Ali Yağız Baltacı Profile picture
Mar 19, 2022 57 tweets 16 min read Read on X
Siyaset dünyamızın son 60 yılında var olan; Kraliçe II. Elizabeth ile yarışacak bir yaşayan tarih…

1960’lı yılların kör dövüşünden, 2020‘lerde Tayyip Erdoğan ile “Milli Cephe” kuran uzun hikayesi “Sen Abdülhamit’i Savundun” dediği meşhur videodan çok daha fazlasını vadediyor.
1️⃣ Günümüzde 80 yaşına merdiven dayamış; buna mukabil heyecanı ve coşkusu hala 20’lik delikanlılardan farksız olan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek; aslında omuzlarında 60 yıllık bir fikir mücadelesinin izleriyle yaşıyor.
2️⃣ Türkiye’nin tüm siyasi kültlerinden Erbakan, Demirel, Türkeş, Özal, İnönü, Ecevit, Erdoğan, Çiller vs.. aynı dönemde siyaset yapan nadir isimlerden olan Perinçek; 60’lı yıllarda kurduğu hareketini günümüze getirmeyi başardı.
3️⃣ Bir Twitter bilgiseline sığdırmanın mümkün olmadığı, uzun doktora tezlerine konu olabilecek bu fikir mücadelesini aslında tek bir kelimeyle özetlemek mümkün:

“Anti-Amerikancılık”
4️⃣ Türk sosyalizminin çoğu fraksiyonunun temel taşını oluşturan “Anti-Amerikancılık” Perinçek’in gençlik yıllarından beri savunduğu görüşlerini temellendirdiği en büyük motivasyon kaynağı.
5️⃣ Sosyal medya gençliğinin; Apo’ya çiçek vermesi veya Ertuğrul Kürkçü ile girdiği “Abdülhamit’i Savundun” polemiği ile capslerden tanıdığı Doğu Perinçek; çoğu görüşün aksine hep tutarlı bir siyaset çizgisi izledi.
6️⃣ Bu tutarlılık o kadar kuvvetli bir inanca dayanıyordu ki; kendisini ve hareketini Tayyip Erdoğan’ı ölesiye savunmaktan, Taliban’a sahip çıkmaktan, Siyasal İslam’ı Kemalizm ile kucaklaştırmaya inandırmaktan dahi alıkoymadı.
7️⃣ AK Parti’nin liberal, özgürlükçü, serbest piyasacı bir programla; ABD ve Batı dünyasının tam desteğini alarak iktidara geldiği 2000’li yılların ilk yarısı; Doğu Perinçek’in de bu yeni iktidarı büyük bir öfke ve hırsla karşıladığı yıllar oldu.
8️⃣ O günkü adı İşçi Partisi olan Perinçek’in siyasi hareketi; (bugünkü Vatan Partisi) Tayyip Erdoğan’ı ve Partisi’ni ABD tarafından Türkiye’yi bölmek ve yıkmak üzerine iktidara getirilmiş bir Gladyo aygıtı olarak görüyordu.
9️⃣ “Şeytanın yer yüzündeki gölgesi, tüm kötülüklerin anası” olan Amerikan Emperyalizmi’nin Türkiye’deki adamları olarak tanımladığı AK Parti kurmaylarına karşı Perinçek’in söylediği en kibar söz “hain” olabilir.
1️⃣0️⃣ Nitekim; Cemaat’in tertipleyip AK Parti iktidarının kol kanat gerdiği Ergenekon Davaları’nın en büyük hedefi Doğu Perinçek ve arkadaşları oldu.

İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek, yaşamında 6. kez, 24 Mart 2008 tarihinde Ergenekon Terör Örgütü yöneticisi olmaktan tutuklandı.
1️⃣1️⃣ Ergenekon Savcıları; o dönemde Doğu Perinçek’i tutuklamakla kalmamış; Ulusal Kanal’dan Aydınlık Gazetesi’ne; Parti’nin güvenlik görevlisinden, çay ocağındaki işçiye kadar Aydınlıkçılar hakkında soruşturma başlatmıştı.

Bir hareket; topyekun terörist olmakla suçlandı.
1️⃣2️⃣ “Perinçekçiler” dışında yüzlerce insanın da gözaltına alındığı Ergenekon ve devamındaki davalarda; Perinçek grubunun %0,2 olarak kodlanan tüm tabanı, yıllar boyunca Silivri’ye kamp kurdu.

Binlerce kişiyle davalara akın ettiler, polislerle çatıştılar.
1️⃣3️⃣ Bu süreç aslında %0,2 olarak kodlanıp küçümsenen bir grubun kenetlendiği zaman ne kadar büyük kalabalıklar toplayabileceğinin ve örgütlü mücadelenin gücünü de gözler önüne serdi.

Silivri Davaları, meydan savaşlarına dönüştü.
1️⃣4️⃣ Cemaat-AK Parti savaşının alevlendiği 17/25 Aralık Süreci’nde Aydınlık Gazetesi tıpkı diğer muhalif gazeteler gibi Cemaat’in servis ettiği Yolsuzluk dosyalarını haber yaptı.

Aydınlık’ın manşetlerine, hapishanedeki liderlerinden beklenmedik bir itiraz geldi:

“Yapmayın”
1️⃣5️⃣ Perinçek; 17/25 Aralık’ın salt bir yolsuzluk soruşturması olmadığını, Cemaat-AK Parti yani ABD-Türkiye Savaşı’na doğru evrildiğini seziyordu.

Perinçek, o günlerde, Başbakan Erdoğan’ın yol ayrımında olduğunu, Milli Cepheyi seçebileceğini, bu süreçte beklenmesini istiyordu.
1️⃣6️⃣ O ana kadar; iktidara karşı çok sert muhalefet yapan, Gezi Direnişi’nde HALK TV ile birlikte göstericilerin teveccühüne mazhar olan Ulusalcılar; hapisteki önderlerinin çıkışıyla şaşkınlık yaşadılar. Hatta Perinçek’e rağmen yolsuzluk haberleri yapmaya bir süre devam ettiler.
1️⃣7️⃣ Yine o günlere damgasını vuran, büyük ses getiren, ülkenin gündemine oturan bir de “itiraf” yaşandı.

Erdoğan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, Gülencilerin “Ordu’ya, Yargı’ya kumpas kurduğunu” söyledi.
1️⃣8️⃣ Bu son derece ciddi bir çıkıştı. Nitekim ülkede haftalarca tartışıldı. Zira Akdoğan’ın “Kumpas” dediği süreçlere başta AK Parti kadroları olmak üzere; anti-militarist, anti-kemalist çok sayıda oluşum demokrasi ve sivilleşme adına destek vermişlerdi.
1️⃣9️⃣ Davalardaki hukuksuzlukları gören insanlar darbecilikle, vesayetçilikle suçlanmışlar, hakaretlere uğramışlardı.

Şimdi ise zindanlara doldurulan yüzlerce insanın kaybolan yıllarının ardından Her şeyin Cemaat’in kumpasından ibaret olduğunu söylüyorlardı.
2️⃣0️⃣ 2014 yılının ortalarına doğru ise işler artık netleşmişti.

Doğu Perinçek, düşüncesinde haklı çıkmıştı. Cemaat-AK Parti gerginliği görkemli bir savaşa dönüşmüş; Erdoğan da Perinçek’in tabiriyle “milli mevzilerde” yerini almıştı.
2️⃣1️⃣ Aydınlıkçı literatüre göre yaşananlar ABD-Türkiye savaşıydı.

Gülen Cemaati, ABD’nin Türkiye’deki aygıtıydı. Erdoğan da bu aygıtla işbirliği yapmayı bırakıp mücadele etmeye başlamıştı.

Bu yüzden Erdoğan desteklenmeliydi.
2️⃣2️⃣ Mart ayında ise tahliyeler başladı.

Aralarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları alan, 6 seneye yakın süredir tutuklu bulunan isimler birer ikişer serbest bırakıldılar.

Perinçek de 10 Mart’ta tahliye edildi.

“Kınından Çıkmış Bir Kılıç Gibiyiz” dedi.
2️⃣3️⃣ Doğu Perinçek, serbest kalmasının ardından düşüncelerini daha rahat açıklamaya başladı.

Yıllardır Erdoğan nefretiyle dolmuş kadrolarına Türkiye’nin ABD’ye karşı savaşa girdiğini, Erdoğan’ın da Milli Cephe’de dövüştüğünü, ABD’nin kadrolarının tasfiye edildiğini ifade etti.
2️⃣4️⃣ Ulusal Kanal ve Aydınlık da yavaş yavaş yayın politikalarını değiştirmeye başladı. Azılı muhalif çizgiden, AK Parti’yi eleştiren ılımlı muhalif bir çizgiye konuşlandılar.

Bu çizgiyi eleştirenlere “Siz Erdoğan düşmanlığı diye Türkiye düşmanlığı yapıyorsunuz” dediler.
2️⃣5️⃣ Ve o malum tarih gelip çattı.

15 Temmuz 2016…

Müsaadenizle bu twitten itibaren anlatım dilimi değiştiriyorum. O günlerde Ulusal Kanal’da diplomasi muhabiri ve program sunucusu olarak çalıştığım için bizatihi kendi ağzımdan o geceyi anlatacağım…
2️⃣6️⃣ “15 Temmuz 2016 Cuma günü çok heyecanlıydım çünkü ertesi gün kanalda yeni program sunmaya başlayacaktım. İlk konuğum da Doğu Perinçek olacaktı.

Akşama doğru Rixos Otel’e Alexander Dugin ile röportaj yapmaya gittim….
2️⃣7️⃣ Röportaj sonrası yorgun argın eve geldim. Duş alıp erken yatıp sabah dinç kalkmayı planlıyordum. O sırada Binali Yıldırım’ın meşhur kalkışma açıklamasına denk geldim.

Haber Müdürüm @medreyata’ın mesajı da saniyeler sonra geldi.

“Kanala Gel”
2️⃣8️⃣ Ulusal Kanal’ın Ankara Bürosu Sıhhıye’deydi. Benim evim ise Bilkent’in tepesinde dağın başında. Epey uzakta yani.

“Yollar kapalı, gelemiyorum” deme şansım vardı. Nitekim kapalıydı da.

Annemin ve kız arkadaşımın mukavemetine rağmen gitmem gerektiğini düşünüp yola çıktım.
2️⃣9️⃣ Güç bela kanala vardığımda tepemizde jetler uçuyor, TRT’de bildiri okunuyordu. Erdoğan henüz Marmaris’teydi. Ses seda yoktu.

Kalkışmanın iskelet kadrosunu Gülenci askerlerin oluşturduğunu anlamak zor değildi. Zira Cemaat’in TSK yapılanmasının hamle yapmasını öngörüyordum.
3️⃣0️⃣ O dakikalarda kalkışmanın başarılı olacağı sinyalleri alıyordum. Tepede jetler uçuyor, TV’de bildiri okunuyor, iktidardan ses çıkmıyordu.

Tam da o dakikalarda Doğu Perinçek kanala geldi.
3️⃣1️⃣ Doğu Bey stüdyoya geçti ve canlı yayında konuşmaya başladı:

“Bu Fetullahçı ve Amerikancı bir darbe girişimidir. Bastırılacaktır. Ezilecekler.”

Aha dedim şimdi hapı yuttuk. Askerlerin buraya gelmeyeceği varsa da artık kesin bizi öldürmeye gelirler.
3️⃣2️⃣ Doğu Bey, konuşmasını bitirdi, dışarı çıktı. Ardından kanalın ışıklarını kapatmamız, pencerelerden uzak durmamız istendi. Konuşmanın Ankara stüdyosundan yapıldığı anlaşılırsa uçaklar bombalayabilirmiş.

Karanlıkta içimden dua etmeye başladım.
3️⃣3️⃣ Bir yandan düşünüyordum. Gülenciler, Perinçekgilleri bir kere zindana atmışlardı, ikinci kez atmak için uğraşmazlardı. Üstelik bu sefer yargıdaki kadrolarını değil ordudaki kadrolarını harekete geçirmişlerdi. Başarılı olurlarsa kesin hepsini öldürürlerdi.
3️⃣4️⃣ Bana bir şey olmazdı. Sonuçta 25 yaşında genç bir sunucuydum. Vatan Partili de değildim. En fazla gözaltına alıp bırakırlardı. Ancak o gece bir manga asker kanala gelseydi, muhtemelen beni de herkesle beraber öldürürlerdi.

Korkumu olduğum yere gömüp cesur olmaya çalıştım.
3️⃣5️⃣ Ancak can korkusu çok farklıymış, o gece onu anladım. İçimden sürekli darbenin başarısız olması için dua ettim. Dua ederken bir yandan da Gülencilere küfür ediyordum “ulan şerefsizler, benim gibi adamı AK Parti devrilmesin diye dua ettiriyorsunuz, kadere bak” diye… “
3️⃣6️⃣ Neyse, tekrar bilgisel moduna dönelim.

Darbe başarısız oldu. Türkiye OHAL sürecinde yeni bir iklime girdi.

Artık Gülen Cemaati yoktu sadece ve sadece FETÖ vardı.

Doğu Perinçek de açık açık “Ya Türkiye’nin safındasınız ya da Amerika’nın” diyordu.
3️⃣7️⃣ Vatan Partisi, AK Parti’ye tüm desteğine rağmen 16 Nisan 2017 Referandumu’nda HAYIR saflarında kaldı.

Ancak Parti’nin bu sürece bakışı çok sert değildi.

“Ne gerek var şimdi başkanlığa filan, ABD’ye karşı savaşıyoruz, iç cepheyi bölmeyelim” şeklinde düşünüyorlardı.
3️⃣8️⃣ 16 Nisan sonrası ise artık gerçek bir yol ayrımı yaşandı.

Doğu Perinçek, en tutkulu AK Partili’nin dahi söylemeyeceği sözlerle hükümeti övmeye; Yargı’nın Altın Çağı’nı yaşadığını, Kemalistlerle muhafazakarların Vatan Cephesi’nde buluştuğunu söylemeye başladı.
3️⃣9️⃣ Ulusal Kanal artık muhalif değildi.

Metinlerde “AKP” yerine “AK Parti” kullanılmaya; “Beştepe Sarayı” yerine “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi” denmeye başlandı.

O günlerde kanalda muhabirliği bırakıp sadece Tarih Programı sunmaya başladım. Haber merkezinde olmaya dayanamıyordum
4️⃣0️⃣ Bu süreçte parti çizgisine uymayan çok sayıda gazeteci kanaldan ayrıldı.

Bu kişilerin başında Sebahattin Önkibar, Nihat Genç, Erdem Atay gibi isimler vardı.

Erdem Atay, Nihat Genç ile birlikte Veryansın TV’yi kurdu.
4️⃣1️⃣ Özellikle Erdem ağabeyin ayrılma süreci beni çok rahatsız etti. Ne zorluklarla kanalda haber müdürlüğü yaptığını, 15 Temmuz gecesi bombalar altında kaldığını biliyordum.
4️⃣2️⃣ Benim için de yol ayrılığı vakti 2019 sonlarında geldi.

Uzun zamandır Ulusal Kanal’da sadece Tarih Programı yapıyor; haber merkezinde görev almıyordum.

Ancak gelişmeler artık kanalın çatısı altında program sunucusu olarak dahi bulunmayacağım noktaya geldi.
4️⃣3️⃣ Sadece birkaç yıl içinde; Parti’nin, kadrolarının ve organlarının tüm çizgisi değişmişti.

Erdoğan’ı “idamlık” olmakla suçlayan partililer bile Erdoğan’ın Anti-Emperyalist kahraman olduğunu söylemeye başladılar.

Korkunç bir büyülenmeye tarih huzurunda tanıklık ettik.
4️⃣4️⃣

“Biz değişmedik, Erdoğan değişti, o bizim çizgimize geldi”

bu açıklama; kökleri Mao Modeli Sosyalizm savunuculuğuna dayanan; 2007’de Cumhuriyet Mitinglerine tam kadro katılan, AK Parti’nin kapatılma davasını destekleyen bir hareketin geldiği noktayı açıklamaya yetmiyordu.
4️⃣5️⃣ Erdoğan’ın “savcısıyım” dediği davalarda yıllarını zindanlarda geçiren; Silivri’de kış günü tazyikli sularla böbrekleri parçalanan yine de geri adım atmayan insanlardan geriye; Erdoğan’ın Türkiye’yi ABD’ye karşı savaşında önderlik eden ulvi lider olarak görenler kaldı.
4️⃣6️⃣ Aslında tüm yaşananlar zannedildiği kadar karmaşık değil.

Perinçek sözlüğünde FETÖ de PKK da ABD aygıtıydı. Aynı örgütlerdi. Erdoğan da 2015 sonrası saf değiştirdi ve desteklenmesi gereken konuma geldi.
4️⃣7️⃣ İdeoloji bir kenera; tüm çocuklukları Erdoğan karşıtı ateşli mitinglerde geçen Atatürkçü, TGB’li gençlerin; Sedat Pekerlerle, Cübbeli Ahmetlerle, Osmanlı Ocaklarıyla sarmaş dolaş olup bunu da kanıksamaları psikoloji uzmanları tarafından araştırılmaya değer doneler içeriyor.
4️⃣8️⃣ Mart 2022 itibariyle öyle bir noktaya gelindi ki;

Önümüzdeki seçimlerde Vatan Partisi’nin aday çıkartmayıp Tayyip Erdoğan’ı desteklemesini kimse şaşkınlıkla karşılamayacaktır.

Gelgelelim Doğu Perinçek; insanları şaşırtmanın yeni bir yolunu da muhakkak bulacaktır.
Bilgiselde kullanılan görsel ve videolar şahsıma değil logoları bulunan kurumlara aittir.

@EmreEsmertas kardeşime montajlar için teşekkür ederim.

Okuyan herkese teşekkür ederim.

Lütfen başlangıç twitini RT ederseniz mutlu olurum.
EK NOTLAR:

Bana çok sık sorulan sorular 1:

TSK’da Perinçek Cuntası var mı?

Cunta olarak yok ama Perinçek’in fikirlerini beğenen ve yakından takip eden önemli sayıda subay var.
EK NOT 2:

Erdem Atay’ın kurduğu Veryansın TV’ye daha sonra çok önemli isimler katıldı.

Ulusal Kanal’ın eski Ankara Temsilcisi Eray Çelebi ve Aydınlık’ın çok sayıda eski yazarı Veryansın’a geçti.
EK NOTLAR 3:

Perinçek ile bireysel ilişkin nasıldı?

Bu soruya vereceğim basit bir yanıt var: Doğu Bey de ailesi de birey olarak ele aldığınız zaman Harika insanlar.
Şule Hanım için zaten söylenecek bir şey yok. Türkiye’nin Atatürk konusunda en birikimli uzmanlarından biri. Büyük oğulları Mehmet Bey, çok başarılı bir akademisyen ve Rusya uzmanı. Küçük oğulları Sadık Can hakkıyla Dışişleri’ne girdi. Liyakatlı, saygılı bir genç.
Aileyi siyasetten ayırdığınız zaman ortaya nezaketiyle, zarafetiyle, Bilgi ve birikimleriyle muazzam insanlar çıkıyor.

Ancak Perinçek’i Perinçek yapanlar da radikal fikirleri kendisini bunlardan soyutlayamazsınız.
Son olarak şunu eklemek istiyorum:

Doğu Bey her fırsatta “Atatürkçü” bir gençlik yetiştirmekle övünür. Nitekim de haklıdır; kendi külliyatından çıkan TGB’li gençler 1908’i, 1923’ü çok iyi kavramış Atatürkçü gençler.

Lakin Anadolu bozkırında yetişmiş bu gençlerin an itibariyle
Rus tanklarının Kiev’e girmesini heyecanla bekliyor olmaları; Çin savunmasını kendi ailelerini savunmak gibi cansiperane yapmaları bu çocuklara aşılanan değerlerin salt Kemalizm olmadığını gözler önüne seriyor.

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Ali Yağız Baltacı

Ali Yağız Baltacı Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @aybaltaci

Jul 26
Türkiye Cumhuriyeti 101 yıllık tarihinde hiç savaş kaybetmemişti.

2011'de Suriye'de başlayan olaylarsa TR için etkileri kuşaklarca sürecek bir hezimete evrildi.

Yaşananları anlatmak zor olacak.

Bilgisele başlarken derin nefes alıp sinirlerinizin sağlamlığından emin olun. (1)
Arap Baharı adı verilen isyan ve ayaklanma süreci, 2010 yılının son günlerinde Tunus'ta başlamıştı.

Kısa zamanda bölgeye yayıldı.

Tunus'ta, Mısır'da, Libya'da lider ve rejim değişikliklerini beraberinde getirdi.

2011 yılının Mart ayında yangının adresi Suriye oldu. (2)
Suriye, 1971'den beri Esad ailesi tarafından yönetiliyordu.

Türkiye'deki ulusalcılığı andıran "sol-milliyetçi" bir akım olan Baas Rejimi, Suriye'deki Nusayri (Arap Alevi) azınlığın çok güçlü desteğini alıyordu.

Buna karşın Suriye halkının çoğunluğunun mezhebi Sünnilikti. (3)Image
Image
Image
Image
Read 43 tweets
Apr 10
Türkiye Cumhuriyeti’nin iki Mareşal’inden biri olan Fevzi Çakmak Paşa, 74 sene önce bugün vefat etti.

Vefatıyla ülkenin kalan 74 yılına damgasını vuracak bir siyasi kırılmanın fitilini ateşledi. (1)
Image
Image
Çakmak Paşa, asker ve siyaset çevrelerinde hep “Mareşal” olarak anılır.

Zira kendisinin dışındaki tek Mareşal olan Atatürk’e hep “Gazi” dendiği için bu sıfatı ömrünün sonuna kadar en çok kullanan kişi Fevzi Çakmak olmuştur. (2) Image
İmparatorluğun Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanlığı gibi üst düzey görevlerde bulundu.

Milli Mücadele'nin ilk aylarında Kuvai Milliye'ye mesafeli bir tutum sergilese de İstanbul'un işgali sonrası Mustafa Kemal'in liderliğini kabul ederek Anadolu'ya geçti. (3) Image
Read 20 tweets
Feb 5
Umudunu kesen gazeteci, havalimanına gitmeden önce son bir umutla yanındaki sarhoş Fransızlara sordu.

Bir Osmanlı Prensini arıyorum. Burada oturuyormuş. Tanıyor musunuz?

Kafaları güzel Fransızlar, prens kelimesini duyunca "tabii ki, o prens benim" diyerek kahkaha attılar. (1)
Bunca yorgunluğunun sonunda Türkiye'ye eli boş dönecek olan gazeteci bir de üstüne sarhoşların eğlencesi olmuştu. İyice asabı bozuldu.

Hesabı isteyip gitmek istedi. Yapacak bir şey yoktu.

O sırada barın yanına yığılıp kalmış olan pejmürde bir adam gazeteciye yaklaştı. (2)
Ya alkolden ya da pespayelikten pejmürde Fransız'ın söyledikleri tam anlaşılmıyordu.

Gazeteci şu kadarını anlayabildi:

"O prensi biliyorum ben. Zayıf, çelimsiz bir adamdır. Gözleri de görmüyor. Siz onu yanlış yerde arıyorsunuz. Paulliani Pasajı'nda oturuyor." (3)
Read 23 tweets
Nov 12, 2023
1960 senesinin ilk günlerinde, Türkiye'nin Bangkok Büyükelçiliği'nde gün oldukça sıradan başlamıştı.

Yine böyle bir günde Büyükelçilik ofisinin telefonu çaldı.

Arayan Asya ücralarında keşfe çıkmış bir Türk gezgindi ve mutlaka büyükelçi ile görüşmek istediğini söylüyordu. (1)
Sekreter hanım, telefonun o günlerde ismi Burma olan bugünkü Myanmar'dan geldiğini söyledi.

Büyükelçi Necdet Kent, merakla telefonu açtı ve dinlemeye başladı:

"Sayın Büyükelçim, Burma'dan arıyorum. Burada ilgilenmeniz gereken bir şeyler var" (2)
Telefondaki genç Burma'da Türkçe isimlerle dolu mezar taşları bulduğunu söylüyordu.

Mezarlıkların bulunduğu adresi not defretine yazdı Büyükelçi.

Türkiye'nin Burma'da Büyükelçiliği yoktu. Tayland'daki Büyükelçi oraya da akredite konumdaydı. (3)
Read 25 tweets
Nov 3, 2023
2019 İstanbul Tekrar Seçimi sonrası Türkiye'de muhalefet, uzun yıllardır yaşamadığı bir galibiyet coşkusunu iliklerine kadar hissetti.

Dört yıllık zamana yayılacak bu iklim; manipülasyon, dayatma ve sürüklenme kelimeleri ile özetlenebilecek görkemli bir bozgunla neticelenecekti.


Image
Image
Image
Image
23 Haziran 2019 gecesi, Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul'da elde ettiği ikinci galibiyet, uluslararası medya kuruluşları tarafından acil koduyla duyuruldu.

Dünyanın dört bir yanında atılan manşetlerden en çok akılda kalanları ise şunlardı: (1) Image
- Erdoğan, utanç verici bir yenilgi aldı.

- Erdoğan için sonun başlangıcı.

- Erdoğan kendi evinde bir kere daha kaybetti. (2)
Read 63 tweets
Aug 25, 2023
27 Mayıs’ın ihtiraslı subayları, fırtına dinip süngüler düştüğünde, ihtilalin yerini siyaset ve bürokrasi aldığında bir sabah ansızın sürgüne gönderildiler.

Yumruklarını sıkarak Tokyo’nun yolunu tutan Muzaffer Özdağ’ın bu uzak şehirde dünyaya gelecek evladı, gerçekleştiremediği ümitlerinin yansıması olacaktı.
Demokrat Parti’yi devirip iktidarı ele geçiren ihtilalci subayların en gençlerinden olan Muzaffer Özdağ, kısacık ömrüne sığdırdığı büyük maceraların ardından şimdi uzak diyarlarda sürgündeydi.

3 Mart 1961’de doğan oğluna koyduğu Ümit ismi, Muzaffer Bey’in gerçekleştiremediği hayallerinin sembolü oldu. (1)
Bebek Ümit Özdağ iki yaşında döndü ülkesine.

Babasından kaynaklı olarak Türk milliyetçiliğinin içine doğmuştu.

Alparslan Türkeş’lerin, Dündar Taşer’lerin kucağında büyüdü.

Ailesi en iyi eğitimi almasını sağladı. (2) Image
Read 42 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Don't want to be a Premium member but still want to support us?

Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal

Or Donate anonymously using crypto!

Ethereum

0xfe58350B80634f60Fa6Dc149a72b4DFbc17D341E copy

Bitcoin

3ATGMxNzCUFzxpMCHL5sWSt4DVtS8UqXpi copy

Thank you for your support!

Follow Us!

:(