1- "Prince of Darkness: #TuranDursun ve Mitomanik Saplantıları"
-Turan Dursun'u tanıyalım.
-Hz. Muhammed'e cinsellik üzerinden yaptığı saldırı.
-Turan Dursun'un anılarında, hayvan seviciliği (!) eşcinsel eğilimi
-İslam'ı eleştirirken yaptığı hatalar.⬇️
2- Flood’u okurken muhtemelen ilk defa karşılaşacağınız bilgiler olacak ve bu bilgiler sizi oldukça sarsacak. #HzMuhammed'e hiç bitmeyen nefretle, sürekli cinsellik üzerinden saldırması beni hep düşündürmüştü. Tahmin ettiğim gibi de çıktı. Olay çok başka, sabırla okuyun şok olun.
3- Bugün bir efsaneyi patlatacağız. Çok sık kullanılan, çok referans verilen, çokça dillendirilen bir “sözde aydın” tarafından yazılan yazıları hangi psikoloji ile yazdığından bahsedeceğiz. Bu yazıda kişiliğine saldırı olmayıp bilakis kişilik sorunları ortaya koyulacaktır.
4- Bilinildiği üzere "Mitomani" yalan söyleme hastalığıdır, mitomanik saplantısı olanlar gerçekler kendilerine ne kadar anlatılırsa anlatılsın sadece kendi uydurdukları yalanlara inanırlar. Yalancı olduklarını kabul etmedikleri gibi haklı görünmek için yeni yalanlar söylerler.
5- Yalanlar cinsel fantezilerle birleşince daha renkli ve cazibeli hale gelir. Unutmayalım ki cinsel temalı iftira/yalanlar, nefret duygusu ile birleşip karizması olan kişilerin itibarını lekeleyince etkisi süratle yayılır. Bu da Mitoman'ı meşhur yapar, Mitoman bundan zevk alır.
6- Şimdi yalan üretmede, Yunan mitolojisinde hile ve yalan tanrısı olan "Dolos/Δόλος"a meydan okuyan bir kişiliğin karanlık dünyasına inebiliriz. Aydınlık savaşçısı (!) diye bildiğimiz, "Karanlıklar Prensi/Prince of Darkness: Turan Dursun". Peki, kral kim? Flood'un sonunda.
7- Müftülükten Ateizme geçen Turan Dursun, İslam’a dair iddialarıyla birden bir İslam karşıtı kesimin ruhani lideri olarak karşımıza çıktı. İddiaları iman esası gibi kabul gören T. D. tartışmasız en büyük otorite, dava adamı, aydınlanma öncüsü vs diye anıldı peki doğrusu ne?
8- Anlatımına göre babası tarafında Ortadoğu'nun en büyük âlimi olması için daha doğmadan okuyacağı kitaplar alınmış, hayatta gideceği yol ona sorulmadan çizilmiştir. O da bu rolü kabullenip "Dünyayı değiştireceğine inanarak" eğitimine başlamış ama netice umduğu gibi olmamış.
9- Kendi ifadesine göre ilk kez don giydiği Adana'da şişman bir kızın dikkatini çekmek için çatıya çıkıp donunu ona göstermek istemiş ama kız onu fark etmeyince "Allah ile ilk kavgasını" oracıkta yapmış. Rüyasında Allah'ı görüp çirkin kızlar yarattığı için ayrıca kavga etmiş.
10- Geçim sıkıntısı, çocuklarını ve işini kaybetmesi, eşine uyguladığı şiddet, aldığı tehditler, amacından sürekli uzaklaşarak yaşamak T. D.'da derin ruhsal hasara yol açarak, onu bir suçlu aramaya itmiş, kaybettiği yılların hesabını İslam Peygamberinden sormaya karar vermiştir.
11- Eğitim hayatı gibi evliliği de sorunluydu. Karısını döverdi... Psikolojisi bozuk olan eşini izinsiz sinemaya gittiği için dövmüş, bir keresinde de komşusu makyaj yaptığı için "Bilmem ne mi olacaksın?" deyip öfkesine hâkim olamayıp jiletle karısının kaşlarını yolmuştur.
12- İslam Peygamberine düşmanlığı Kur'an, Tevrat ve İncil'i okuduğunda başlamış "Bu adam sahtekârdır" diyerek içinin ona karşı "hınçla" dolduğunu ve hemen “Muhammed ile savaşa giriştiğini” söyler. Ona göre Hz.Muhammed diğer kitaplardan kopya çekerek korkunç bir din uydurmuştur.
13- İfade edelim ki; İslam Allah'ın tek dinidir, son ya da ilk değil. Tüm elçiler/onlara iman edenler Müslümandır ve aynı dini yaymışlardır. Dolayısı ile tek kaynaktan gelen kitapların benzeşmesi, aynı ifadelerin olması normaldir. T. D. çarpıtsa da sahtekârlık değil uyum vardır.
14- Turan Dursun şu dört şeyi özenle kullanır;
⦁Uydurma hadisler
⦁Müfessirlerin şahsi yorumları
⦁Yaşanmış hadiseleri çarpıtmak
⦁Kendi ürettiği senaryolar
⦁Kasıtlı olarak cımbızlama yapmak
Gerçek şu ki geleneğimizde o ve benzerlerini mutlu edecek anlatımlar mevcuttur.
15- İddialarına tek tek cevap vereceğiz, bel altı vurmak yok ama karanlık kimliğini de ortaya koymak durumundayız. Bakalım aydınlanma önderi, edep timsali prensimizin zihin dünyasının karanlık odalarında neler var? Hatırlatalım kendi özelini deşifre eden biz değil kendisidir.
16- Uydurma rivayetlere kendi senaryolarını da ekleyerek Hz. Muhammed'e iştahla saldıran Turan Dursun'un hayvan cinsel organlarına tuhaf bir düşkünlüğü vardır. Hatta hayvanlara mastürbasyon yapar. Büyük aydınlanmacımızın böyle pek çok hüneri bulunuyor şimdi bunlara göz atalım.
17- Kulleteyn isimli romanında 12 yaşına kadar ki hayatını anlatır, bu yaşantının içinde ileride derin izler bırakacak korkunç cinsel travmalar vardır. Okumaktan ve yazmaktan çekineceğiniz ne varsa hepsi T. D'un hayatında var. Hayvan cinselliği, homoseksüel eğilimler vs...
17- Yıllar sonra yazdığı romanında hayvan cinsel organlarına olan normal ötesi ilgiyi görebiliyorsunuz. Üçüncü tekil şahıs olarak kendisinden bahsederken köpek cinsel organının özelliklerini değindikten sonra bir hayvana nasıl mastürbasyon yaptığını ballandırarak anlatır:
18- Bir hayvana mastürbasyon yapmak Lut kavminin bile gerisine düşmektir, onlar bile bu kadar sapıtmadılar. İnsan anılarına yıllar sonra nasıl bunları normalmiş gibi ballandırarak yazabilir? Ama hayvan düşkünlüğü bununla sınırlı değildir. "At penisine" övgüler dizer:
19- Olay geçmişte kalsa da anlatım dili bu anılardan hiçte rahatsız olmadığını gösteriyor. Bir insan hatırlarında at pensini niye anlatır? Neden detaylıca betimleyerek zihinlere kazır? Cinsel travma T. D'da zirveye çıkmıştır. Ve yıllar sonra şuur altında hala canlıdır.
20- Özel hayat bizi ilgilendirmez denilecekse sorarız;
⦁Hz. Muhammed'in özel yaşamını kurcalayıp uydurmaları neden kullanıyor?
⦁Hayvanlarla ilişki yaşamak, onlara taciz etmek, onlara mastürbasyon yapmak normal bir özel hayat mı?
⦁Özel yaşamını ifşa eden kendisi değil mi?
21- Diş ağrısı için ne kullanırsınız düşünün... #TuranDursun'a göre çare Safo isimli kızın sıcacık göğüsleri... Keşke Safo gelse de soyunsa T. D. da mutlu olsa bunu o kadar istiyor, o kadar hayal ediyor ki okuyunca şaşırıp kalıyorsunuz:
22- Peki, kim bu Safo? Turan Dursun'un tanıştığı bir kız. Bu kız ona "bilmediği şeyleri" öğretmiş o da yıllarca unutamamış anılarına aktarmış? Mesela -af edersiniz- kızın vajinasını görmek için onu ikna etmiş, hikâye çok feci, biz susalım kendisi konuşsun:
23- Hz. Muhammed'e cinsellik üzerinden hücum eden Turan Dursun'un aklı fikri cinsellikte ve cinsel organlarda, aygır organı dahil! Psikiyatrik vakıa... Devam edelim mi? Ya homoseksüel eğilimler var mı? Olmaz olur mu? İki erkek öğrenciyi üst üste görünce bakın nasıl tahrik olmuş:
24- Safo tekrar sahnede Turan Dursun'un sayfalarca süren seksi hatırları bir türlü bitmiyor, at, koç, köpek, insan ne ararsanız var! Safo'nun "şeyi" ile kafayı öylesine bozmuş ki bütün detayları ile (!) hala hatırlıyor, keyifle yazıyor.
25- Kendi özelini roman haline getiren Turan Dursun'dur biz kimsenin gizli kalmasını istediği bir şeyi deşifre etmiyoruz. En iğrenç seks hikâyelerini büyük bir coşkuyla günümüze taşıyan yine kendisidir. Madem açık açık konuşma taraftarı tutmayalım yine konuşsun:
26- Turan Dursun’un cinsellik üzerinden Hz. Muhammed'e saldırması aslında kendi içi dünyasının dışa vurumu, bastırılmış duyguların taşmasıdır. Beyni cinsel temalarla doludur. Arkadaşlarını mastürbasyon yaparken izlemiş, şeyini göstermiş vs... İşe rezaletin bir diğer boyutu:
27- Sonuç olarak Turan Dursun'un sürekli cinsel temalar işlemesi, kendi ürettiği erotik senaryoları gerçek zannedip Hz. Muhammed'e saldırması yoğun bir cinsel travma belirtisidir. Uydurmalara tutunarak İslam'a saldırmasının altında kin/şehvet karışımı bir duygu vardır.
28- Hayvan cinsel organını eline aldığını, ona mastürbasyon yaptığını yıllar sonra anlatmanın, övgüyle bahsetmenin mantığı, manası ve maksadı nedir? Sadece eline almakla kaldıysa iyi… Neyse fazla kurcalamadan devam edelim ;)
29- Turan Dursun'un cinsel travmalarla dolu, hayvan cinselliği ve homoseksüel eğilimlerine geçmeden önce Hz. Muhammed'in cinselliği konusundaki iddialarına değinmek isabetli olacaktır. İthamlarını ilk olarak burada yayımladı daha sonra makaleleri seri kitap haline geldi...
30- Hz. Muhammed'e ve eşlerine dil uzatarak şöhret basamaklarını tırmanmak isteyen Turan Dursun, işin içine hayal gücünü de katınca iyice zıvanadan çıkmış görünüyor. Aşağıda kırmızı kare içine alınmış konuşma hadis kitaplarında geçmez tamamen kendi uydurması, kendi senaryosu:
31- Bu senaryo baştan aşağı kendi üretimdir. T. D. kendi hayal gücünü de kullanarak bu uydurmaları yorumlarla genişletir ve nihayet nefret duygusunu tatmin eder. Eğer “sahih kaynaklar da var ama” denilecekse T. D. makaleleri kitaba çevirirken neden bu kısımları kitabına almadı?
32- Dikkat ettiyseniz "orijinal kaynaklara bağlı ve yorum yapmadan yayımlıyoruz" diyerek okuyucu ikna etmeye çalışıyorlar daha doğrusu kandırmaya. Çünkü daha ilk paragraf hadis kitaplarında geçtiğinden alakasız bir şekilde tercüme dilmiş. Altı çizili ifadeler metinlerde yoktur.
33- T. D. neredeyse yeryüzündeki her kötülükle #HzMuhammed'in alakası olduğuna, onun sebep olduğuna inanmış gibi nefret doludur. Ona en büyük yardımı uydurmalarla dolu rivayetçi kafa yapar, o da bire bin eklemiş, uydurma olduğunu -bile bile- alıp kullanır.
34- Turan Dursun rivayetlerin güvenilmez olduğunun farkındadır, Hz. Muhammed adına sayısız söz uydurulduğu ve hadisler yolu ile sonuca gitmenin imkânsız olduğunu çok iyi bilir. Ama bütün hücrelerini ele geçiren nefret duygusu bu gerçeği bastırır ve uydurmaları keyifle pazarlar:
35- Hz. Muhammed’in çok evliliği o zamanın sosyal, kültürel, siyasi ve askeri ortamı içinde atılması gerekli adımlardı. Çok evlilik yaşam koşulları içinde karşımıza çıkabilecek tabii bir durumdur. İlgili koşulları ve ortamı tahlil etmeden yorumlamak isabetli ve insaflı değildir.
36- "Muhammed 6 yaşında çocukla/Ayşe ile evlendi" demek ona ve İslam dinine çok açık bir iftiradır ama gelin görün ki rivayet külliyatlarımız bu asılsız yalana yer vermişler, rivayeti Kur'an ile hiç denetlemişlerdir. Kur'an çocuk evliliğini kesin olarak yasaklar. Şöyle ki;
37- Kur'an'a göre evlilik çağına giren herkes evlenebilir, şartları ayetle açıklanmıştır. Her coğrafya da bu değiştiği için belli bir yaş sınırı koymak mantıklı da değildir. Bedensel/akli olgunluğa ulaşan, ev ekonomisini yönetebilen herkes evlenebilir:
38- Zeynep ile evliliği o zamanın Arap geleneğini yıkmak için yapılmış olup ilgili ayetler okunduğunda görülecektir ki Muhammed bu evliliği istememiş, Zeyd'e eşini boşama demiştir. Ama sağ olsun tefsirler T. D.'un imdadına yetişip bir yığın masalla olayı çığırdan çıkarmıştır.
39- Mesele sadece Turan Dursun'un uydurma rivayetleri kullanması değildir. T. D. zaten uydurma bir rivayeti ya da gerçek bir olayı alır, kendisi senaryoyu yeniden yazar. Kafasında önceden belirlediği kötü figürlere acımasızca saldırır. O bundan zevk alıyor, böyle tatmin oluyor.
40- Karanlıklar Prensi daha çok yazdığı “Din Bu, 1,2,3,4” kitap serisi ile tanınmaktadır. İddiaya göre asla cevap verilememiş bu kitaplar (!) İslam’ın işini bitirilmiş (!) ve bütün İslam âlimleri Turan Dursun'un eserleri karşısında aciz kalmışlardır (!). Peki, gerçek bu mu?
41- Her ne kadar "Din Bu" serisi din karşıtlarının kutsal kitabı olsa da T. D.'a gerekli eleştiriler yapılmış iddiaları defalarca çürütülmüştür. Turan Dursun'a cevap verilemediği iddiası kendi taraftarlarını bile ikna edemeyecek kadar zayıftır, “Din Bu Serisi” can çekişiyor.
42- #TuranDursun'un iddiasına göre Bakara, 258. Ayetinde yer alan İbrahim-Nemrut tartışması sonradan uydurulmuştur. Tarihi kaynaklara göre Nemrut, İbrahim'den yüzlerce yıl önce öldüğü için böyle bir tartışma yaşanmış olamaz. Bu da Kur'an'ın açık bir hatasıdır. Ancak bir dakika...
43- Kur'an'ın hiçbir yerinde Nemrut diye özel isimden/birinden bahsedilmez. O ayette geçen "الْمُلْكَ" ifadesi Nemrut değil Krallık demektir. Arapça bildiği sanılan T. D. ayeti hiç okumadan ya da okuduğu halde çarpıtarak Kur'an'a söylemediği şeyi isnat ediyor.
44- Turan Dursun ve müritlerine göre İslam sadece Arap dinidir, Kur’an’da “Mekke ve çevresini uyar, Her topluma kendi dilini konuşan elçi gönderdik” şeklindeki ayetler bunu gösteriyormuş. Ona göre "Seni bütün insanlara gönderdik" vs. ayetler de çelişki oluyormuş. Ancak...
45- Mantık hataları ile dolu bu saldırı bilgisizlik belirtisidir. Şöyle ki: Kur'an'da, ulaştığımız her insana Kur'an'ı tebliğ etme emri açıkça yazıdır (En'am, 19). Vahiy Arap toplumuna Arapça geldiği için doğal olarak ilk muhatap onlar ve o coğrafya olacak (En'am, 92; Şuara, 214)
45- Kur'an'ın hiç bir yerinde “Arap olmayanlara İslam'ı tebliğ etmeyin” diye bir emir olmadığı gibi “Araplar Müslüman olamazlar” diye bir ayet yoktur. Varsa önce bunları bize göstersinler. Nefret/hınç duygusu ile hareket ettiklerinden benzeri yanlış yorumları sürekli yapacaklar.
46- Kral Davud'un, Hitti Uriya'nın yıkanmakta olan karısını nasıl gördüğü, bu kadına âşık olduğu, nasıl elde etmeye çalıştığı ve onunla nasıl yattığı Tanah'ta açıkça anlatılır (2.Samuel, 11/1-26). Turan Dursun'a göre bu kıssa Kur'an'a da geçmiş(!) Yerini bilen bize de söylesin.
47- T. D. tefsirlere geçen yorumlara güvenerek böyle konuşuyor. Bazı tefsirler, Sad 17-25. ayetlerin tefsirinde bu İsrailiyat hurafesini nakleder oysa ilgili ayetlerde ne birisinin karısından bahseder ne de röntgenci Davut'tan (!) Konu sadece iki kişi arasındaki koyun tartışması.
48- Prensimize göre "Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimeti ve sizi dünyalara üstün kıldığımı hatırlayın." (Bakara, 47) ayeti, seçilmiş/üstün ırk anlayışını onaylayan ırkçı bir ifadeymiş, dolayısı ile "Kur'an'ın Tanrısı Irkçı"ymış. Elbette ki yorum yanlı ve yanlıştır, şöyle ki;
49- Kur'an'a keyfi değil de iç bütünlüğünde bakarsanız gerçeği rahatlıkla görürsünüz: "#Musa halkına şöyle demişti: “Ey halkım! Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. İçinizden nebiler çıkarmış, sizi hükümranlar yapmış ve çağdaşlarınıza vermediğini size vermişti." (Maide, 20)
50- Görüldüğü gibi seçim kendi dönemlerinde içlerinden elçilerin ve yöneticilerin gelmesidir etnik/ırksal sebebi yoktur. Ayrıca #İsrailoğulları Allah'a verdikleri sözü tutmadıkları için bu lütuftan mahrum kalmışlardır. (Bkz: Maide, 12-13). Şimdi ırkçılık iftirası nereden çıktı?
51- Bazı tefsirlerde #İbrahim (as)'ı Kürtlerin ateşe attığına dair ifadeler vardır. Hiçbir tarihi kaynağı olmayan, hadislerde ve ayetlerde yer almayan bu uydurma ve saçma yorumu #TuranDursun "İslam'ın, bir toplumu bir topluma düşman ediyor oluşu" diye keyifle kullanır. Oysa...
52- Lanetli ırk/dil yoktur, ırklar aynı bahçedeki farklı çiçekler gibidir. Kürtçe/Kürtler, Tükçe/Türkler vs. Her dil ve toplum Allah'ın ayetidir (Rum, 22). Irkçı ya da dil düşmanı = #Allah düşmanıdır. İslam bunu söyler. Peki, T. D. neden böyle davranıyor? Karakter meselesi...
53- Karanlıklar Prensi diyor ki: "Kutuplarda namaz ve oruç" hakkında ne ayet, ne de hadis var. Kur'an'ın "Tanrı"sının "kutsal kitap"lara geçtiği dönemlerde "kutuplar" bilinmiyordu ki." Ona göre Kur'an'ın Tanrısı nasıl bunu bilmezmiş, demek ki Kur'an Tanrı sözü değilmiş. Ama…
54- Durum böyle değil. Kutuplarda namaz "Bilen Birisi Tarafından"en ince ayrıntısına kadar tarif edilmiştir. Kur'an'da fazlasıyla bilgi mevcuttur. O bölgeye gidip çalışmalar yapan Süleymaniye Vakfı bu hakikati ortaya koymuştur. Ve T. D. cehaleti bir kez daha çökmüştür.
55- #TuranDursun’un iddiasına göre İslam dinindeki ibadetler yıldızlara tapınan “Sabiilik” dininden kopya edilerek düzenlenmiştir, #Muhammed, Sabii dinindeki ibadetleri yakın formlarla icat ettiği İslam dinine dâhil etmiştir. İslam'ın kaynağı Sabiilikmiş… Öyle mi peki?
56- İslam'daki ibadetlere kadim medeniyetlerde rastlamak gayet olağan ve beklenen bir durumdur. Allah sadece #Muhammed (as)'a kitap vermedi, önceki nebiler de farklı dillerde ve farklı coğrafyalarda aynı mesajı yaydılar. Hepsi tek ilahı, tek kitabı ve tek dini tebliğ ettiler.
57- Ayrıca dinler tarihi uzmanı (!) sanılan kahramanımızın bilmediği bir detay var. Sabiilikte yıldızlara tapınmak diye bir şey yoktur, inançlarına aykırıdır. Hatta Sabiiler kendilerinin yıldızlara tapındığı söyleyen yazarları mahkemeye vermişlerdir. Resme tıklayın lütfen:
58- #TuranDursun'a göre İslam, insanların en temel hakkı olan "inanmama hakkını" ellinden alan terör dinidir. Bazı ayetler bunu gösteriyormuş... Bu yorumun aşırı derecede at niyet koktuğunu anlamak için delil olarak verdiği ayetlerin öncesini ve sonrasını okumak yeterlidir.
59- #TuranDursun ölüm cezasını hak etti mi? Kesinlikle hayır onun hak ettiği rezilliklerinin deşifre edilmesi bir kere değil her gün ölmesiydi. Kur'an fiile dökülmeyen sözlü eleştiriye ya da saldırıya asla ölüm cezası vermez. (Nisa, 140; Al-i İmran, 85-91; 186; Münafikun, 1-4)
60- Sözlü/yazılı tacizlere tavrımız:
⦁Münakaşa etme selam ver (Furkan, 63).
⦁Onlardan güzellikle ayrıl (Müzzemmil, 10).
⦁Başka bir söze geçinceye kadar onlardan uzaklaş (Nisa, 140).
⦁Sabırlı ol tahriklere kapılma (Ahkaf, 35).
⦁Kötülüğü iyilikle uzaklaştır (Fussilet, 34).
61- "Allah'ın ayetlerine görmezlik edildiğini ve hafife alındığını işittiğiniz zaman onlarla oturmayın. Başka bir söze geçinceye kadar böyle yapın; yoksa siz de onlar gibi olursunuz." (Nisa, 140)
Ayet ne diyor? İslam ile alay ediliyorsa, dinimize küfrediliyorsa ortamı terk edin.
62- Kafa kesin, içeri tıkın demiyor, saldırın, bu adamları yaşatmayın demiyor! Oradan ayrıl diyor.
- "Başka bir söze geçinceye kadar" ifadesinden anlıyoruz ki tamamen ilişkiyi kesmemiz istenmiyor, küfürlerinde ortak olmayın deniliyor.
63- Sözlü saldırıya sözlü, yazılı saldırıya yazılı, fiili saldırıya fiili cevap verilir.
- Eğer "İslam'a hakaret eden öldürülmeli" derseniz bunu kullananlar diğer tarikat ve mezhepten olanları rahatlıkla öldürür zaten uydurma olan bu hükmün uygulandığını bir düşünün.
Son...
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
#onKasım 10 Kasım Mesajı 1- Atatürk;
-Doktorlarının ittifakı ile -otopsiye bile gerek duyulmadı- "Alkole Bağlı Kanlı Sert Karaciğer İltihabı: Siroz" hastalığından vefat etmiştir.
-Ölüm saati; belirsiz / 09:05 öncesidir.
-Son sözü "Aleykümselam" değil "Saat kaç?"
Başlayalım
2- F. Rıfkı, R. Eşref ve Ş. Süreyya vs “Saat kaç?” dediğini yazarlar. Aleykümselam masalı sonradan uyduruldu. Ölüm anında yanındaki doktorları böyle bir şey nakletmezler, öldüğü haftanın gazetelerinde ve ölüm yıl dönümlerinde yıllarca aleykümselam değil "Saat kaç?" dediği yazar.
3- Gazetelerin iddiasın göre -ki bunlara hiç bir yalanlama gelmemiştir ve tüm doktorlar bu haberler yayılırken hayattaydılar- 09:05, kesin değil onun ölümünün doktorlar tarafından fark edildiği "resmi saattir", gerçekte ise tam tespit edilememekle birlikte daha önce ölmüştür.
🔴John Patrick Douglas Balfour (Lord Kinross)'un "Ataturk: The Rebirth of a Nation" isimli eserinden sansürsüz kısımlar. 1- 1952'yılında İngiliz hükümeti tarafından yazılması istenen kitabın hazırlık/çalışma safhası on yıl kadar sürdü. Ve nihayet 1964/Londra baskısı yayımlandı:
2- L. Kinros bu çalışmayı yaparken Türk arşivlerinde yıllarca çalışmış, İsmet İnönü, Celal Bayar gibi cumhur başkanlarından tutun da devletin en üst düzey yetkilileri ile görüşmeler yapmıştır. Tercümanlığını yapan Mina Urgan araştırma safhası için şu ilginç bilgileri veriyor:
3- Anlaşılan Atatürk'ü, Kemalizmin temsil gücü yüksek önde gelen simalarından (Falih Rıfkı gibi) tanımak için epeyce gayret sarf etmiş. Aşağıda dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar'a yazdığı mektubu ve samimi ifadelerini görüyorsunuz:
🔴Diamond Tema ve Kemalist Tarihçilik
Biraz konuşalım... 1- Önceki serilerin devamı olarak Diamond Tema’nın Atatürk yayınları üzerinden “Kemalist tarihçilik neden güven vermiyor?” sorusuna cevap arayacağız. Unutmayın lütfen: Atatürk piyasası çok verimlidir ama çürük mal çoktur. Serinin diğer bölümleri için tıklayın: 1- 2- 3- 4-
2- Eleştiri noktaları:
-Atatürk ve Kemalist sistemi incelerken dikkatsiz kaynak kullanımı.
-Kemalist efsaneler ve gerçek dışı olaylar üzerinden savunma yapılması.
-Eleştirdiği kesimin yaptığı hataları kendisinin de yapması.
-Kemalist düşüncenin ürettiği “Tanrı Atatürk” imajı.
3- Bir kaç soru ile tenkitlerimize başlayalım: Neden sorgulamayalım? Siz istediğiniz akımı, kişiyi, dini/kitabı sorgularken sorun olmuyor da, başkası sizin tarihçiliğinizi sorgularken neden agresif oluyorsunuz? Az sonra göreceğimiz üzere çok ciddi hatalarınız mevcut. Başlayalım.
🔴 Kemalist Yalan Salgını ve Uydurma Atatürk Sözleri 1- Bu paylaşımda yazmakta olduğum kitabımdan küçük bir bölüm sunacağım. Özellikle Kemalistler tarafından uydurulup servis edilen uydurma vecizeler ve anlatılar sosyal medyayı kaplamış durumda.
Atatürk üzerine uydurmaları yayanlar sandığınız gibi cahiller değil bilakis Atatürkçü olmakla övünen ağzından Kemalizm'i hiç düşürmeyen siyasiler, gazeteciler, sporcular, yazarlar, ünlü akademisyenler ve tabi ki trol camiasıdır. Hadis uydurur gibi uydururlar.
2- Ekrem İmamoğlu'nun Atatürk'e isnat ettiği bu sözün aslı astarı yoktur. Sayın başkan lütfen uydurma Atatürk sözleri ile slogan atmak yerine bozuk metrolarla ilgilenin bu daha faydalı bir şey olur. Atatürk'e en büyük saygısızlık hakkındaki uydurmaları yaymaktır.
@ekrem_imamoglu
3- Ayşe Sucu hanım neden Atatürk'ü övmek için uydurmalara ihtiyaç duyuyor hayret doğrusu... Yoksa düşündüğünüz kadar büyük değil mi ya da size göre uydurmalarla yüceltilmeye ihtiyacı mı var? Mahatma Gandhi'nin böyle bir sözü yok. Birazdan daha komikleri gelecek.
@aysesucu
🔴 Atatürk Piyasasının Kahramanı: Con Sinov 1- Biraz konuşalım mı? @lordsinov
Bu değişik arkadaşın saldırganlığını ve hırçın tavırlarını, aylardır uyguladığı engeli anlayabiliyorum. Anlaşılan özelden yaptığım basit uyarılar bayağı canını sıkmış. Durup dururken hücuma geçmesi boşuna değil arkasında çok değişik sebepler var. Başlayalım:
2- İlk yazdığı kitaba bir kitapçıda tesadüfen denk geldim. Emek ürünü diye tanıtılıyor ama ağır sansür kusuru içeriyor. Dikkatsiz/özensiz bir işçilik yaparak Atatürk'ün mektubuna sansür uygulamış ya da sansürlü nüshasını yayımlamış. Ve okuyucu, kasıtlı ya da kasıtsız aldatılmış:
3- En çok satan bu muhteşem (!) kitapta kare içinde Atatürk'e isnat edilen mektup gerçek ise de aslında sansürlüdür. Nedense bazı bölümleri yazar görmemiş ya da görmek istememiş. Okuyucu kitlesi tabi ki bundan habersiz, ayrıca verilen tarih de hatalıdır. Bitmedi, yeni başladık:
1- Kemalizm'in en hızlı müdafii @SMEYDAN'ın aslı astarı olmayan bir yığın uydurmayı kitaplarında yaydığını, her baskıda aynı masalları tekrar ettiğini biliyor muydunuz? Hakaret ve aşağılama olmayacak ama hiciv ve iğneleme elbette olacak. Akla ziyan -bazı- örneklerini sizinle paylaşacağım.
2- Atatürk hakkında kaynaksız, uydurma belge (!) ve vecizlerle kitaplarını şişiren ve Türk halkına masalları tarih diye anlatan yazarın çalışmaları Atatürkçülük için en büyük talihsizlik diyebiliriz. "Cumhuriyet Tarihi Yalanları I-II" kitabını yazıp en saçma yalanları yaymak :)
3- Komik ama durum bu. Şimdi somut örneklere geçelim. Atatürk Tokyo'ya cami yaptırdı masalı... Yazarımızın kaynaksız, desteksiz uydurmasına göre Atatürk Tokyo'ya cami yapmış, Paris'te bir camiyi de tamir ettirmiş ufak bir araştırma bunun yalan olduğunu ortaya koyar.