📌 “Bilgi azaptır. Acı verir…Şaşırmıyoruz. Not ediyoruz.” 📌İş birliği, belge ve iletişim için DM açık. 📌YD: @LkmnHkimTR
5 subscribed
5 subscribed
5 subscribed
Firuzan Gürbüz’ün kaleme aldığı ve İbrahim Polat’ın Anılarını anlattığı “Alnımın Teriyle İbrahim Polat” adlı kitabının “Buram buram proje kokan” tanıtımda şunlar yazar: 
Yılmaz Özdil ise "Adam" başlıklı yazısında "Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirir. Profesör olur. Diplomasını aldığı hukuk fakültesine dekan olur. Ankara Barosu Başkanı seçilir. Türkiye Barolar Birliği Başkanı seçilir. Evet, Metin Feyzioğlu o." ifadelerini kullandı.
Bu rapor hazırlanırken Başbağlar katliamının mağduru durumunda bulunan, olaylardan yaralı olarak kurtulmuş olan ve gene bu olayların görgü tanığı durumunda olan Elif Akpınar, Hanife Türkücü, Fatma Demirci, Fatma Parto, Hafıze Kucur ile bu olaydan yaralanmak suretiyle doğrudan doğruya zarar görmüş olan Hüseyin Keskin ve Süleyman Aydın ile görgü tanıklarından Necati Aydınoğlu ve İstanbul'da kurulmuş olan Başbağlar Köyü Güzelleştirme ve Kalkındırma Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya ile 11.2.1995 tarihinde İstanbul Prof. Naci Şensoy Caddesi numara 49'da faaliyet gösteren dernek merkezinde yüzyüze görüşme yapıldı.
Yıllar sonra JİTEM saha adamlarından Ayhan Çarkın’ın Erzincan-Başbağlar Katliamı’nı PKK’nın değil JİTEM’in yaptığını iddia etmesi haberlere konu olmakla kaldı.
Bölgedeki ağa ve beyler ile ilişkileri oldukça iyi olan ŞEVKİ Efendi yaşadığı dönemde, astığı astık, kestiği kestik, Ergani ve çevresinde derebeyi gibi davranan bir isimdi.
Silivri Eski Müftülerinden olan Hamdi Beyoğlu Ahmet’i liseye başlamadan önce ünlü hafızlar yetiştirmesiyle meşhur İsmailağa’ya bağlı Yeşil Camii Kur’an Kursu’na gönderdi. 
Milli Görüş hareketinden koparak kendi partisini kurmaya hazırlanan Tayyip Erdoğan, siyasi yasağıyla ilgili tartışmalara rağmen transfer operasyonuna başlamıştı.
Mudanyalı bir aileden gelen Özer'in Urgancılık yapan büyükbabası genç yaşta ölünce, babası Ramiz 
Kamuoyunda “SPK manipülasyonu izliyor… Borsa tepetaklak... Erdoğan'a yakın isim” başlığı ile yer alan haber gündem olmuştu.
İlkokul ve liseyi Sakarya'da bitirdikten sonra dışarıdan İmam hatip lisesini de bitirdi.
1883'te, Selânik vilâyetinin Serez sancağında, Haham İzak Kohen ile Sara Kohen'in dokuz çocuğundan en küçüğü olarak dünyaya geldi. 
Ustaosmanoğlu, Üsküdar Müftüsü Hasan Ali Ünal ile zaman zaman görüşerek onun cemaate karşı olan katı tutumunu kırmaya çalıştı ama sonuç alamadı. 
İstanbul Belediyesi dindar insanların gururla bahsedeceği çalışmalar yapmaya başlamıştı.
Ermeni mezhebi olan Lusavoriçağan mezhebinden olan Levon Panos Dabağyan, bir yazısında ailesini şöyle tanıtıyor; “Krikor ve Siranuş adında Ermeni asıllı bir ailenin evladı olarak 11 Kasım 1933’de İstanbul’un Aksaray-Yenikapı’ semtinde, büyük devlet adamı Harutyun Amira Bezciyan’ın meşhur yalısında dünyaya geldim. Baba tarafım Van vilayetinden Kastamonu’nun Kadınsaray Köyü’ne yerleşmiş bir sülaleye (Karacıyanlar), ana tarafı ise Erzurum ve Van dolaylarından İstanbul’a takriben bir asır evvel göçüp Yenikapı semtine yerleşen Dabağyan’lardır. Ailevi bir sebepten dolayı Dabağyan soyadını alan Krikor Efendi, evlatlarına da aynı soyadını vermiştir.”
MKYK üyesi Aziz Babuşcu, "Milletin Evi’nden millete parmak sallayamazsınız! Sizin üslubunuz ile söyleyeyim, haddinizi aşıyorsunuz" diyerek tepki gösterdiği Mehmet Uçum 19 Mayıs 1965 Kars’ta doğdu.
Dr. Fritz Bauer, 1933’te Yahudi olduğu için önce hâkimlik görevinden alındı. Kısa bir süre sonra toplama kampına götürüldü.
Kral, öfkelenir sürgün emri verir.
OYSAKİ 2009 yılında Altınok'un adı Ankara Büyükşehir Belediyesi için de geçmiş, ancak AK Parti Ankara için Melih Gökçek'le devam kararı almıştı. 
Çeşmeden çok kitabede yazılanlar, kısa sürede yayılır bütün Bursa’ya. Bir dedikodu bir dedikodu ki alır gider başını. 
"16 Haziran 1936’da İçişleri Bakanlığı’nı, İstanbul Valiliği’ni ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nü şaşırtıp telâşlandıran beklenmedik bir hadise oldu: 1925 Ekim’inde Türkiye’den ayrılarak Mısır’a giden ve orada on bir sene boyunca gönüllü ama sıkıntı içerisinde bir sürgün yaşayan İstiklâl Marşı’nın şairi Mehmed Âkif, İskenderiye’den kalkan bir Romen vapuru ile sessiz sadasız İstanbul’a geldi.Âkif, İstiklâl Harbi senelerinde İstanbul’dan Ankara’ya nasıl elinde ufak bir çanta ile geçmiş ve 1925’te yine İstanbul’dan Mısır’a nasıl sessizce gitmiş ise, memlekete yine aynı şekilde, sessizce dönmüştü…”
Avutmak için çok uğraşırlar, ama bir türlü sakinleşmez. Padişahın keyfi kaçar. Gemide bulunanlar aciz bir vaziyetteyken yaşlı bir adam padişahın huzuruna çıkıp; -Müsaade buyurursanız ben onu sustururum, der.