Ünlü Alman Arkeolog Dr. Jörg Wagner’in 2014'de, Doğu Türkistan’ın Turfan kenti yakınlarında antik bir Türk şehrinde yaptığı arkeolojik kazılarda bulduğu 3 bin 500 yıllık pantolonun diz damgaları, Ermenilerin "Hemşinli Ermeniler" tezini çürüttü.
1-DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ ARKEOLOJİK KAZILARDA BULUNAN DÜNYANIN EN ESKİ PANTOLONU ÜZERİNDEKİ DAMGALAR, RİZE’NİN ÇAMLIHEMŞİN İLÇESİNDE YÖRESEL EL ÖRGÜSÜ ÇORAPLARIN ÜZERİNDEKİ MOTİFLER İLE ÖRTÜŞTÜ. 
Fotodaki Prof Mustafa Aksoy @SosyologAksoy
2-Ermeni Diasporası'nın Rize’nin Hemşin ilçesinde yürüttüğü “Hemşinlilerin aslen Ermeni olduğu” yönündeki çalışmalar yeni bir bilimsel çalışma ile bir kez daha çürütüldü.
3-Ünlü Alman Arkeolog Dr. Jörg Wagner’in 2014 yılının sonlarına doğru Doğu Türkistan’ın Turfan kenti yakınlarında antik bir Türk şehrinde yaptığı arkeolojik kazılarda 500’e yakın mezar ve kurgan bulunmuştu.
4- Mezarlardan çıkartılan bir çok eşyanın günümüz Türkleri'nin halen yaşattığı kültür ile eşleştiği tespit edildi. Mezarlarda bulunan ve 3 bin 500 yıllık olduğu tahmin edilen pantolon ise bilim dünyası tarafından dünyanın en eski pantolonu olarak kabul edilmişti.
5-Yaklaşık 1 metre 4 cm uzunluğundaki dünyanın en eski pantolonunun diz kısmında bulunan şeritlerin üzerindeki damgalar,
Prof Dr. Mustafa Aksoy’un başlattığı bir çalışma ile Doğu Türkistan’dan Doğu Karadeniz’e uzanan etkileyici bir eşleşmeyi gün yüzüne çıkarttı.
6-Prof. Aksoy, pantolonun üzerindeki damgaların Anadolu’da özellikle kilim ve çorapların üzerindeki motiflerle aynı olduğunu tespit etti. 3 bin 500 yıllık damganın Rize’nin Hemşin ilçesindeki yöresel el dokuması çorapların üzerinde de yer alması, Ermeni Diasporası'nın yıllardır..
7-3500 yıllık Damga Hemşin'in yöresel el dokuması çorapların üzerinde de yer alması, Ermeni Diasporası'nın yıllardır Hemşin'le ilgili ortaya attığı asılsız iddiaları bir kez daha çürüttü. Aksoy’un çalışması Türk Dünyası Tarih Dergisi’nin Ekim ve Kasım sayılarında geniş yer buldu.
8-ERMENİ ARAŞTIRMACILAR DOĞU KARADENİZ’DE
Ermeni araştırmacılar bir çok platformda, çalışmada ve makalede Rize’nin Hemşin ilçesinde yaşayanların bin 800’lü yıllarda Osmanlı baskısı ile dinlerini değiştirmek zorunda bırakılan Ermeniler olduğunu iddia ediyor.
9-Bu iddiaları ortaya atan ve savunan Ermeni araştırmacılar arasında başta Erivan Üniversitesi’nde kürsüsü bulunan Türkolog Lusine Sahakyan da var. Sık sık Rize’ye gelen Sahakyan, Çayeli, Hemşin, Çamlıhemşin ve Hopa ilçelerinde çalışmalarda bulunup temaslar kuruyor.
10-Sahakyan’ın çeşitli bültenlerde Hemşin ile ilgili kaleme alınmış bir çok makalesi de bulunuyor. Sahakyan, 'akung.net' isimli Türkçe yayım yapan bir Ermeni internet sitesindeki makalesinde +++
11- “18.yüzyılda zorla Müslümanlaştırılmış Hemşinli Ermeniler nesiller boyu hala Türkiye’de Rize vilayetinde, Çamlıhemşin (eski ismi; Aşağı Viçe/Vije), Hemşin (eski ismi; Hamşen), Pazar (eski ismi Atina), Fındıklı (eski ismi Viçe/Vije), Ardeşen(eski ismi Artaşen), +++
12-+++Çayeli (eski ismi Mapavri), İkizdere (eski ismi Kura-i seba) ilçelerinde yaşamlarını sürdürmektedirler.  Bu ilçelerin bazıları, tarihi Hamşen (Hemşin) bölgesini oluşturan yerlerdi. Zamanla Hemşinli Ermenilerin bir kısmı Artvin’in Hopa ve Borçka ilçelerine taşınmış. +++
13-+++Ayrıca Erzurum, Sakarya ve Düzce vilayetlerinde bazı köyler Hemşinlilere aittir. Türkiye’nin büyüklü küçüklü pek çok kentinde Hemşinliler'e rastlamak mümkündür. Rize’de yaşayan Hemşinliler'de daha köklü bir Türkleşme yaşanmış, onlar anadilleri Ermenice'yi unutmuşlar ve +++
14-+++ Türkçe konuşmaktadırlar. Bazıları Ermeni kökenli olduklarını kabul etmekle birlikte artık Türkleştiklerini vurgulamaktadırlar. Çevrelerinde Türk soylarından geldikleri savı dolanmaktadır” ifadeleri yer alıyor...
15-"HEMŞİNLİLER ÖZ VE ÖZ TÜRKTÜR"
Konuyla ilgili bilgiler veren Rizeli araştırmacı ve yazar Recep Koyuncu, Hemşin bölgesinde uzun yıllardır süre gelen tarihsel araştırmaları çerçevesinde Hemşin ve çevresinde yaşayanların öz ve öz Türk olduklarını söyledi.
16-Koyuncu “Ermeni araştırmacılar bölgede yaşayanların Osmanlı baskısı ile dinleri değiştirilmiş Ermeniler olduğunu iddia ediyor. Bu değişimin 1800’lü yıllarda başlayarak günümüze kadar geldiği iddia ediliyor.
17-Ancak Çamlıhemşin Ülkü Köyü’nde bulunan bir koç başının 1200’lü yıllarda yapıldığı tespit edilmiştir. Koç başı heykeller bilindiği gibi Türk kültürüdür. Aynı zamanda Hemşin’de 1690 tarihli Müslüman mezar taşları bulunmaktadır.
18-Belirlenemeyen tarihlerden kalma evlerdeki Davut Yıldızı işlemeleri de önemli bir Türk kültürüdür. Bütün bunların yanında bölgede Ermeni varlığını ispatlayacak her hangi bir bulgu yoktur. Hemşin bölgesinde Ermenice’ye rastlanılmamaktadır.
19-Ermeni kilise kalıntısı bile yoktur. Ermeni araştırmacıların iddialarının bilimsel hiçbir tutarlılığı yoktur. Bölgemizdeki çalışmalarının bilimsel araştırma niteliği taşıdığını düşünmekte zordur. Zaten İskitler 1071'de Anadolu'ya geri döndüğünde Van&Ağrı civarında Ermeni vardı
20- Prof Dr. Mustafa Aksoy hocamızın Doğu Türkistan’dan Rize’ye uzanan 3 bin 500 yıllık damga çalışması da, iddiaları çürüten yeni bir bilimsel delil oluşturmaktadır” dedi.
22-Prof Dr Mustafa Aksoy: Kültürden, kültür sosyolojisinden veya tarih sosyolojisinden bahsediyorsanız, özellikle geleneksel kültür unsurları görmezden gelemezsiniz.
Eğer onları yok sayarsanız, içinde yaşadığınız kültürü anlamanız ve kültürden bahsetmeniz mümkün olamaz.
23-M. Aksoy: Tarih, belge ve bilgi ister. Bu fotoğrafları internetten alarak iddiada bulunana vb. soruyorum: Koç başlı mezar taşı geleneği Sibirya ile Moğolistan'a ne zaman ve nasıl gitmiş?
Konunun Rus ve Moğol uzmanları, bu mezar taşlarına neden Türk mezar taşı geleneği diyor?
24-Prof M. Aksoy: Dünya'daki ilk koç başlı mezar taşı Hakasya’da bulunmuş. (MÖ.3.000 lere tarihlenmiş) Son koç başlı mezar taşları ise Tunceli’de. Bu mezar taşı geleneğini Sibirya’nın merkezinden buraya nasıl gelmiş? Bu durum tesadüfse, aynı tesadüf diğer halklarda neden yok?
29-İlk koç, koyun ve at başlı mezar taşları Hakasya'da bulunmuş.
Kyzlasov'un çizimini yaptığı koç başlı mezar taşı günümüzden 5000 yıl önce yapılmış.
Üslup olarak bakıldığında, Güney Hakasya’daki mezar taşlarının, Kyzlasov’un eserindeki mezar taşından daha eski olduğu görülüyor.
30-Turfan'da bulunan dünyanın bilinen ilk pantolonunda (M. Ö. 1500-1300) ve Arizona’daki Hohokam yerli halkının kaya resim (M.S. 6. yy) alanındaki damgalar aynı. Bu ilişki ancak "kültürel DNA" ile açıklanabilir. Sağdaki damgalar, aynı damganın birleştirilmesiyle elde edilmiştir.
31-Prof Dr Mustafa Aksoy: Amerika yerlileri neyiniz olur?
Diyap Ağa'nın yastığındaki damga, Türkmenistan, Aksaray, Navajo yerlileri, Kazakistan ve Van'da.
Binlerce kilometre uzaklıkta ve farklı dili konuşan insanların aynı damgaları kullanmasını kültür araştırmacıları yok sayamaZ
32-Prof M. Aksoy: Türk tarihi ve kültürünün merkezi olan Dağlık Altay Özerk Cumhuriyeti'nde bir ailenin damgalı atları. Bilindiği gibi damgalar ailenin imzası, yani kimliğidir. Bu atlar damgalı olduğu için hırsızlanmaları neredeyse mümkün değil. Çünkü yaptırımları çok ağır.
33-Halkların en otantik kültür unsurları, geleneksel usulle yaptıklarıdır ve bunlar halkların yazdığı tarihi görsel belgelerdir. Ancak halkların yazdığı belgeleri anlamadığımızdan onları yok sayarız. Buradaki belgeler Ardahan, İzmir, Kırgızistan, Gümüşhane, Diyarbakır ve Rize'den
34-Kazakistan, Isparta, Doğu Türkistan, Kars, Başkurtistan ve Hanti-Mansi'de aynı damga.
Bazıları damgaların Anadolu ve Anatanrıça kökenli olduğunu yazıyor. Fakat Doğu Roma'nın kurucu halkı ile Farslar ve Ruslar'da damga yok. Dolayısıyla damgaların anlattığını anlamak gerekiyor!
35-Prof Dr Mustafa Aksoy: Kadınlarımızın yazdığı "kültürel DNA" belgeleri: Tunceli (Diyap Ağa'nın yastığı), Kazakistan, Malatya ve Türkmenistan'dan.
Umarım bir gün bizim tarihçiler de Rus ve Batılı tarihçiler gibi bunları belge kabul ederlerek tarih yazarlar.
36-Geleneksel eserler tarihi belgelerdir ve tarihçilerin yazdıkları kadar önemlidir.
Damgaların aynı olmasını etkileşimle açıklayanlar, bu durumun Ruslar, ve Farslar ile olmadığını nasıl açıklayabilir?
Belgeler Rize, Tunceli, Çuvaşistan, Balıkesir, Gaziantep ve Özbekistan'dan.
37-KÜLTÜREL DNA BUDUR!

➡️1943 tarihli koç başlı ve 1963 tarihli insan üsluplu mezar taşı (Tunceli).

➡️Moğolistan'da üzerinde kadim Türk alfabesiyle yazı olan insan üsluplu ve Hakasya’daki koç başlı mezar taşı.

➡️Arada 3 bin yıl var ama aynı, ve başka millette yok?!
38-Amerika yerlilerinde Türk damgaları.
Makale başılığının olduğu kaya resmi M.S. 6. yy. Pantolon Doğu Türkistan'dan ve tarihi M. Ö. 1500-1300. Amerika yerlileri Türk değilse bu damgalar nasıl açıklanır? Aynı damgalar Amerika'yı keşfedenlerde neden yok?
39-İlgili Makale:
Amerika Yerlilerinde Kilimler, Giyimler, Damgalar.
Makale Prof @SosyologAksoy 'un.
academia.edu/36511229/Ameri…
40-Çuvaş Türklerindeki aynı damganın türevleri veya çok az değişmiş halinin adı başka. Bir başka konu, bu damgaların Türkiye'deki adlarının çok farklı olması. Bu nedenle damgaları isimlendirmek, sanıldığı gibi kolay değil. Üstelik damgaların anlamlarını tesbit etmek daha da zor.
41-Şavaklar, Kazak, Kırgız, Özbek Türklerinin nesi olur?
Akraba değillerse damgalar ne anlatıyor?
Şavakların kışlakları Pertek ve Çemişgezek, anne dilleri Zazaca ve Kürtçe. Alevi ve Sünni inançlılar.
Kurulduğundan beri Oğuzlar olan 800-900 yıllık köyleri Keban barajında boğulmuş.
42-Prof Mustafa Aksoy: 1997 ve 2001’de saha araştırmalarında çektiğim fotoğrafların anlattığı tarihi kültürel gerçeklik; "Aydın denilen insanlar" aldatabilir, ancak gelenekler asla. Yeter ki onları anlamayı bilelim...
43-Prof Mustafa Aksoy; Tunceli, Antalya,Kazakistan,Ardahan, Kırgızistan ve Diyarbakır'dan tarihi belgeler. Bunları ayırabiliyorsanız Türkiye'yi de ayırırsınız! Ancak benim aşiretim Avşar olup, Türkçe, Zazaca ve Kürtçe konuşuyorlar. Alevi ve Sunni inançlılar. Hadi ayırın görelim!
44-Kırgızistan Saymalıtaş vadisindeki petrogliflerle Hasankeyf Mindese Vadisi Nispete'deki kaya resimleri bire bir aynı. Anadolu ezelden beri Türk yurdudur. Damgaların Göçü belgeselini kaçıranlar you tubeden tekrar izlesinler.
45-Tunceli'nin merkez köylerinden birinde 1994 tarihli koç başlı mezar taşı ve üzerindeki süvari ile Türkiye bayrağı.
İlk koç başlı mezar taşları Sibirya'da bulunmuş ve tarihi M.Ö. 3000 olarak tesbit edilmiştir.
Rus kaynaklarına göre koç başlı mezar taşı bir Türk geleneğidir.
46-Koç başlı mezar taşlarından,
Paralardaki, kitap kapaklarındaki damgalara, halı-kilim sanatından, Kaya resimlerindeki damga kavramına ve Türk alfabesine kadar yıllarca İZ SÜREN Prof Dr Mustafa Aksoy tüm bulgularını DAMGALAR adlı eserinde toplamıştır.
47-Emperyalistler sınırları her zaman silahla geçmez, değişik kılıflara girerler. Tarihlerini bilmeyenler, emperyalist güçlere en güzel ortamı hazırlarlar. Bu durumda tarih, emperyalizmin anahtarı konumuna düşmüş olur...

SİZCE ATATÜRK'ÜN 131 KİTABI NERDE?
48-UYANIN ARTIK!
Sen "ATA DAMGALARINA" sahip çıkmadığın için Yunanı, Ermenisi, vesairi... sahip çıkıyor!
49-Prof Dr Mustafa Aksoy:
Kök Atalarımız Sakalar/İskitler, koyunun yününü eğirip, iplik yapıp, ilmek ve düğüm atarken ve ürettiği süvari pantolonuna DAMGALAR çizerken, komşu halkları beze yada ipe sarınıyordu.
"Kim barbar kim medeniymiş" gösterelim!
50-3000-3500 yıl önceki bir dönemde imal edilen Saka-İskit süvari pantolonunun üzerindeki DAMGALAR nasıl oluyor da Ardahan/Damal'da köylü bir ninenin çorabına işleniyor? ...
Bu kültürü kim taşıyor? @aysenuryazici
51-Ardahan, Damal'da 13 yaşındaki bir kız çocuğunun ördüğü çoraptaki desenler çok şaşırtıcı gerçekten.
Kültürel DNA Teorisi dışında bunu neyle açıklayabilir siniz?
52-Moğolistan'daki Petroglifi
(bildiğimiz adıyla Davut Yıldızı) Çamlıhemşin'deki Mezar taşlarına, Camilere kim işlemiştir?
Davut Yıldızı'nın sırrı nedir?
Ancak Tarih bilirsen, bugünü kurtarır, geleceğini de düzenlersin, yoksa başkalarına esir olursun!
53-Tarihin akışını değiştiren atlı süvari birliklerimizdi.
*At için pantolonu ve üzengiyi icad etti atalarımız.
*Savaş zamanları at kuyruklarını topuz yaptı atalarımız.
*At,taki topuzu gören düşman ordusundaki askerler birbirini tanıdı ve tarihin seyri değişti.
Örn: Malazgirt
54-"Bilimin namusu için"
lütfen dinleyin ve dinletiniz.

14 ülke ve 6 özerk cumhuriyeti tarayıp 18 yıllık saha araştırmasıyla 450 sayfa DAMGALAR kitabını yazan Prof @SosyologAksoy un kitabını hiç bir yayınevi basmamıştır!
Hala 2. Baskısı YOKTUR!
55-Yıllardır Kürtler bir Türk boyudur dedik ve bunun gibi yüzlerce bilgi ve belge paylaştık. Bir kesim ise bu görüşü ısrarla reddetti diğer kesim de inkar etti...
Tarihin Sessiz Dili: DAMGALAR bu yüzden çok değerlidir. Maalesef bu yüzden bastırılamıyor!
56-Azerbaycan APA TV de Dünya'nın en büyük Türkologlarından biri olan
Prof Feridun Ağasıoğlu, Etnonim ve Etrografik farklılıkları anlatıyor? Feridun hoca,Can Azerbaycan şivesiyle Ermenilere,Kürtlere,Tatlara ve Terekemelere Etnonim değil Etnografik diyor.
57- Prof. dr. Feridun Agasıoğlu: Asur ve Urartular arasında Kuman Kıpçak Devleti vardı ve bu devlet
3 bin yıl kadar önce ve 600 sene kadar yaşamıştır ama Türkler bunu bilmiyorlar! Ben söyledim sonra gidip Hakkari/Van bölgesindeki Taş Babalarını buldular.
58-Kuman-Kıpçak sözlüğünü basanlar Fransızca'ya çevirenler Macar Türkologlar. Bize tanıtan Azerbaycanlı Türkolog Prof Dr Feridun Ağasıoğlu;
Kuman, Kıpçaklar, Anadolu'daki Hırıstiyan Türkler bilinmeden Türklerin tarihi tam olarak bilinemez demektedir.
59-Tarih boyunca Türklerin en çok yaşadığı bölgelerden biri "Büyük Azerbaycan" coğrafyasıdır.
Bu coğrafyada 90 civarında Türk beyliği, Atabeyliği, Devlet ve İmparatorluk kurmuş atalarımız. Şimdi gelmiş birileri Hint-Avrupa diye gak guk ediyorlar İran'a!
60-Begmurat Gerey:
Rus Arkeolog Vedim M. Masson'un "Bin Şeherli Ülke"  kitabından öğreniyoruz ki: Sakalar-İskitlerin ardıllarından kollarından biri olan "Partlar", 500 sene hüküm sürmüş. Lakin biz 'Büyük Türk Part Devleti'yle" ilk kez tanışıyoruz! Ayıp!

61-İran Türk Coğrafyasıdır.
İran da kurulan başlıca Türk Devletleri ve bölgelerini herkesin anlayacağı tarzda anlatan İranlı Türk öğretim görevlisi, Antropolog,
Dr. Babek Cavanşir'i tebrik ediyorum. @ttkgovtr hocaya sahip çıkın! ➡️ @babek_cavansir
62-Karen Fogg heklenen e-postalarında ne diyordu?
#Türklerin tarihini saptırmanın bir yolunu bulmalı ve bunu maaşa bağladığımız işbirlikçi Türklerin eliyle yaptırmalıyız!
O işbirlikçi Türklerin kimler olduğunu hepiniz artık çok iyi biliyorsunuz!..
63-Olena adı Rus, dili Rus, peki bu kültür kimindir? Rus'un mu Saka-Yakutların mı?
*Demek ki Rus emperyalizmi dili farklılaştırmayı başardı ama kültürü asla değiştiremiyor...
*Binlerce yıldır Kamlar/Şamanlar bu çalgıyı törenlerinde kullanıyorlar.
64-Prof dr Kazım MİRŞAN: Anadolu ve hatta Avrupa uygarlığını kuran Ön-Türklerdi. Etrüskler, Mekadonlar, Traklar, Pelegaslar, Sagalasoslar, Eti, Hatti, Sümer hepsi Ön-Türk'dür. 1876 yılına kadar Avrupa'da bile Turani Avrupa Tarih tezi okutuluyorken hangi ara barbar olduk? demişti.
65-Düşünün ki;
*Tulunoğulları,
*İhşidoğulları,
*Eyyübiler,
*Devletü't Türkiyye (Memlükler) devletini kuran ve 700 sene yöneten Tulun Beg, Baybars, Tomanbay gibi kurucu Türk isimlerini Araplar kullanmadı ama biz Türkler, çocuklarımıza hep Arapların isimlerini verdik! Ayıp!
66-Mısır'da Kölemenler/Memlük/Devletü't-Türkiyye devletini (1250-1517) kuran Kıpçak beyi
Sultan Baybars’ın savaşlarda kullandığı maskesinde bulunan GÖZYAŞI; Baybars’ın KÖLELİKTEN hükümdarlığa yükselmesini temsil etmekteydi. Türkler İslama koşa koşa girdiyse bu gözyaşları nedir?!
67-Cengiz Aymatov'un
'GÜN OLUR ASRA BEDEL'deki "MANKURT" tiplemesinde olduğu gibi, başkası tarafından zulme uğrayarak hafızası parçalanan insanlar, bir müddet sonra hafızasını yok edenleri, yaratıcısı olarak düşünmeye başlar ve onların dediklerini harfiyyen yerine getirirler!..
68- 1873 yılından sonra
Fransız Tarihçi-Arkeolog Ernest Renan, batılı arkeologlara şöyle sesleniyordu; “Arkeolojik bulgular Türkleri işaret ediyorsa da, siz onları Türklere mal etmeyin. Sonu kötü olur. O zaman Türkleri Anadolu’dan sürmek zorlaşır. +++
69-+++Renan şöyle devam edecekti: Türkler hiçbir uygarlık kurmadılar. Aksine kurulmuş uygarlıkları yıktılar. Türkler Barbardır. Kızılderililere ne yapıldıysa, Türklere de o yapılmalıdır.”
(Oysa, 1873’e kadar, Anadolu’daki arkeolojik bulguların Türklere ait olduğu belgelenmiştir.)
70- Prof. Dr. Erich Feigl ve Stanford Shaw Yahudi’dirler. Bu ikili Ermenilerin soykırım yalanlarına öyle darbeler vurdular ki, Ermeniler onların evlerini yaktılar, defalarca suikast düzenlediler!
"Ermeni Mitomanyası"
tarihsever her eve lazım.
71-Prof Dr Afif Erzen, Prof Kazım Mirşan vb. Ön Türklerin Anadolu'daki 15 bin yıllık varlığını ispat etmişti. Ama Türk Tarih Tezi kaldırılınca bize Ermeni Mitomanyası ile "uydurulan Yunan Medeniyeti" (Kara Atena okuyun) ezberletildiği için büyük bir MANKURT nesil yetiştirdiler!
72-Bir de Soykırım YALANI çıkartıp yaydılar!
İstanbul boğazının iki yakasında ve Marmara denizi çevresinde köşklerde-yalılarda-saraylarda yaşayan Ermeniler tehcire tabi tutulmadı, işine gücüne keyfine baktı ama lafa gelince Osmanlı bunlara soykırım yaptı!
73-Oysa Osmanlı'da Türkler Etrak-ı bi idrak (anlayışsız, aptal Türk iken) Ermeniler, "Milleti Sadıka" idi! Hınçaklar ve Taşnaklar ile gördüler saraylarda-yalılarda-köşklerde besledikleri "Sadık milletlerini!"
74-İstanbul'da saraylarda yalılarda köşklerde sefa sürülürken Anadolu insanı nasıldı hiç merak ettiniz mi?
Ahmet Haşim'in 3 Eylül 1919 tarihinde dönemin Manisa milletvekili Refik Şevket Bey'e NİĞDE'den gönderdiği MEKTUBU okumadınız mı hala! Ayıp!
seyler.eksisozluk.com/ahmet-hasimin-…
75-Ermenilere karşı değiliz ama Hınçakların,Taşnakların sonra da Asalanın ve uzantısı PKK'nın cinayetlerini de UNUTTURMAYACAĞIZ!
76-Dr.Alfred Körte'nin "1896 tarihli Anadolu'daki Ermeniler" araştırmasından;
"Bir Yunanlı iki Yahudiyi, bir Ermeni de iki Yunanlıyı kandırır." Onlar(Ermeniler), İngiltere'yi bile, kendi işlerine geliyorsa karanlığa sürükleyebilirler. DETAY BİLGİSEL
77-"TÜRKÜN DAMGALARI" kitabı bastırılmıyor ama aksi araştırmalar Batı tarafından ciddi bütçelerle destekleniyor!!!
Necip Hamlemitoğlu bunları deşifre etmeseydi infaz edilir miydi?
Yorumu size bırakıyorum.
78-Leone CAETANI'nin
"İslam Tarihi" adlı eseri; "İslam dini Türklerin vidalarını gevşetmiştir, Türkler, İslama girmeden önce büyük bir millet ve uygarlık kurmuştur" demektedir.
Bu eser Türk Tarih Tezinde vardı. Belki de Türk Tarih Tezi bundan kaldırıldı!
79-Bu kabartma Sümerlerden kalma. Saz çalan, örgülü saçlı bir erkek. Sazın püskülü de var. Avrupalı bazı idrolojik tarihçilere ve dilbilimcilere sorarsanız, Sümerlerin Türklerle ilgisi yok! İlgi aşağı da. Tarihten Türkleri çıkarmaya kalkarlarsa, geriye tarih diye bir şey kalmaz!
80-Bu tabletin 17. satırında yer alan “Turki Kralı İlsu-nail” sözü, bir çok tarafsız bilim insanına göre Türklerin  Anadolu’daki varlığının en eski delili olarak sayılmaktadır.
81-Prof Ekrem Memiş de
Gök Türk Devleti’nin ‘Türk adını taşıyan ilk devlet olduğu’ tezine karşı çıktı. Memiş; Hurrilerin devamı olan ve M.Ö. binlerde yaşayan Türki Krallığı’nın Türk adı taşıyan ilk devlet olduğunun altını çizerek, öncesindeki Hattileri yok sayan anlayışı kınadı!
82-OKUNAN TÜRK YAZITLARI
Futhart Yazıtı, 
Weser Irmağı Kemikleri,
Etrüsk Anahtar Yazıtları,
Portekiz Orhunca taş levhaları,
Girit linear A ve B diskleri,
Attika, Pelas ve Lemnos Yazıtları,
Belkıs ülkesi/Yemen'de MÖ.1000 yıllarına ait Orhunca Yazıtlar.
83-Anadolu’da Karamanlılar ismine ilk kez MÖ 400'de rastlıyoruz.
Anadolu’ya yerleşen Sakalar/İskitlerin bir bölümü, Hristiyanlığı kabul edip Grek harflerini öğrenmişler ve bu alfabe ile bir edebiyat meydana getirmişlerdir. Konuşma dilleri ise Türkçedir.
84-TÜRKiYE’DE BULUNAN GREK HARFLİ TÜRKÇE KİTABELER VE KARAMAN TÜRKLERİNİN DİLİ adlı çalışma;
"Turkish Discriptions with Hellenic script in Turkey and Language of
Karaman Turks"
Prof.Dr Necati DEMİR tarafından yayınlanmıştır.
85-Mübadeleyle Yunanistan'da yaşayan Karamanlılar' dan
Konya Havası
"Amaaaaan, haniya da benim elli gram pırasam prasam,
Bir mum yaksam Konyalı'yı arasam vay vay..."

"Türk türkü söyler"
Galip Erdem.

Türkünün tamamı
86-Anadilleri Türkçe olan Karamanlılar, Yunanca bilmezler, dualarını bile Türkçe ederler ama Türkçe'yi Grek harfleriyle yazarlardı.
Karamanlika dediğimiz bu dil sadece Anadolu'dan değil Bulgaristan'dan, Gagauzların yerleşim bölgelerinden, 7.yy'dan itibaren karsımıza çıkmaktadır.
87-Türkçe konuşan Yunanca yazan ve Anadolu'da Samsun'dan Adana'ya kadar
20 şehrin bağlı olduğu Karamanlılar ve/veya Ermeneklileri merak edenlere bilgisel.
90-Karamanlılar ve veya Ermeneklilerin Anadolu'daki tarihlerine şaşıranlara: Beşiktaş Metro Kazılarında ortaya çıkan Türk Kurganların yaşı da
MÖ 3000-2000 e tarihlenmişti.
hurriyet.com.tr/gundem/besikta…
91-Pontus( Deniz) Devletini (MÖ 311) Türkmen Partlıların değil de, Rumların-Yunanların kurduğunu sananlara,
Türklerin Anadolu'ya ilk defa 1071'de geldiğini sananlara, MÖ. 5. yüzyıllara ait Erzurum'daki bu Kıpçak Taş Babalarını hediye ediyoruz.
arkeofili.com/erzurumda-kipc…
92-Isparta-Burdur havalisindeki Sagalas antik Ön-Türk kentinin DNA'sına da bakalım.
belgeseltarih.com/bir-on-turk-uy…
93-Sagalas; Sakalar/İskitler, Türkler, Turaniler, Ön Asya'nın ve Batı Anadolu'nun en eski kavmidirler.
Prof Dr Gazanfer Kazimov
94-NEDEN bizi mankurtlaştırmak istiyorlar?!
Birleşik Krallık Parlamentosu eski üyesi Tony Benn'den işte açık bir itiraf.
95-Bir ulusu yıkmak için, Atom bombasına yada uzun menzilli füzeye gerek yoktur. Eğitimin kalitesini düşürmek yeterlidir!!!

Burada Köy Enstitülerinin önemi ortaya çıkıyor, neden kapattırıldığı da!
96-22-İberyalılar Yazıtlarında kendilerini nasıl Turkos, Turkes, Turki, Turgi ve Turane olarak tanımladıkları hakkında
Georgeos Díaz-Montexano, Epigrafi Topluluğu Vitalitius Üyesi, James Cameron National Geographic'e yazdı.
ÖN TÜRK AKADEMİSİ FACE LİNGİ
facebook.com/40676142675092…
97-Kuş, Hiksos ve Kuşhan (Kuşan)

Kuşlar Hiksoslarla Mısır'a karşı birlikte olmuşlar, Mısır'ı ele geçirdikten sonra yönetimde söz sahibi olmuşlardır. Kudüs'ü Türkler kurdu sözünü hatırlayınız...
ÖN-TÜRK AKADEMİSİ FACE LİNGİ
facebook.com/40676142675092…
98- Prof Fritz Neumark: "Türkler pek farkında değil ama Avrupalılar şu gerçeğin farkındadır. Tarihten Türkler çıkarılırsa ortada tarih diye bir şey kalmaz."

Işıklar içinde uyu, ufkumu açan dostum Servet Somuncuoğlu.
99-Atatürk, ümmet tarihiyle uydurma hanedan tarihinden farklı olarak gerçek tarihimizin bilinmesi ve gençlerin özgüvenli yetişmesi için Tarih Tezi hazırlatmış, yarım yamalak Osmanlı,Selçuklu ve İslam tarihinden binlerce yıl geriye gidip, Türk'ün gerçek tarihini ortaya çıkartmıştı
100-Doç. Dr. Haluk Tarcan: ''Türkler/Turaniler'' 18 binlerde petroglifler yani yazı öğeleri bulunan resimler dönemine girmiştir,
12 binlerde Sintaşlar/Tamgali taşlar yapmaya başlamıştır der.
(Solgen taş, AŞ, Aşa, Tamgali taş C14 le 14 bin olduğu tesbit edilmiştir). Arzolunur.

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Sakalar İskitler(Gizlenen Eski Anadolu Halkı)

Sakalar İskitler(Gizlenen Eski Anadolu Halkı) Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @Saka_larr

Jun 5
Bazı tivitlerim WhatsApp gruplarında paylaşılıyor, aydınlanma başladı...
🇹🇷🇹🇷🇹🇷

Neden Osmanlı’da Müslüman Türkler fakir, gayrimüslimler zengindir? Yunan Ord. Prof. Dr. Dimitri Kitsikis: “Batılılar bizi kışkırtana kadar Osmanlı’yı, Ermeniler, biz (Yunanlılar) ve diğer devşirmeler yönetiyordu.”

2. Neden Anadolu’daki Türkler İstanbul’a (o zamanki adıyla Konstantinopolis) gitmek için bulunduğu şehrin eşrafından, ağasından, beyinden, borcu olmadığına ve geri döneceğine dair iki kefilli Muhtesip vizesi istenirken, bu vize Yunandan, Ermeniden, Yahudiden ve diğer gayrimüslimlerden istenmezdi?

3-Neden Boğaz’ın iki yakasındaki yalılarda, köşklerde, Marmara Denizi’nin çevresindeki yalılarda, köşklerde bir tane Müslüman Türk yaşamıyordu?

4. Neden Osmanlı Bankası dahil 12 bankanın sahipleri Yunan, Ermeni vb. iken Türkler bankada işçi olarak bile çalışamıyordu? Duruma istisnai bir tepki olarak Mithat Paşa Ziraat Bankasını (Sırbistan'daki Memleket Sandıklarından) kurmuş, sonra da Mithat Paşa Taif’e (Arabistan’da) sürgün edilip zindanda boğdurulmuştur!

5. Neden Anadolu’da doktor, eczacı, hatta köy bakkalları bile Yunan veya Ermeniydi?

6. Neden Türkler 10 yıl, hatta 15 yıl askerlik yaparken, Osmanlı vatandaşı Yunan ve Ermeniler askerlikten muaf tutulmuştu? Bu durumun ticaret, sanat ve her türlü faaliyetten Türklerin dışlanmasına yol açtığı bilindiği halde sürdürülmüştür!?

7. Neden Osmanlı’da Tanzimat aydınları, “Bu alfabe bizi cahil bıraktı, Latin alfabesine geçelim,” diye 80 yıl boyunca İlbasan kongreleri düzenliyorlardı?

Zaten tapu daireleri, telgraf ve saraydaki bazı yazışmalar ve mektuplar Latin alfabesiyle yapılıyor, örneğin 1795 tarihinde Hatice Sultan’ın mimar sevgilisine yazdığı mektup Latin alfabesiyledir.
Durum böyle iken, Anadolu’daki Türkmen-Oğuzlara, Müslüman Türklere neden Arap ve Fars harfli uyduruk Osmanlıca dayatılmıştır?

3-Osmanlı’da en az 80 yıl boyunca Osmanlı alfabesinden kurtulma çalışmaları yapılmış iken, neden alfabe bir gecede değişti yalanını yaydılar? Doğrusu, bu süreç 80 yıl + 1 gecedir.

Bir Amerikalı gazeteci Atatürk’e der ki: “Neden milletin alfabesini değiştirip cahil bıraktınız?”
Bilge Atatürk de cevaben der ki: “Ben 10 bin kişinin alfabesini değiştirdim ama uygun alfabe ile halkıma okuma yazma öğrettim.”

8. Neden Cumhuriyet idaresi “Bulgarlara Osmanlı Arşivi’ni sattı” yalanını yayarlarken, AKP döneminde Milli Kütüphane’nin içinde çok kıymetli el yazması eserlerin de bulunduğu 147 ton tarihi eseri Hurdasan’a kilosu 50 kuruştan sattıklarını söylemiyorlar?

Kaldı ki, Bulgaristan’a Yunan, Arnavut, Karaman, Memlûk veya Makedon arşivini vermediler, kendi arşivini verdiler. Onlar da bunu çöpe atmadılar, bilakis güzelce tasnif edip Türkçe dahil 8 dile çevirdiler ve dünyaya açtılar.

9. Neden Cumhuriyet idaresinin camileri yıktığı ve Kur’an’ı yasakladığı yalanını yayarken, sözde Halife Padişah Sultan Vahdettin’in Beyoğlu’ndaki Ağa Camii’ni parayla gayrimüslimlere satıp, İstanbul’un göbeğine Papa heykeli diktiğini söylemiyor, yazmıyorlar?

4-Yine Bilge Atatürk’ün, Sultan Vahdettin’in sattığı bu camiyi Yunanlardan satın alıp tadilat yaptırarak cami olarak ibadete açtığını niye yazamıyorlar?

Hatta savaşta tahrip edilen diğer 138 camiyi de tamir edip ibadete açtığını neden yazmıyorlar?

Yine Niğde, Aksaray gibi pek çok yerde kiliseleri de camiye çevirdiğini yazamıyorlar!?

10. Sonuç: Yemen’den Fizan’a bitmek bilmeyen savaşlarda ömür tüketen, kırılıp yok edilen Anadolu’daki Türk kimin umurundaydı?

Hiç Yemen Ağıtı dinlediniz mi? Dinleyin lütfen…
(1) Yemen Türküsü – Sümeyra Cakir ve Ruhi Su – YouTube
youtu.be/iPwR1k36wm8?si…

Sizce bu sorularıma dürüstçe, eğip bükmeden cevap verecek bir tarihçi çıkar mı?

Bahtiyar Aydın
Eski Çağ Tarihi Uzmanı

Not:
Dönme/Devşirmelerin kontrolüne geçmiş bir devlet yapısından/yönetiminden asli kurucu unsur olan Türk'ü söz sahibi yapması beklenemezdi durum bunu gösteriyor...

Üstteki yazım WhatsApp gruplarından bana da geldi.

Geçmiş olsun Çepni Boydaşım
#NihatGenç ADAMDIR🧿
1-Üstteki yazıda geçen kaynak belgeler ektedir 🔽⤵️
2- Bu zincirin altında Osmanlı hakkında aradığınız herşeyi bulacaksınız.
Read 11 tweets
Jun 1
E. Amiral Cem Gürdeniz: Osmanlı dünya okyanuslarından bi haberdir. Akdeniz okyanusların sadece %1 idir. Buna rağmen Akdeniz'de bile hakimiyet kuramadılar.
Garp Ocakları Donanması olmasaydı 16. Yy da bile Osmanlı sıfırdır sıfır. Dizilerde anlatılanlar Osmanlı düzmecedir.

100 yıl Kadırga'dan Yelkene geçemedik. Eğer Osmanlı donanmaya önem verseydi, akıla, bilime, sanayiye, sanayi devrimlerine önem verseydi, saraydaki seks alemlerinden kafalarını kaldırıp donanmayı koruyacak tedbirler alabilseydi, İngilizler Çanakkale'ye hoyratça saldırıp gelemezdi. Atatürk de 57. Alaya 'ben size ölmeyi emrediyorum" demek zorunda kalmazdı.

Donanma bitince işgal edilirsin. Çeşme, Navarin ve Sinop donanmalarını bile koruyamadın. Ruslar hepsini yaktı. Bunlar ağzının içindeki, burnunun dibindeki donanmalardı. Bunları koruyamazsan ondan sonra varlığını tabiki sürdüremezsin.

Cia, Akp ve Fetö kumpasiyla bütün Deniz Kuvvetleri Subayları Silivri'ye tıkıldı ve ağzının içindeki, burnunun dibindeki adaların Yunan'ın oluverdi. Bu adaların içinde Büyükada'nın iki katı büyüklüğünde adalar var hemde çok stratejik.
Şu anda o adalarda onbinlerce Yunan yaşıyor ve askeri üs oldular. Gaflet ve delalet ve hatta hıyanet budur. ...
#deprem
Kaynak link
Ata YOLUNDA you tube kanalı
Cumhuriyetçi Birlik Platformu Zoom toplantısından.
Read 4 tweets
May 17
MALAZGİRT'TE KÜRTLER VE ARAPLAR VAR MIYDI?

Malazgirt Savaşı’yla Anadolu’nun kapılarının Türklere açıldığını öğretirler okullarda. Oysa tarih ve arkeoloji araştırmaları Türklerin binlerce yıldır Anadolu’da hatta İstanbul'da da yaşadığını gösteriyor. İşte Beşiktaş metro kazısında ortaya çıkan Türk kurganları, işte Fikirtepe yazıtı, işte Erenköy yazıtı, işte Anadolu'da binlercesi ortaya çıkan Taşbabalarımız, Balballarımız, Petrogliflerimiz, tümülüs-kurganlarımız, at ve koç başlı mezar taşlarımız...Anadolu bizimde yurdumuz diyenler de bir tane dikili taş göstersinler, kurgan ve mezar taşlarını göstersinler görelim!
***
Bizans’ın ordusunda bulunan ve 1071'de Anadolu'ya geri dönen İskitleri tanıyan paralı Türk askerleri(Kuman Kıpçak, Peçenek Uz-Oğuz) yani
Türkopoller, hiç birbirlerini görmeden bile birbirini anlamış, tanımış ve saf değiştirip belki de Anadolu'daki ilk Türkçü devrimi yaparak gelen soydaşlarını hoş bir sürpriz ile karşılamıştır.

***
MALAZGİRT’TEN BÜYÜK TAARRUZ’A

Hiç şüphesiz Türklerin, "Ermeni Tarihçi Genceli Kiragos'un söylemiyle, İskitlerin geri dönüşünü" simgeleyen Malazgirt Zaferi, Anadolu’nun fethinde önemli bir adımdır.
Mustafa Kemal Atatürk bir tarih bilgini de olduğu için Malazgirt Savaşı’nın ve "Kutsal Ağustos Aylarının" önemini çok iyi biliyordu.. İşte o yüzden, 'Anadolu’nun kapılarını tekrar Türklere kapatmak isteyenlere karşı giriştiği Büyük Taarruz’u 26 Ağustos’ta başlatması belki de tesadüf değildir.

***
HAÇLI SEFERLERİNİ KİM BAŞLATTI?

Türklerin zaferiyle sonuçlanan Malazgirt Savaşı, Haçlı Seferleri’nin de gerekçesini oluşturmuştur...
Turgrul bey ile Çağrı Beyin 1015 yılında başlayan öncü akınlarından bunalan Ermeniler,
1021 tarihinde, Doğu Roma/Bizans ile toprak takası yaparak Ağrı, Van sınır bölgelerini Bizans'a bırakıp, Sivas'a 14 bin çadır olarak gelip, ilk defa Fırat Nehrinin Batısına geçmişlerdi.
Ancak Ermeni papazlarının, o yıllarda Vatikan'a , Bizans'a ve Avrupa başkentlerine yazdıkları mektuplarda, "Anadolu tekrar Türklerin-İskitlerin eline geçerse bu çok "Büyük Felaket" olur" diyerek bu konuda İncil'den muhtelif ayetleri örnek göstermişler ve akabinde zaten haçlı seferleri başlayacaktır (detay için bknz: Prof Dr İbrahim Tellioğlu-Fethedilenlerin Gözünden Anadolu'nun Fethi, Bilge Yay).

İşte bu yüzden de her 24 Nisan'da ABD başkanları soykırım demez ama ne derler: "Büyük Felaket gerçekleşti" derler. Soykırım zaten diyemezler çünkü Osmanlı başkenti Konstantinapolis'teki 149 bin Ermeni tehcire hiç gitmediği gibi Konstantinapolis'te akrabası olan 35 bin Ermeni de Konstantinapolis'e taşınmıştır. Tehcir zamanı bile boğazın iki yakasında ve Marmara Denizinin çevresindeki Yalılarda Köşklerde sefa içinde yaşadılar.

***
Osmanlı devrinde Katolik misyoner/Cizvit papazlarıyla, Anglo Amerikan sermayesi Anadolu'da hiç bir Amerikalının yaşamadığı şehirlerde kurdukları Amerikan Kolejleriyle şehirlerde yaşayan Ermeni gençleri manipüle edip Hınçak partisi adı altında kışkırtıcı faaliyetlere başlamışlardı. Maalesef bu kışkırtıcı faaliyetler sonrası Doğu Anadolu ve çevresinde yüzbinlerce müslüman Türk vatandaşı masum kadın çocuk demeden katlettirilmiştir. Tehcir bu yüzden yapılmıştı zaten.
Hınçak Taşnak Hoybun Cinayetleri için (bakınız; Rus Yarbay'ın Anıları ile
Dr Hans Barth, Türk Savun Kendini, Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı Yay.)

***
TÜRK TARİH TEZİNİN ÖNEMİ BÜYÜKTÜR

Eski çağda Anadolu'nun sahibi Türkler bize unutturulduğu için, Hıristiyanlara göre Anadolu kutsal kiliselerle dolu kutsal haçlı toprağı ilan edildi.
Oysa Herodot Tarih bile, MÖ 625 yılına kadar bütün Anadolu'ya İskitler hakimdi der. Yani Alper Tunga yenilene kadar. Ama İskitler de unutturuldu, Turani değil İran'i ve Hintli yapıldığı için eski çağlarımızı önemsemedik! Tam bir mankurtluk örneğidir bu Batı'da emsali yoktur.+++Image
1-İşte Türk Tarih Tezinin önemi burada ortaya çıkmaktadır. Çünkü Bilge Atatürk, bize yıllarca giydirilen deli gömleğini yırtıp atmış ve yaptırdığı arkeolojik çalışmalarla Alacahöyükte, Hurriler dönemindeki kurgan buluntularıyla Anadolu'nun en az 7 bin yıllık Türk beşiği olduğunu ortaya koymuştur.

Prof Dr Ekrem Memiş hocanın Eski Çağda Türkler kitabı çivi yazılı metinleri kaynakça olarak kullanarak, Doğu Anadolu Bölgesinde MÖ 2 binlerde hakim süren Türk Kağanlığı, Türki krallığı ortaya koymaktadır.
Herodot Tarih'e göre Samsun İskitlerin başkenti idi ama unutturuldu oysa Türk Tarih Tezi, "İskit Türk İmparatorluğu" diyordu Avrupalı bilginlere dayanarak.
Yine Doğu Anadolu Bölgesiyle Kuzey Batı İran'da "Kara Hun Devleti" vardı ama bunu da müfredattan çıkartmıştı gizli eller, oysa bu devletimiz de 602 yıl Hüküm sürmüştür. MS 250- MS 852).
Bitlis ve çevresinde Armanşahlar, Hakkari ve çevresinde Kuman Kıpçak Devleti, Musul ve Kerkük Merkezli Turukku Devletlerinin kurganları, taşbabaları dimdik ayaktadır. O halde elbirliğiyle Türk Tarih Tezinin tekrar okullarda okutulmasını sağlamalıyız, bunun için çaba göstermeliyiz.

***
Son yıllarda, 1071 Malazgirt Zaferimize, "Mossad ve CIA türevi kürdistancıların" da Mervani beyliği üzerinden ortak çıkmaya çalıştıklarını görmekteyiz.
Oysa Mervaniler bir Arap ailedir. İçinde Türk ve Kürt az sayıda paralı asker olması Mervanileri Türk yapmadı, Kürt de yapmaz.

Mervanilerin kurucusu
Abdullah el-Hüseyin bin Dostuk el Baz, Emeviler zamanında Arabistan'dan gelerek, Ergani-Maden bölgeye yerleşen Humeydiye aşiretine mensuptur. Kürt değil Araptır (detay için bknz: Mehmet Fatih Bekirhan-Doğu ve Güneydoğu Anadolu Türkistan mı? Kürdistan mı? Töre-Devlet Yayınları).

İçinde Afşin, Savtegin, Aytegin, Sunduk gibi Anadolu ve Bizans’ı çok iyi tanıyan akıncı Türk beylerinin; Danişmend, Saltuk, Mengücük, Porsuk, Artuk gibi yıldız Türk emirlerinin bulunduğu 50 bin kişilik ordusuyla Halep’ten yola çıkan Alparslan’a çok küçük bir askeri güçle destek veren küçük bir kasaba beyligi olan Mervaniler, o dönem kendi içlerinde bir iç savaş yaşamış bölünmüşlerdi. Bu yüzden tamamı da destek vermemişti.

Bu sembolik destekten hareketle bölücü zihinler öyle ileri gittiler ki, bazı Roma kaynaklarında Alparslan’dan “Kürt ve Perslerin hükümdarı” diye bahsedildiğini bile yazdılar. Allah akıl fikir versin ne diyelim..

***
Kaynak eserler ⤵️Image
Image
Image
Image
2-PKK ile yıllardır gizli kapaklı, bazen de açıkça yapılan "pazarlık aktörleri" de aklını başına almazlarsa gidecekleri yer "siyasi tarihin çöplüğü olacaktır.."
Çünkü pkk, daha doğrusu ABD ve İsrail'in çıkarları için Türk Kürt kardeşliğini bozarsan altında kalırsın. ..

Osmanlı'da Yavuz Sultan Selim tarafından idrisi Bitlisi'nin Diyarbakır Kadıaskeri yapılmasıyla(1517-1520) ilk defa İran'dan getirilen Kürtler, Araplar ve Acemler, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki Akkoyunlu Türkmen topraklarında iskan edilip, askerlik ile vergi avantajları sağlandığı için ilerleyen süreçte başta Avşarlar, Halaclar, Mukri, Bayat, Beydili vb Horasan kökenli Türkmen Oğuz Aşiretleri aynı avantajlardan yararlanmak için kürtleşmiştir veya öyle görünmek istemiştir (Doğu'da kalanlar).

Yine 1924 yılından bugüne kadar 3.7 milyon Türk-Kürt evliliği yapılmış ve devam etmektedir, komşuluk ilişkileri ile iş ortaklıkları da devam etmektedir. Bülent Ecevit'in 1995 yılındaki söyleşisinde dediği gibi Kürt sorunu yoktur ABD'nin doğu ve güneydoğu sorunu vardır Kürt sorunu olsaydı Ankara Haymana'da olurdu, Bala'da olurdu, Konya'da Kulu'da da olurdu Cihanbeyli'de de olurdu...

***
Bu sorun Ermeni diasporasının sorunudur. Halk arasında kimsenin bir sorunu yoktur.
Basit bir hesapla 1924 yılından sonra yapılan evliliklerden ikişer çocuk olsa 40 milyon civarında akrabalık bağı oluşmuştur.
PKK bu akrabaları temsil etmediğine göre kimi temsil ettiği ortadadır.
KCK çatı örgütünün İran, Irak ve Suriye'deki faaliyetlerine baktığımızda, bunların İspanya'daki ETA gibi, İngiltere'deki İRA gibi silah bırakıp gerçek manada özür dilemesi beklenmiyor bunların niyeti bambaşka.. Anayasa ile etnik ameliyata çanak tutanları da Türk milleti asla affetmeyecektir.

***
Son söz kurucu Başbuğ Atatürk'ündür:
"Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir."
" Türk Milleti" kavramına savaş ilan edenleri 2 yıl sonra siyasette göreceğimizi kim garanti edebilir?

"Ne Mutlu Türk'üm Diyene 🇹🇷
Mustafa Kemal'in ışığı yolumuzu aydınlatıyor."
Eski Çağ Tarihi Uzmanı
Bahtiyar Aydın
16 Mayıs 2025 Ataşehir-İstanbul

Okuyup beğenip paylaşan dostlara şükranlarımı sunuyorum 🌿 🌿 🌿 🧿

Konuya dair kaynak eserler⤵️Image
Image
Image
Image
Read 6 tweets
May 6
Ceren ile Alya! – ‘Sırrı Abi’ haklıymış! ‘Eşit yurttaşlık’ istiyorum ❗

Kabul ediyoruz.

Artık biz de ‘eşit yurttaşlık’ istiyoruz.

Yurttaşın ‘eşitlik’ içerdiğini falan reddediyorum. Biz barış, demokrasi, özgürlük istiyoruz.

Onurlu bir yaşam, bir hırka bir lokma…

Giderken de ‘önder’ gibi uğurlanalım arzusundayız.

Ne diyordu Ceren Hanım, babası Sırrı Süreyya Önder’in cenaze töreninde:

“Bir tek mülk edinmeden, ikinci bir kazağı almadan, kimseden bir şey istemeden, borçsuz ve harçsız, boğazını değil onurunu besleyerek yaşadığın bu dünyadan gidiyorsun baba.”

Biz de böyle gitmek istiyoruz.

Hastane masraflarımız devletimiz tarafından karşılansın, en iyi doktorlar tarafından ameliyat edilelim istiyoruz mesela.

Terörist Abdullah Öcalan’a ‘baba’ demek, ‘Ölene kadar Apocu’yum’ deyip kahraman sayılmak, Hendek teröründe talimatı getiren kişi olup da vicdanı sızlamayan biri olarak kalmak ve bunları yapmamıza rağmen Türk bayrağına sarılı bir şekilde bu dünyadan göçmek mesela…

Ama öncesinde neler yapmak istiyorum biliyor musunuz?

Tatile gitmek!

Şimdi size, sizin de unutamayacağınız bir tatil planımı anlatacağım.

Rüyamda gördüm…

***

Lütfen zinciri Okuyun
Sonra zaten paylaşacaksınız 🌿🌿🌿Image
1- Dedim ya, tatil yapma hevesindeyim.

Önce Alaçatı’ya gitmek istiyorum.

‘Ahali Alaçatı’da denize sıfır bir meyhanede Ege’nin en taze balıkları ve mezeleri eşliğinde rakımı içmeyi…

İskeledeyken kafam çakırkeyif olduğunda mis gibi deniz kokusu çarpmalı yüzüme…

Hissetmeliyim rüzgarın beni okşamasını…

Ahali Alaçatı
***Image
2- Sevdiklerimle kafaları bir güzel çektik ya… Artık uyku zamanı…

Hemen 5 bin 500 metrekarelik, denize sıfır, yemyeşil bir otelde ‘Alaçatı Beach Resort’a gitmek ve oranın kral dairesinde sızmak istiyorum.

Alaçatı Beach Resort
*** Image
Read 26 tweets
May 4
Prof Dr İbrahim Tellioğlu: Türk Tarih Tezinde "İskit Türk İmparatorluğu" deniyordu bugün ispatlandı.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun Taşbabaları, Balbalları, Anadolu'daki Kurganlar, Türklerin Anadolu'da 5 bin yıldır var olduklarını gösteriyor. İZLE-ÖĞREN
1- Prof Dr İbrahim Tellioğlu'nun kitaplarından özetler :
@ProfDrTellioglu
@ProfDrTellioglu 2- Prof Dr İbrahim Tellioğlu kitapları harikadır.
@ProfDrTellioglu
Read 11 tweets
Apr 26
İBRETLİK

Sultan 2. Abdülhamid, Amerikan Elçisi A. W. Terrell ile yaptığı söyleşinde, Osmanlı'nın Türkleri savaşlara sürüp, Ermenileri nasıl baştacı ettiklerini anlatıyor.

Önce yazıdan bir bölüm:

6)Ermenilere Çok Önemli Makamlar Verdik

Batı kamuoyunda Ermenilere kötü muamele yapıldığı ve ırki sebeplerle cezalandırıldıkları iddialarına da Sultan Abdülhamid çok çarpıcı açıklamalar yaparak yanıt verdi.Devlet hizmetinde görev yapan çok sayıda Ermeni olduğunu belirtti ve uzun bir listeyi elçiye ileteceğini bildirdi. Sultan çok önemli ve kritik makamlardaki Ermenilerden birkaç isim saydı:
•Dadyan: Ermeni kökenli Dadyan’a babam Sultan Abdülmecid tarafından imparatorluk barut fabrikasının tüm kontrolü verildi. Çok zengin oldu.

Sultan burada Ermenilere ne kadar çok güvendiklerini vurgulamak için Dadyan’ın saraya danışmadan istediği büyüklükte top/barut yapabildiğini söyledi ve şöyle devam etti: “Yani ordu onun insafına kalmıştı.”

•Kuetzroglou: Saray'ın her türlü mobilya, mücevher ve giyim eşyasını temin etmek için görevlendirildi. Büyük bir servet kazandı. Boğaz'ın Asya kıyısındaki Çengelköy’de çok sayıda evi ve muhteşem bir köşkü vardı. Babam her hafta dinlenmeye oraya giderdi.

•Agop Efendi: Darphane'nin bütün sorumluluğu Agop Efendi'nin elindeydi. Servet yapma fırsatları elbette çok fazlaydı ve kendisi de çok zengin oldu.

•Gümüşgerdan: Ermeni Gümüşgerdan ise Saray Harem'inin kadın kıyafetleri tasarımcısı ve yapımcısıydı. Hâlâ burada yaşıyor ve son derece zengindir.

•Balian (Ermeni) ailesi: Sultan Mahmud'un zamanından beri babadan oğula geçerek padişahlar için saraylar ve binalar için seçkin mimarlar olmuştur. Dolmabahçe, Çırağan, Beylerbeyi, Yıldız, Ihlamur Kasrı ve Asya kesimindeki Göksu ve Küçüksu vb. sarayları inşa ettiler ve biri hâlâ benim imparatorluk mimarımdır.

•Michael Portakal Paşa: Bir Ermenidir ve şu anda Hazine-i Hassa’dan sorumlu Bakanımdır. Padişaha ait tüm kamu arazileri ve tüm gayrimenkuller üzerinde münhasır kontrole sahiptir.

Sultan Abdülhamid’in elçiye sözünü ettiği Osmanlı hizmetinde Ermeniler listesine baktığımızda gerçekten de 106 Ermeni’nin çok önemli makamlarda çok iyi maaşlarla istihdam edildiği görülmektedir.

Ermeni olaylarının en kritik dönemlerinde bu kadar kişinin Osmanlı devletinde çeşitli kadrolarda görev yapması Osmanlı devletinin Ermenilere ikinci sınıf vatandaş muamelesi yaptığı iddialarını çürütecek boyuttadır. Ayrıca batıda eli kanlı bir diktatör olarak anılan Sultan’ın da Ermenilerle kişisel bir sorunu olmadığını göstermektedir.

7)Ermeniler Nankörlük Yaptı ve Hükümeti Yok Etmeye Kalkıştılar

Sultan Ermenilere karşı ırki veya dini nedenlerle bir nefret duymadıklarını bu örneklerle açıkladıktan sonra Ermeni olaylarının çıkış sebeplerine değindi. Sultan Abdülhamid’e göre Sarayın Ermeni ırkına yaptığı onca iyiliklere rağmen ihtilalci Ermeni komiteleri ve devletin zenginleştirdiği Ermeniler hükümeti yok etmeye kalkışmışlardı ve bu durumda işler değişmişti.

Sultan Ermenilerin onca iyilik yapılmasına karşılık nankörlük göstermelerine epey içerlemiş olmalıydı ki elçinin de iyi tanıdığı bir Ermeni cilt ustası ile ilgili şu anısını aktardı:
Bu (cilt ustası) adam, geçen yıl 26-27 Ağustos'taki karışıklıklardan sonra korkup Amerika’ya kaçmış. İngilizce konuşamadığı ve iş bulamadığı için geri dönmek istediğini söyleyerek Saray'a bir mektup yazdı ve Sultan’ın sağ salim dönmesine izin verilmesi için talimat vermesini istedi. Daha sonra doğrudan padişaha mektup yazarak parasının olmadığını bildirdi. (Elçi Terrell’in naklettiğine göre burada Sultan gülmeye başladı ve şunları söyledi): “Şimdi Amerika'nın Hıristiyan halkı buna pek inanmayacak, ama ben onun iyi bir adam olduğundan emin olarak adama evine dönmesi için 1000 frank gönderdim.”

Prof Dr Kemal Çiçek hocanın Türk Yurdu Dergisine (Nisan 2025) yazdığı yazıyı aynen paylaşıyorum. Geniş araştırma yapmak isteyenler ekteki kitabı edinebilirler.

Lütfen dikkatle okuyup
paylaşalım 🌿🌿🌿Image
Image
1- II. ABDÜLHAMİD’İN ERMENİ SORUNUNA BAKIŞI
Prof. Dr. Kemal Çiçek
Yeni Türkiye Stratejik Araştırma Merkezi ANKARA

Bu makalemizde Ermeni Sorununun uluslararası bir sorun olmaya başlaması evresinde Sultan II. Abdülhamid’in Ermeniler ve Ermeni sorununa bakışını değerlendireceğiz.

Abdülhamid döneminde Ermeni sorunu hakkında çok sayıda kapsamlı çalışmalar yapılmasına rağmen Sultan’ın bakış açısı hakkında oldukça az araştırma yapılmıştır. Fikrettin Yavuz’un Abdülhamid döneminde Amerikan elçisi olan Alexander Watkings Terrell hakkındaki enfes eseri ve Baha Gürfırat’ın çok kısa bir makalesi dışında konu ele alınmamıştır. Ayrıca bu akademik çalışmalar da kamuya mal olmamış, başka bir deyişle Sultan Abdülhamid’in Ermeni sorununa kişisel yaklaşımı yeterince dikkat çekmemiştir. Halbuki Abdülhamid’in bu konudaki kişisel görüş ve tespitleri kanaatimizce son derece önemli ve değerlidir.

Zira Ermeni Sorununun uluslararası bir boyut kazanması da, ilk önemli Ermeni olayları da onun zamanında yaşanmıştır. İşte bu bakımdan Sultan’ın Ermeni sorununa kişisel yaklaşımı daha fazla ilgiyi hak etmektedir. Burada kişisel bakışı tespitimin altını çizmek isterim, çünkü onun fikirlerinin tam anlamıyla Osmanlı dış politikasına yön verdiğini de iddia etmek doğru değildir. Bununla birlikte özellikle Batılı devletler ve Osmanlı-Ermeni sorunu araştırmacıları Ermeni sorununun çıkışını Sultan Abdülhamid’in siyasetine bağlama eğilimindedirler ki bu doğru değildir.

Sultan Abdülhamid, Ermenilerin ayaklanmasını gerektirecek ve haklı çıkartacak hiçbir siyaset izlememiştir. İzlediği iddia edilen İslam birliği siyasetinin –ki ne kadar etkili olduğu tartışmalıdır- Ermenileri isyana yönelttiği tezleri dayanaksızdır. Bu konuyu detaylı tartışmak bu kısa makalenin kapsamını aşarsa da kısaca Ermeni sorunu ve uluslararasılaşma sürecini hatırlatmak Sultan’ın soruna yaklaşımının anlaşılmasına katkı yapacaktır.

Ermenilerin Uluslaşma Süreci Nasıl Başladı?

Türk-Ermeni ilişkilerinin tarihçesi Ermeni sorununun temelinde, 19. yüzyıl başlarından itibaren Osmanlı toplumuna da sirayet eden uluslaşma ve milli devletlerin kurulma sürecinin hızlanmasının yattığını göstermektedir. Bununla birlikte Ermeni milli kimliğinin filizlenmesinde en büyük paya sahip olan Sultan Fatih Sultan Mehmet’tir. Sultan Mehmet adeta Ermenilerin siyasi, sosyal ve ekonomik bakımdan kaderlerinideğiştiriştir. Şöyle ki; Bizans tarafından Van ve civarında yaşadıkları topraklardan 11. yüzyıldan itibaren sürekli Orta ve Batı Anadolu’ya sürgün edilen ve hor görülen Ermeniler, Fatih Sultan Mehmet tarafından taltif edilmişlerdir. 1461 yılında,Fatih Ermeni ileri gelenlerinden altı aile ile birlikte Hovakim’i “Patrik unvanıyla” Bursa’dan İstanbul’agetirtmiştir. Ayrıca Anadolu’nun çeşitli şehirlerinden çok sayıda Ermeni’yi İstanbul’a taşıyarak, burada altı cemaatlik bir Ermeni toplumu meydana getirmiştir. 1478 tahrir defterinde İstanbul’da yaklaşık 1000 hane Ermeni cemaati yaşadığı görünmektedir. Ermeni dini liderlerinin Patrik unvanını kullanması ise muhtemelen Kanuni Sultan Süleyman zamanında olmuştur. Aynı tarihte gerçekleşen ilginç bir tarihi olay da, Kozan’daki Ermeni Patrikliğinin Eçmiazin’e taşınmasıdır.

Bu tarihten sonra zımmi statüsündeki Osmanlı milletlerinden birisi olarak Ermeniler çok huzurlu bir dönem yaşamışlar vedevlete önemli hizmetlerde bulunmuşlardır. Orta Anadolu bölgesinden yeni getirilenlerle nüfusu sürekli artan Ermeniler, İstanbul’da ilk matbaalarını 1587 yılında kurmuşlardır. Devlete bağlılık ve hizmetlerinden dolayı “millet-i sadıka” olarak anılmışlardır. Nitekim 1835-1839 yılları arasında Türkiye’de bulunan Helmut von Moltke İstanbul’da Ermeni seraskeri Husrev Paşa’nın Ermeni tercümanı Mardiraki ve ailesinden “Hıristiyan Türkler”şeklinde söz etmiştir. Pek çok gözlemci ve seyyah da Ermenilerin Türkçeden başka dil bilmediklerini kaydetmişlerdir. Amerikan misyonerleri de aynı nedenle mezhep değiştirttikleri Ermenilere bile Türkçe olarak ayin yapmak zorunda kalmışlardır.Image
Image
2-İşte bu şekilde Türklerle iyi kaynaşmaları ve kurdukları dostluk sayesinde Ermeniler Osmanlı bürokrasisinde de önemli görevler üstlenmişlerdir.

Osmanlı arşiv belgeleri Ermenilerin tercüman, vergi toplayıcısı, mimar, zanaatkâr, hazinedar, meclis üyesi ve hatta bakan olarak her türlü göreve ön yargısız olarak tayin edildiklerini göstermektedir. Böylece amira olarak bilinen sınıflar arasında çok sayıda aristokrat Ermeni ailesi ortaya çıkmıştır.

Ermeniler arasından 17. yüzyılda GrigorDaranaghtsi ve 18. yüzyılda Eremia Çelebi Kömürciyan gibi ünlü tarihçi, şair ve edebiyatçılar yetişmiştir . 18. yüzyıl başlarında İstanbul’da sayıları dörde ulaşan Ermeni matbaalarında 40 cilt, çoğu dini içerikli kitap basılmıştır. Askerlik hizmetinden muaf oldukları için ticarete ve sanat hayatına atılan Ermeniler, bu alanda da çok başarılı aileler çıkarmışlardır. Kuyumcu olan Düzyan ailesi, mimar olan Balyan ailesi, tekstilci Bezciyan ailesi, ressam Manus ailesi, mühendis ve diplomat çıkaran Dadyan ailesi bunlar arasında akla ilk gelenlerdir. Ayrıca özellikle Tanzimat sonrasında pek çok Ermeni de bakanlık seviyesine kadar yükselerek Osmanlı İmparatorluğunu dış ülkelerde temsil etmişlerdir. Osmanlı sultanlarının özel hekimleri arasında Bogos (1744-1814), Manuel (1775-1858) ve Pavlaki (1806-1887) gibi pek çok Ermeni vardır.

Ne var ki bu dostluk ve iyi komşuluk havası Ermeniler arasına yabancı misyonerlerin yerleşmesi ile bozulmaya başlamıştır. Bir yandan 1816 yılında Moskova’da kurulan Ermeni Şark Dilleri Enstitüsünün ajanları diğer taraftan Batı kiliselerine mensup misyonerlerin çalışmaları Ermenilerle Türkler arasında ilişkileri yavaş yavaş kopma noktasına getirmiştir. Özelikle Katolik, Protestan ve Rusya kökenli misyonerlerin Ermeniler arasında yürüttüğü ayrılıkçı çalışmaların etkisi vurgulanmalıdır. Çünkü misyonerlerin farklı mezhepler adına yürüttükleri faaliyetlerin sonucunda sadece Türk-Ermeni ilişkileri zarar görmemiştir. Ermeniler de farklı mezheplere bölündüğü için birbirlerine yabancılaşmışlardır.

Osmanlı Millet Sisteminin Çöküşü ve Ermeni Milletinin Parçalanması
Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren Osmanlı devletinin Ermenileri bir millet çatısı altında toplama gayretlerine karşılık, özellikle Amerikan ve İngiliz Protestan misyonerleri 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren emellerine ulaşmışlardır. 1850’de İngiltere hükümetinin siyasi desteği sayesinde Ermeniler arasından bir Protestan Ermeni milleti çıkartmışlardır.

Sayı bakımından az olmakla beraber, Amerikan misyonerleri vasıtasıyla akan paralar sayesinde Protestan Ermeniler toplum içinde ağırlıklarını gitgide arttırmışlardır. Böylece büyük çoğunluğu Gregoryen Ortodoks ve az sayıda Katolik Ermeni cemaatlerine, Protestanlar da ayrı bir kilise ve cemaat olarak katılmışlardır.

Avusturya, İtalya ve Fransa’nın Katolik Ermenileri, Rusya’nın 1774 Küçük Kaynarca Antlaşmasından itibaren Ortodoks Ermenileri ve İngiltere, Almanya ve Amerika’nın Protestan Ermenilerini himaye altına almaları, Osmanlı millet sisteminin toplumda oluşturduğu hassas dengelerini bozmuştur. Kendi ülkelerinde etnik, kültürel ve dinsel ayrımcılık yaşayan misyonerler, Osmanlı coğrafyasına da “öteki” anlayışını taşımışlardır. Ermenilere aşılanan bu yeni bakış, dinsel ve etnik farklılıkların ilişkilerde belirleyici olmasına sebep olmuştur.
Şunu hatırlatalım ki Osmanlı Devleti’nin egemenliği altındaki uluslara tanıdığı, “millet statüsü”,onlara özerk yaşama hakkı veriyordu; bu hak, devletin güç kaybetmeye başladığı dönemlerde Batılı devletler ve Rusya tarafından istismar edilmiş; kapitülasyonlar sayesinde Batılı büyük devletler, Osmanlı gayrimüslim ahaliyi örgütleyerek Osmanlı Devleti’ni parçalama stratejisini uygulamaya başlamışlardır.

Nitekim İngiltere, Fransa ve Rusya, Berlin anlaşması sonrasında Osmanlı hükümetini iç işlerini reformlarla iyileştirmeye zorladı. Osmanlılar, birkaç askeri yenilgiden sonra isteksizce de olsa pes ettiler.Image
Read 19 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Don't want to be a Premium member but still want to support us?

Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal

Or Donate anonymously using crypto!

Ethereum

0xfe58350B80634f60Fa6Dc149a72b4DFbc17D341E copy

Bitcoin

3ATGMxNzCUFzxpMCHL5sWSt4DVtS8UqXpi copy

Thank you for your support!

Follow Us!

:(