1~2'ci Dünya savaşı 1945'de bittiğinde Avrupa'nın hiçbir ülkesinde ve Japonya'da taş taş üstünde kalmamış harap olmuşlardı adamlar 15-20 yılda Avrupa ve Japonya tekrar ayağa kalktı güçlendi en büyük ekonomik ülkelerden oldular.
2~Şimdi o dönem bizi yöneten zihniyete sormak lazım, Cumhuriyetten bu yana, Türkiye böyle yıkıcı ağır bi savaşa girmemişken neden Türkiye bi Japonya, Almanya, Fransa veya İtalya kadar olamadı da bizim insanımız yurt dışına gidip gurbetçi olmak zorunda bırakıldı.
3~Eğer birilerine sövülecekse
Türkiye'yi bu ülkelerin gerisinde bırakan ülkeye yatırım yapıp zenginleştirmek yerine milletin inancıyla uğraşan sürekli irtica yaygarası koparan millete küfredercesine gerici yobaz diyen zihniyete küfür edilmeye daha layıktır çünkü..
4~Türkiye'yi geri bırakan vatandaşının gurbetçi olmasına sebep olan ülkeye yatırım yapmayan yapan hükümetlere de elinden geldiğince engel olan bu zihniyet küfür edilmeye layıktır çünkü Türkiye'nin kalkınmasına güçlenmesine hep bu zihniyet engel olmuştur ve hâlâ da engel oluyor.
5~Cumhurbaşkanı Erdoğan ile uğraşarak engel olmaya çalışmaktadır, bu zihniyeti bu topraklardan söküp atmadıkça Türkiye'nin başı çok ağrır.
Birde iktidar olurlarsa ülkemiz 30 yıl geri gider, bütün kazanımlarını kaybeder.
6~Bu hükümetten şikayetçi olanlar biz niye bir Almanya, Japonya, olamadık, 80 yıldır diye kendi kendine bi sorsun gurbetçiye söveceğine Türkiye'yi 80 yıl her on yılda bir darbe yapıp keyif yapan zihniyete sövsünler hesap sorsunlar..
7~Atatürkçülük laiklik de bunların kalkanı olmuş kimse hesap soramıyor ya da sormaya korkuyor.
Hâlâ kendilerine Atatürkçülüğün ve laikliğin kalkanı olarak kullanıyorlar.
8~#28Şubat post modern darbesinde bi asker komutan irticacı olarak niteledikleri İslam'ın ve müslümanların, Türkiye için PKK terör örgütünden daha tehlikelidir demişti.
Bunlarda bu zihniyet oldukça ve Türkiye'yi bunlar yönetirse
Türkiye'de Pkk'da bitmez
Fetöcülerde tükenmez.
9~Türkiye hiçbir zaman ne Almanya ne Japonya olamaz, AK parti ve Erdoğan bundan 30 yıl önce Türkiye'nin kalkınması için neler yapılması gerektiğini konusunda ne söylemişse konunun uzmanları AK Parti ve Erdoğan yapmıştır, yapmaya da devam ediyor diyorlar.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1:)Sabetay Zincir Şeker Fabrikaları:
Yıl 1925.. İş Bankası Grubu olarak anılan kaymak tabaka var.
Başrollerde, dönemin İstanbul MV Şakir Kesebir, Edirne MV dede Faik Öztrak, Bilecik MV İbrahim Çolak ve ‘Şeker Kralı’ Hayri İpar var. Kurulan Şirketin adı ise ‘Şeker Şirketi’
2:)Bu 4 ortak, önce İş Bankası’nı ardından da Ziraat Bankası’nı arkalarına alıp Türkiye’nin Şeker ithalatını ele geçirirken,
İş Bankası’nın ve başını Celal Bayar’ın çektiği İş Bankası Grubu’nun nüfuzunu kullanarak fabrikaların şeker üretimini düşük tuttular.
3:)Şeker Fabrikaları’nın üretimini düşük tutan bu 4 kurnaz ortak, bu sayede kendi kurdukları şirket üzerinden ithal malı şekerleri Tekel üzerinden satarak astronomik kazançlar elde ederek servet sahibi oldular.
1-İstanbul'un bilinen ilk fotoğrafı.
Beyazıt Kulesinden İstanbul, 1843
Girault de Prangey, fotoğraf makinesinin en ilkel hali Dagerotip'in icadından tam 3 yıl sonra Doğu'ya doğru yola çıkar.
2-Prangey'nin 1842'de başladığı fotoğraf seyahati esnasında uğrak yerlerinden Anadolu ve İstanbul'da 1843'te çektiği fotoğraflar, çok sayıda uzman ve tarihçi tarafından ‘İstanbul'un bilinen ilk fotoğrafları’ olarak kabul ediliyor.
3-İzleyicileri 19.yy tarihine doğru yolculuğa çıkaran ‘Monumental Journey’ (Anıtsal Yolculuk) adlı serginin ‘Anadolu’ olarak geçen bölümündeki İstanbul fotoğrafları arasında, Beyazıt Kulesinden çekilen ve İstanbul'un o dönemki panoramik manzarasının görüldüğü fotoğraf öne çıkıyor
1;)1 Eylül 1922'de "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri" emrini veren Mustafa Kemal, sadece 2 ay sonra 1 Kasım 1922'de Osmanlı İmparatorluğu'nu yıktı. Ankara'da, Meclis'te... 308 numaralı kararname ile... Birinci hedef Akdeniz, ikinci hedef Osmanlı'ydı
2;)Yunan'la kanlı bıçaklı, İngiliz'le, Fransız'la, İtalyan'la can ciğer kuzu sarmasıydı
1919 yılında İstanbul ve Çanakkale İngiliz işgal bölgesiydi... "Kırmızı bölge" Çanakkale hariç, Ege'nin kuzeyini Yunan, güneyini İtalyan işgal etmişti.
3;)Hatta İtalyanlar, Antalya ve Konya'yı da işgal etmişti. Ege'nin ve İç Anadolu'nun güneyi ile Akdeniz bölgesinin neredeyse tamamı, Adana'ya kadar İtalyan işgal bölgesiydi. İtalyanlar Anadolu'da 3 yıl kaldılar. Tek kurşun atmadık.
1~Profil fotoğrafı olarak koymuş bir ‘’Kalpaklı Mustafa Kemal’’ resmi,
-Eski Türkiye daha mutluydu,
-İnsanlar daha rahat geçinirdi vs vs vs. yazıyorda yazıyor.
Eski Türkiye’de mutlu olan sizdiniz Siz..
-Yani ülke ve cumhuriyet nimetlerini sömüren bir avuç azınlık!
2~Devlet ve Ordu kadroların tamamı sizindi.
Ülkenin en nezih sahil köşelerine yazlık kamp kisvesi ile el koymuştunuz.
Kamu ihalelerin tamamı beş’i bile bulmayan ‘hepsi sizindi'
Affedersiniz?
İhale mi dedim?
Ne ihalesi yahu?
O da ne demek?
Alayı peşkeş çekilirdi..
3~Yetmedi İMF’den gelen para sizinkilere aktarılır,kazandıkları gecelik yüzde bilmem kaç bin repo gelirini ise halk öderdi.
-Ne kadar mutlu bir Türkiye öyle değil mi?
Örneğin asgari ücretlinin maaşı bir uçak bileti satın almaya yetmez, bu konfordan sadece siz istifade ederdiniz.
1-Ünlü İtalyan dalgıç Enzo Mayorca, Syracuse'de denize daldı teknedeki kızı da Rossana ona bakıyordu.
Daldığı zaman,bir şeyin sırtına hafifçe doğru gittiğini hissetti. Arkasını döndü ve bir Yunus gördü. Sonra fark etti ki Yunusun oynamak değil bir şeyler ifade etmek istemiş.
2-Enzo Mayorca, Yunus'u takip etti ve yaklaşık 12 metre derinlikte, terk edilmiş bir ağda mahsur kalan bir Yunus daha olduğunu fark etti.
Enzo hemen kızından dalış bıçaklarını almasını istedi.
3-Çok kısa bir süre sonra kızı ile Yunus'u serbest bırakmayı başardılar.🐬
Enzo, Yunus'un sesini "neredeyse insan ağlaması" diye tanımlıyor.
"Bir yunus 10 dakika kadar suyun altında kalabilir, sonra boğulabilir."
1-İkisi de aynı kişi.
İngiliz Casus Arminius Fredick Vambery Osmanlı İmparatorluğunda Sarayda ki Casus Derviş Reşit Efendi.
2-Abdülhamit Han bir gün Reşit efendiye şöyle demiş; "Reşit efendi sağıma bakıyorum casus, soluma bakıyorum casus, arkamı dönüyorum hainler, şu an karşımda sen varsın ve bir tek sana güveniyorum" sonra gözünden yaş gelen Abdülhamit Han Reşit efendiye sarılmış.
3-Aynı akşam Reşit efendi (İngiliz casus Vambery), İngiltere'ye mektup yazmış;
"Sayın Kraliçem Abdülhamit Han artık sadece bana güveniyor".
Bu dönem bu mektubu İngiltere arşivlerinden bulan Mim Kemal Öke'dir.