1. whatsapp yedeği, görüntüler ve belgeler nasıl bana ulaştı? kim ulaştırdı?
belki ardında başka şey arıyorsunuz ama gerçekten aile içinden geldi. kimliğini kendisi açıklamadığı sürece ben de açıklamam. kim olduğunu canikli de biliyor. açıklayamıyor.
2. sızdıran kişi bunu neden yaptı?
bu konuda bilgim ve fikrim var ama başkası adına konuşmam doğru olmaz. sadece komplo teorilerine gerek olmadığını söyleyebilirim. aslında bildiğimiz şeyler. haksızlıkların doğurduğu karşıt duygular.
3. canikli neden sessiz?
öncelikle beceriksizlikten. iletişim yetileri yok denecek kadar az. krizi iletişim yoluyla yönetebilecek biri değil. ekibi de farklı değil. ayrıca yalanlayamıyor. “ne işler çevirdiğimi zaten bilen biliyor” rahatlığıyla gündemden düşmeyi bekliyor şimdilik
daha neler payaşaşacağımı merak ediyor olabilirsiniz ama hiçbiriniz nurettin canikli kadar merak ediyor olamazsınız. bilmediği için kilitleniyor.
4. elimdeki belgelerde daha neler var?
çok şey var. özel hayattan uzak durmaya, sırf canikli ailesinden ya da sülalesinden diye birini suçlamamaya çalışıyorum. bunun yerine, canikli’nin devleti hortumlamak için kurduğu mekanizmayı anlamaya anlatmaya çalışıyorum. daha başındayız.
5. rabia naz cinayetini aydınlatacak bilgiler belgeler var mı?
ilk bunu aradım. net delil bulamadım. bizi susturma planlarına ilişkin paylaşımlar ve konuyu dile getiren ak partililere tepkiler var ama mesajlarda da okuduğumuz üzere bu konuyu telefonda bile konuşmaktan kaçıyorlar
7. paylaşımlarım devam edecek mi?
evet. kesinlikle. soygun ve hortum mekanizmasını daha iyi anlamaya çalışıyorum. elimdeki bilgi ve belgeler twitlere sığmayacak kadar. bildiğiniz gibi sadece twitter’da haber yapıyorum. buradaki format yetersiz kalıyor. ama mutlaka paylaşacağım.
8. korkmuyor muyum?
biraz korkuyorum ama yine de bunu yapmam gerektiğini düşünüyorum. kimseyle şahsi hesabım yok ama sanırım ülkemi çok seviyorum. düşünmeden ve çabalamadan duramıyorum. korktuğumu fark ettikçe daha çok yazıyorum. zaten başıma ne geldiyse bu yüzden geldi:)
9. canikli partisine zarar verdiği ve parti içinde bile sevilmediği, hatta düşmanları olduğu halde kim koruyor?
mesajlarda canikli’den “patron” diye bahsediliyor. patronun da patronu var. bu işleri biliyor ve payını alıyor. bence adıyla, sanıyla, ortaklığıyla erdoğan koruyor.
10. bu işin sonu nereye varır?
bence canikli yurtdışına kaçar. ben de size meşhur serpme kahvaltılarımdan ısmarlarım. detayları orada konuşuruz.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
simin tekstil diye bir firma var. ilk iş tsk’dan ihale alıp çorap satıyor. pandemide ise maskeden yolunu buluyor. eski milli savunma bakanı nurettin canikli bu şirketin gizli patronu. ifşa edeyim ve ardından kamu kaynaklarıyla kurdukları soygun düzenini anlatayım. #CanikliDosyası
sorana alakam yok diyor ama örneğin aylık ödeme raporlarındaki her detayı inceliyor. bekçinin maaşından tadilat işlerine kadar her kalemle ilgileniyor. son mesajda “patron” diye bahsedilen canikli, fabrikaya sendika sokmama talimatı göndermiş, sendika isteyeni işten atıyorlar.
caniklinin simin tekstil’i makineleri çalıştırdıktan kısa süre sonra tsk’dan ihale alıyor. simin adına ihaleye katılan adil kılıç, kemal canikli’ye “100-125 bin tl para girer cebimize” diyor. son görselde ise bir başka ballı ihale canikli’nin onayına sunuluyor.
kesinlikle sürpriz değil. hiç şaşırmadık. ama yine de saçma bir dava görülüyor bugün. 1 numaralı sanık olarak beni yazmışlar. tügva belgelerini sizlerle paylaştığım için.. bu saçmalık karşısında ne yapabilirim diye düşünüyorum. n’apayım bari olan biteni olduğu gibi anlatayım.
bu kısımda biraz kişiselleştirmiş olacağım ama inanın kişisel bir boyutu da var. tügva belgelerinin bana gelmesinde ve tereddütsüz yayınlamamda, o günlerdeki ruh halimin, mutsuzluğumun, hayal kırıklığımın ve arayışımın etkisi de var. zaman geçtikçe bunu daha iyi anlıyorum.
eylül’de ülkeye dönmeye karar vermiştim. düşüncesi bile içimi huzurla dolduruyordu. riski görmek adına çağlayan adliyesinde hakkımdaki soruşturmaları sordurduk. sadece orada 5 soruşturma açılmıştı. yakalama kararı da vardı. tamamı haber twitlerimle ilgili.
kılıçdaroğlu’nun bahsettiği olayı bulmak zor olmadı. bursa-bandırma demiryolu ~3 milyar’a veriliyor, erdoğan imza atmıyor. yeni ihale açık ihale olmuyor. ~9 milyar’a direkt kalyon’a veriliyor. erdoğan imza atıyor ve ardından bir imza daha atıyor. bu bedel vergiden muaf tutuluyor.
bu konuda daha önce haberler var. abartı içermeden basitçe anlatayım. 3 milyar’a yapılacak yol, erdoğan’ı memnun etmiyor. açık ihale iptal ediliyor. cengiz, limak, kalyon falan çağrılıp sonuçta erdoğan’ın komisyonu olan ve halkın cebinden çıkan 6 milyar farkla kalyon’a veriliyor.
bizde her daim rüşvet ve yolsuzluk oldu. siyasiler her daim ihale komisyonculuğuyla yolunu buldu. %10 iken artık %30 oldu diye duyuyordum. şimdi cumhurbaşkanı 3 milyarlık ihaleden 6 milyar komisyon alıyor (%200). devletin malı bitmeyen denizdi. bu doymazlık yüzünden o da bitiyor.
geceye not. hükümet işi gücü bırakmış, tüm yöntemlerle ibb’ye yükleniyor. adeta halkın daha da mağdur olmasını istiyor. sorunlar büyük oranda belediye-devlet işbirliği eksikliğinden kaynaklanıyor. (önyargılı yorumlar ve peşin hükümlerden önce lütfen takip eden twitleri de okuyun)
doğrudur yanlıştır bunlar benim gözlemlerim. thy kargo binasının çökmesi ve havaalanında yaşananlar thy tarafından tuhaf bir şekilde örtbas edilmeye çalışıldı. nedenini anlamaya çalıştı, çok kişiye danıştım. belli ki sadece ibb sorumluluk alanındaki sorunlar konuşulsun istediler.
bir başka örnek olarak istanbul’a ulaşan tüm karayollarında araç girişi yasaklandı. çok sıradışı bir karardı. bunun da arkaplanında yine hükümetin sorumluluk alanlarında “temize çıkmak”olduğunu düşünüyorum.
tanıştırayım. filiz hanım, sahte diploma ve yalan beyanla her seçimde aday oluyor. resmi makamlar bir yana, kendi partisini de kandırıyor. ya da bilmiyorum, belki de partisinde böyle şeyler sorun olarak görülmüyor. (paylaşmadan önce kendisiyle de konuştum. detayları anlatacağım.)
sahte diploma ve cimer şikayet görüntüleri dm’den geldi. ilk iş olarak filiz hanım’a ulaştım. sadece bu iddianın doğru olup olmadığını sordum. siyasi kariyer hırsını tam olarak yansıtan bir hırçınlıkla karşılaştım. o ç falan dedi. tek ilgilendiği şey, bilgiyi kimin verdiği oldu.
buna rağmen, gerçeği öğrenme çabamı sürdürdüm. mezuniyet belgesi gönderebileceğini söyledi. istedim. gönderdi. tam ikna oluyordum ki, 2020 mezunu olduğunu fark ettim. ama filiz hanım 2015, 2018, 2019 seçimlerinde sahte mezun olarak takılıyormuş. niye böyle diye sordum. sustu.
rabia naz’ın dosyasına bakan savcılar halil çokkaş ve emine öveyik hakkında baba şaban vatan’ın talebiyle hsk tarafından başlatılan disiplin soruşturması sonuçlandı. iki savcıya da uyarı cezası verildi.
ilk savcı halil çokkaş dosyayı adeta rafa kaldırmıştı. zira, üç ay sonra tayin bekliyordu. tayini gerçekleşti ve ilçeyi terk etmeden hemen önce baba şaban vatan ile görüşüp olay yeri incelemesi itibariyle rabia naz’ın oraya düşerek ölmesinin mümkün olmadığını söylemişti.
sonra dosya savcı emine öveyik’e verildi. emine hanım ve giresun başsavcısı abdurrahim alan intihar süsü verilmiş bu cinayeti örtbas etmek için her şeyi yaptılar. kimseyi inandıramadıkları intihar senaryosundan 1 yıl sonra vazgeçtiler ancak aceleyle dosyaya takipsizlik verdiler.