Ünlü Alman Arkeolog Dr. Jörg Wagner’in 2014'de, Doğu Türkistan’ın Turfan kenti yakınlarında antik bir Türk şehrinde yaptığı arkeolojik kazılarda bulduğu 3 bin 500 yıllık pantolonun diz damgaları, Ermenilerin "Hemşinli Ermeniler" tezini çürüttü.
1-DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ ARKEOLOJİK KAZILARDA BULUNAN DÜNYANIN EN ESKİ PANTOLONU ÜZERİNDEKİ DAMGALAR, RİZE’NİN ÇAMLIHEMŞİN İLÇESİNDE YÖRESEL EL ÖRGÜSÜ ÇORAPLARIN ÜZERİNDEKİ MOTİFLER İLE ÖRTÜŞTÜ. 
Fotodaki Prof Mustafa Aksoy @SosyologAksoy
2-Ermeni Diasporası'nın Rize’nin Hemşin ilçesinde yürüttüğü “Hemşinlilerin aslen Ermeni olduğu” yönündeki çalışmalar yeni bir bilimsel çalışma ile bir kez daha çürütüldü.
3-Ünlü Alman Arkeolog Dr. Jörg Wagner’in 2014 yılının sonlarına doğru Doğu Türkistan’ın Turfan kenti yakınlarında antik bir Türk şehrinde yaptığı arkeolojik kazılarda 500’e yakın mezar ve kurgan bulunmuştu.
4- Mezarlardan çıkartılan bir çok eşyanın günümüz Türkleri'nin halen yaşattığı kültür ile eşleştiği tespit edildi. Mezarlarda bulunan ve 3 bin 500 yıllık olduğu tahmin edilen pantolon ise bilim dünyası tarafından dünyanın en eski pantolonu olarak kabul edilmişti.
5-Yaklaşık 1 metre 4 cm uzunluğundaki dünyanın en eski pantolonunun diz kısmında bulunan şeritlerin üzerindeki damgalar,
Prof Dr. Mustafa Aksoy’un başlattığı bir çalışma ile Doğu Türkistan’dan Doğu Karadeniz’e uzanan etkileyici bir eşleşmeyi gün yüzüne çıkarttı.
6-Prof. Aksoy, pantolonun üzerindeki damgaların Anadolu’da özellikle kilim ve çorapların üzerindeki motiflerle aynı olduğunu tespit etti. 3 bin 500 yıllık damganın Rize’nin Hemşin ilçesindeki yöresel el dokuması çorapların üzerinde de yer alması, Ermeni Diasporası'nın yıllardır..
7-3500 yıllık Damga Hemşin'in yöresel el dokuması çorapların üzerinde de yer alması, Ermeni Diasporası'nın yıllardır Hemşin'le ilgili ortaya attığı asılsız iddiaları bir kez daha çürüttü. Aksoy’un çalışması Türk Dünyası Tarih Dergisi’nin Ekim ve Kasım sayılarında geniş yer buldu.
8-ERMENİ ARAŞTIRMACILAR DOĞU KARADENİZ’DE
Ermeni araştırmacılar bir çok platformda, çalışmada ve makalede Rize’nin Hemşin ilçesinde yaşayanların bin 800’lü yıllarda Osmanlı baskısı ile dinlerini değiştirmek zorunda bırakılan Ermeniler olduğunu iddia ediyor.
9-Bu iddiaları ortaya atan ve savunan Ermeni araştırmacılar arasında başta Erivan Üniversitesi’nde kürsüsü bulunan Türkolog Lusine Sahakyan da var. Sık sık Rize’ye gelen Sahakyan, Çayeli, Hemşin, Çamlıhemşin ve Hopa ilçelerinde çalışmalarda bulunup temaslar kuruyor.
10-Sahakyan’ın çeşitli bültenlerde Hemşin ile ilgili kaleme alınmış bir çok makalesi de bulunuyor. Sahakyan, 'akung.net' isimli Türkçe yayım yapan bir Ermeni internet sitesindeki makalesinde +++
11- “18.yüzyılda zorla Müslümanlaştırılmış Hemşinli Ermeniler nesiller boyu hala Türkiye’de Rize vilayetinde, Çamlıhemşin (eski ismi; Aşağı Viçe/Vije), Hemşin (eski ismi; Hamşen), Pazar (eski ismi Atina), Fındıklı (eski ismi Viçe/Vije), Ardeşen(eski ismi Artaşen), +++
12-+++Çayeli (eski ismi Mapavri), İkizdere (eski ismi Kura-i seba) ilçelerinde yaşamlarını sürdürmektedirler.  Bu ilçelerin bazıları, tarihi Hamşen (Hemşin) bölgesini oluşturan yerlerdi. Zamanla Hemşinli Ermenilerin bir kısmı Artvin’in Hopa ve Borçka ilçelerine taşınmış. +++
13-+++Ayrıca Erzurum, Sakarya ve Düzce vilayetlerinde bazı köyler Hemşinlilere aittir. Türkiye’nin büyüklü küçüklü pek çok kentinde Hemşinliler'e rastlamak mümkündür. Rize’de yaşayan Hemşinliler'de daha köklü bir Türkleşme yaşanmış, onlar anadilleri Ermenice'yi unutmuşlar ve +++
14-+++ Türkçe konuşmaktadırlar. Bazıları Ermeni kökenli olduklarını kabul etmekle birlikte artık Türkleştiklerini vurgulamaktadırlar. Çevrelerinde Türk soylarından geldikleri savı dolanmaktadır” ifadeleri yer alıyor...
15-"HEMŞİNLİLER ÖZ VE ÖZ TÜRKTÜR"
Konuyla ilgili bilgiler veren Rizeli araştırmacı ve yazar Recep Koyuncu, Hemşin bölgesinde uzun yıllardır süre gelen tarihsel araştırmaları çerçevesinde Hemşin ve çevresinde yaşayanların öz ve öz Türk olduklarını söyledi.
16-Koyuncu “Ermeni araştırmacılar bölgede yaşayanların Osmanlı baskısı ile dinleri değiştirilmiş Ermeniler olduğunu iddia ediyor. Bu değişimin 1800’lü yıllarda başlayarak günümüze kadar geldiği iddia ediliyor.
17-Ancak Çamlıhemşin Ülkü Köyü’nde bulunan bir koç başının 1200’lü yıllarda yapıldığı tespit edilmiştir. Koç başı heykeller bilindiği gibi Türk kültürüdür. Aynı zamanda Hemşin’de 1690 tarihli Müslüman mezar taşları bulunmaktadır.
18-Belirlenemeyen tarihlerden kalma evlerdeki Davut Yıldızı işlemeleri de önemli bir Türk kültürüdür. Bütün bunların yanında bölgede Ermeni varlığını ispatlayacak her hangi bir bulgu yoktur. Hemşin bölgesinde Ermenice’ye rastlanılmamaktadır.
19-Ermeni kilise kalıntısı bile yoktur. Ermeni araştırmacıların iddialarının bilimsel hiçbir tutarlılığı yoktur. Bölgemizdeki çalışmalarının bilimsel araştırma niteliği taşıdığını düşünmekte zordur. Zaten İskitler 1071'de Anadolu'ya geri döndüğünde Van&Ağrı civarında Ermeni vardı
20- Prof Dr. Mustafa Aksoy hocamızın Doğu Türkistan’dan Rize’ye uzanan 3 bin 500 yıllık damga çalışması da, iddiaları çürüten yeni bir bilimsel delil oluşturmaktadır” dedi.
22-Prof Dr Mustafa Aksoy: Kültürden, kültür sosyolojisinden veya tarih sosyolojisinden bahsediyorsanız, özellikle geleneksel kültür unsurları görmezden gelemezsiniz.
Eğer onları yok sayarsanız, içinde yaşadığınız kültürü anlamanız ve kültürden bahsetmeniz mümkün olamaz.
23-M. Aksoy: Tarih, belge ve bilgi ister. Bu fotoğrafları internetten alarak iddiada bulunana vb. soruyorum: Koç başlı mezar taşı geleneği Sibirya ile Moğolistan'a ne zaman ve nasıl gitmiş?
Konunun Rus ve Moğol uzmanları, bu mezar taşlarına neden Türk mezar taşı geleneği diyor?
24-Prof M. Aksoy: Dünya'daki ilk koç başlı mezar taşı Hakasya’da bulunmuş. (MÖ.3.000 lere tarihlenmiş) Son koç başlı mezar taşları ise Tunceli’de. Bu mezar taşı geleneğini Sibirya’nın merkezinden buraya nasıl gelmiş? Bu durum tesadüfse, aynı tesadüf diğer halklarda neden yok?
29-İlk koç, koyun ve at başlı mezar taşları Hakasya'da bulunmuş.
Kyzlasov'un çizimini yaptığı koç başlı mezar taşı günümüzden 5000 yıl önce yapılmış.
Üslup olarak bakıldığında, Güney Hakasya’daki mezar taşlarının, Kyzlasov’un eserindeki mezar taşından daha eski olduğu görülüyor.
30-Turfan'da bulunan dünyanın bilinen ilk pantolonunda (M. Ö. 1500-1300) ve Arizona’daki Hohokam yerli halkının kaya resim (M.S. 6. yy) alanındaki damgalar aynı. Bu ilişki ancak "kültürel DNA" ile açıklanabilir. Sağdaki damgalar, aynı damganın birleştirilmesiyle elde edilmiştir.
31-Prof Dr Mustafa Aksoy: Amerika yerlileri neyiniz olur?
Diyap Ağa'nın yastığındaki damga, Türkmenistan, Aksaray, Navajo yerlileri, Kazakistan ve Van'da.
Binlerce kilometre uzaklıkta ve farklı dili konuşan insanların aynı damgaları kullanmasını kültür araştırmacıları yok sayamaZ
32-Prof M. Aksoy: Türk tarihi ve kültürünün merkezi olan Dağlık Altay Özerk Cumhuriyeti'nde bir ailenin damgalı atları. Bilindiği gibi damgalar ailenin imzası, yani kimliğidir. Bu atlar damgalı olduğu için hırsızlanmaları neredeyse mümkün değil. Çünkü yaptırımları çok ağır.
33-Halkların en otantik kültür unsurları, geleneksel usulle yaptıklarıdır ve bunlar halkların yazdığı tarihi görsel belgelerdir. Ancak halkların yazdığı belgeleri anlamadığımızdan onları yok sayarız. Buradaki belgeler Ardahan, İzmir, Kırgızistan, Gümüşhane, Diyarbakır ve Rize'den
34-Kazakistan, Isparta, Doğu Türkistan, Kars, Başkurtistan ve Hanti-Mansi'de aynı damga.
Bazıları damgaların Anadolu ve Anatanrıça kökenli olduğunu yazıyor. Fakat Doğu Roma'nın kurucu halkı ile Farslar ve Ruslar'da damga yok. Dolayısıyla damgaların anlattığını anlamak gerekiyor!
35-Prof Dr Mustafa Aksoy: Kadınlarımızın yazdığı "kültürel DNA" belgeleri: Tunceli (Diyap Ağa'nın yastığı), Kazakistan, Malatya ve Türkmenistan'dan.
Umarım bir gün bizim tarihçiler de Rus ve Batılı tarihçiler gibi bunları belge kabul ederlerek tarih yazarlar.
36-Geleneksel eserler tarihi belgelerdir ve tarihçilerin yazdıkları kadar önemlidir.
Damgaların aynı olmasını etkileşimle açıklayanlar, bu durumun Ruslar, ve Farslar ile olmadığını nasıl açıklayabilir?
Belgeler Rize, Tunceli, Çuvaşistan, Balıkesir, Gaziantep ve Özbekistan'dan.
37-KÜLTÜREL DNA BUDUR!

➡️1943 tarihli koç başlı ve 1963 tarihli insan üsluplu mezar taşı (Tunceli).

➡️Moğolistan'da üzerinde kadim Türk alfabesiyle yazı olan insan üsluplu ve Hakasya’daki koç başlı mezar taşı.

➡️Arada 3 bin yıl var ama aynı, ve başka millette yok?!
38-Amerika yerlilerinde Türk damgaları.
Makale başılığının olduğu kaya resmi M.S. 6. yy. Pantolon Doğu Türkistan'dan ve tarihi M. Ö. 1500-1300. Amerika yerlileri Türk değilse bu damgalar nasıl açıklanır? Aynı damgalar Amerika'yı keşfedenlerde neden yok?
39-İlgili Makale:
Amerika Yerlilerinde Kilimler, Giyimler, Damgalar.
Makale Prof @SosyologAksoy 'un.
academia.edu/36511229/Ameri…
40-Çuvaş Türklerindeki aynı damganın türevleri veya çok az değişmiş halinin adı başka. Bir başka konu, bu damgaların Türkiye'deki adlarının çok farklı olması. Bu nedenle damgaları isimlendirmek, sanıldığı gibi kolay değil. Üstelik damgaların anlamlarını tesbit etmek daha da zor.
41-Şavaklar, Kazak, Kırgız, Özbek Türklerinin nesi olur?
Akraba değillerse damgalar ne anlatıyor?
Şavakların kışlakları Pertek ve Çemişgezek, anne dilleri Zazaca ve Kürtçe. Alevi ve Sünni inançlılar.
Kurulduğundan beri Oğuzlar olan 800-900 yıllık köyleri Keban barajında boğulmuş.
42-Prof Mustafa Aksoy: 1997 ve 2001’de saha araştırmalarında çektiğim fotoğrafların anlattığı tarihi kültürel gerçeklik; "Aydın denilen insanlar" aldatabilir, ancak gelenekler asla. Yeter ki onları anlamayı bilelim...
43-Prof Mustafa Aksoy; Tunceli, Antalya,Kazakistan,Ardahan, Kırgızistan ve Diyarbakır'dan tarihi belgeler. Bunları ayırabiliyorsanız Türkiye'yi de ayırırsınız! Ancak benim aşiretim Avşar olup, Türkçe, Zazaca ve Kürtçe konuşuyorlar. Alevi ve Sunni inançlılar. Hadi ayırın görelim!
44-Kırgızistan Saymalıtaş vadisindeki petrogliflerle Hasankeyf Mindese Vadisi Nispete'deki kaya resimleri bire bir aynı. Anadolu ezelden beri Türk yurdudur. Damgaların Göçü belgeselini kaçıranlar you tubeden tekrar izlesinler.
45-Tunceli'nin merkez köylerinden birinde 1994 tarihli koç başlı mezar taşı ve üzerindeki süvari ile Türkiye bayrağı.
İlk koç başlı mezar taşları Sibirya'da bulunmuş ve tarihi M.Ö. 3000 olarak tesbit edilmiştir.
Rus kaynaklarına göre koç başlı mezar taşı bir Türk geleneğidir.
46-Koç başlı mezar taşlarından,
Paralardaki, kitap kapaklarındaki damgalara, halı-kilim sanatından, Kaya resimlerindeki damga kavramına ve Türk alfabesine kadar yıllarca İZ SÜREN Prof Dr Mustafa Aksoy tüm bulgularını DAMGALAR adlı eserinde toplamıştır.
47-Emperyalistler sınırları her zaman silahla geçmez, değişik kılıflara girerler. Tarihlerini bilmeyenler, emperyalist güçlere en güzel ortamı hazırlarlar. Bu durumda tarih, emperyalizmin anahtarı konumuna düşmüş olur...

SİZCE ATATÜRK'ÜN 131 KİTABI NERDE?
48-UYANIN ARTIK!
Sen "ATA DAMGALARINA" sahip çıkmadığın için Yunanı, Ermenisi, vesairi... sahip çıkıyor!
49-Prof Dr Mustafa Aksoy:
Kök Atalarımız Sakalar/İskitler, koyunun yününü eğirip, iplik yapıp, ilmek ve düğüm atarken ve ürettiği süvari pantolonuna DAMGALAR çizerken, komşu halkları beze yada ipe sarınıyordu.
"Kim barbar kim medeniymiş" gösterelim!
50-3000-3500 yıl önceki bir dönemde imal edilen Saka-İskit süvari pantolonunun üzerindeki DAMGALAR nasıl oluyor da Ardahan/Damal'da köylü bir ninenin çorabına işleniyor? ...
Bu kültürü kim taşıyor? @aysenuryazici
51-Ardahan, Damal'da 13 yaşındaki bir kız çocuğunun ördüğü çoraptaki desenler çok şaşırtıcı gerçekten.
Kültürel DNA Teorisi dışında bunu neyle açıklayabilir siniz?
52-Moğolistan'daki Petroglifi
(bildiğimiz adıyla Davut Yıldızı) Çamlıhemşin'deki Mezar taşlarına, Camilere kim işlemiştir?
Davut Yıldızı'nın sırrı nedir?
Ancak Tarih bilirsen, bugünü kurtarır, geleceğini de düzenlersin, yoksa başkalarına esir olursun!
53-Tarihin akışını değiştiren atlı süvari birliklerimizdi.
*At için pantolonu ve üzengiyi icad etti atalarımız.
*Savaş zamanları at kuyruklarını topuz yaptı atalarımız.
*At,taki topuzu gören düşman ordusundaki askerler birbirini tanıdı ve tarihin seyri değişti.
Örn: Malazgirt
54-"Bilimin namusu için"
lütfen dinleyin ve dinletiniz.

14 ülke ve 6 özerk cumhuriyeti tarayıp 18 yıllık saha araştırmasıyla 450 sayfa DAMGALAR kitabını yazan Prof @SosyologAksoy un kitabını hiç bir yayınevi basmamıştır!
Hala 2. Baskısı YOKTUR!
55-Yıllardır Kürtler bir Türk boyudur dedik ve bunun gibi yüzlerce bilgi ve belge paylaştık. Bir kesim ise bu görüşü ısrarla reddetti diğer kesim de inkar etti...
Tarihin Sessiz Dili: DAMGALAR bu yüzden çok değerlidir. Maalesef bu yüzden bastırılamıyor!
56-Azerbaycan APA TV de Dünya'nın en büyük Türkologlarından biri olan
Prof Feridun Ağasıoğlu, Etnonim ve Etrografik farklılıkları anlatıyor? Feridun hoca,Can Azerbaycan şivesiyle Ermenilere,Kürtlere,Tatlara ve Terekemelere Etnonim değil Etnografik diyor.
57- Prof. dr. Feridun Agasıoğlu: Asur ve Urartular arasında Kuman Kıpçak Devleti vardı ve bu devlet
3 bin yıl kadar önce ve 600 sene kadar yaşamıştır ama Türkler bunu bilmiyorlar! Ben söyledim sonra gidip Hakkari/Van bölgesindeki Taş Babalarını buldular.
58-Kuman-Kıpçak sözlüğünü basanlar Fransızca'ya çevirenler Macar Türkologlar. Bize tanıtan Azerbaycanlı Türkolog Prof Dr Feridun Ağasıoğlu;
Kuman, Kıpçaklar, Anadolu'daki Hırıstiyan Türkler bilinmeden Türklerin tarihi tam olarak bilinemez demektedir.
59-Tarih boyunca Türklerin en çok yaşadığı bölgelerden biri "Büyük Azerbaycan" coğrafyasıdır.
Bu coğrafyada 90 civarında Türk beyliği, Atabeyliği, Devlet ve İmparatorluk kurmuş atalarımız. Şimdi gelmiş birileri Hint-Avrupa diye gak guk ediyorlar İran'a!
60-Begmurat Gerey:
Rus Arkeolog Vedim M. Masson'un "Bin Şeherli Ülke"  kitabından öğreniyoruz ki: Sakalar-İskitlerin ardıllarından kollarından biri olan "Partlar", 500 sene hüküm sürmüş. Lakin biz 'Büyük Türk Part Devleti'yle" ilk kez tanışıyoruz! Ayıp!

61-İran Türk Coğrafyasıdır.
İran da kurulan başlıca Türk Devletleri ve bölgelerini herkesin anlayacağı tarzda anlatan İranlı Türk öğretim görevlisi, Antropolog,
Dr. Babek Cavanşir'i tebrik ediyorum. @ttkgovtr hocaya sahip çıkın! ➡️ @babek_cavansir
62-Karen Fogg heklenen e-postalarında ne diyordu?
#Türklerin tarihini saptırmanın bir yolunu bulmalı ve bunu maaşa bağladığımız işbirlikçi Türklerin eliyle yaptırmalıyız!
O işbirlikçi Türklerin kimler olduğunu hepiniz artık çok iyi biliyorsunuz!..
63-Olena adı Rus, dili Rus, peki bu kültür kimindir? Rus'un mu Saka-Yakutların mı?
*Demek ki Rus emperyalizmi dili farklılaştırmayı başardı ama kültürü asla değiştiremiyor...
*Binlerce yıldır Kamlar/Şamanlar bu çalgıyı törenlerinde kullanıyorlar.
64-Prof dr Kazım MİRŞAN: Anadolu ve hatta Avrupa uygarlığını kuran Ön-Türklerdi. Etrüskler, Mekadonlar, Traklar, Pelegaslar, Sagalasoslar, Eti, Hatti, Sümer hepsi Ön-Türk'dür. 1876 yılına kadar Avrupa'da bile Turani Avrupa Tarih tezi okutuluyorken hangi ara barbar olduk? demişti.
65-Düşünün ki;
*Tulunoğulları,
*İhşidoğulları,
*Eyyübiler,
*Devletü't Türkiyye (Memlükler) devletini kuran ve 700 sene yöneten Tulun Beg, Baybars, Tomanbay gibi kurucu Türk isimlerini Araplar kullanmadı ama biz Türkler, çocuklarımıza hep Arapların isimlerini verdik! Ayıp!
66-Mısır'da Kölemenler/Memlük/Devletü't-Türkiyye devletini (1250-1517) kuran Kıpçak beyi
Sultan Baybars’ın savaşlarda kullandığı maskesinde bulunan GÖZYAŞI; Baybars’ın KÖLELİKTEN hükümdarlığa yükselmesini temsil etmekteydi. Türkler İslama koşa koşa girdiyse bu gözyaşları nedir?!
67-Cengiz Aymatov'un
'GÜN OLUR ASRA BEDEL'deki "MANKURT" tiplemesinde olduğu gibi, başkası tarafından zulme uğrayarak hafızası parçalanan insanlar, bir müddet sonra hafızasını yok edenleri, yaratıcısı olarak düşünmeye başlar ve onların dediklerini harfiyyen yerine getirirler!..
68- 1873 yılından sonra
Fransız Tarihçi-Arkeolog Ernest Renan, batılı arkeologlara şöyle sesleniyordu; “Arkeolojik bulgular Türkleri işaret ediyorsa da, siz onları Türklere mal etmeyin. Sonu kötü olur. O zaman Türkleri Anadolu’dan sürmek zorlaşır. +++
69-+++Renan şöyle devam edecekti: Türkler hiçbir uygarlık kurmadılar. Aksine kurulmuş uygarlıkları yıktılar. Türkler Barbardır. Kızılderililere ne yapıldıysa, Türklere de o yapılmalıdır.”
(Oysa, 1873’e kadar, Anadolu’daki arkeolojik bulguların Türklere ait olduğu belgelenmiştir.)
70- Prof. Dr. Erich Feigl ve Stanford Shaw Yahudi’dirler. Bu ikili Ermenilerin soykırım yalanlarına öyle darbeler vurdular ki, Ermeniler onların evlerini yaktılar, defalarca suikast düzenlediler!
"Ermeni Mitomanyası"
tarihsever her eve lazım.
71-Prof Dr Afif Erzen, Prof Kazım Mirşan vb. Ön Türklerin Anadolu'daki 15 bin yıllık varlığını ispat etmişti. Ama Türk Tarih Tezi kaldırılınca bize Ermeni Mitomanyası ile "uydurulan Yunan Medeniyeti" (Kara Atena okuyun) ezberletildiği için büyük bir MANKURT nesil yetiştirdiler!
72-Bir de Soykırım YALANI çıkartıp yaydılar!
İstanbul boğazının iki yakasında ve Marmara denizi çevresinde köşklerde-yalılarda-saraylarda yaşayan Ermeniler tehcire tabi tutulmadı, işine gücüne keyfine baktı ama lafa gelince Osmanlı bunlara soykırım yaptı!
73-Oysa Osmanlı'da Türkler Etrak-ı bi idrak (anlayışsız, aptal Türk iken) Ermeniler, "Milleti Sadıka" idi! Hınçaklar ve Taşnaklar ile gördüler saraylarda-yalılarda-köşklerde besledikleri "Sadık milletlerini!"
74-İstanbul'da saraylarda yalılarda köşklerde sefa sürülürken Anadolu insanı nasıldı hiç merak ettiniz mi?
Ahmet Haşim'in 3 Eylül 1919 tarihinde dönemin Manisa milletvekili Refik Şevket Bey'e NİĞDE'den gönderdiği MEKTUBU okumadınız mı hala! Ayıp!
seyler.eksisozluk.com/ahmet-hasimin-…
75-Ermenilere karşı değiliz ama Hınçakların,Taşnakların sonra da Asalanın ve uzantısı PKK'nın cinayetlerini de UNUTTURMAYACAĞIZ!
76-Dr.Alfred Körte'nin "1896 tarihli Anadolu'daki Ermeniler" araştırmasından;
"Bir Yunanlı iki Yahudiyi, bir Ermeni de iki Yunanlıyı kandırır." Onlar(Ermeniler), İngiltere'yi bile, kendi işlerine geliyorsa karanlığa sürükleyebilirler. DETAY BİLGİSEL
77-"TÜRKÜN DAMGALARI" kitabı bastırılmıyor ama aksi araştırmalar Batı tarafından ciddi bütçelerle destekleniyor!!!
Necip Hamlemitoğlu bunları deşifre etmeseydi infaz edilir miydi?
Yorumu size bırakıyorum.
78-Leone CAETANI'nin
"İslam Tarihi" adlı eseri; "İslam dini Türklerin vidalarını gevşetmiştir, Türkler, İslama girmeden önce büyük bir millet ve uygarlık kurmuştur" demektedir.
Bu eser Türk Tarih Tezinde vardı. Belki de Türk Tarih Tezi bundan kaldırıldı!
79-Bu kabartma Sümerlerden kalma. Saz çalan, örgülü saçlı bir erkek. Sazın püskülü de var. Avrupalı bazı idrolojik tarihçilere ve dilbilimcilere sorarsanız, Sümerlerin Türklerle ilgisi yok! İlgi aşağı da. Tarihten Türkleri çıkarmaya kalkarlarsa, geriye tarih diye bir şey kalmaz!
80-Bu tabletin 17. satırında yer alan “Turki Kralı İlsu-nail” sözü, bir çok tarafsız bilim insanına göre Türklerin  Anadolu’daki varlığının en eski delili olarak sayılmaktadır.
81-Prof Ekrem Memiş de
Gök Türk Devleti’nin ‘Türk adını taşıyan ilk devlet olduğu’ tezine karşı çıktı. Memiş; Hurrilerin devamı olan ve M.Ö. binlerde yaşayan Türki Krallığı’nın Türk adı taşıyan ilk devlet olduğunun altını çizerek, öncesindeki Hattileri yok sayan anlayışı kınadı!
82-OKUNAN TÜRK YAZITLARI
Futhart Yazıtı, 
Weser Irmağı Kemikleri,
Etrüsk Anahtar Yazıtları,
Portekiz Orhunca taş levhaları,
Girit linear A ve B diskleri,
Attika, Pelas ve Lemnos Yazıtları,
Belkıs ülkesi/Yemen'de MÖ.1000 yıllarına ait Orhunca Yazıtlar.
83-Anadolu’da Karamanlılar ismine ilk kez MÖ 400'de rastlıyoruz.
Anadolu’ya yerleşen Sakalar/İskitlerin bir bölümü, Hristiyanlığı kabul edip Grek harflerini öğrenmişler ve bu alfabe ile bir edebiyat meydana getirmişlerdir. Konuşma dilleri ise Türkçedir.
84-TÜRKiYE’DE BULUNAN GREK HARFLİ TÜRKÇE KİTABELER VE KARAMAN TÜRKLERİNİN DİLİ adlı çalışma;
"Turkish Discriptions with Hellenic script in Turkey and Language of
Karaman Turks"
Prof.Dr Necati DEMİR tarafından yayınlanmıştır.
85-Mübadeleyle Yunanistan'da yaşayan Karamanlılar' dan
Konya Havası
"Amaaaaan, haniya da benim elli gram pırasam prasam,
Bir mum yaksam Konyalı'yı arasam vay vay..."

"Türk türkü söyler"
Galip Erdem.

Türkünün tamamı
86-Anadilleri Türkçe olan Karamanlılar, Yunanca bilmezler, dualarını bile Türkçe ederler ama Türkçe'yi Grek harfleriyle yazarlardı.
Karamanlika dediğimiz bu dil sadece Anadolu'dan değil Bulgaristan'dan, Gagauzların yerleşim bölgelerinden, 7.yy'dan itibaren karsımıza çıkmaktadır.
87-Türkçe konuşan Yunanca yazan ve Anadolu'da Samsun'dan Adana'ya kadar
20 şehrin bağlı olduğu Karamanlılar ve/veya Ermeneklileri merak edenlere bilgisel.
90-Karamanlılar ve veya Ermeneklilerin Anadolu'daki tarihlerine şaşıranlara: Beşiktaş Metro Kazılarında ortaya çıkan Türk Kurganların yaşı da
MÖ 3000-2000 e tarihlenmişti.
hurriyet.com.tr/gundem/besikta…
91-Pontus( Deniz) Devletini (MÖ 311) Türkmen Partlıların değil de, Rumların-Yunanların kurduğunu sananlara,
Türklerin Anadolu'ya ilk defa 1071'de geldiğini sananlara, MÖ. 5. yüzyıllara ait Erzurum'daki bu Kıpçak Taş Babalarını hediye ediyoruz.
arkeofili.com/erzurumda-kipc…
92-Isparta-Burdur havalisindeki Sagalas antik Ön-Türk kentinin DNA'sına da bakalım.
belgeseltarih.com/bir-on-turk-uy…
93-Sagalas; Sakalar/İskitler, Türkler, Turaniler, Ön Asya'nın ve Batı Anadolu'nun en eski kavmidirler.
Prof Dr Gazanfer Kazimov
94-NEDEN bizi mankurtlaştırmak istiyorlar?!
Birleşik Krallık Parlamentosu eski üyesi Tony Benn'den işte açık bir itiraf.
95-Bir ulusu yıkmak için, Atom bombasına yada uzun menzilli füzeye gerek yoktur. Eğitimin kalitesini düşürmek yeterlidir!!!

Burada Köy Enstitülerinin önemi ortaya çıkıyor, neden kapattırıldığı da!
96-22-İberyalılar Yazıtlarında kendilerini nasıl Turkos, Turkes, Turki, Turgi ve Turane olarak tanımladıkları hakkında
Georgeos Díaz-Montexano, Epigrafi Topluluğu Vitalitius Üyesi, James Cameron National Geographic'e yazdı.
ÖN TÜRK AKADEMİSİ FACE LİNGİ
facebook.com/40676142675092…
97-Kuş, Hiksos ve Kuşhan (Kuşan)

Kuşlar Hiksoslarla Mısır'a karşı birlikte olmuşlar, Mısır'ı ele geçirdikten sonra yönetimde söz sahibi olmuşlardır. Kudüs'ü Türkler kurdu sözünü hatırlayınız...
ÖN-TÜRK AKADEMİSİ FACE LİNGİ
facebook.com/40676142675092…
98- Prof Fritz Neumark: "Türkler pek farkında değil ama Avrupalılar şu gerçeğin farkındadır. Tarihten Türkler çıkarılırsa ortada tarih diye bir şey kalmaz."

Işıklar içinde uyu, ufkumu açan dostum Servet Somuncuoğlu.
99-Atatürk, ümmet tarihiyle uydurma hanedan tarihinden farklı olarak gerçek tarihimizin bilinmesi ve gençlerin özgüvenli yetişmesi için Tarih Tezi hazırlatmış, yarım yamalak Osmanlı,Selçuklu ve İslam tarihinden binlerce yıl geriye gidip, Türk'ün gerçek tarihini ortaya çıkartmıştı
100-Doç. Dr. Haluk Tarcan: ''Türkler/Turaniler'' 18 binlerde petroglifler yani yazı öğeleri bulunan resimler dönemine girmiştir,
12 binlerde Sintaşlar/Tamgali taşlar yapmaya başlamıştır der.
(Solgen taş, AŞ, Aşa, Tamgali taş C14 le 14 bin olduğu tesbit edilmiştir). Arzolunur.

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Sakalar İskitler(Gizlenen Eski Anadolu Halkı)

Sakalar İskitler(Gizlenen Eski Anadolu Halkı) Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @Saka_larr

May 6
Ceren ile Alya! – ‘Sırrı Abi’ haklıymış! ‘Eşit yurttaşlık’ istiyorum ❗

Kabul ediyoruz.

Artık biz de ‘eşit yurttaşlık’ istiyoruz.

Yurttaşın ‘eşitlik’ içerdiğini falan reddediyorum. Biz barış, demokrasi, özgürlük istiyoruz.

Onurlu bir yaşam, bir hırka bir lokma…

Giderken de ‘önder’ gibi uğurlanalım arzusundayız.

Ne diyordu Ceren Hanım, babası Sırrı Süreyya Önder’in cenaze töreninde:

“Bir tek mülk edinmeden, ikinci bir kazağı almadan, kimseden bir şey istemeden, borçsuz ve harçsız, boğazını değil onurunu besleyerek yaşadığın bu dünyadan gidiyorsun baba.”

Biz de böyle gitmek istiyoruz.

Hastane masraflarımız devletimiz tarafından karşılansın, en iyi doktorlar tarafından ameliyat edilelim istiyoruz mesela.

Terörist Abdullah Öcalan’a ‘baba’ demek, ‘Ölene kadar Apocu’yum’ deyip kahraman sayılmak, Hendek teröründe talimatı getiren kişi olup da vicdanı sızlamayan biri olarak kalmak ve bunları yapmamıza rağmen Türk bayrağına sarılı bir şekilde bu dünyadan göçmek mesela…

Ama öncesinde neler yapmak istiyorum biliyor musunuz?

Tatile gitmek!

Şimdi size, sizin de unutamayacağınız bir tatil planımı anlatacağım.

Rüyamda gördüm…

***

Lütfen zinciri Okuyun
Sonra zaten paylaşacaksınız 🌿🌿🌿Image
1- Dedim ya, tatil yapma hevesindeyim.

Önce Alaçatı’ya gitmek istiyorum.

‘Ahali Alaçatı’da denize sıfır bir meyhanede Ege’nin en taze balıkları ve mezeleri eşliğinde rakımı içmeyi…

İskeledeyken kafam çakırkeyif olduğunda mis gibi deniz kokusu çarpmalı yüzüme…

Hissetmeliyim rüzgarın beni okşamasını…

Ahali Alaçatı
***Image
2- Sevdiklerimle kafaları bir güzel çektik ya… Artık uyku zamanı…

Hemen 5 bin 500 metrekarelik, denize sıfır, yemyeşil bir otelde ‘Alaçatı Beach Resort’a gitmek ve oranın kral dairesinde sızmak istiyorum.

Alaçatı Beach Resort
*** Image
Read 26 tweets
May 4
Prof Dr İbrahim Tellioğlu: Türk Tarih Tezinde "İskit Türk İmparatorluğu" deniyordu bugün ispatlandı.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun Taşbabaları, Balbalları, Anadolu'daki Kurganlar, Türklerin Anadolu'da 5 bin yıldır var olduklarını gösteriyor. İZLE-ÖĞREN
1- Prof Dr İbrahim Tellioğlu'nun kitaplarından özetler :
@ProfDrTellioglu
@ProfDrTellioglu 2- Prof Dr İbrahim Tellioğlu kitapları harikadır.
@ProfDrTellioglu
Read 11 tweets
Apr 26
İBRETLİK

Sultan 2. Abdülhamid, Amerikan Elçisi A. W. Terrell ile yaptığı söyleşinde, Osmanlı'nın Türkleri savaşlara sürüp, Ermenileri nasıl baştacı ettiklerini anlatıyor.

Önce yazıdan bir bölüm:

6)Ermenilere Çok Önemli Makamlar Verdik

Batı kamuoyunda Ermenilere kötü muamele yapıldığı ve ırki sebeplerle cezalandırıldıkları iddialarına da Sultan Abdülhamid çok çarpıcı açıklamalar yaparak yanıt verdi.Devlet hizmetinde görev yapan çok sayıda Ermeni olduğunu belirtti ve uzun bir listeyi elçiye ileteceğini bildirdi. Sultan çok önemli ve kritik makamlardaki Ermenilerden birkaç isim saydı:
•Dadyan: Ermeni kökenli Dadyan’a babam Sultan Abdülmecid tarafından imparatorluk barut fabrikasının tüm kontrolü verildi. Çok zengin oldu.

Sultan burada Ermenilere ne kadar çok güvendiklerini vurgulamak için Dadyan’ın saraya danışmadan istediği büyüklükte top/barut yapabildiğini söyledi ve şöyle devam etti: “Yani ordu onun insafına kalmıştı.”

•Kuetzroglou: Saray'ın her türlü mobilya, mücevher ve giyim eşyasını temin etmek için görevlendirildi. Büyük bir servet kazandı. Boğaz'ın Asya kıyısındaki Çengelköy’de çok sayıda evi ve muhteşem bir köşkü vardı. Babam her hafta dinlenmeye oraya giderdi.

•Agop Efendi: Darphane'nin bütün sorumluluğu Agop Efendi'nin elindeydi. Servet yapma fırsatları elbette çok fazlaydı ve kendisi de çok zengin oldu.

•Gümüşgerdan: Ermeni Gümüşgerdan ise Saray Harem'inin kadın kıyafetleri tasarımcısı ve yapımcısıydı. Hâlâ burada yaşıyor ve son derece zengindir.

•Balian (Ermeni) ailesi: Sultan Mahmud'un zamanından beri babadan oğula geçerek padişahlar için saraylar ve binalar için seçkin mimarlar olmuştur. Dolmabahçe, Çırağan, Beylerbeyi, Yıldız, Ihlamur Kasrı ve Asya kesimindeki Göksu ve Küçüksu vb. sarayları inşa ettiler ve biri hâlâ benim imparatorluk mimarımdır.

•Michael Portakal Paşa: Bir Ermenidir ve şu anda Hazine-i Hassa’dan sorumlu Bakanımdır. Padişaha ait tüm kamu arazileri ve tüm gayrimenkuller üzerinde münhasır kontrole sahiptir.

Sultan Abdülhamid’in elçiye sözünü ettiği Osmanlı hizmetinde Ermeniler listesine baktığımızda gerçekten de 106 Ermeni’nin çok önemli makamlarda çok iyi maaşlarla istihdam edildiği görülmektedir.

Ermeni olaylarının en kritik dönemlerinde bu kadar kişinin Osmanlı devletinde çeşitli kadrolarda görev yapması Osmanlı devletinin Ermenilere ikinci sınıf vatandaş muamelesi yaptığı iddialarını çürütecek boyuttadır. Ayrıca batıda eli kanlı bir diktatör olarak anılan Sultan’ın da Ermenilerle kişisel bir sorunu olmadığını göstermektedir.

7)Ermeniler Nankörlük Yaptı ve Hükümeti Yok Etmeye Kalkıştılar

Sultan Ermenilere karşı ırki veya dini nedenlerle bir nefret duymadıklarını bu örneklerle açıkladıktan sonra Ermeni olaylarının çıkış sebeplerine değindi. Sultan Abdülhamid’e göre Sarayın Ermeni ırkına yaptığı onca iyiliklere rağmen ihtilalci Ermeni komiteleri ve devletin zenginleştirdiği Ermeniler hükümeti yok etmeye kalkışmışlardı ve bu durumda işler değişmişti.

Sultan Ermenilerin onca iyilik yapılmasına karşılık nankörlük göstermelerine epey içerlemiş olmalıydı ki elçinin de iyi tanıdığı bir Ermeni cilt ustası ile ilgili şu anısını aktardı:
Bu (cilt ustası) adam, geçen yıl 26-27 Ağustos'taki karışıklıklardan sonra korkup Amerika’ya kaçmış. İngilizce konuşamadığı ve iş bulamadığı için geri dönmek istediğini söyleyerek Saray'a bir mektup yazdı ve Sultan’ın sağ salim dönmesine izin verilmesi için talimat vermesini istedi. Daha sonra doğrudan padişaha mektup yazarak parasının olmadığını bildirdi. (Elçi Terrell’in naklettiğine göre burada Sultan gülmeye başladı ve şunları söyledi): “Şimdi Amerika'nın Hıristiyan halkı buna pek inanmayacak, ama ben onun iyi bir adam olduğundan emin olarak adama evine dönmesi için 1000 frank gönderdim.”

Prof Dr Kemal Çiçek hocanın Türk Yurdu Dergisine (Nisan 2025) yazdığı yazıyı aynen paylaşıyorum. Geniş araştırma yapmak isteyenler ekteki kitabı edinebilirler.

Lütfen dikkatle okuyup
paylaşalım 🌿🌿🌿Image
Image
1- II. ABDÜLHAMİD’İN ERMENİ SORUNUNA BAKIŞI
Prof. Dr. Kemal Çiçek
Yeni Türkiye Stratejik Araştırma Merkezi ANKARA

Bu makalemizde Ermeni Sorununun uluslararası bir sorun olmaya başlaması evresinde Sultan II. Abdülhamid’in Ermeniler ve Ermeni sorununa bakışını değerlendireceğiz.

Abdülhamid döneminde Ermeni sorunu hakkında çok sayıda kapsamlı çalışmalar yapılmasına rağmen Sultan’ın bakış açısı hakkında oldukça az araştırma yapılmıştır. Fikrettin Yavuz’un Abdülhamid döneminde Amerikan elçisi olan Alexander Watkings Terrell hakkındaki enfes eseri ve Baha Gürfırat’ın çok kısa bir makalesi dışında konu ele alınmamıştır. Ayrıca bu akademik çalışmalar da kamuya mal olmamış, başka bir deyişle Sultan Abdülhamid’in Ermeni sorununa kişisel yaklaşımı yeterince dikkat çekmemiştir. Halbuki Abdülhamid’in bu konudaki kişisel görüş ve tespitleri kanaatimizce son derece önemli ve değerlidir.

Zira Ermeni Sorununun uluslararası bir boyut kazanması da, ilk önemli Ermeni olayları da onun zamanında yaşanmıştır. İşte bu bakımdan Sultan’ın Ermeni sorununa kişisel yaklaşımı daha fazla ilgiyi hak etmektedir. Burada kişisel bakışı tespitimin altını çizmek isterim, çünkü onun fikirlerinin tam anlamıyla Osmanlı dış politikasına yön verdiğini de iddia etmek doğru değildir. Bununla birlikte özellikle Batılı devletler ve Osmanlı-Ermeni sorunu araştırmacıları Ermeni sorununun çıkışını Sultan Abdülhamid’in siyasetine bağlama eğilimindedirler ki bu doğru değildir.

Sultan Abdülhamid, Ermenilerin ayaklanmasını gerektirecek ve haklı çıkartacak hiçbir siyaset izlememiştir. İzlediği iddia edilen İslam birliği siyasetinin –ki ne kadar etkili olduğu tartışmalıdır- Ermenileri isyana yönelttiği tezleri dayanaksızdır. Bu konuyu detaylı tartışmak bu kısa makalenin kapsamını aşarsa da kısaca Ermeni sorunu ve uluslararasılaşma sürecini hatırlatmak Sultan’ın soruna yaklaşımının anlaşılmasına katkı yapacaktır.

Ermenilerin Uluslaşma Süreci Nasıl Başladı?

Türk-Ermeni ilişkilerinin tarihçesi Ermeni sorununun temelinde, 19. yüzyıl başlarından itibaren Osmanlı toplumuna da sirayet eden uluslaşma ve milli devletlerin kurulma sürecinin hızlanmasının yattığını göstermektedir. Bununla birlikte Ermeni milli kimliğinin filizlenmesinde en büyük paya sahip olan Sultan Fatih Sultan Mehmet’tir. Sultan Mehmet adeta Ermenilerin siyasi, sosyal ve ekonomik bakımdan kaderlerinideğiştiriştir. Şöyle ki; Bizans tarafından Van ve civarında yaşadıkları topraklardan 11. yüzyıldan itibaren sürekli Orta ve Batı Anadolu’ya sürgün edilen ve hor görülen Ermeniler, Fatih Sultan Mehmet tarafından taltif edilmişlerdir. 1461 yılında,Fatih Ermeni ileri gelenlerinden altı aile ile birlikte Hovakim’i “Patrik unvanıyla” Bursa’dan İstanbul’agetirtmiştir. Ayrıca Anadolu’nun çeşitli şehirlerinden çok sayıda Ermeni’yi İstanbul’a taşıyarak, burada altı cemaatlik bir Ermeni toplumu meydana getirmiştir. 1478 tahrir defterinde İstanbul’da yaklaşık 1000 hane Ermeni cemaati yaşadığı görünmektedir. Ermeni dini liderlerinin Patrik unvanını kullanması ise muhtemelen Kanuni Sultan Süleyman zamanında olmuştur. Aynı tarihte gerçekleşen ilginç bir tarihi olay da, Kozan’daki Ermeni Patrikliğinin Eçmiazin’e taşınmasıdır.

Bu tarihten sonra zımmi statüsündeki Osmanlı milletlerinden birisi olarak Ermeniler çok huzurlu bir dönem yaşamışlar vedevlete önemli hizmetlerde bulunmuşlardır. Orta Anadolu bölgesinden yeni getirilenlerle nüfusu sürekli artan Ermeniler, İstanbul’da ilk matbaalarını 1587 yılında kurmuşlardır. Devlete bağlılık ve hizmetlerinden dolayı “millet-i sadıka” olarak anılmışlardır. Nitekim 1835-1839 yılları arasında Türkiye’de bulunan Helmut von Moltke İstanbul’da Ermeni seraskeri Husrev Paşa’nın Ermeni tercümanı Mardiraki ve ailesinden “Hıristiyan Türkler”şeklinde söz etmiştir. Pek çok gözlemci ve seyyah da Ermenilerin Türkçeden başka dil bilmediklerini kaydetmişlerdir. Amerikan misyonerleri de aynı nedenle mezhep değiştirttikleri Ermenilere bile Türkçe olarak ayin yapmak zorunda kalmışlardır.Image
Image
2-İşte bu şekilde Türklerle iyi kaynaşmaları ve kurdukları dostluk sayesinde Ermeniler Osmanlı bürokrasisinde de önemli görevler üstlenmişlerdir.

Osmanlı arşiv belgeleri Ermenilerin tercüman, vergi toplayıcısı, mimar, zanaatkâr, hazinedar, meclis üyesi ve hatta bakan olarak her türlü göreve ön yargısız olarak tayin edildiklerini göstermektedir. Böylece amira olarak bilinen sınıflar arasında çok sayıda aristokrat Ermeni ailesi ortaya çıkmıştır.

Ermeniler arasından 17. yüzyılda GrigorDaranaghtsi ve 18. yüzyılda Eremia Çelebi Kömürciyan gibi ünlü tarihçi, şair ve edebiyatçılar yetişmiştir . 18. yüzyıl başlarında İstanbul’da sayıları dörde ulaşan Ermeni matbaalarında 40 cilt, çoğu dini içerikli kitap basılmıştır. Askerlik hizmetinden muaf oldukları için ticarete ve sanat hayatına atılan Ermeniler, bu alanda da çok başarılı aileler çıkarmışlardır. Kuyumcu olan Düzyan ailesi, mimar olan Balyan ailesi, tekstilci Bezciyan ailesi, ressam Manus ailesi, mühendis ve diplomat çıkaran Dadyan ailesi bunlar arasında akla ilk gelenlerdir. Ayrıca özellikle Tanzimat sonrasında pek çok Ermeni de bakanlık seviyesine kadar yükselerek Osmanlı İmparatorluğunu dış ülkelerde temsil etmişlerdir. Osmanlı sultanlarının özel hekimleri arasında Bogos (1744-1814), Manuel (1775-1858) ve Pavlaki (1806-1887) gibi pek çok Ermeni vardır.

Ne var ki bu dostluk ve iyi komşuluk havası Ermeniler arasına yabancı misyonerlerin yerleşmesi ile bozulmaya başlamıştır. Bir yandan 1816 yılında Moskova’da kurulan Ermeni Şark Dilleri Enstitüsünün ajanları diğer taraftan Batı kiliselerine mensup misyonerlerin çalışmaları Ermenilerle Türkler arasında ilişkileri yavaş yavaş kopma noktasına getirmiştir. Özelikle Katolik, Protestan ve Rusya kökenli misyonerlerin Ermeniler arasında yürüttüğü ayrılıkçı çalışmaların etkisi vurgulanmalıdır. Çünkü misyonerlerin farklı mezhepler adına yürüttükleri faaliyetlerin sonucunda sadece Türk-Ermeni ilişkileri zarar görmemiştir. Ermeniler de farklı mezheplere bölündüğü için birbirlerine yabancılaşmışlardır.

Osmanlı Millet Sisteminin Çöküşü ve Ermeni Milletinin Parçalanması
Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren Osmanlı devletinin Ermenileri bir millet çatısı altında toplama gayretlerine karşılık, özellikle Amerikan ve İngiliz Protestan misyonerleri 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren emellerine ulaşmışlardır. 1850’de İngiltere hükümetinin siyasi desteği sayesinde Ermeniler arasından bir Protestan Ermeni milleti çıkartmışlardır.

Sayı bakımından az olmakla beraber, Amerikan misyonerleri vasıtasıyla akan paralar sayesinde Protestan Ermeniler toplum içinde ağırlıklarını gitgide arttırmışlardır. Böylece büyük çoğunluğu Gregoryen Ortodoks ve az sayıda Katolik Ermeni cemaatlerine, Protestanlar da ayrı bir kilise ve cemaat olarak katılmışlardır.

Avusturya, İtalya ve Fransa’nın Katolik Ermenileri, Rusya’nın 1774 Küçük Kaynarca Antlaşmasından itibaren Ortodoks Ermenileri ve İngiltere, Almanya ve Amerika’nın Protestan Ermenilerini himaye altına almaları, Osmanlı millet sisteminin toplumda oluşturduğu hassas dengelerini bozmuştur. Kendi ülkelerinde etnik, kültürel ve dinsel ayrımcılık yaşayan misyonerler, Osmanlı coğrafyasına da “öteki” anlayışını taşımışlardır. Ermenilere aşılanan bu yeni bakış, dinsel ve etnik farklılıkların ilişkilerde belirleyici olmasına sebep olmuştur.
Şunu hatırlatalım ki Osmanlı Devleti’nin egemenliği altındaki uluslara tanıdığı, “millet statüsü”,onlara özerk yaşama hakkı veriyordu; bu hak, devletin güç kaybetmeye başladığı dönemlerde Batılı devletler ve Rusya tarafından istismar edilmiş; kapitülasyonlar sayesinde Batılı büyük devletler, Osmanlı gayrimüslim ahaliyi örgütleyerek Osmanlı Devleti’ni parçalama stratejisini uygulamaya başlamışlardır.

Nitekim İngiltere, Fransa ve Rusya, Berlin anlaşması sonrasında Osmanlı hükümetini iç işlerini reformlarla iyileştirmeye zorladı. Osmanlılar, birkaç askeri yenilgiden sonra isteksizce de olsa pes ettiler.Image
Read 19 tweets
Apr 23
Latin Alfabesi dediğimiz eski Türk alfabesidir. Etrüskler de kullanmıştır,
Atatürk bunu fark edip gününüze uyarladı ve Dünya'nın en güzel alfabesini ortaya çıkarttı, adına da Yeni Türk Alfabesi dedi.
Arapcı Zübüklerin kavranması boşunadır.
Ve böylece gizli hazineleri keşfedebiliyoruz.
Alkışlar @Caglas_Stories 🧿🧿🧿
@Caglas_Stories Prof Dr Necati Demir de şaşırdı bu işe...
Read 10 tweets
Apr 10
TÜRKLERİN GENETİK TARİHİ VE TAKİBATI.
Türk halklarında çoğunlukla görülen Y-DNA haplogrupları, MÖ 46.000-65.000‘de ortak atalarda birleşmektedir. Bu bağlamda Türklerin binlerce yıl içerisinde farklı haplogruplara bölünerek oluşmuş kültürel, tarihi ve lisani bir soy birliği olduğu görülmektedir.

Genetik araştırma verileri, Türklerin tek bir haplogruptan değil, en az 14 haplogruptan müteşekkil olduğunu göstermektedir. Aşağıda listesini verdiğimiz bu haplogrouplardan yaklaşık 12 tanesi (G, H, I, J, K, L, N, O, P, Q, R, T), 48.000 yıl önce F haplogrubu idi. F haplogrubundan türeyen erkeklerin binlerce yıl içerisinde y-str değerlerinde mutasyon gerçekleşmesiyle yeni haplogruplar oluşmuştur. F haplogrubu, Moğollarla ortak atamızdan 65.000 yıl önce ayrılmıştır. Bugünkü Türklerin ataları MÖ 65.000 ilâ 46.000 yılları arasında F haplogrubu idi. Aynı tarihlerde Moğolların ataları ise C haplogrubu idi. Türklerin ata haplogrubu (F), MÖ 46.000 ilâ 20.000 yılları arasında çeşitli mutasyonlara uğrayarak alt kollara ayrılmış ve yeni haplogruplar oluşmuştur.[F] Teknik olarak 48.000 yıl önceki atalarımız temel alınırsa, şuan F’nin alt dallarındaki tüm Türkler için F haplogrubundan türeme denilebilir.

F haplogrubundan türeyen alt haplogruplar (özellikle G, H, I, J, K, L, N, O, P, Q, R, T), Orta Asya Türklerinde görülen Y-DNA haplogruplarıdır. Bazı Türk boylarında da görülen C haplogrubu ve alt dalları ise en fazla Moğollarda ve Tunguzlarda görülmektedir. Bu iki haplogrup (C ve F), 65.000 sene önceki CF haplogrubundan türemiştir.[CF] Bununla birlikte C, D ve E haplogruplarının bazı alt dalları da, F haplogrubu kadar yoğun olmasa da Türkler arasında görülmektedir ve Türk toplumunu oluşturan ön Türkler arasında yer almışlardır. +++

Foto: Türk Tarih Tezi'nde
Türk İskit imparatorluğu 🔽Image
Image
1-++Türklerin atayurdu olarak bilinen Orta Asya’da Türk kabilelerinde F haplogrubu ve alt kollarını yoğun miktarda görmek mümkündür. Alt grupların dağılma yönleri dikkate alındığında, F haplogrubunun dağılma noktasının Orta Asya olduğu tahmin edilmektedir. Nitekim F haplogrubunun kolları Afrika’da pek görülmemektedir. Ayrıca F paragrubunun Kazaklarda, Sarı Uygurlarda, Özbeklerde, Tibet, Çin ve Himalayalarda görülmesi, bu ata haplogrubunun Orta Asya’dan dağılmış olduğunu ortaya koymaktadır.[2, 26]

İnsanlık kültürünün ilk yaşam tarzlarının izlerini taşıyan Ön Türk olarak tabir edebileceğimiz Türklerin ataları, savaşçı ve yarı göçebe olmaları nedeniyle binlerce yıl içinde çok geniş bir coğrafyaya dağılmış, bu göç dalgalarıyla çok sayıda haplogrup dünyaya dağılmıştır. Nitekim F’nin mutasyona uğramasıyla Türklüğün oluşum sürecinde farklı haplogruplar ortaya çıkmaya başlamış ve Türklerin yaşadığı aynı coğrafyada birden çok haplogrup (F’nin varyasyonları) bir arada görülmeye başlamıştır. Ancak Türklerin budunlar (Kıpçak, Kırgız, Karluk, Oğuz gibi) halinde ayrı gruplarda yaşamaları nedeniyle her bir budunda farklı haplogruplar baskın durumda olmuştur.

Günümüzde sondan eklemeli dillerin konuşulduğu halklarda ve coğrafyalarda C, D ve F haplogruplarından türeyen alt dalların görülüyor olması, sondan eklemeli dillerin (dolayısıyla Ön Türkçe’nin) doğuş noktasını, çok daha eski zamanlara götürmektedir. F haplogrubunun türevi olan günümüz haplogrupları (G, J, N, Q, R gibi), sondan eklemeli dil konuşan diğer uluslarda (Kafkas dilleri, Ural-Altay dilleri) ve antik halklarda (Sümerce, Etrüskçe, Hattice, Elamca, Hurrice) en fazla görülen haplogrup kümesini oluşturmaktadır. F’nin yeni haplogruplara bölünme sebebi de farklı coğrafyalara dağılmalar sırasında veya öncesinde yaşanan zamana bağlı olarak mutasyonların gerçekleşmiş olmasıdır. Ancak sondan eklemeli dil konuşanların dillerinde mekanın değişmesine paralel olarak zamanla farklılaşma ve ayrışma gerçekleşmiştir; ancak bu diller sondan eklemeli olma özelliğini korumuştur. En eski Ön Asyalılar (Hattiler, Sümerler vb), Orta Asyalılar, Kafkasyalılar ve İdil-Ural bölgesi halklarının sondan eklemeli diller konuşması da bu köken birliğine işaret etmektedir. Yine F’nin kardeşi diyebileceğimiz C ve D haplogruplarının yaygın görüldüğü Moğol, Tunguz, Kore, Mançu ve Japon halkları da yapı itibariyle sondan eklemeli dil konuşan kadim halklardandır. Genetik tahminlerden yola çıkılırsa sondan eklemeli diller, yaklaşık 65.000 sene önce büyük ihtimalle benzer bir dil konuşuyordu.

Haplogruplara paralel olarak binlerce yıl zarfında otozomal genlerin mutasyona uğramasıyla farklı gen bileşenleri oluşmuş ve insanların fiziksel görünümünde bazı değişiklikler olmuştur. Otozomal bileşenler mukayese edildiğinde Türki halkların ortak genlere sahip olduğu görülmektedir. Ancak ortak otozomal genler her bir Türki toplulukta farklı oranlarda görülebilmektedir. Bu da fiziksel görünümde bir takım değişiklikleri ortaya çıkarmıştır. Y-DNA haplogrupları otozomal genlerden farklıdır.

Aşağıdaki listede Türk ırkını oluşturan Y-DNA haplogrupları ve alt dallarının, yurtdışı Türki topluluklardaki oranlarına yer verilmiştir:

C haplogrubu: Kazaklar %36 [1], Karakalpaklar %22.7 [3], Kırgızlar %8.9 [2], Hakaslar %5.7 [4], Uygurlar %4.3 [5]

C haplogrubu, Kazaklar, Moğollar ve Tunguzlarda yüksek oranlarda görülmesi nedeniyle Kuzey Doğu Asya özelliği olarak adlandırılmaktadır. C haplogrubunun Batı/Güney/Kuzey Türklerinde çok az görülmesi, bu haplogrubun Moğol istilası ile Türkler arasında yayıldığına işaret edebilir. Ancak C haplogrubunun bazı alt grupları çok daha eski zamanlarda Ön Türkler arasında yer almıştır.

E haplogrubu: Çuvaşlar %14 [6], Kazan Tatarları %5.7 [6], Kazaklar %2[1], Özbekler %1.5[1]

Devamında ,Image
2- Özellikle Afrika, Orta Doğu ve Yunanistan’ın güney kesimlerinde görülen E haplogrubu, Ural-Volga bölgesinde yaşayan Türk halklarında da yaklaşık %14’e varan oranlarda görülmektedir. Aslında bu oran azımsanamayacak kadar fazladır. Türklerde E haplogrubunun hangi varyasyonunun görüldüğü henüz belirlenemese de bu haplogrubun çok eski zamanlarda Ön Türkler arasında yer aldığı Ural-Volga örneklerinden açıkça anlaşılmaktadır.

F haplogrubu: Özbekler, Türkmenler [26], Kazaklar %4.8 [2], Sarı Uygurlar %6.2 [2]

45.000 yaşındaki F haplogrubu, G, I, J, K, L, M, N, O, P, Q, R, S, T temel haplogruplarının atasıdır. F haplogrubunun bir kaç alt grubu fazla mutasyona uğramadığı için temel haplogrup F altında F*, F1, F2, F3 şeklinde sınıflandırılmaktadır. Orta Asya’da Kazaklarda ve Kuzey Çin’de Sarı Uygurlarda F* haplogrubunun ortalama %5 civarında görülmesi dikkate değer bir durumdur. Bu haplogrup Balaresque et al’in 2015 çalışmasına göre Özbekistan ve Türkmenistan’da da görülmektedir.

Ayrıca F1, F2 ve F3 şeklinde sınıflandırılan F haplogrubu örneklerinin özellikle Hindistan, Tibet, Nepal, Çin, Sibirya gibi bölgelerde görülmesi, ilgili haplogrupların İç Asya’dan dünyaya dağılmış olma ihtimalini güçlendirmektedir.[25]

G haplogrubu: Kazaklar %10 [1], Kazan Tatarları %7.6 [6], Özbekler %3.9 [9]

G haplogrubu temelde G1 ve G2 şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Kazaklar (özellikle Orta Cüz kabilelerinden Argunlar)’da en fazla G1 görülürken, Kuzey Kafkasya çevresinde, Orta Asya ve Güney Orta Asya’da G2a’nın alt dalları mevcuttur. Kazakistan’da Tatarlar ve Nogaylarda G2a daha yüksek oranlarda görülmektedir. Avrupalı Macarlarda ve Kazakistan’nın yerlisi Madjar boyunda G1 haplogrubu aynı 12 STR değerlerine sahiptir. Haber et al ve Cristofaro et al çalışmalarına göre Afganistanlı Türkmenler ve Hazaralarda G2a ‘nın P303 dalı mevcuttur.

H Haplogrubu: Uygurlar %8[2], Türkmenler %6 [3], Özbekler %3.1[9]

Güney Asya’da daha yoğun bulunan H haplogrubu, belirli oranlarda Orta Asya Türklerinde de bulunmaktadır. Hindistan’da daha yaygın olan bu haplogrubun, özellikle Uygur Türklerinde %8 oranında görülmesi dikkat çekicidir.

I1 haplogrubu: Kazan Tatarları %11.3 [6], Tuymaznsky Tatarları %8 [6], Çuvaşlar %7 [6], Gagauzlar %4 [7]

I1 haplogrubu, Kuzey Avrupa’da en çok %37 ile İsveç, %31.6 ile Norveç, %29 ile İzlanda, %28 ile Finlandiya’da görülüyor. Bu haplogrup, Kuzeye yakın Türklerde görülmekle birlikte Orta Asya’da da cüz’i miktarda bulunmaktadır.

I2 haplogrubu: Gagauzlar %20 [7], %4.7 Çuvaşlar [6], %1.9 Kazan Tatarları [6], %4 Tuymaznsky Tatarları [6]

I2 haplogrubu, %55.5 ile en fazla Bosna Hersek’te, %26 oranında Romanya’da görülmekte ve Balkanlarda ağırlıkta olan bir haplogruptur. Gagauzlarda ve Balkan Türklerinde yaygın bir haplogruptur. I2a, Orta Asya’da Kazaklarda ve Tatarlarda görülen bir haplogruptur.

J1 haplogrubu: Azerbaycan Türkleri %15.2 [8], Özbekler %2,3 [9], Çuvaşlar %2.3 [6], Tuymaznsky Tatarları %2 [6], Kazaklar %2 [1], Gagauzlar %2 [7]

30.000 yaşında olan J1 haplogrubu, her ne kadar Orta Doğu’da daha fazla görülen bir haplogrup olsa da Orta Asya’da ve Türkçe konuşan topluluklarda mevcuttur. J1 haplogrubunun alt dalları konusunda henüz çalışmalar yeterli değildir. J1 haplogrubu geniş bir alana yayılmış olmakla birlikte yurtdışı akraba Türklerde belirli oranlarda görülmektedir. J1, özellikle Oğuz grubu Türklerde, Tatarlar, Nogaylar ve Kafkasyalı Türklerde görülmektedir. Türklerde ve Kafkasyalılarda görülen J1 alt dalları, Semitik topluluklarda görülen J1 alt dallarından genel olarak farklıdır.

J2 haplogrubu: Uygurlar %34[2], Özbekler %30.4[2, Doğu Türkistan], Azerbaycan Türkleri %30.6[20], Karay Türkleri %30[19], Hazaralar %26.6[22], Kumuklar %25[21], Balkarlar %24[10], Litvanya Tatarları %18.9[23], Türkmenler %17[11], Özbekler %16[9], Kazan Tatarları %15.1[6], Çuvaşlar %14[6], Nogaylar %10.4[21], Kazaklar %7[1]

Devamında,Image
Read 7 tweets
Mar 2
KÜRT BİLİNEN ÜNLÜ ERMENİLER

Onbinlerce insanın kanını ellerinde taşıyan PKK lideri Artin Agopyan (APO) ermenidir.
“Parmaksız Zeki” kod adlı Şemdin Sakık, Ermeni’dir. Nenesinin Ermeni olduğunu kendisi açıklamıştır.
Bölücü Kürt partisi milletvekili Sırrı Sakık Ermeni’dir.
Bölücü Kürt partisi sözde “eş başkanı” Emine Ayna, katıksız bir Ermeni’dir.

PKK’nın önderlik ettiği, şimdi pek adı duyulmayan “sürgünde Kürdistan hükümeti” delegesi, 1959-Silvan doğumlu Semra Bakır, Ermeni’dir. Semra’nın kardeşi Orhan Bakır’ın asıl adı Armenak’tır. Ermeni terör örgütü TİKKO mensubu idi, Örgütün merkez komitesine kadar yükselen Orhan Bakır, güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada Bingol’de öldürülmüştür.
1977-Silvan doğumlu Bülent Bakır Ermeni’dir.

“Sürgündeki hükümet” delegesi Meryem Tabaş Ermeni’dir. Dedesi Hokar, nenesi Haykanuş’tur.

“Zazan Bertin” kod adlı 1980-Silvan doğumlu Ruşen Tapancı Ermeni’dir. Dedesinin adı Ohannis’tir. “Mavi Çarşı”nın yakılması eylemine katılmıştır.

1975 doğumlu Yusuf Cihangir Ermeni’dir. Dedesinin adı Vartan’dır.
1965-Karakaçan doğumlu Adnan Dizin Ermeni’dir. Dedesinin adı Kirkor’dur.

1970-Siirt doğumlu Nihat Türksoy, hiç de TÜRK soylu değildir, Ermeni’ dir. Dedesinin adı Serkis, nenesinin adı Zerdo’dur.

1977-Bozova doğumlu Mehmet Güzel Ermeni’dir. Dedesinin adı Mıgırdıç, nenesinin adı İlsevik’tir.

“Cihan” kod adlı, 1974-Pertek doğumlu Akif Yadigâroğulları Ermeni’dir. Büyük dedesi Apkar, nenesi Maryam’dır.

1973-Ömerli doğumlu Metin Gümüş Ermeni’dir. Büyük dedesi Artin, ninesi Dihram’dır.

1948-Palu doğumlu Zülküf Demirtaş Ermeni’dir. Bu hıristiyan herif, “HADEP İmamlar Birliği” üyesi olmuştur!..

1978-Silvan doğumlu Sidar Şimşek Ermeni’dir. DEHAP ilçe teşkilatında görev yapmıştır. Büyük dedesi Bedros, nenesi Luşin’dir.

1977-Diyarbakır doğumlu Mehmet Sami Geniş Ermeni’dir.
Uyuşturucu madde kaçakçısıdır. Yakalanıp, 11.12.2002 tarihindeİstanbul; 6.DGM mahkemesinde CK/405 ve CK/403: Uyuşturucu madde ticaretinden yargılanarak 6 yıl 8 ay ağır hapis cezasına çarptırılmıştır. Büyük dedesi Serkis, nenesi Şuşi’dir.

1975-Afşin doğumlu Özgür Erbil Ermeni’dir. Sahte belgeler ile yurtdışına çıkmıştır. Almanya’da, uyuşturucu tâciridir. Büyük dedesi Akup (agop), nenesi Lüsye’dir.
Devam ediyor...Image
Devamı: 1977-Silvan doğumlu Orhan Olsen Ermeni’dir. Büyük dedesinin adı İliyo, nenesinin adı Mari’dir. Sahte çürük raporu alarak askere gitmemiştir.

1968-Muş doğumlu Kutbettin Akşula Ermeni’dir. 1992 yılında Muş ilinde PKK terör örgütüne maddî yönden destek sağlamak amacıyla silah kaçakçılığı yapmaktan tutuklanmıştır Büyük dedesi Vartan, nenesi Zelha’dır. Sahte çürük raporu alarak askere gitmemiştir.

1979-Yurtbeyi doğumlu Barış Başak Ermeni’dir. Büyük nenesinin adı Kotine’dir. DTP kurucu üyesidir.

1953-İdil doğumlu Abdülaziz Özdemir Ermeni’dir. Dedesi Yusuf, ninesi Kazo’dur. 21.2.1991 günkü çatışmada ölü ele geçirilmiştir.

1972-Siverek doğumlu Levent Kayadağ Ermeni’dir. Dedesi Migdat, ninesi Havuş adındadır. 16.10.1993 günü çatışmada ölü ele geçirilmiştir.

1954-Beştüşşebap doğumlu Mehmet Öztunç Ermeni’dir. Dedesinin adı Musa, nenesinin adı Miran’dır. PKK’ya yardım ve yataklıktan tutuklanmış, daha sonra HADEP Antalya İl Kurulu’na seçilmiştir.

1977-Karayazı doğumlu İdris Sefil Ermeni’dir. Terörden hapis yatmış, sonra bir ara Konya HADEP Gençlik Komitesi üyeliği yapmıştır. Sahte çürük raporu alarak askere gitmemiştir.
İdris’in akrabası Ersin Sefil de Ermeni’dir. Kuzey ırak’ta çatışmada öldürülmüştür.

1974-Hazro doğumlu Haci İçer’in hacılıkla hocalıkla alâkası yoktur, Ermeni’dir. Dedesi Ali, nenesi Gule’dir. HADEP Hazro İlçe Yönetim Kurulu üyesi idi. O da sahte çürük raporu alarak askere gitmemiştir.

1973-Yaylayanı doğumlu Dilâver Öncü Ermeni’dir. HADEP Konak Şubesi Yönetim Kurulu üyesi idi. Izmir’de misyonerlik faaliyetinde bulunmuş, kilisede vaaz vererek hıristiyanlık propogandası yapmıştır.

1965-Firke doğumlu Edip Yıldız Ermeni’dir. Büyük dedesi Gaço, nenesi Rihan’dır. HADEP Parti Meclisi üyesi idi. PKK’lı suçluların avukatlığını yapmaktadır. Nevşehir E tipi cezaevinde yatan PKK terör örgütü mensubu Nimet Can’ın avukatlığını yapmıştır.

1964-Benek doğumlu Haşim Benek Ermeni’dir. Büyük dedesinin adı Şiho, nenesinin adı Kitro’dur.
16.03.1985 günü Şırnak ilçesi Dereler Köyü civarında, Eşek Mağaraları mevkiinde güvenlik kuvvetleri ile teröristler arasında çıkan çatışmada sağ olarak ele geçirilmiş ve Diyarbakır mahkemesinde CK/ 1 68 : yasa dışı silahlı örgüt kurmak veya katılmaktan yargılanmıştır. Hapis yatmış, sonra DEP Antalya-Muratpaşa Belediye Encümeni adayı olmuştur.

1954-Kamberşeyh doğumlu Mahmut Hakkı Eşiyok Ermeni’dir. Büyük dedesinin adı Hokar, nenesinin adı Haykanuş’tur. HADEP İstanbul il teşkilatı sekreterliği yapmıştır.

1959-Urfa doğumlu İzzettin Kalaycı Ermeni’dir. 11.7.1986 tarihinde Diyarbakır 1. As. mahkemesinde CK/168 : Yasadışı silahlı örgüt kurmak veya katılmaktan yargılanmış 8 yıl 8 ay hapis yatmış, sonra Şanlıurfa HADEP il teşkilatında görev almıştır.
23.06. 1 996 tarihinde Ankara’daki HADEP 2. olağan kongresinde Türk bayrağının indirilerek PKK bayrağı asılması olayına karışmıştır.

1948-Kölük doğumlu Mehmet Cantekin Ermeni’dir. Büyük dedesi Bedros, nenesi Meryem’dir.

Diyarbakır merkez Kayapınar Belediye başkanlığı yapan Mehmet Cantekin, 1995 tarihli milletvekili seçimlerinde Diyarbakır HADEP Milletvekili adayı olmuştur.

Mehmet Cantekin Kulp Karpuzlu da köy koruyucularını yönlendirerek terör örgütü PKK’ya lojistik destek sağlamaktadır. 2003 yılında PKK’nın 1978′de kurulduğu Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Fis köyünde DEHAP ve Göç-Der yöneticileri ile birlikte ‘barış ağacı’ adı altında ağaç dikmek töreni düzenlemiştir. Törende bölücü başı Öcalan’ı övücü sloganlar atılmıştır.

1953-Siirt doğumlu Maruf Altın Ermeni’dir. Büyük dedesi Ohanis, ninesi Pori’dir. Ama babasının dönme adı Hüseyin, anasının dönme adı Nafiye’dir. Böylece pek çok kişinin yaptığı gibi Ermeni olduklarını gizlemişlerdir. DEP İzmir-Konak ilçe teşkilatı üyesi idi. 23 Eylül 1998 tarihinde TCK 1 68 : Yasadışı silahlı örgüt kurmak veya katılmaktan 1 2 yıl 6 ay ağır hapis cezasına mahkûm olmuştur.

Devam ediyor...Image
Devamı: 1973-Urfa doğumlu Mehmet Sait Yalçın Ermeni’dir. Dedesi Girbuş, ninesi Varti’dir.
Ancak babasının dönme adı Mehmet Kerim, anasının dönme adı Mevlude’dir. 1997′deki Bodrum bombalı saldırısının sorumlusudur.
Müebbet hapse mahkûm olmuştur.

1975-Hazro doğumlu Zanamazak Yezidî’dir.

1973-Nusaybin doğumlu Mehmet Zeki Şaşmaz Yezidî’dir.

1971-Nusaybin doğumlu Abdullah Şaşmaz, kendini hiç de ALLAH’ın kulu saymaz, Yezidî’dir.

1975-Hazro doğumlu Nevzat Tedik Yezidî’dir.
Halit-Revzete’ den olma Nevzat Tedik’in nenesi Hüsna Tedik Diyarbakır il teşkilatı HADEP üyesi de olan PKK’nın gençlik örgütlenmesi içinde yer alan Nevzat Tedik, 11 Ekim 2001 tarihinde TCK 1 68: Yasa dışı silahlı örgüt kurmak veya katılmaktan 12 yıl 6 ay ağır hapis cezasına çarptırılmıştır.

PKK’nın Avrupa’daki kasası Nuriye Kesbir Yezidî’dir.
Aynı zamanda Kongra-Gel PKK’nın cephe örgütü Avrupa Kürt Demokratik Toplum Koordinasyonu (CDK) sözde meclis üyesidir. Eylül 200 1 ‘de Hollanda’ya yasadışı yollardan girmek isterken yakalanmıştır.

1980-Midyat doğumlu Şevkiye Atalan Yezidî’dir.

1966-Midyat doğumlu Fahrettin Şahin Yezidî’dir.

Adana’da yakalanan PKK’lı canlı bomba Hatice Arat Yezidî’dir. Dedesi Hasso, nenesi Meryem de Yezidî’dir.
1955-Beşin doğumlu Osman Ergin Yezidî’dir. DTP Merkez Yönetim Kurulu üyesidir.

Batılılar’ın aleyhimize kullanmak için sözüm ona “Türkler” arasından seçtirdiği, Avrupa Parlamentosu üyesi Feleknaz Uca, Yezidî’dir.

Feleknaz’ın babası Abdullah Uca, “Yezidî Kürdistan Birliği” başkanıdır, Elbette o da Yezidî’dir.
Televizyonlarda boy gösteren Metin Uca nedir, size kalmış… Çünkü bu bölücü-militanların yumuşak uzantısı tüm medya, bürokrasi, parlamento ve hatta asker içindedir.

1971 -Midyat doğumlu Seyithan Alpar Süryânî’dir, yani SEYYİT Peygamber torunu) falan değil, düpedüz Hıristiyan’dır.

1976-Midyat doğumlu Metin Kesenci Süryânî’dir. “Beth Nehrin” adlı Süryânî ve Asurî örgütünün kurucusudur.

1975-Midyat doğumlu Adnan Kesenci Süryânî’dir.

1983-Nusaybin doğumlu Bilal Yürek Süryânî’dir.

1980-Pervari doğumlu Salih Boğdu Süryânî’dir.

1937-Ceylanpınar doğumlu Şemsi Emen Süryânî’dir. HADEP üyesi idi.

1969-Kurtalan doğumlu İhsan Kaya Süryânî’dir. Romanya’da PKK insan, silah, ve uyuşturucu kaçakçılığı yapmaktayken sahte pasaport ve kimlikle yakalanmıştır. Büyük dedesi Görgis, nenesi Şemuni’dir.

1962-Siirt doğumlu Basri Kaysi Süryânî’dir. Büyük dedesi Gorgis, ninesi Şemuni’dir. İHD Siirt Şubesi üyesi, ve DEHAP Siirt il teşkilatı delegesi idi.

1980-Siirt doğumlu Ayhan Kaysi Süryâni’dir. Büyük dedesi Gorgis, ninesi Şemuni’dir. Pek çok olaya karışmış, 1997′de teslim olmuştur.
Itirafçı olmuş, 1999′da tahliye edilmiştir.

1952-Nusaybin doğumlu Mehmet Zeki Kanşiray Süryânî’dir. Büyük dedesi Zeytun, ninesi Meryem’dir. İzmir Köy Hizmetleri soygununa katılmıştır. 16.7.1990 günü Bornova Tarım ve Orman Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü Personeli maaşlarının silah zoruyla gasp edilmesi olayında tutuklanmıştır. Hapis yatmış, sonra HADEP Gaziemir İlçesi Yönetim Kurulu üyesi olmuştur.

1968-Derik doğumlu Fethi Oktay Süryânî’dir. Dedesi Turnas, nenesi Mennuş’tur. 1997′de yakalanmış, müebbed hapse mahkûm olmuştur.

1948-Palu doğumlu Zülküf Demirtaş Ermeni’dir. Büyük dedesi Kinkos, ninesi Nazlı’dır. Ikisi de Ermeni idi.
Hala bu ermenilerin peşinden giden kürtlere şaşarım….!
Prof.Dr. Yusuf Halaçoğlu

Daha fazlasını öğrenmek isteyenler için link :
turkishnews.com/2012/05/16/pro…Image
Read 25 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Don't want to be a Premium member but still want to support us?

Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal

Or Donate anonymously using crypto!

Ethereum

0xfe58350B80634f60Fa6Dc149a72b4DFbc17D341E copy

Bitcoin

3ATGMxNzCUFzxpMCHL5sWSt4DVtS8UqXpi copy

Thank you for your support!

Follow Us!

:(