Aizanoi, Kütahya şehir merkezine 58 kilometre uzaklıkta, Çavdarhisar ilçesinde bulunan antik kenttir .Etimolojik verilere göre kentin ismi Zeus'un kızı su perisi Erato ile Arkadya ulularından Kral Arkas'ın oğlundan gelmektedir.
2-Roma dönemine ait tapınağın çevresinde yürütülen kazılar İlk Tunç Çağı'na ait yerleşme tabakalarını da açığa çıkarmıştır.Buradaki ilk kazılar 1926 yılında,ikinci dönem kazıları ise 1970 yılında başlatılmıştır. Aizanoi anik kenti,eski adı Penkalas olan Koca Çay'ın iki yakasında
3- kurulmuştur. Roma döneminde yün, şarap ve tahıl üretimi ile zenginleşen bu şehir, Erken Bizans döneminde bir piskoposluk merkezi olmuştur. Milattan sonra yedinci yüzyılda şehrin önemi giderek azalmıştır. Tapınağın bulunduğu alan, Orta Çağ'da bir hisara dönüştürülmüştür.
4- Selçuklular zamanında buraya yerleşen Çavdar Tatarları, günümüzde buranın "Çavdarhisar" olarak adlandırılmasının nedeni olmuştur.
"Zeus" tapınağı, şehrin ana kutsal alanıdır. Bu tapınağın yapımı M.S. II. yüzyılın ikinci çeyreğinde, İmparator Hadrianus döneminde başlanmıştır.
5- Tapınağın en önemli özelliği, altında tonozlarla örtülü bir başka mekanın olmasıdır. Anadolu'da Roma döneminde pek alışılmamış bir uygulamadır ve bir benzerine henüz rastlanmamıştır. Tapınağın önünde bulunan kadın büstü biçimli akroter, tapınağın yalnızca Zeus'a adanmış
6- olmayabileceğini göstermektedir. Son dönem araştırmaları ise bu tapınağın hem Zeus'a hem de Kybele'ye adanmış olamayacağını ortaya koymuştur. Tapınağın güney kısmında, büyük bölümü Bizans dönemi'nde tahrip edilmiş bir odeon bulunmaktadır.
Koca Çay'ın üzerine kurulmuş dört Roma
7- köprüsünden ikisi, Karayolları'nın onarımıyla bugün hala kullanılmaktadır. Şehrin iki kilometre güneybatısında Karabulut nekropol alanı bulunmaktadır. Koca Çay'ın kuzey yakasında bulunan mezar yapıları, şehrin Roma dönemi nüfusuyla ilgili bilgi vermektedir.
8- Buna göre, Aizanoi'un Roma dönemindeki nüfusunun 30 bin olduğu düşünülmektedir. 2000 yılındaki sayıma göre, Çavdarhisar'ın nüfusu ise 4600'dür. #archaeology #historyofart
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Tevrat'ta açıkça yer almamasına rağmen; birçok Musevi dini kaynağı 2. Bab'da sözü geçen Havva'nın Âdem'in başka bir karısı olduğu, birinci babdakinin ise ilk karısı olan Lilith olduğuna inanır.
2- İbranilerin eski inanışına (mitolojosine) göre Lilith, Âdem ile aynı zamanda ve aynı anda yaratıldığından Âdem'in kendisine eşit olduğu görüşündedir. Âdem'le birlikte olmayı şiddetle reddeder. Adem ısrar ettiğinde ise büyü ile kaçar ve onu terk eder.
3- Melekler geri getirmek için Lilith'i bulur ama kendisi Kızıldeniz ile birlikte olduğundan 100 den fazla cin çocuğu olduğunu, bu nedenle artık Adem'e sadık olamayacağını bildirir. Bu arada Tanrı Lilith’i durdurmak için üç melek gönderir.
1-Sümerler dünyada ilk kez okul açan medeniyettir.Onların geliştirdiği okul sisteminin temel prensiplerinin çoğu günümüzde de geçerli. Sümerler yazıyı bulmadan önce çocuklar aile büyükleri tarafından eğitilirdi.Bu nedenle eğitim sözlü olarak verilirdi ve ailenin bilgi düzeyi ile
2- sınırlıydı. Erkek çocuklara avlanma, yiyecek toplama ve saldırganlardan korunma gibi güç gerektiren işler, kızlara da ev işleri öğretilirdi. Ayrıca ailedeki yaşlılar, çocuklara efsaneler, ilahiler, şiirler ve bilmeceler ezberletip bazı pratik bilgileri aktarırdı.
3- MÖ. 3200-3100’de krallar da sarayın hazine ve ambarları için kayıtları yazılı hale getirme ihtiyacı duydu. Sümerler, yazıyı bulmadan önce sarayın ambarına giren ve çıkan malların kaydını tutmak için rakamları icat etmişti. Kilden yapılan farklı şekillerdeki küçük madalyonların
1)- 1959 yılı, Şişli' deki bir köşk, polis ekiplerince mühürlendi. Bu evde ünlü bir armatör yaşıyordu :
Saim Birkök. Hayatı boyunca hiç evlenmemişti. Askerlik arkadaşının kendi adını verdiği oğlunu evlat edindi. Onu yetiştirmeye çalıştı. Okuması için İsviçre 'ye gönderdi.
2- Bütün servetini ve sahip olduğu tersaneyi ona bırakmayı düşünüyordu. Ancak Balat' taki tersanede çıkan bir tartışmada manevi oğlunu tek kurşunla öldürdü. Bu olay yaşandığında Saim Birkök 76 yaşında, ölen manevi oğlu Saim Gökoğlu 45 yaşındaydı.
1960 yılının ilk ayları.
3- Prof Mustafa Cezar, bir araştırma sırasında, Şişli 'de mühürlü bir evde, sanatsal değerinin yanında tarihi değeri de yüksek olan, kırktan fazla tablonun varlığını öğrendi. Köşkün sahibi Saim Birkök, resme meraklı bir sanat severdi. Ancak işlediği cinayetten dolayı Sultanahmet
Dört tavuk, bir kartal yuvasına gidip bir yumurta çalarlar.Yumurtayı kümese getirdiklerinde, diğer tavuklar gördükleri bu yumurtanın çok büyük bir tavuğa ait olduğunu düşünürler.
Zaman geçer, yumurtayı getirenler de unuturlar,
2- onlar da bu yumurtanın büyük bir tavuğa ait olduğuna inanırlar.
Günün birinde kuluçkaya yatan bir tavuğun altındaki o yumurta kırılır. İçinden simsiyah kanatlı, ilginç gagalı tuhaf bir tavuk çıkar.
Herkes şaşkın, mutludur; böylesini ilk defa görmüşlerdir.
Anne tavuk,
3- yavrusuna dersler vermeye başlar: "Bak yavrum, yerden bulduğun böceği şöyle ye! Arpayı buğdayı böyle ye!." Anne tavuk her geçen gün yeni şeyler öğretir yavrusuna; tehlikelere karşı nasıl davranılacağını da..
Büyük yumurtadan çıkan ilginç gagalı yavru tavuk,
1-IŞIK İNSANLARI LUVİLER-ALUVİLER
3’ncü Bölüm/7 Bölüm
Şu anda Anadolu halklarının ana tanrıça tapınmaları bu bölgenin dini olarak gösterilmektedir.Bu tapınmada bile gizemli ışık inancını görebilmekteyiz. Binlerce yıl boyunca hemen hemen tüm devletleri etkileyen coğrafi bölgelere
2-şehirlere isim veren bu halk ile ilgili neredeyse tüm yazılı belge ve tarihi eserlerin yok edilmesi ilginçtir. Şimdi olduğu gibi ulaşılabilen tarihin sayfalarında da Luvi halkına derin bir tahammülsüzlük gösterildiği açıktır. Büyük keramik çömleklere konularak gömülmüş,
3-çömleklerin hepsinin yönünün de doğuya baktığı mezarlıklar gibi nadir örnekler onlar hakkında ipuçlarına ulaşmamızı sağlıyor.
Luvi sözcüğü birçok dilde ışık ve ışık kaynağı sözcüklerinin kökünü oluşturur. Hititçede Lukka, Latincede Lux, İngilizcede Light, İtalyancada Lure,
Yıl 1878'di..
Afyon'a bağlı Beyköy'de bir tarlada 30 metre uzunluğunda kireç taşından yapılmış bir yazıt bulundu..
Üzerinde bir takım şekiller vardı..
Köylüler taşa bir anlam veremedi..
2-Köy heyeti taşın yeni yapılan caminin temelinde kullanılmasını kararlaştırdı..
Bölgede kazı yapan Fransız arkeolog George Perrot buna karşı çıksa da,köylülere derdini anlatamadı..
Bunun üzerine arkeolog Perrot,taş temele atılmadan üzerindeki şekilleri bir kağıda tek tek çizdi..
3-Sonra ülkesine döndü
Aradan 134 yıl geçti.
2012 yılında İngiliz antik çağ tarihçisi James Mellaart öldüğünde özel arşivinin arasında Fransız arkeolog Perrot'un Afyon'da taştan kopya ettiği metin de çıktı..
Melleart'ın oğlu metnin kopyasını İsveçli tarihçi Dr.Eberhard Zangger'e