldı
Olayın kontrol altına alınmasının ardından 3 yetkili (Dr. Gabbai, Dr. Lisbonne ve Dr. Pourquier), olayın nedenine ilişkin bir makale yayınladı;
Makaleye göre, pek çok kişi fırından dağıtılan ekmekler nedeniyle zehirlenmişti. Ekmekten yenilen miktar ise insanların akli dengesini belirleyen etken oluyordu. Az yiyenlerde 6 ile 48 saat arasında mide bulantısı, kuvvetli baş ağrısı
uyuyamama gibi semptomlar görülüyordu. Çok yiyenlerde ise durum kontrol altına alınamıyordu. Az şekilde etkilenenlerde insomnia (uykusuzluk) geçtiği zaman hastalığın da geçtiğini anlaşılıyordu. Ancak bundan ölümcül şekilde etkilenenler de vardı.
Yetkililere göre, olayın nedeni ekmek yapımında kullanılan çavdardaki ergot mantarının kontaminasyonuydu. Fırın sahipleri sorgulandı fakat bunu reddettiler. Bu iddia kesin olarak kanıtlanamadı ve yeni iddialar türedi.
Bu haberlerin yayılması ardından, CIA’nin bu köydeki insanları kullanarak zihin kontrolü deneyi yaptığı vurgulandı. Tabii bu sadece bir iddia ve aradan geçen onca yıllara rağmen aydınlatılamamış.
Son olarak; asıl bomba ise bu olaylar birileri tarafından ört bas edilmeye, yani unutturulmaya çalışılmış. Yani iddiaların doğru olma olasılığı yüksek gibi görünse de, unutturmayı başardıkları için bir daha ilgi konusu olmamış.
kaynak: Buse Ürgir, Efe Yiğit Taşkın
Magic mushroom katıldığı söyleniyor.
Çavdar mahmuzu katıldığıda söyleniyor.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Bergen sadece 30 yıl yaşadı. Hayatını halise duyduğu ölümüne aşka adadı tek istediği şarkı söylemekti. kader buna izin verilmedi. Önce yüzüne kezzap atılıp güzelliği elinden alındı sonra 6 kurşunla hayatını kaybetti.
lise öğrencisiydi okuldan sonra bir plastik fabrikasında çalışıyordu. Okulunda gayet başarılıydı aynı zamanda bütün arkadaşları tarafından sevgiyle anılırdı. Hayatını normal bir şekilde yaşamaya devam ediyordu.
taki 25 Kasım 1988'de bazı canavar ruhlular onun hayatını değiştirene kadar. Hioshi Miyano ve Nobuharu Minato tecavüz ve soymak amacıyla bir kadına saldırmayı planlıyorlardı.
3 mart 2009 saatler gece yarısını geçmişti, Etiler'de bir kağıt toplayıcı Nispetiye Caddesi Dilek Yıldızı sokaktaki çöp konteynırlarından birini karıştırırken bir gitar kutusu buldu. Kutuyu konteynırdan çıkarmaya çalıştı, ancak çok ağır olduğu için çıkaramadı.
Kutuyu açtığında k*f*sı kesilmiş bir kadın cesedi çıktı. Kağıt toplayıcı ve çevredeki vatandaşlar hemen polise haber verdi. Kimliğini belirtecek üstünden hiçbir şey çıkmadı.
HERKESİN ANLAYABİLECEĞİ BİR DİLDE VE SADELİKTE RUSYA - UKRAYNA SAVAŞININ TARİHSEL SÜRECİNİ ANLATACAĞIM
aslında gerçekten benzer kökenlerden geliyorlar. fakat ukraynalıların kendi dili, kültürü ve ulusal bilinçleri var. örneğin kazak'lar da biz türklerle aynı kökenden geliyor. ama farklılar. kültürleri başka; yaşayışları başka. ukraynalılar ve ruslar da böyle.
s.s.c.b dağıldıktan sonra s.s.c.b'yi oluşturan devletlerden biri olan ukrayna bağımsızlığını ilan etti.
Hapların İçine Konan Siyanürle 7 Kişinin Ölümüne Sebep Olunan Esrarengiz 'Tylenol Cinayetleri'
1980’li yıllarda Johnson & Johnson markasına ait Tylenol ile zehirlenerek ölen 7 kişinin gizemli hikayesi yatıyor. 7 kişi de Tylenol kapsüllerinin içine konulan siyanür sonucunda ölmüş ve katilin kim olduğu ya da neden böyle bir şey yaptığı, hiçbir zaman açığa çıkmamış.
Böylesine büyük bir şirketin 7 kişinin ölümünden suçlanması elbette o zamanlar hem Amerika’da hem de dünya çapında büyük ses getirmiş, Johnson & Johnson büyük bir çöküş yaşamıştı.