Thread by @LokmnHokm

📌Bütün yönleri ile Ahmet Cem Ersever...

1- 1950 yılında asker olan babası #Kerkük asıllı babası İzzet Ersever'in görev yeri olan Erzurum’da doğdu.

2- Babasının mesleği sebebiyle ilköğrenimini yurdun değişik yerlerinde gördü.

3- 1967 yılında #TED Ankara Kolejinden mezun oldu.

4- 29 Şubat 1968 tarihinde Salih Dilek, Muhittin Çolak, Hikmet Aytek, Bögüalp Hacıömeroğlu, Hasan Basri Öngel ile birlikte Genç Ülkücüler Cemiyetinin kuruluşunda görev aldı.

5- Ortaöğrenimden sonra Kara Harp Okuluna girdi. 1972 yılında jandarma teğmen rütbesiyle mezun oldu.

6- 1973 yılında Piyade Okulunu, 1974 yılında Jandarma Subay Okulunu bitirdi.

7- 11 Aralık 1979 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığı tarafından Mersin, Hatay, Gaziantep, Mardin, Şanlıurfa, Edirne, Kırklareli ve İzmir illerinde kaçakçılık olaylarını soruşturmakla görevlendirildi.

8- Güneydoğu Anadolu'da uzun süren görevi esnasında PKK ile yapılan gerilla ve istihbarat çalışmalarına katıldı.

9- JİTEM olarak anılan Jandarma Genel Komutanlığı'nın Güneydoğu Anadolu'daki İstihbarat biriminin kurucusu ve uzun süre yöneticisi olan bir Jandarma subayı olarak silahlı çatışmalara girdi.

10- Kendine özgü yöntemlerle JİTEM kadrosunun bilgisi dâhilinde PKK'ya karşı ve yandaş olan kişi ve guruplarla irtibatlar kurdu.

11- Subay ve istihbarat sorumlusu olarak bölgedeki tüm faaliyetlerin ya içinde bulundu ya da içeriği hakkında bilgi sahibi oldu.

12- Ersever, önceleri normal bir Jandarma subayı iken artan terör olayları ile birlikte çok önemli yetkilerle donatıldığı için tüm kuruluşlar ve yöredeki gayri kanuni guruplarla iletişim içinde olmaya başladı.

13- Kerkük asıllı olması ve bölgede akrabaların varlığının da etkisiyle İlişkilerini sınır ötesine de taşıdı.

14- Barzani ve Talabani'nin Ankara ile ilişki kurmalarında kilit rol oynadı.

15- Kerkük bağlantıları üzerinde Iraklı Türkmenlerle de yakın ilişkiler kurmasına katkı sağladı.

16- Irak İstihbarat Servisi ile ilişkisi komutanlıkta gündeme gelince bu ilişkisinin 1976 yıllarında başladığını reddetmedi. Bu irtibatını “PKK ile mücadele etmek “ olarak izah etti.

17- Sık sık gittiği Kuzey Irak'ta İngiliz ve ABD istihbarat guruplarıyla irtibatı şüphe çekse de karargâh bağlantıları sebebiyle sıkıtı olmadı.

18- 1990’lı yılların başında JİTEM’de başlayan köklü değişiklikler Cem Ersever'in dikkatini çekti.

19- Asayiş Bölge Komutanlığına Hikmet Köksal Paşa getirildi. Nüfus genel Müdürlüğünden boş kimlik kartları temin edildi.

20- JİTEM’in başına getirilen Veli Küçük itirafçılardan çalışma grupları oluşturdu . Bu gruplar adeta bir ölüm makinası gibi çalıştı

21- 1990 yılları yakalanıp serbest bırakılan itirafçıların asker kimliği ile JİTEM grup komutanlığı emrine alındığı yıllardı.

22- Bu yıllar aynı zamanda Ersever’in Bitlis Paşa ile ilişkisinin, iş dışında, bir ağabey-kardeş ilişkisi gibi olduğunu yıllardı.

23- Eşref Bitlis'in makamına doğrudan girebilen tek subay olan Ersever’in Bitlis Paşa sevgisi ve saygısını bilmeyen yoktu.

24- #Demirel’in başbakan olduktan sonra, Güneydoğu’da mücadele eden güvenlik güçlerine moral vermek için sık sık, ‘‘Muğlalı örneği yaratmayacağız’’ sözü bir devlet güvencesi olarak algılanıyordu.

25- #AhmetCemErsever JİTEM kadrosunun bilgisi dâhilinde PKK'ya karşı olan Hizbullah kadrosu ile iyi ilişkileri olduğunu iddia edenlerin varlığı da önemliydi.

26- #Alparslan Türkeş'in avukatı Emin Emir, Ersever ile Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu arasındaki ilişki olduğunu ve Ersever'in Velioğlu'ndan çok iyi istihbarat aldığını ifade etti.

27- #Hizbullah ile JİTEM ilişkisi üzerinde sis perdesi olan bir ilişki olarak arşivlerde durmaya devam ediyor.

28- Özellikle 1989-1990 yıllarında #CemErsever ve Velioğlu çok sık görüştüğünden bahseden ve daha sonra BBP İstanbul İl Başkanlığı yapan Av. Emir, Ersever’in o dönem 'Düşmanımın düşmanı dostumdur' ilkesiyle hareket ettiğini iddia etti.

29- Başka iddialara göre ise “Hizbulkontra’yı kuran, örgütleyen Cem Ersever’di. Kuruluşunda eski #MHP’lilerden yararlanıldı. Devlet örgütledi.”

30- Yıllar sonra Cem Ersever, Hizbullah hakkında #Aydınlık’a şunları söyleyecekti:

31- “Hizbullah ne? #Hizbullah falan yok. Bu adı yakıştıranlardan biri de sizsiniz. 2000’e Doğru’da Hizbul-kontra diye ilk siz yazdınız... Kontrol edemiyorsunuz, hakim olamıyorsunuz. Herkes birbirini öldürüyor. Toplumda bazıları bu cinayeti işleyenlere Hizbullah diyor.”

32- #CemErsever, çok ilginç bir şekilde yüksek sesle Hizbullah eylemlerinin “organize eylemler” olmadığını iddia eden bir isimdi.

33-Çok düşündürücüdür ki #MİT, 1997 yılında Hizbullah’ı perdeleyen bir rapor yayımladı.

34- Raporda, “Hizbullah’ın bir hücre faaliyetine rastlanmadığı ve ahlaksızlara karşı #eylemler yaptığı” söyleniyordu.

35- #Koman ve Ersever’in sözleri ve MİT raporu, Hizbullah konusunda devletin bir şeyler sakladığını göstermesi bakımından dikkat çekiciydi.

36- Devletin adeta ağız birliği etmiş “Hizbullah yok” “#hücre faaliyetine rastlanmadık “diyordu ama Hizbullah’ın sicilini kanla ve mezar evlerle yazıyordu.

37-#EşrefBitlis'in 17 Şubat 1993’te emir subayı Albay Fahir Işık, pilotlar Binbaşı Yaşar Erian ve Yüzbaşı Tuğrul Sezginler ile Astsubay Emin Öner ile birlikte şüpheli bir şekilde ölmesi üzerine Ersever 1993'ün Mart ayında bu olayı protesto etmek için askerlikten istifa etti.

38-Ersever’in istifaya zorlandığını iddia edenlerde vardı.

39- #CemErsever istifa ederek emekli olduktan sonra bir tepki içine girdi, PKK ile mücadelede gördüğü aksaklık, eksiklik ve yetersizlik olarak belirlediği hususları kamuoyuna açıklamaya başladı.

40- #Tempo dergisi, Aydınlık, Tercüman ve Daily News gazetelerinde röportaj verdi.

41- IKPP'nin #Ankara Temsilcisi Hayrullah Salih'ten partinin büro olarak kullandığı daireyi kiraladı.

42-Ahmet Aydın adıyla iki kitap yazdı.

43-Tempo dergisindeki açıklamaları sebebiyle aleyhinde #Askeri Mahkemede dava açıldı.

44- Ersever , Jandarma Genel Komutanlığı'nın ve Asayiş Kolordu Komutanlığı'nın çalışma tarzına eleştiriler getirdi.

45-Ahmet #CemErsever zannediyordu ki açıklamaları ile devlette bir değişimi başlatacak…

46- Artık elinde devletin görev kâğıdı ve üzerinde devletin üniforması yoktu. Kimseden destek görmedi. Açıklamalarına kurumsal olarak Silahlı Kuvvetler ve bazı arkadaşları tepki gösterdi.

47- İlk olarak #Cem Ersever’e mecliste görev vaat eden Hüsamettin Cindoruk geri adım attı. Bu durum Ersever’in mali açıdan sıkıntıya girmesine sebep oldu.

48- İstifadan iki ay sonra Mayıs 1993 ayında #Milliyet gazetesine faksladığı özgeçmişinde şu ifadelere yer verdi: "1984 yılından bugüne kadar yapılan yanlışlar, ihanetler ve uygulamalar konusunda Türk kamuoyunun aydınlatılması gerektiğine inanıyorum.

49- Yakın bir tarihte kamuoyu önünde Celal #Talabani'nin ihanetleri PKK ilişkileri, Güneydoğu'daki gerçek durum, köy korucuları, itirafçılar, faili meçhul cinayetler hakkında ve bazı siyasilerin örgütsel konumları hakkında açıklamalarda bulunacağımı beyan ediyorum.

50- Güneydoğu Anadolu'daki olayların gerçekleri Türk milletinden gizleniyor."

51- İlk gençlik yıllarında Genç #Ülkücüler Teşkilatını kuran Emekli Binbaşı Ersever, çok ilginç şekilde çok ses getiren açıklamasını yapmak için peşinde çok sayıda medya organı varken Aydınlık gazetesini tercih etti.

52- Ersever’le ilk röportajı Soner Yalçın ve Hikmet Çiçek yaptı.

53- Bu röportaj Aydınlık’ta dizi olarak üç gün yayımlandı. Hem övgü hem de tepki anlamında çok ses getirdi.

54- Bu sözlerinden üzerinden 6 ay geçmişti ki 4 Kasım 1993'te elleri önden bağlanmış kafasına iki el ateş edilmiş cesedi, #Ankara Elmadağ ilçesi çıkışında bulundu.

55- Ersever öldürüldüğü tarihte Başbakan olan Tansu Çiller “Kendi içlerinde hesaplaşma” açıklamasını yaptı.

56-Basın devlet içinde bir hesaplaşma olduğu veya devletin çok etkili görevlerde bulunanları dahi koruyamadığına dair haberler yaptı.

57- Gümrük Teşkilatı şoförü Kemal Uzuner, Cem'in evine geldiğini, kapalı valizini aldığını, diğer kişilerin de eve geldiğini sonra gittiklerini söyledi. Fakat birçok noktayı karanlıkta bıraktı.

58- Bu olaydan iki yıl sonra Soner Yalçın’a #Aydınlık Dergisi’nde ayrıldı. Ayrıldıktan sonra Aydınlık’ın sahibi Doğu Perinçek ile araları açıldı.

59- Perinçek, Soner Yalçın’ı ajanlıkla suçladı.

60- Yıllar sonra Perinçek grubu Yalçın’ın yazdığı “Efendi” kitabının #MİT tarafından yazdırıldığını iddia etti.

61- Aydınlık, #Ersever röportajıyla ilgili bir generali kaynak göstererek şu açıklamayı yayınladı.

62- “Biz, Ersever’i Aydınlık’a hayatını kurtarması için gönderdik. Ancak Aydınlık önemli hata yaparak, Ersever’le görüşme işine Soner Yalçın’ı da kattı. Bu yanlış, Ersever’in hayatına mal oldu.”

63- Ergenekon savcıları Ersever’in teknik takibe alınan görüşmelerini yıllar sonra incelemeye aldı.

65- Ersever’in Soner Yalçın’a röportaj vereceğinin anlaşılması üzerine bir albayın Ersever’i aradığı tespit edildi.

66- #Albay telefonda Ersever’e “Oğlum kendini öldürtecek misin” diye bağırırken Cem Ersever’in “Artık bildiğim her şeyi anlatacağım” yanıtı verdiği duyuluyordu.

67- Albay haklı çıkmış “Oğlum kendini öldürtecek misin” diye uyardığı Cem Ersever öldürülmüştü.

68- JİTEM’in kuruluşundan beri önemli görevlerde bulunan Binbaşı Cem Ersever’in faaliyetleri ve ölümüne ilişkiler iddialar birçok rapora konu oldu.

69-Kutlu Savaş, #JİTEM'de en fazla tanınan kişilerden birinin Yeşil, diğerinin de Ersever olduğunu vurguladığı Susurluk raporunda MİT'in iddiasının aksine, Ersever'in Emniyet İstihbarat Daire Başkanvekili Hanefi Avcı'nın talimatıyla öldürülmediğini vurguladı.

70-Savaş, Ersever'in ölümü ile ilgili MİT'in iddiasını raporunda şu sözlerle dile getirdi:

71- ‘‘MİT'e göre; Emniyet İstihbarat Müdür Yardımcısı Hanefi Avcı, Mahmut Yıldırım'ı çağırarak gerekli yerlerle görüştüğünü söyledi. Açıklamalarından dolayı Ersever'in ortadan kaldırılması gerektiğini bildirdi.

72- Mustafa Deniz ve Neval Boz ile sağlanan işbirliği ve Avcı'nın talimatıyla Ersever'i infaz grubuna teslim ettiler.’’

73-"Ersever ve evinde kaldığı Kemal Sadık Uzuner"in araç telefonu görüşmelerinin detayları çıkarılırsa cinayet çözülür ama bu yapılmadı."

74- JİTEM davasında tanıklık yapan dönemin Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, ifadesinde Cem Ersever cinayeti ile ilgili şunları söyledi.

75- Ersever’in kullandığı araç telefonunun öldürüldükten sonra Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’a geçti.

76- Ersever, birlikte hareket ettiği Mustafa Deniz’in, Ankara JİTEM'e yaptığı evde patlayıcı saklıyor ihbarından sonra öldürüldü.

77- TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu raporunun ekinde yer alan ve kamuoyuna açıklanmayan “çok gizli” damgalı MİT raporunda, Irak askeri istihbaratının, “Cellat” lakabını taktığı Ersever’in görevde olduğu dönemde birçok cinayete ve karanlık işlere karıştığı yazdı.

78- Ersever’in Lübnan/Bekaa Vadisi’nden PKK denetimindeki uyuşturucunun Avrupa’ya geçişi için Suriye Gizli Servisi El Muhaberat’la bağlantıyı sağladığı Baalbek kentinde PKK’lılarla görüşme yaptığı, JİTEM olanaklarıyla uyuşturucu trafiğinde kilit konuma geldiği iddia edildi.

79- Raporda, ayrıca Ersever’in, Kasım 1994’te uyuşturucu trafiği elemanı ve tanığı olması nedeniyle Çatlı ekibi tarafından Başbakanlık Poligonunda sorgulanmasının ardından, arkadaşları Mustafa Deniz ve Neval Boz ile birlikte elleri bağlı şekilde öldürüldüğü dile getirildi.

80- MİT'e göre; #HanefiAvcı Yeşil'i çağırarak gerekli yerlerde görüştüğünü son dönemdeki faaliyetlerinden ötürü Ersever'in ortadan kaldırılması gerektiğini bildirdi.

81- Daha sonra Mustafa Deniz ve Neval Boz'a yönelerek onların işbirliğini sağladı. Onlar da Avcı'nın talimatıyla Cem Ersever'i infaz grubuna teslim etmişlerdir."

82- Aydınlık dergisi ise "Kasım 1994'te, uyuşturucu trafiğinin elemanı ve tanığı olması sebebiyle, Abdullah Çatlı ve ekibi tarafından Başbakanlık Poligonunda sorgulandı ve arkadaşları Mustafa Deniz ve Neval Boz ile birlikte öldürüldü" şeklinde haber yaptı.

83- Hanefi Avcı, TBMM Susurluk Komisyonu'na 4.2.1997 tarihinde yaptığı açıklamada "Gümrük Müdürü Ali Balkan Metel'in şoförü (jandarma elemanı) Kemal Uzuner'in evinde Cem'in arşivinin muhafaza edildiğini,

84- jandarmanın Kemal'in evindeki malzemeleri, arşivi aldığı, Kemal'le randevulaşan Ersever'i yakaladığı, eve gelen Mustafa Deniz ve Neval Boz'u da ele geçirdiğini anlattı.

85- Sorgulamayı yapanlar arasında Mahmut Yıldırım'ın (Yeşil) olduğu iddiası uzun zaman dillerden düşürülmedi..

86- MİT yazısında "Ersever ve arkadaşlarının teröristlerin harekat tarzı konusunda çok tecrübeli, kendi güvenlikleri yönünden de çok dikkatli olduklarını buna rağmen herhangi bir mücadele emaresi olmadan cinayeti işleyenlerce ele geçirilmiş olmaları dikkati çekti.

87- Bu durum Ersever ve arkadaşlarının kendileri açısından 'güvenilir' saydıkları kişilerce veya bunların aracılığı ile yakalanmış oldukları ihtimaline kuvvet kazandırmaktadır.

88- Eylemin gerçekleşme biçimi, her üçünün fiziki bir zorlanmaya maruz kalmamaları, cinayette PKK ihtimalini yok etmektedir. PKK'nın çok şey bilen bu kişileri "konuşturmadan" öldürmesi beklenemez." diye yazdı.

89- Basın devlet içinde bir hesaplaşma olduğu veya devletin çok etkili görevlerde bulunanları dahi koruyamadığına dair haberler yaptı.

90- Gümrük Teşkilatı şoförü Kemal Uzuner, Cem'in evine geldiğini, kapalı valizini aldığını, diğer kişilerin de eve geldiğini sonra gittiklerini söyledi. Fakat birçok noktayı karanlıkta bıraktı.

91- Cem'le yıllara dayalı ilişkisini açıklamakta, ancak silahlı mücadeleye alışkın ve yatkın Cem ve arkadaşlarının o saatlerde ve ev dışında kaybolmasına hiçbir açıklık getirememektedir.

92- MİT’in raporunda ayrıca yakalayanların Cem'i ve arkadaşlarını "#infaz grubuna teslim" ettiklerini yazdı.

93- Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, üzerinden 20 yıl geçen Jandarma Binbaşı Ahmet Cem Ersever’in öldürülmesine ilişkin soruşturmaya “devam” kararı aldı.

94- Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Jandarma Binbaşı Ahmet Cem Ersever’in 4 Kasım 1993’te cesedinin bulunmasıyla başlatılan soruşturma dosyasının, 20 yıllık zaman aşımı süresi geçmesine karşın kapatılmamasına karar verdi.

95- Soruşturma dosyası, Cumhuriyet Savcısı Yıldırım Bayyurt’ta bulunuyor.

96- 765 sayılı TCK, müebbet hapis cezası gerektiren suçlarla ilgili soruşturmalarda zaman aşımı süresini 20 yıl olarak düzenliyor.

97- Bu süre bugün dolmasına karşın, Savcı Bayyurt, “zaman aşımı nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar” yazmadı.

98- Soruşturma dosyasının açık tutulacağı belirtildi.

99- Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’in 17 Şubat 1993’teki ölümüne ilişkin yürüttüğü soruşturmada da 20 yıllık süre dolmasına karşın, “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı yazmamıştı.

100- Aradan yıllar geçti. Ersever'in üç kızından Müzeyyen Asena Ersever, babasının şehit edildiğini belirterek, "şehit olan kamu görevlilerinin çocuklarının kamuda işe alınmasını düzenleyen 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu uyarınca işe girmek istedi.

101- İşe girme talebi reddedilen Ersever, İçişleri Bakanlığı aleyhine dava açtı.

102- Ankara 3. İdare Mahkemesi davayı reddetti. Ersever, kararı temyiz etti. Danıştay 12. Dairesi mahkeme kararını onadı.

103- Kararda, iş talebinde bulunan Ersever'in, babasının kamu görevlisi olma vasfını emeklilik ile birlikte kaybetmesi nedeniyle yasadan yararlanmasının mümkün olmadığı kaydedildi.

104- Cem Ersever'in kızı, Jandarma Genel Komutanlığı'na başvurdu. Jandarma Genel Komutanlığı, 6 Şubat 2008'de Ersever'in kızına babasının şehit edildiğine dair belge verdi.

105- Jandarma Genel Komutanı namına Jandarma Yarbay Şehit Gazi Şube Müdürü Hüseyin Gürocak tarafından düzenlenen belgede, Ersever'in kimlik bilgileri yazıldıktan sonra, "4.11.1993'te teröristlerce silahla saldırı olayı nedeniyle şehit edilmiştir" denildi.

106- Ankara’da 4 Kasım 1993’te ölü olarak bulunan JİTEM kurucusu emekli Binbaşı Ahmet #CemErsever’le ilgili zaman zaman bazı bilgiler gündeme geldi

107- Ersever’in PKK itirafçısı olan ve kendisi ile birlikte ölü olarak bulunan Nevval Boz dışında isimlerle de ilişkisi olduğu haberlere konu oldu.

108- Ülkücü isimlerden Yusuf Ziya Arpacık’ın kaleme aldığı ‘Yolbaşı’ isimli kitabında Ersever’in İşçi Partili bir sevgilisinin de olduğunu iddia etti.

109- Söz konusu iddia Yolbaşı-(Irak Gerçeği ve Türkmenlerin Direniş Öyküsü) isimli kitapta Irak Türkmen Milliyetçi Hareketi lideri Hüsamettin Türkmen’in anlatıldığı bölümde yer aldı.

110- Aydınlık kadrosuna ait yayın organlarında çalıştığı sırada Ersever ile röportaj yaparak yayınlayan gazeteci-yazar Soner Yalçın da “Ersever ile sık sık buluşup görüşürdük; ancak Gedikoğlu diye birini tanımıyorum. Böyle birini ilk defa duyuyorum” diyecekti.