simin tekstil diye bir firma var. ilk iş tsk’dan ihale alıp çorap satıyor. pandemide ise maskeden yolunu buluyor. eski milli savunma bakanı nurettin canikli bu şirketin gizli patronu. ifşa edeyim ve ardından kamu kaynaklarıyla kurdukları soygun düzenini anlatayım. #CanikliDosyası
sorana alakam yok diyor ama örneğin aylık ödeme raporlarındaki her detayı inceliyor. bekçinin maaşından tadilat işlerine kadar her kalemle ilgileniyor. son mesajda “patron” diye bahsedilen canikli, fabrikaya sendika sokmama talimatı göndermiş, sendika isteyeni işten atıyorlar.
caniklinin simin tekstil’i makineleri çalıştırdıktan kısa süre sonra tsk’dan ihale alıyor. simin adına ihaleye katılan adil kılıç, kemal canikli’ye “100-125 bin tl para girer cebimize” diyor. son görselde ise bir başka ballı ihale canikli’nin onayına sunuluyor.
aile içi bir mevzu olduğu için belki bunu paylaşmam ayıp olacak ama dayanamadım. tahsin amca seni kaldırmışlar :(
şimdi, canikli’nin organize ettiği bu soygun şebekesinin işleyişini anlatacağım. şu soruyla başlayalım: çorap fabrikası kurmak canikli’nin aklına nereden geldi? bilen biliyor. bu iş için biraz geriye, canikli’nin kontrolündeki tmsf’nin akın çorap’a el koyduğu zamanlara dönüyoruz.
canikli tmsf’nin el koyduğu akın çorap’ın başına kimi koyuyor biliyor musunuz? danışmanı fatih salihpaşaoğlu’nu. evet bayaa bildiğin danışmanı. el konulan diğer şirketleri de (aydınlı, koza, boydak) kendi adamlarına emanet ediyor. sermaye güle oynaya canikli’ye transfer ediliyor.
yani aslında canikli bu şirketlerin hepsine çökmek istiyor. adıyla sanıyla çökemeyeceği için bir şebeke kuruyor. bu şebeke hep birlikte hem kayyumları hem canikli’nin şirketlerini yönetiyor. al gülüm ver gülüm işlemlerle, kayyum varlıkları canikli’nin şirketlerine aktarılıyor.
şimdi fark ettim. canikli’nin kredi kartı ekstresindeki adres ile simin tekstil’in adresi aynı. nitekim şirketin gider kalemleri içinde canikli’nin kredi kartları da var. #CanikliDosyası
canikli, akın çorap’ın başına danışmanını yerleştirip, bu işlerden pek anlamamakla birlikte, sanırım şirketi zarar ettirip batırmak istiyor. zamanla tüm varlığın simin tekstil’e nakledilmesi öngörülüyor. ekteki belgede görebileceğiniz gibi simin tekstil akın çorap’ı baz alıyor.
peki simin tekstil’in görünen sahibi kim? %100 hisse ile kazım albayrak. genelde karıştırıldığı için söylüyorum. berat’ın sülale değil. yeni şafak grubu albayrakları. kazım albayrak şirketle hiç ilgilenmiyor. aralarındaki anlaşmayı bilmiyorum ama elbet bu soygundan payını alıyor.
canikli’nin ortağı ve simin’in kağıt üstündeki sahibi kazım albayrak’ın diğer şirketlerine bakayım dedim. ilk çıkan birun otel tanıdık geldi. vatan şaban’ın eski twitlerini arattım. meğer canikli, rabia naz cinayetinde çok kirli bir işe bulaşan birini ağırlamış ve finanse etmiş.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
sadece burak erdoğan mı? mesajın peşine düştüm ve binali yıldırım'ın oğlu erkam'ın gemilerinin de gazze bombalanırken, 16 ekim'den 7 kasım'a kadar, israil limanlarında olduğunu tespit ettim. yine filistin'e dua, israil'e ise gemi gönderilmiş. kanıtlar için devamını okuyun lütfen
hazar s ve sun s adlı bu iki gemi, oras denizcilik adı altında sevkiyat yapıyorlar ve gazze'nin bombalandığı 3 hafta boyunca israil limanlarında sevkiyatı sürdürüyorlar. marinetraffic kayıtlarına bakarak siz de kolaylıkla tespit edebilirsiniz. devam edelim.
bu gemilerin israil limanlarındaki kayıtlarnı ekliyorum. yalanlanamayacak bir bilgi bu. kayıtlar uluslararası düzeyde tutuluyor. şirketi oras denizcilik ve ülkeyi israil olarak seçtiğimizde bu liste ortaya çıkıyor. (sadece israil'in gazze'ye saldırdığı tarih aralığını listeledim)
türkiye-israil arasındaki gemi sevkiyatını araştırırken acayip bağlantılar yakaladım ama işin bu raddeye varmasını beklemiyordum. meğer, israil gazze'yi bombalarken, cumhurbaşkanının oğlu burak erdoğan'ın gemisi israil'den sevkiyat yapıyormuş. kanıtlar için lütfen devamını okuyun
11 ekim'de limak'a ait iskenderun limanından kalkan manta denizcilik'e ait halit yıldırım adlı gemi, 14 ekim'de israil'in aşdod limanına vardı. burada yükleme yaptıktan sonra 18 ekim'de yükünü teslim etmek üzere florida'ya hareket etti. bu sırada israil gazze'yi bombalıyordu.
bu geminin burak erdoğan ile ne ilgisi var? google arama satırına şirketin adını (manta denizcilik) ya da geminin adını (halit yıldırım) yazın, yanına da burak erdoğan ekleyin, birçok haber göreceksiniz. fakat ben bununla yetinmeyeceğim. resmi kaynaklardan kanıtlar sunacağım.
geçen gece bir vakit uyanıp buraya baktığımda yine gazze'de katliam haberleri vardı. niye elimizden bir şey gelmiyor diye düşündüm. mevcut protestolar caydırıcı değildi. herkesin rolünü oynadığı bir oyun gibiydi. hep tekrar eden, çocukların öldüğü bir oyun+ #israilesevkiyatıdurur
sonra hüdapar'lı bir milletvekilinin twitini gördüm. kocaeli'nden kalkan bir uçağın israil'in jet uçaklarına yakıt taşıdığını yazıyordu. israil'in bizden yakıt almaya ihtiyacı var mı ki diye düşündüm, biraz araştırdım. israil'in petrolde tamamen dışa bağımlı olduğunu gördüm.
başta azerbaycan ve kazakistan olmak üzere petrol ihtiyacını dış ülkelerden karşılıyordu. peki sevkiyat nasıl oluyordu? gördüm ki türkiye üzerinden. ve aralıksız devam ediyor. bakü tiflis ceyhan boru hattı sonunda, türkiye bu sevkiyatı aksatırsa bp'ye ağır tazminat ödüyor.
4 yıl önce bugün, 14 temmuz 2019'da (ben yazana kadar dün oldu), hakkımdaki soruşturmayı ve saçma sapan suçlamaları öğrenince, vizesiz bir ülkeye en ucuz bileti bulup sırt çantam ve çadırımla aynı gece ukrayna'ya uçtum. hapse girme olasılığını kabullenmekte zorlanmıştım.+
bütün bunlar rabia naz cinayetini araştırıp duyurduğum için başıma gelmişti. pişman değilim. hiç pişman olmadım. ama hayatımı bu kadar değiştireceğini de tahmin etmemiştim.
çevremdeki insanlar yaptığım haberlerin başıma "iş" açabileceği konusunda uyarıyordu ama ben, saflık mı aşırı iyimserlik mi dersiniz, sanılanın aksine, bu cinayetin örtbasını engellemeye katkı sunacağımı ve rabia naz'ın ailesinin adalet arayışının karşılık bulacağını sanmıştım.
"savcı görevini yapmış. belediye tutanağı varsa takipsizlik vermek zorunda." vb yorumlara istinaden... burada asıl sorumlunun belediye olduğu gerçeğini unutmadan, savcının fonksiyonu üzerine düşünelim. bildiklerimi ve yorumlarımı paylaşayım. sizin yorumlarınızı da önemsiyorum.
anadolu bir savcı olduğunuzu düşünün. üstelik deprem bölgesinde görev yapıyorsunuz. size bir suç duyurusunda bulunuluyor. avukat üç kez kapınızı çalıyor. 144 daireli sitede zemin kattaki kreş için kolonlar kesildiği ve statik bozulduğu için yıkımın kaçınılmaz olduğunu anlatıyor.
bir trajedi. bir katliam. belgeler ve kirli ilişkiler ortada. çünkü bu katliamın yaşanmaması için çabalanmış. hukuk mücadelesi verilmiş. yetkililere bildirilmiş. ama hepsi göz göre göre gelen katliama adeta önceden onay vermiş. detayları anlatayım.
78 can kaybı. 27 yaralı. 35 kayıp. böyle olacağı belliymiş. müteahhitten başlayalım. fevzi yılmaz, projeye 'farklı yaşam rende sitesi' adını vermiş. onun yüksek yerlerde tanıdıkları var. milletvekili @Sabahatozgursoy onlardan biri.
milletvekili @Sabahatozgursoy'u depremde çöken yeni site güçlü bahçe city açılışında da görmüştük. hem o açılışta hem rende sitesi müteahhitini ziyaretinde yanında ak parti antakya ilçe başkanı @EmrullahGuln de var.