1✓Son Osmanlı Vahdeddin kitabından alıntıdır.
Sultan Vahdeddin hakkında iddia, suçlama ve tartışmalara açıklık getirmek maksadıyla yazdım.
2✓Bir tarihçi olarak Vahdeddin’le ilgili farklı çevrelerin ve kişilerin mensup oldukları siyasi ve ideolojik görüşe endeksli olarak öne sürdükleri yorum ve tezlerden hareketle, tarihin nihai hükmünü öğrenmek ve ortaya çıkarmak temel çıkış noktam oldu.
3✓Sadece gerçek tarihi aramayı ve yazmayı gaye edindim.
Toplumsal barış ve istikrarı sağlamanın kendisi ve kimliği ile barışması,asli çizgisine dönmesi, buna erişmenin yolu da Osmanlı’yla ve yakın tarihle barışmaktan ve köklerimizle kavga etmekten değil, bütünleşmekten geçiyor.
4✓Vahdeddin konusuyla ilgili Osmanlı arşivlerinin ve Genelkurmay arşivlerinin henüz tam manasıyla tasnif edilip, tarihçiler ve araştırmacıların istifadesine sunulmaması.
Bir de bizzat Vahdeddin’in ve yakınlarının yayımlanmış bir hatıratının bulunmaması.
5✓Ölümüne kadar yakınında bulunan eski Bahriye Nazırlarından ve padişahın sırdaşlarından Yaver Avni Paşa’nın Vahdeddin’in ağzından kaleme aldığı hatıratın akıbeti meçhul ve yayımlanmış değil. 
Kızı Sabiha Sultan’ın hatıraları ve Şerif Paşa’nın tuttuğu notlar da
yayımlanmadı.
6✓Türkiye #SultanAbdülhamid ve #SultanVahdettin gerçeği ile yüzleşmeli.
Türkiyenin Osmanlı,tarihi ve Vahdeddin gerçeği ile soğukkanlılık, tarafsızlık,ilmi ciddiyet,insani,
vicdani duyarlılıkla yüzleşmesi, barışması,doğrusu yanlışı,
kabullenmesi için açılım elzem, hatta zaruret
7✓Resmi tarihin yapay ya da ısmarlama tarihlerinden, ideolojik yaftalarından, basmakalıp klişelerinden, Osmanlı’yı ve padişahları düşman veya öcü gibi gösteren ezberlerinden artık beyinlerimizi ve nesillerimizi kurtarmamız lazım.
8✓Çünkü bunlar yıllardır, geçmişe düşmanlık duyan, tarihi ve kimliği ile kavgalı; köksüz ve tarihsiz bir neslin türemesine sebep oldu.
Tarihi, siyasiler, siyasi partiler, hükümetler ve bürokratlar değil, bırakalım tarihçiler, ilim adamları yazsın.
9✓Onu kavga aracı, siyasi-ideolojik cepheleşmelerin, hesaplaşmaların ve sürtüşmelerin silahı ya da kalkanı olmaktan çıkaralım.
Bunlar şimdiye kadar bize hiçbir şey kazandırmadı. Bol miktarda zaman, enerji, kaynak ve insan kaybettirdi.
Bir de tarih ve ecdat düşmanlığı.
10✓Gerçek Vahdeddin ile gerçek Abdülhamid ile ve gerçek Osmanlı ile tanışıp tokalaşmak, rejim ve devletin geleceği açısından bir tehlike oluşturmadığını anlamak;
Bu fobiden ve illetten azat olmak için şu an devlet ve toplum olarak bir tarih açılımına şiddetle ihtiyaç var..
11✓İdeolojik kaygılarla okullarda Gerçek Tarih anlatılmadı.
Hangi Vahdeddin gerçek ve hangi tarih doğru?
Yıllardır okullarda okutulan,resmi tarihin ışığında yazılmış Vahdeddin portresinde gerçek tarihin hükmü, ilmi veriler hiç kullanılmamış,kıymet verilmemiş,kale bile alınmamış
12✓Dolayısıyla ortaya ideolojik kurgulara ve siyasi kaygılara dayalı olarak yazılmış, hatta yazdırılmış yapma bir tarih, sahte bir Vahdeddin portresi çıkmıştır.
Genç nesillere okul sıralarında olan değil, olması ve lazım olan bir tarih anlatımı sunuldu.
13✓Sorgulanan,araştırılan,tartışılan gerçek tarih değil,inandırılması ve bilinmesi gereken bir tarih propaganda edildi,hatta dayatıldı. Ancak son yıllarda bu konuda önemli adımlar atıldığını, ciddi mesafeler alındı.
Lakin henüz arzulanan noktanın çok hatta epeyce uzağındayız.
14✓Neden Vahdeddin kurban seçildi?
Vahdeddin’in en büyük talihsizliği, padişahlık döneminin, Osmanlı’nın tarih sahnesinden çekilmesi ile yeni Türk Devletinin kuruluş safhasına denk gelmesidir.
15✓Yeni cumhuriyet, varlığını ve dayandığı kaideleri Osmanlı’dan farklı bir eksene yerleştirmesinden dolayı, yeni devleti ve rejimi halka benimsetmek ve daimi kılmak için kendini, eskiyi unutturmak ve kalıntılarını silmek mecburiyetinde hissetti.
16✓Cumhuriyetle beraber değişen siyasi-ideolojik beklentiler ve tercihler istikametinde, tarihi bütünlük ve devamlılık içerisinde Osmanlı’ya, padişahlara ve bu çerçevede özellikle de saltanatın son temsilcisi Padişah Vahdeddin’e bakış, ciddi manada hasara uğradı, fobiye dönüştü.
17✓Daha da ötesi günah keçisi konumuna yerleştirildi, hedef seçildi. Resmî tarihin gadrine uğrayarak ağır salvo atışlarına maruz kaldı. Osmanlı ve saltanat düşmanlığından türeyen Vahdeddin düşmanlığı ilerleyen dönemlerde iyice kök saldı, üstelik tabulaştırıldı.
18✓Devletin ve rejimin emniyet sigortalarından birisi haline getirildi. Resmi bayramlarda ve törenlerde, eski rejimi ve Osmanlının son dönemini kötüleme sadedinde Vahdeddin üzerinden bolca atış talimleri yapıldı. Acı ama bugüne değin gördüğümüz manzara, sergilenen tutum bu oldu.
19✓Vahdettin'in Vatan Haini Olduğu İftiradır.
Bu ülkede birileri yıllarca Sultan Vahdeddin’in vatan haini olduğunu, işgallere, işgalcilere tepki göstermediğini ve vatanı sattığını ileri sürdü.
20✓Vahdeddin’in İngiliz ajanı ya da uşağı olduğu, İngilizlerle gizli anlaşma imzalayıp vatanı sattığı ve ülkeyi İngiliz mandası haline getirmeye çalıştığı ve sonuç itibariyle de hain olduğu tarihi temelden, belge ve kaynaktan mahrum, asılsız bir söylentidir.
21✓Siyasi-ideolojik maksatlarla üretilmiş bir iddia ve iftiradır. Vahdeddin’in İngilizci görünme ve onlara yanaşma politikası, gerçekte öyle olduğundan değil tamamen kurnazlıktan, ince siyasi bir taktik ve söylemden ibarettir.
22✓Öyle ki, İngilizler bile onun bu siyasetini fırsatçı olarak değerlendirmiştir. İngiliz makamları Vahdeddin’i samimi ve gerçekçi bulmamıştır.
İngiliz Yüksek Komiserliği memurlarından, baş tercüman Adrew Ryan anılarında, Vahdeddin’in İngilizlerle uzlaşmacı bir politika +
23✓İzlemesindeki gayesini, ‘Osmanlı Ülkesini kurtarabildiği kadar kurtarmaya çalışmak olarak açıklıyor. Ryan, şu hükmü de eklemeden edemiyor: ‘Padişah, diğer selefleri gibi iyi bir Türk ve vatanseverdir.’
24✓Eğer Vahdeddin samimi olarak İngilizci bir politika izlemiş ve Anadolu’yu İngiliz mandasına sokmak için işbirliği yapmışsa; neden sonuç vermemiş ve İngilizler bu büyük fırsatı neden değerlendirememiş sorusu havada kalıyor.
25✓Söylem, resmiyetteki tutum ve duruştan, siyasi yollardan sonuca ulaşma çabalarından ötürü Vahdeddin’i eğer İngilizci, mandacı ve nihayet işbirlikçi bir hain yaftasıyla itham edecek olursak, Rauf Orbay, İsmet İnönü, Refet Bele, Halide Edip ve Bekir Sami Bey
26✓Gibi Milli Mücadele’de önemli ve olumlu bir konuma yerleştirilen birçok kişiye de o dönemde savundukları kimi yanlış fikirler, görüşler, tezler ve sergiledikleri tutumlardan dolayı mandacı, Amerikancı veya İngilizci demek durumunda kalırız.
27✓Vahdeddin’in hainliğini ispatlamak için en kuvvetli delil olarak öne sürülen, Osmanlı Devleti’nin devamının ve toprak bütünlüğünün sağlanması karşılığında İngiliz mandasını onaylayan 12 Eylül 1919 tarihli gizli anlaşma ise külliyen uydurmadır.
28✓Ecdada Söven Nesiller Yetiştirmek Uğruna Hain Dediler.
Bu durum belli ölçüde hâlâ sürüyor. Ulusalcı-laik kesimlerde, derin devlet kanallarında bu direnç ve reaksiyon vardır. Vahdeddin’e ne kadar hain dersek, ağır ithamlarla karalarsak devlet ve rejim de o kadar sağlamlaşır,
29✓Geçmişine, ecdadına söven, hakaret eden ne kadar ülkeye düşman yetiştirirsek o kadar saltanat tehlikesinden ve irtica vehminden kurtuluruz diye düşündüler.
Devletin ve rejimin sigortalarından veya payandalarından biri haline getirmek, öyle göstermek istediler.
30✓Yıllarca bunun propagandasını yaptılar.Tek dertleri yeni rejimle ve yönetimle birlikte elde ettikleri kendi konumlarını, menfaatlerini,rantlarını ve hayat tarzlarını korumak; siyasi, fikri ve toplumsal muhalefeti kontrol edebilmek için baskıcı yönetimlerini meşrulaştırmakti
31✓Vahdeddin Milli Mücadele İçin Kendisini Bile Yaktı.
Bu konuda şimdiye kadar kelimenin tam anlamıyla kara bir propaganda yapıldı. Bilgi kirliliği, akıl tutulması ve ideolojik bir körlük yaşandı.Tarihi gerçekler gizlenmeye, saptırılmaya ve görmezden gelinmeye çalışıldı.
32✓Bir defa Sultan Vahdeddin’in Milli Mücadele’ye karşı konumu ve tutumu ele alınırken, padişahın esir olduğu, İstanbul’un işgal altında olduğu, İngilizlerin ağır baskısı ve tehdidi altında bulunduğu gözden kaçırılıyor veya görmezden geliniyor.
33✓Bu ağır şartlar altında İstanbul’da Milli Mücadele lehine çok fazla bir şey yapılamayacağı, Ocak 1920’de Mebusan Meclisinin Misak-ı Milli’yi onaylaması ile birlikte acı bir şekilde görüldü. İngilizler, meclisi bastı, daha da fecisi İstanbul’u resmen işgal ettiler.
34✓Sultan Vahdeddin yine de şartlar ve imkânlar çerçevesinde elinden geldiğince vatanın ve devletin kurtuluşu istikametinde her tür tehlikeyi göze alarak büyük fedakârlıklar yaptı.
35✓Anadolu’da bağımsızlık mücadelesini başlatması ve bu amaçla Mustafa Kemal’i görevlendirmesi bile bütün günah ve kabahatlerini tek başına silmeye yeter. Varsa tabii... Diyebiliriz ki, Milli Mücadele için bütün gemileri, hatta kendisini bile yaktı.
36✓Bir sözünde bunu kendisi de ifade ediyor zaten. ‘Biz yandık ama devleti kurtardık’ diyor. O kadar ki, bugün kendisine yönelik ‘hain’ iddialarına ne yazık ki mesnet ya da malzeme teşkil edecek şekilde,
37✓İstanbul’da kendisini İngilizci gibi gösterip İngilizleri oyalayacak ve el altından gizlice Milli Mücadele’yi destekleyecek ölçüde akıllıca ve kurnazca bir danışıklı dövüş siyaseti, alternatif taktik ve İdeolojik körlük, saplantı içerisinde olanlar için diyeceğimiz birşey yok
38✓6 Eylül 1919’da İngiliz Morning Post Gazetesi’ndeki demeç, başından beri Milli Mücadele’yi desteklediğinin vesikalarındandır: ‘Memleketimin halkı namusunu, hayatını ve evini kurtarmak için pençeleşmeye hazırdır.’ Amerikan Associated Press muhabirine verdiği
+
39✓17 Aralık 1919 tarihli demeçteyse, bağımsız bir Türk Devletini arzuladığını ifade etmiş, ‘Ümidim medenî bir Türkiye’dir. Doğu barışı, ancak Türkiye bağımsız kalmak şartıyla muhafaza edilebilir.’
40✓Yunan ordusuna karşı 10 Ocak 1921’de kazanılan I. İnönü Zaferi karşısında, aylardır ilk defa gülecek kadar sevinmiştir. Son Sadrazam Tevfik Paşa’nın oğlu, kendisinin yaveri olan İsmail Hakkı Okday’ın tespit ve müşahedesi oldukça çarpıcı:
41✓‘Sultan Vahideddin, öyle sanıldığı gibi Milli Mücadelemizin düşman orduları tarafından yok edilmesini katiyen arzulamaz; bilakis zaferi dört gözle beklerdi.’ Büyük Zafer’in gerçekleştiği sırada ise kelimenin tam anlamıyla bayram yapmıştır.
42✓Yıldız Sarayı ve diğer sarayları muzafferiyet şerefine donattırmıştır. Ardından da Ayasofya Cami’nde mevlit okutmuş ve bizzat kendisi de katılmıştır.
Her Namazında İstanbul İçin Dua Etti.
Sultan Vahdeddin, aslında Anadolu’ya geçmek istedi, bu yönde yer yer teşebbüste bulundu.
43✓Fakat muvaffak olamadı, olamazdı da. Çünkü buna hem imkân yoktu, hem de kendisini bundan alı koyan birçok esaslı mani ve mazeret vardı. Özellikle İngilizler ve Yunanlıların, payitahtın, devletin ve hilâfetin ortadan kaldırılacağı;
44✓Osmanlıların İstanbul’dan atılacağı ve İstanbul’un resmen işgal edileceği istikametindeki caydırıcı tazyikleri, Sultan’ın bu tavrında belirleyici oldu. İngiliz gizli belgelerinde, İngiliz Hükümetinin, İstanbul’u işgal edip Osmanlı Devletini yıkarak payitahtta,
45✓‘Constantinopolitan State’ adıyla,Vatikan benzeri bir ‘Hilafet Devleti’ kurmayı plânladıklarına dair bilgiler var.Vahdeddin, San Remo’da kız kardeşi Mediha Sultan’a,söz konusu plânlarla ilgili korku ve endişelerinden şöyle söz ediyor: ‘Gitseydim, İstanbul, Rum’undu.
46✓Her namazımda dua ediyordum.İstanbul’u, dualarım muhafaza etti.’Padişah Vahdeddin, Anadolu’ya geçemese veya geçme isteği, etrafındaki Tevfik Paşa ve Ahmed İzzet Paşa gibi devlet adamlarınca bilerek engellense de, en azından kendi yerine Milli Mücadele’nin başına geçmesi için
47✓Oğlu Şehzade Ertuğrul Efendi’yi,Nisan 1921’de,yani II. İnönü Savaşı sonrasında Anadolu’ya göndermeye teşebbüs etmiştir.Ancak Ertuğrul Efendi’nin, M.Kemal Paşa’dan gelen 27 Nisan 1921 tarihli olumsuz telgraf üzerine geri dönmek durumunda kaldığı da gözden kaçırılmamalı.
48✓Vahdeddin ile ilgili bu olay hala açıklanmamıştır.
Vatanı İstemeyerek Terk Etmek Zorunda Kaldı.
Vatanı isteyerek terk etmedi, terk etmek zorunda bırakıldı. İç savaş çıkmaması, devletinin ve hanedanın onur ve itibarını korumak için hicret etti.
49✓Üzerinde oluşturulan ağır baskılar, zorlamalar, tehditler neticesinde çok sevdiği vatanını terk etmeye mecbur kaldı.
Bu hususta Ankara Hükümeti, Refet Paşa, hatta Vahdeddin ile değil Ankara ile işbirliği yapan İngilizler,
50✓İstanbul’daki İşgal Kuvvetleri Komutanı Harrington büyük rol oynadı. Ankara Hükümetinin İstanbul’daki temsilcisi Refet Paşa’nın takındığı sert tavır, onu ölümle tehdit etmeye varan tazyiklerinin etkisi büyük.
51✓İstanbul Hükümeti, Lozan’da yapılacak barış görüşmelerine katılma eğilimi gösterince, Refet Paşa 29 Ekim 1922’de saraya baskın yaptı. Paşa, Vahdeddin’den, İstanbul Hükümetine son vermesini ve Ankara Hükümetini tanımasını talep etmedi, resmen dayattı..
52✓Daha ileri giderek Sultan’ı, İstanbul’dan ayrılmaya ikna etmeye çalıştı.
Aksi bir tutum sergileyecek olursa ölümle tehdit etti.
Dolayısıyla, ne Ankara ne de Refet Paşa, Padişah’ın yurttan ayrılmasını engellemek için herhangi bir tedbire başvurmayı gereksiz gördü.
53✓Ankara’dan Refet Paşa’ya, ‘kaçmak isterse mani olunmaması’ emri geldi. Netice itibariyle Padişah’ın yurdu terk etmesine göz yumulduğunu, zemin hazırlanıp el altından tazyik ve teşvik edildiğini söyleyebiliriz.
54✓Niçin İngilizlere sığındı ve İngiliz Zırhlısını kullandı?
Kasım 1922’de Milli Mücadele sona erse de henüz İstanbul, İngilizlerin işgali altındaydı. Onların haberi olmadan ya da onlardan izinsiz bir şekilde İstanbul’dan ayrılmaya imkan yoktu.
55✓Payitahttan ayrılmak için deniz yolundan ve İngiliz gemilerini kullanmaktan başka emniyetli bir vasıta da mevcut değildi.Milli Mücadele yıllarında,Ankara Hükümetinin çeşitli münasebetlerle Avrupaya gönderdiği temsilciler de İtalyan ve Fransız torpidolarıyla gidip geliyorlardı
56✓Bundan bir müddet sonra vatandan resmen sürülen hanedan mensuplarını da yurt dışına Türk gemileri değil, yabancı gemiler götürdü.Ülkeden ayrılırken Vahdeddin’in bir İngiliz zırhlısını kullanması, hain veya İngilizlerin adamı olduğu yargısını destekleyici delil teşkil etmez.
57✓Yurttan ayrılmasının üzerinden henüz birkaç ay geçmesine rağmen Vahdeddin’i ‘istenmeyen adam’ ilan etmezlerdi. Sözüm ona İngiliz uşağı bir padişahı birkaç ay içerisinde hemen satmazlardı.
58✓Osmanlı Hazinesine El Sürmeye Tenezzül Bile Etmedi
Kalabalık bir maiyet ordusuyla yurdu terk etmesine, sonu belli olmayan gurbet yolculuğuna çıkmasına, paraya çok ihtiyacı olmasına rağmen,mal varlığını ve şahsına ait değerli hediyeleri hazineye iade etti, milletine bağışladı
59✓Babası Sultan Abdülmecid’den kalma elmaslı sorgucu, som altından bir çekmeceyi, o zaman 50 bin İngiliz altını değerindeki Hz. Osman’ın el yazması Kuranı Keriminin de içinde bulunduğu Topkapı’daki tüm Mukaddes Emanetleri ve +
60✓Hatta üzeri mücevherlerle kakmalı sigara kutusuna varana dek hepsini makbuz karşılığında devretti.
Mukaddes Emanetler, ecdadımın Türk Milletine armağanıdır! Devletin ve milletin malını ben nasıl alabilirim dedi. Tarihte benzeri görülmemiş dürüstlük,fedakârlık örneği sergiledi
61✓Yanında sadece 50 bin lira civarında bir para vardı. Bu para, beraberinde götürdüğü kalabalık ailesine ve saray görevlilerine ancak 1-2 yıl yetebilecek küçük bir miktardı.
Çünkü sarayın sadece bir aylık masrafı 5 bin lira tutuyordu.
62✓Gurbetteyken söylediği şu söz onun için yeterliydi:
‘Saray ve saltanat yıkılmış, ne çıkar! Vatan ve millet kurtuldu ya!’
#Vahdettin
63✓Kirli Oyunlara Aman Vermedi, Satılık Olmadığını İspatladı.
Sultan Vahdeddin, yaklaşık üç buçuk yıllık gurbet hayatının hiçbir döneminde ne İngilizlerin ne İtalyanların ne de kapısını aşındıran diğer şahısların Türkiye aleyhindeki oyunlarına asla gelmedi.
64✓Ayaklarına serilen milyonlarca parayı, birbirinden cazip teklifleri gurbet hayatının en sefil ve çileli dönemlerinde bile reddetti. Devleti ve milleti aleyhine girişilen kirli emellere pabuç bırakmadı.
Satılık ve hain bir insan olmadığını cümle âleme ispat etti.
65✓Hain olan ihanetini gurbette de sürdürmez miydi? Üstelik gurbetin hür ve serbest ortamında, önüne konan tekliflerin cazibesi karşısında. İngilizler, Şeyh Said İsyanı sırasında bir isyan bildirisi yazması için Padişahı sıkıştırdılar.
66✓Şerefine gölge düşmeyecek şekilde bütün maddi ihtiyaçlarını karşılayacaklarını vaat ettiler. Bu amaçla Vahdeddin’in huzuruna çıkanlardan biri de eski İstanbul İşgal Kumandanı General Harrington idi.
67✓Yetmedi İngilizler, Hindistan’daki İsmaili mezhebinin temsilcisi Ağa Han’ı sahneye sürdüler.Ağa Han,İngilizlerin hegemonyasında kalmak için Vahdeddin’in halifelik sıfatından faydalanmak istedi. Devrik Padişahın ideal hayat şartlarına kavuşmasına seferber edeceğini bildirdi.
68✓Vahdeddin’in bu çirkin teklifleri tereddüt etmeden geri çevirdi. Bununla da kalmadı; Ağa Han’ın bu ziyaretini Türkiye’nin Roma Temsilciliği’ne ihbar etti.
Bu belge hain olmadığının bir tescilidir. Nihayetinde İngiliz Gizli Servisi, 19 Ağustos 1924 tarihli gizli raporda,
69✓Vahdeddin’in kullanılamayacağını onaylamak zorunda kaldı. Aynı şekilde İtalya Kralı Vittorio Emanuele ile faşist diktatör Mussolini de onu Türkiye aleyhinde kullanmayı başaramadı.
70✓Sultan Vahdeddin, çok sevdiği vatanından uzaklaştırılmasına, hak etmediği türlü muamelelere maruz bırakılmasına ve gurbet ellerde fakru zaruret içinde kalmasına rağmen hiç bir zaman devlet ve milletine ihanet etmeye tenezzül etmedi.
71✓Tabutuna Haciz Konuldu Bir Ay Rehin Tutuldu.
Sultan Vahdeddin, vatana dönüş ümit ve hayalini hiç kaybetmedi. Bunu özellikle de kişiliğine yapılan saldırıları, şerefine sürülen lekeleri temizlemek için çok istiyordu.
72✓Bunun mümkün olamayacağını anlayınca da yakınlarına sık sık şu ricada bulundu:
‘Döndükten sonra benim hain olmadığımı anlatın!’
Ne acı ki, hayatının son anlarına kadar vatanını özlemle andı.
Öldüğü gece bütün çevresini topladı, geç vakitlere kadar neşeli sohbetler etti.
73✓Geçmiş güzel günleri ve tatlı hatıraları anlattı. Maalesef ömrü, o günleri bir daha yaşamaya yetmedi. 1926 yılı 16 Mayıs gecesinde kalp krizi geçirerek, 65 yaşında San Remo’da dünyaya gözlerini kapadı. Hayatı boyunca yaşadığı talihsizlikler ölüm anında da yakasını bırakmadı.
74✓İtalyan esnafına ödeyemediği 120 bin liralık borçtan ötürü tabutuna haciz konuldu ve yaklaşık bir ay rehin tutuldu. 623 yıllık Osmanlı tarihinde ilk defa bir padişahın tabutuna haciz kondu.👇
75✓Öyle ki, ölümü üzerine açılan küçük çekmeceden çıkan 17 tane çeyreklik Osmanlı altını ile taşları sökülmüş Hanedan-ı Âli Osman Nişanı bile borcu kapatmada kıymetsiz kaldı. Haciz yüzünden Villa Manolya Köşkünde eşya kalmadı, İtalyan esnafı tarafından yağmalandı.
76✓Tarihimizdeki kara lekelerden ve hazin olaylardan biridir bu. Vahdedin’in damadı Ömer Faruk Efendi ve saray görevlilerinin girişimleriyle İtalyanların hacizde tuttuklarını sandıkları talihsiz padişahın naşı gizli bir operasyonla kaçırıldı.
77✓San Remo’dan gemiyle Beyrut’a, oradan da trenle #Şam’a nakledildi. Buradaki Sultan Selim Camiine defnedildi. Kabri hâlâ orada, sürgün ve gurbet hayatı yaşamaya devam ediyor.
Büyük bir haksızlık, insafsızlık ve vicdansızlık görmüştür.
78✓Üstelik hükümet ve harbiye çevrelerinden gelen muhalefete ve tepkilere rağmen, cumhuriyeti getirme, tehlikeli heves ve hırslar beslediğini bildiği halde vatanın ve milletin kurtuluşu ve selametini düşünerek Mustafa Kemal’i Anadolu’ya gönderdiğinden ötürü;
79✓Tahtını, tacını ve hayatını korumanın peşine düşen değil; bilakis tahtını, tacını, saltanatını, devletini ve mülkünü feda eden, gerekli tedbirleri almayan bir hükümdar olduğu için belki de tenkit edilmeyi hak ediyor.
80✓ Tarihçi Yazar İsmail Çolak’tan Son Osmanlı Vahdeddin kitabından Alıntıdır..
81✓AK Parti hükümeti ve Cumhurbaşkanı @RTErdogan'ın Türkiye'de yanlış öğretilen tarihimizin prangalarını kırmanın zamanı geldi de geçiyor bile..
#5816SayılıKanunKaldırılsın yoksa ülke olarak huzurlu olamayacağız..
Gerçekleri öğrenmeliyiz, ne pahasına olursa olsun..
82✓ #5816SayılıKanunKaldırılsın
Sultan Vahdettin Han bunu hak ediyor..
83✓Ayrılırken İstanbul'dan Vahdettin durdu bir anda. Durdu ve döndü. Döndü ve kendini takip eden askerlere bakıp "Siz burada kalıyorsunuz. Beni korumanıza gayrı lüzum yoktur. Şimdi size sadece tek bir emir veriyorum.
84✓Eğer ki bu İngilizler olurda Ayasofya'ya haç takmaya kalkışırsa tek birşey yapacaksınız.
Ölüm size gelinceye dek önününüze geleni öldüreceksiniz.
Bu söz üzerine ayrılmıştı son devrin padişahı.Tarih onu hain yazsada. Tarihin vicdanı onu Abdülhamid gibi vatansever yazacaktı.

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Filiz'in Düşünceleri

Filiz'in Düşünceleri Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @filiz175

Sep 12
1~İzmirli Tunç Soyer bir sapma değil. Atasının izindedir. Mustafa Kemal, Osmanlıya düşman, İngilize sevdalıydı...
Kendi padişahından "Vahdettin'ten" nefret eden ve ölümle tehdit ederek Türkiye'den gitmesine yol açan M.Kamal, İngiltere kralını bağrına bastı. ImageImageImage
2~Fotoğraf: Mustafa Kemal, İngiltere Kralını kendi eliyle Dolmabahçe'ye çıkarırken.
Şehir turu ve Cumhuriyet paçavrası olaya nasıl bakıyor..
Kendi padişahı İtalya'da açlıktan ölmüş, tabutuna haciz gelmiş.
İki aydır gömülemiyormuş. Aldırmadı.
Varsa yoksa, İngiltere kralı.
3~Daha 1924 yılında şöyle demişti: "İlk beş yılda kendimizi toplayıp inkilapları yaparız.
İkinci beş yılda dünyaya kendimizi tanıtırız.
Üçüncü beş yılda da İngiliz Kralına yurdımuzu ziyaret ettiririz.
(Kaynak: Raşit Metel Em. Deniz Albay,
Read 4 tweets
Sep 12
1/#VahdettinHan kimdir ve naaşı nasıl ortada kaldı?
İtalyan devlet arşivlerindeki gizli belgelerden son Osmanlı padişahı Vahdettin’in şüpheli ölümü ve sonrasında cenazesinin nereye gömüleceği tartışmaları ilk defa gün yüzüne çıktı.
2/İtalyan tarihçi Riccardo Mandelli; son Osmanlı Padişahı Vahdettin ve intihar ederek yaşamına son veren özel doktoru Reşat Paşa hakkında tartışma yaratacak bir çalışmaya imza attı.
3/16 Mayıs 1926’da İtalya’nın Sanremo kentinde yaşamını yitiren Vahdeddin’in bu ülkedeki son 3 yılını araştıran Mandelli, padişahın yanından ayrılmayan doktoru Reşad Paşa’nın şüpheli intiharı hakkında mahkeme tutanakları ile Vahdettin’in ölümünden sonrasını gün yüzüne çıkardı.
Read 12 tweets
Sep 11
Önemli:
1-Doğu Akdeniz'deki doğalgaz,petrol ve diğer maddelerin küresel dünyadaki tahmini değeri 50 Trilyon dolar. Bunun 27 ile 30 Trilyon Doları Mavi Vatan içerisinde.
2- Misak-ı Milli sınırları içerisinde olan Musul ve Kerkük'ün petrolün toplam değeri 10 ile 13 Trilyon Dolar.
3-Mavi Vatan Karadeniz'de 272 yıl, Doğu Akdeniz'de ise 570 yıl yetecek Gaz hidrat yataklarının değeri 75 Trilyon Dolar.
4-Doğu Ve Güney Anadolu bölgesinde bulunan Kaya gazının değeri 5 Trilyon Dolar.
5-Türkiye topraklarında tahmin edilen petrolün değeri 250 ile 500 Milyar Dolar civarında.
6-Türkiye toraklarında bulunan bor madenin değeri 20 Trilyon Dolar.
7-Türkiye topraklarında hala araştırma yapılan altın madenlerin değeri tahmini olarak 5 Trilyon Dolar..
Read 6 tweets
Sep 11
1- Yunanistan ve Türkiye...
Güzel tespitler analizler.
2- Yunanistan istediği kadar plan yapsın tüm planlarını alt üst edecek stratejiye ve güce sahibiz. Ayrıca tarihimizde gözümüze çok kum atıldığı için kör dövüşmeyi dünyada en iyi yapan Türkiye..
3-Yüreği yeten varsa buyursun. Denize değil dökmek Atina'ya da Al Sancagı dikeriz..🇹🇷
Read 6 tweets
Sep 8
1:)Kemalist Medya, Kraliçe, törenselmiş, hiçbir yetkisi yokmuş gibi yapar ama… Bu suçluluk kompleksinden ileri gelen bir yalandır... İngiltere'de toprakta özel mülkiyet yoktur. Kraliçe her yıl vatandaşlarından toprak kirası alır..
2:)İngiltere Kraliçesi dünyanın en büyük toprak sahibidir.
Büyük Britanya, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Yeni Gine, Kraliçenin özel mülküdür.
Birleşik Krallık’ın ve diğer 31 ülkenin, bölgenin devlet başkanıdır.
3:)Kraliçe İkinci Elizabeth, yeryüzünün - denizler hariç – altıda birinin, yaklaşık 6 milyar 600 milyon dönüm toprağın yasal sahibidir.
Kraliçe İkinci Elizabeth, Birleşik Krallık sınırları içinde olmayan ülkelerin tamamına sahibi olan dünyadaki tek insandır.
Read 13 tweets
Sep 8
1•Polonya'lı Kadında Osmanlı Arması.
Dün Alanya'da işim gereği bir Banka şubesine gittim..Bir Kadın yaklaştı yanıma ve Almanca yada İngilizce bilip bilmediğimi sordu ve kendilerine yardımcı olmamı rica etti.
2•Bankadaki işi ile ilgili ona tercümanlık yaparken kolundaki Osmanlı Arması dikkatimi çekti.. çaktırmadan tekrar tekrar baktım yanılıyormuyum diye ama, yanılmadığımı gördüm..
3•Kadın Baktığımı fark edince İçimizdeki Osmanlı düşmanlarına inat gülümseyerek Ben Osmanlı'yı çok seviyorum dedi.. Bende dedim.. Pozitif bir iletişim oldu aramızda ve ona dedim ki Osmanlıya dair ne biliyorsunuz dedim..
Read 8 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Don't want to be a Premium member but still want to support us?

Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal

Or Donate anonymously using crypto!

Ethereum

0xfe58350B80634f60Fa6Dc149a72b4DFbc17D341E copy

Bitcoin

3ATGMxNzCUFzxpMCHL5sWSt4DVtS8UqXpi copy

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!

:(