Dini kitapların 15 Temmuz'dan sonra nasıl imha edildiğini bloğumda yazmıştım. Tekrar paylaşıyorum. Olaylar gerçektir, bire bir tanığıyım. Hülagü'ye laf söyleyen Erdoğan ondan farklı mı acaba? İnsanlar kitap yok etmek için neler yapmak zorunda kaldı neler.
2- Bir arkadaşım evindeki dini kitapları önce yastık kılıflarının içine doldurdu. 90 derecede yıkadı. Makineden çıkan kitapları elleriyle iyice parçalayıp tanınmayacak hale getirdi. Sonra da gece yarısı çöpe taşıdı. O çöp kutusu da evin karşısında değil, birkaç mahalle ötedeydi.
3- Başka bir arkadaşım kitaplarını çamaşır suyuna bastırdı. Çamaşır suyu yaprağı eritiyor. Böylece hangi kitabı imha ettiğiniz belli olmuyor. Bir diğeri aynı mantıkla küvete yatırdı kitaplarını. Sabaha kadar sayfaları parçaladıktan sonra poşetlerle farklı çöplere taşıdı.
4- Başka bir arkadaşım, İstanbul dışında yaşayan annesine götürdü. Kadın gözleme pişirme bahanesiyle ocağı yakıp hepsini yok etti. Suriyeli komşusu olan başka biri onlara verdi; yakıp ısınsınlar diye. Hepsi film karesi gibi değil mi? 20 yıl sonra güzel film olur!
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
18'ini doldurmadan gözaltına alınan ve psikolojik baskıya maruz kalan Elif İstif (21):
“13 polis kilidi kırıp eve girdi. 3,5 saat arama yaptılar. Yaşımı büyük gösterip 9 gün gözaltında tuttular.”
REŞİT OLMAYAN GENÇ BİR KIZI 9 gün esir tutmak AKP'ye nasip oldu. #SesVer
Türkiye’de reşit olmayan öğr. gözaltına alındı, evrakta sahtecilik yapılarak yaşları büyütüldü. Günlerce psikolojik baskıya maruz kaldı. O öğrencilerden biri olan Elif İstif ile görüştüm. Bunlar kızınıza yapılsa ne düşünürsünüz? #SesVer@adalet_bakanlik
1- Elif İstif’i Mersin Emniyeti 20 Şubat 2018’de gözaltına aldı. Matematik dersi aldığı bir kızla aynı evde kalan İstif, o dönemde üniversiteye hazırlanıyordu. Daha 18’ini doldurmamıştı. 4 ay sonra, 19 Haziran 2018’de reşit olacaktı.
3 evladından koparılan Ayşe Meleş'in son mektubu çok acı.
"Çok ciddi panik atak rahatsızlığım var. Kalp atışlarım çok yükseliyor. Nefes almakta zorlanıyorum. Sabah akşam ilaç kullanıyorum. Ne zor bir süreçmiş yaka yaka kora döndürdü" @adalet_bakanlik
HastaTutsaklara Özgürlük
17 aydır tutuklu olan eğitimci Ayşe Meleş:
1- "Mektupların için çok teşekkür ederim. Kusura bakma ben pek cevap yazamıyorum. Yazmak beni çok yoruyor. Çok yıpranmışım geçen zamanda. Elhamdülillah isyanımız yok ama yaşananlar ruhen bedenen çok yormuş beni.
2- Ciddi bir panik atak rahatsızlığım var. Olumsuz hiçbir şeye dayanamıyorum kalp atışlarım çok yükseliyor nefes almakta zorlanıyorum. Doktora çıktım. Sabah akşam ilaç kullanıyorum, toparlanmaya çalışıyorum. Rabbim maddeden manen şifalar versin bizlere.
Sn @bybekirbozdag kanserli bir insanı tutuklamak başlı başına hak ihlaliyken 4. evre Ahmet Zeki Özkan'ın hapiste gayet iyi olduğunu söylemek nasıl bir vicdan, nasıl bir insanlık!Ailenin açıklamasını aşağıya tekrar yazıyorum.Sabah'a yalan haber yaptırmakla Adalet Bakanı olunmuyor.
1- Ahmet Zeki Özkan 9 Şubat 2022'de tutuklandı. Ailesiyle ilk kapalı görüşü 14 Şubat'ta yaptılar. O görüşten sonra eşinin anlattıkları: "Dün kapalı görüşümüz vardı. Yatak bile yokmuş, battaniye vermişler, yerde yatmış. Hasta olmaması lazım, hasta olmuştu.
2- Tutuklandığında çamaşır, havlu, battaniye, yastık eşyalar cezaevine götürdük ama kabul etmediler. Kantinden alması gerektiğini söylediler ama kantin de o günlerde kapalıydı. Girişimlerimiz sonucu daha bugün (15 Şubat) normal koğuşa aldılar.
Havuz medyasının işi gücü yalan. Dün tutuklanan KHK'lı Necmettin Ulusal'ı evinde gözaltına alıyorlar. Bir gece Ankara KOM'da kalıyor. Ertesi gün Sincan'a. Havuzcular ne yazıyor? "Firari emn müdürü yakalandı" Necmettin Ulusal'ın eşi yazılanlara o kadar üzülmüş ki, doğrusu şöyle:
1- “Biz iki yıldır Etimesgut’taki evimizde oturuyoruz. Bu ev eşimin üzerine. Perşembe akşam 5’te iki polis geldi, gelenler de çok saygılıydı. Eşimi arabaya kadar ellerimle teslim ettim, vedalaştık. 14 Kasım’dan beri biz zaten valizlerimiz hazır bekliyoruz.
2- Sabah gazetesi 14 Kasım’da eşimin cezasının onaylandığını yazdı, biz de öyle öğrendik. Sabah'ta, Takim'de dün yazılanları görünce şok oldum, çok ağrıma gitti. Eşim daha önce de Sincan'da 2 yıl hapis yattı. Hastalığı nedeniyle denetimli serbestlikle tahliye ettiler.
AİHM, hapiste kansere yakalandıktan sonra bile bile ölüme gönderilen Gülay Çetin'e yapılanlar nedeniyle 8 yıl önce Türkiye'yi mahkum etti. Çetin ile Ayşe Özdoğan arasında hiçbir fark yok. Buyrun okuyun, vicdanınızla siz karar versin.
1- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2013 yılında Türkiye’deki hasta tutuklu ve hükümlüleri ilgilendiren önemli bir karar verdi. Mahkeme, tedavi dilekçelerine cevap verilmeyen, cezaevinde hastalığının ilerlemesine bile bile göz yumulan ve hastalığı ilerlemeden tahliye
2- kararı verilmeyen Gülay Çetin’e yapılanlardan dolayı Türkiye’yi mahkum etti ve 20 bin euro tazminat ödemeye hükmetti. Karar metninde Çetin’e insan onurunu küçültücü muamele yapıldığı, ayrımcılık uygulandığı, fiziki ve ruhsal acı çektirildiği yazıldı.
7 haftalık bebeğini hapiste kaybeden, KANSER HASTASI Gülden Aşık yine tutuklandı. İlk biyopsisi czv yapılan Aşık, Temmuz 2019'da tahliye edildi. O günden beri doktor doktor geziyordu. Tedavisi yarım, 3 çocuğu annesiz kaldı. @adalet_bakanlik
1- Gülden Aşık 1 Haziran 2019'da düşük yaptıktan sonra hastanede “Ben terörist değilim, elimi kelepçelemeyin. Bebeğimi öldürdüler” diye sayıklayarak uyandı. Sonra da eşine gönderdiği mektupta bir gardiyan ile komutan arasında geçen şahit olduğu konuşmayı anlattı:
2- “Komutan nöbeti yeni aldığından ‘bayanın bebeği ölmüş vs’ diye beni soruyor. Memure hanım ‘abi küçük ya daha 7-8 haftalık çöp yani çöp işte…’ gibi bu minvalde cümleler kurdu. Az ileride ben duyuyorum. Benim kaybım başkasının dilinde çöp. İçim yandı, kalbim sızladı,