Atatürk diyor ki:
"Ey millet! İyi biliniz ki,Türkiye Cumhuriyeti,şeyhler,dervişler,müritler, mensuplar memleketi olamaz.En doğru, en gerçek tarikat medeniyet tarikatıdır. Uygarlığın emir ve isteklerini yapmak, insan olmak için yeterlidir." (30.8.1925)
Bugün ilmin, fennin, tüm kapsamıyla uygarlığın saçtığı ışık önünde filan ya da falan şeyhin yol göstermesiyle maddi ve manevi mutluluk arayacak kadar ilkel insanların Türkiye uygar topluluğunda varlığını kesinlikle kabul etmiyorum.
"Tekkeler kesinlikle kapatılmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti, her alanda doğru yolu gösterecek güce sahiptir. Hiçbirimiz tekkelerin yol göstermesine muhtaç değiliz. Biz, uygarlıktan, bilimden, fenden güç alıyoruz ve ona göre yürüyoruz. Başka bir şey tanımayız..."
Türk Milleti bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı varolmalarının yegane koşulu olarak kabul etmiş cesur insanların torunlarıdır. Bu millet hiçbir zaman hür olmadan yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Sabantuy Bayramı, Orta İdil boylarında yer alan toplumların kutladığı bir yaz bayramıdır. Daha çok Tatar Türklerinin millî bayramı olarak kutlanmaktadır.
Tatar Türkleri, Sabantuy bayramını karın eridiği günlerden ve bahar ekini ekilinceye kadar geçen süre içerisinde kutlamaktadırlar.
Sabantuy bayramı, baharın gelmesi, doğanın uyanması ve ekinle olan ilişkisinden dolayı haziran ayında toplumun ileri gelenlerinin belirlediği bir tarihte kutlanmaktadır.
Türklerin İnsanlığa Hediyesi: Uygur-Turfan Karız Su Kanalları
Türklerin dünya medeniyetlerine kazandırdığı Uygur-Turfan Karız su kanalları Orta Asya’da Turfan bölgesinde yapılmış 2.500 yıllık yeraltı su şebekesi sistemidir. Uygur Türklerinin çölü cennete çeviren sistemidir.
"Uygur" kelimesi Türkçe anlamı kendi kendine yetebilen demektir. Kendini geliştirmiş "Uygar" bir toplumdur. "Uygarlığın" adı Türk'tür.
Çin Devleti’nin içindeki Uygur Özerk Bölgesi’nde yakın zamanlarda yapılan arkeolojik kazılarla Orta Asya’da Uygur (Turfan) Türkleri’nce yapılan karız kanalları bulundu.
"Kağanın nâşını, ordugâhın ortasına konan ipek bir çadırda tabuta yerleştirdiler; bunun etrafında görülmeye değer törenler yapıldı. Hunların en seçkin atlıları bunun etrafında dolandılar. Bu esnada ölünün icraatı, yası yöneten yaşlılar tarafından dile getirildi."
Muncuk’un oğlu büyük kağan Attila, bütün Germen kavimlerin hâkimi, sen, tek başına daha önce hiç kimsenin yapamadığı tarzda Hunların ve Cermenlerin ülkesinde hüküm sürdün, sen iki imparatorluğu korku içinde bıraktın, onların şehirlerini zapt ettin.
Onların hepsi senin kölen olmadan önce onların yalvarışlarına acıdın ve onlardan yıllık vergi aldın. Sen bütün bunları başarı ile tamamladıktan sonra arkanda acı yaralar bırakmadın ve adamlarının kininden uzak kaldın.
Cengiz Han’ın İmparatorluğu’nun başlangıcında Türkistan, bölgeye hâkim olan iki büyük devlet arasında bölünmüş şekildeydi: Uygurlar ve Kara Hıtaylar.
Cengiz Han İmparatorluğu ilk başta Moğol bozkırlarına ve onu kuzeyden sınırlayan ormanlık dağlara ek olarak, Kuzey Çin’in yani günümüz İç Moğolistan’ının bir bölümünü de içermekteydi.
Kuzeydoğu Beşbalık vahaları, Turfan, Kaşgar ve Gulca Türk ulusunun ilk yüksek medeniyete sahip olan Uygur Türklerine aitti.
Uygurlar, IX. yüzyılda yerleşik bir yaşama geçtikten sonra Budizm, Nasturi Hristiyanlık gibi birçok dini kabul etmişlerdir.
30-375 tarihleri arasında Kuzey Hindistan, Afganistan ve Türkistan’ın bir kısmında hâkim olan Kuşhanlar; Türk ve Hint-Avrupa kökenli halkların karışımından oluşan bir halktı.
Devletin kurucusu ve ilk hükümdarı olan Kujula döneminde, Yüeçi kabileleri de hâkimiyet altına alındı ve Kuşhanlar büyük bir İmparatorluk haline dönüştü. Orta Asya kökenli bir halk olan Yüeçilerin, Türk kökenli olma ihtimalleri düşüktür.
Fakat uzun yıllar Türklerle birlikte yaşayan bu halk, Türk kültürünün tesiri altında Türkî bir görünüm almıştır. Kuşhan Devleti temelinde Türki unsurlar olmasına rağmen kurulduğu coğrafya itibariyle Türklerin ana vatanına uzak;
Muallim İsmail Hakkı Bey'in İstiklal Marşı bestesinin kapağı...
Yukarıda Yaşasın Saltanat-ı Milliye 1338-1341 başlığı altında Muallim İsmail Hakkı Bey'in eserlerinin notaları yer alıyor. Aşağıda ise Yaşasın Reis-i Muazzam Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri yazıyor.
İçerisinde Mustafa Kemal Atatürk'ün kısa biyografisi, Rast makamında İstiklal Marşı, Acem Aşiran makamında Yaşamanın Çaresi, Rast makamında Çalışmak Marşı, Şedaraban makamında Teşvik, Hicaz makamında Vatan Marşı, Rast makamında Mektebliler Marşı,+++
++Nihavend makamında Mekteb Marşı, Rast makamında Cenk Marşı, Suzinak makamında Mader-i Vatan Çargah'da Rast makamında Yükselen Sancak, Nihavend makamında Şehid Validesi,+++